hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ev, aile, sanat ve beraber olmak

    Ev, aile, sanat ve beraber olmak
    expand

    Küresel salgına dönüşen koronavirüs ülkemizde de kendini yoğun şekilde gösteriyor. Hepimizin endişeli olduğu bu dönemi, atlatabilmemiz için birlik ve beraberlik içinde kurallara uyarak hareket etmemiz ve uyarılara kulak vermemiz gerekiyor. Bu zor günlerde Hürriyet Bursa olarak iş ve cemiyet hayatının tanınmış isimleriyle koronavirüslü yaşam hakkında kısa sohbetler gerçekleştirdik ve bir yazı dizisi hazırladık. Birlikte başarmak dileğiyle.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    HAFİZE TÜRK ÖNGÜÇ, FULYA DÜVENCİ KARAKOÇ, NİLAY BECEREN: DOMİDO SANAT MERKEZİ

    Ev, aile, sanat ve beraber olmakDoç. Dr. Fulya Düvenci Karakoç, Yaratıcı Resim ve Heykel öğretmeni Hafize Türk Öngüç ve Orff Schulwer Eğitmeni Nilay Beceren’in Bursa’da hayata geçirdiği Domido Sanat Merkezi, üç yıl önce bir yenilik olarak Ailece Sanat Projesi’ni başlatırken, evde herkesin paylaşabileceği bir sanat ortamı hayal etmişti. Bunu atölyemizde defalarca yapmış, sosyal sorumluluk projesi olarak da pek çok köy sınıfına ya da hastane etkinlik salonundaki anne ve çocuklara ulaştırmıştık. Bambaşka yerlerde çok sayıda ev, ilk olarak Vincent Van Gogh’u bilmenin ortak keyfine ulaşmıştı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow


    ‘BERABER OLMAK ÇOK ÖNEMLİ’

    Evlerimize kapandığımız bu olağanüstü günlerde Domido ekibi olarak en çok bunu hatırlıyoruz. Bir nefesin tüm dünyayı gezebildiğini ve hepimize dokunduğunu görürken, diğer yandan sevgiyle yapılan bilim ve sanatın aramızda nasıl gezebildiğini, nasıl bulaşa bulaşa yayıldığını ve dünyayı güzelleştirdiğini de görebiliyoruz artık. Ve yine aile olarak “birarada durmak”la “beraber olmak” arasındaki farkı anlayabiliyoruz. Bir müzik açıp beraber ritm tutmanın hepimize nasıl iyi geldiğini yeni baştan keşfediyoruz.

    ‘AİLEYLE BERABER ‘AN’DA YAŞAMAK’

    Dünyaca ünlü sanatçılar canlı konserler veriyor; çoğu cep telefonu kamerasıyla çekilip birleştirilmiş birbirinden güzel beraber yapılmış sanat işlerine ulaşılabiliyor; Rus Balesinin en iyi örneklerini bütünüyle izleme imkanımız oluyor; müzelerin ve arşivlerin cömert sunumlarına erişebiliyoruz. Ama hatırımızda tutmamız gerek; malzemenin bolluğu başımızı döndürmesin, beraber olabildiğimiz zaman güzellik var dünyada… aileyle beraber, dostlukla beraber, sanatla beraber olmayı “an”da yaşamak bizleri yukarılara taşıyacak. Ve belki de bu sürecin en güzel hediyelerinden biri olacak.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ‘KÜÇÜK KATKILARIMIZ’

    Bizim de bunun için küçücük katkılarımız oluyor takipçilerimize. Nilay Öğretmen’in evde Orff yaklaşımlı bir mola için gönderdiği müzikler, Hafize Öğretmen’in resim yapmamız için öneri videoları ve ‘@uyanik_anne’ nin beraber kitap okumalarımız için teklifleri gibi küçücük katkılar… Ama biz bunu, her birimizin kendi yoluyla gönlünü dinleyerek yapabileceğine inanıyoruz asıl. Sanatla ve birbirimizle beraber olduğumuz anların artmasını diliyoruz.

    MELTEM BAHAR: EGEBERK ANAOKULU MÜDÜR YARDIMCISI

    Ev, aile, sanat ve beraber olmakTüm dünyayı etkisi altına alan kororonavirüsün hayatımıza girmesinden sonra, biz öğretmenlerin çalışma hayatı, çocuklarımızın eğitimi ve sosyal yaşamı birkaç hafta içinde tamamen değişti. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı ve bu sürecin uzun bir dönem devam edeceğine dair senaryolar dile getirilse de koronavirüs sonrasında tüm öğrenciler için yeni bir dönem başlayacağını söylemek mümkün. Öncelikle Egeberk Anaokulu’nda, bu zorlu süreçte küresel ölçekli yaşanan virüse karşı eş zamanlı hijyen uygulaması başlatarak, okuldaki elle temas edilen bütün alanları, eğitim dışı zamanlarda özel dezenfektanlarla temizleyip her alanın dezenfekte edilebilmesi için hassas bir çalışma başlatarak sürdürmeye devam etmekteyiz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ‘İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDEYİZ’

    Hepimizin bildiği gibi, okul öncesi dönemdeki çocukların online eğitime uyum sağlamaları kolay olmasa da uzaktan öğrenim sürecinde öğrenciye verilen dijital platformlardaki sürecin sağlıklı ilerleme sorumluluğu da ebeveynlerimizdeydi. Uzaktan öğrenme ortamının ev olması sebebiyle takip, kontrol ve geri bildirim yönetimi mecburen ailelerimizin denetimine kaldı. Ebeveynler olarak sürece ne kadar çok uyum sağlanırsa, çocuklarında adaptasyonunun o kadar kolay olacağını düşünerek hazırlıklar yaptık. Biz öğretmenlerinde yönlendirmesi ile ailelerimizin pek çoğu, sürece hâkim olmaya çalışarak, planlamaları ona göre yapmaya başladıl. Böylece eğitimde oluşacak aksamayı minimuma indirmenin tek çaresinin uzaktan eğitim yöntemleri olduğu konusunda bilgilendirerek birlikte harekete geçtik.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ‘EVDE NASIL DESTEKLERİZ?’

    Yetkililerin Covid-19 salgını sebebiyle ‘’EVDE KAL’’ çağrısına istinaden biz Egeberk Anaokulu olarak öğrenen topluluğun parçası olan veli-öğrenci-öğretmen işbirliğinin önemine inanıyoruz. Bu inançtan yola çıkarak, bu zor günlerde öğrencilerimizin kişisel özelliklerini ve sürekli gelişmekte olan becerilerini desteklemelerine yardımcı olmaları amacıyla okulumuzun IB PYP Koordinatörleri ve okul yönetimi tarafından, uzaktan eğitim sürecimizde “IB öğrenen profili özelliklerini ve öğrenme yaklaşımlarını evde nasıl destekleriz?” adlı bir bölüm hazırlayarak işe başladık. Hazırladığımız tüm etkinlikleri de sorgulama ünitelerimize entegre ettik. Ardından çocuklarımız için bir zaman çizelgesi belirledik.
    Koronavirüs salgını yetişkinleri olduğu kadar çocukları da kaygılandırmıştı. Ev içinde öncelikle endişeli, kaygılı olan çocuklarla konuşmak, duygu ve düşüncelerini alarak kafalarına takılan soruları bildiğimiz kadarıyla cevaplayarak çocukları rahatlatmak, çocuklara kendilerini iyi hissettirecek sağlıklı bir ortam oluşturulmasını sağlamak bizler için oldukça önemliydi. Okul ortamından ve akranlarından da uzak kalan okul öncesi dönemdeki çocukların hem kaygısını yönetmek hem de uzaktan eğitime yönlendirerek, öğrenime devamını sağlamak ebeveynler açısından olduğu kadar bizim için de 1. sıradaydı. Bu süreçte okul pedagogumuz Süheyla Kırlı ve okul doktorumuz Melek Günel’den oldukça destek aldık. Ardından hazırladığımız aylık zaman çizelgelerini haftalık ve günlük akışını yayınlayarak süreci devam ettirmeye çalıştık.
    Tüm branş öğretmenlerimiz ve sınıf öğretmenlerimizin desteği büyüktü. Tüm enerjileri ile online canlı bağlantılarda çocuklarımıza ulaşmaya çalıştılar. Amacımız, çocuklarımızın motivasyonunu yüksek tutarak eğlenceli oyunlarla, deneylerle, müzik ve sporla uzaktan da olsa sosyal yaşamı bir şekilde devam ettirmeye çalışmaktı. Bu zorlu süreçte desteğini esirgemeyen tüm ailelerimize sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Ayrıca okulların açılması ile birlikte, kaldığımız yerden devam edip, telafisi yapılacak olan eğitimi tamamlayarak yeni döneme hazır olarak başlamak için planlarımızı da tamamladık. Siz yeter ki sağlıkla kalın, gerisini bize bırakın çocuklar! En yakın zamanda buluşacağız.

    CANSU KESER: ANAOKULU KURUCU MÜDÜRÜ

    Ev, aile, sanat ve beraber olmakOkul öncesi dönemdeki çocuklar için, yaşadığımız korona günleri doğru değerlendirildiğinde, fırsatlar yaratabileceğimiz güzel bir dönem. Çünkü günümüz sosyal hayatın hızlıca akıp geçmesi, bunun bizde hissettirdiği baskı, çocuklarımızla geçirdiğimiz, geçirebileceğimiz zamanı bizden yavaş yavaş alıp götürmekte. Olumsuz diye tabir ettiğimiz, sınırlandığımız için sürekli şikayet ettiğimiz yaşadığımız şu günlere bir de şu açıdan bakalım. Düşününki 0-6 yaş arasında gelişim dönemindesiniz; sürekli evdesiniz, daha fazla anne ve babanız ile birliktesiniz, ebeveynlerinizin eskisi kadar koşuşturması gereken bir iş yoğunluğu yok, hafta sonları sokağa çıkma yasağından dolayı bütün ihtiyaçlarınız planlanmış hafta içi karşılanmış ayrıca dışarıda sizi ve ailenizi bekleyen ardı ardına sıralanmış programlar yok. Bunun yerine birbirini izlemek, dinleme, dokunmak, hissetmek için bol bol zaman var. Şimdi hızlıca akan hayatımıza bir mola verme zamanı.

    ÇOCUĞUMUZA NASIL KATKI SAĞLAYABİLİRİZ?

    Anne, babalar hatta bazı eğitimciler bir şey ne kadar karmaşıksa, günlük yaşamdan uzaksa, kalem, kağıt, kitap çalışmalarına fazlaca yer veriliyorsa, masa başında oturarak yapılıyorsa okul öncesi dönemdeki çocuklar için daha geçerli, sonuçlarının daha başarılı olduğu yanlışına düşmektedir. Aslında Maria Montessori yaklaşık bir asır önce bize farklı bir eğitim modeli sunmuş, deneysel çalışmalarla da oluşturduğu eğitim modelinin çocuk için faydalarını hem yaşadığı, büyüdüğü İtalya’da hem tüm dünyada onu takip eden siyasetçilere, eğitimcilere ve tüm kamuoyuna sunmuştur.

    ‘ETKİLEYİCİ EĞİTİM MODELİ’

    Yaşadığı dönemde eğitim yaklaşımı ile çığır açan Maria Montessori sizce nasıl bir eğitim pedogoji oluşturmuştur? Bu sorunun cevabını düşünürken uzun uzun formüller, karmaşık kavramlar, çocuğu bilişsel anlamda zorlayan yöntemler, olabildiğince soyut bir eğitim modeli geliyor aklımıza. Bunun tam tersi Maria Montessori çocuğun günlük hayatına dokunan, çocukların eğlenerek öğrendiği, keyifli, özgür bir ortam içerisinde, çocukların tüm gelişim alanlarını destekleyici bir eğitim modeli sunar. Temel prensiplerinden biri ‘’Çocuk çevresine elleri ile sahip olur’’ der.

    ‘GELİŞİM ALANLARINA UYGUN ÇALIŞMA’

    Bu eğitim pedegojisi ışığında okul öncesi dönem çocuklarımız için korona günlerinde, ev içerisinde gördüğümüz her bir nesnenin çocuk için doğal bir öğrenme malzemesi olduğunu varsayabiliriz. Örneğin farklı bakliyatların şekillerinin farkedilmesi, büyüklüklerine göre sıralanması, bir kaba konarak seslerinin ayırt edilmesi hem duyuşsal, hem, bilişsel, hem ince motor beceri çalışmaları için çok güzel bir örnek. Çamaşır yıkamadan önce kıyafetleri rengine göre ayırmak, yıkandıktan sonra mandalla asmak, kuruyunca katlamak ve katlanılan çamaşırları yerlerine yerleştirmek okul öncesi çocuğun tüm gelişim alanlarına uygun harika bir çalışma.

    BİRLİKTE KEYİFLİ BİR HAYAT VAR

    Çocuğumuz için tehlikeli olabileceğini düşündüğümüz nesneler tabii ki kontrollü bir şekilde çocuğa sunulabilir. Örneğin sofra kurma düzeni öğretilirken kesici aletlerin yerleşimi, mutfak gereçlerini kullanımının kullanımı esnasında tehlike riskini en aza indirebilecek şekilde uygulanması faydalıdır. Bulaşık yıkamak, ayakkabı cilalamak, ipe boncuk dizmek, kaptan kaba aktarmak çocukların her iki ellini kullandıkları böylece beynin her iki lobunu çalıştıran, çocukların çok keyif aldığı montessori çalışmalarıdır. Evde okul öncesi dönem çocukları için inanılmaz öğrenme ortamları, çok çeşitli uyaranlar, ebeveynle birlikte çok keyifli bir hayat var. Bence şu günlerde çalışma masalarından uzak durarak, ev ortamında yeni ve keyifli aktiviteler bulma yolculuğunda siz de keyifli, yeni deneyimler yaşayabilirsiniz.

    NADİDE TOPKAPI: ANAOKULU KURUCU MÜDÜRÜ

    Ev, aile, sanat ve beraber olmakTüm Dünyayı saran koronavirüs pandemisi birçok alan gibi okul öncesi dönemindeki 2-6 yaş arası çocuklarmızı da etkiledi. Ebeveynler olarak bu süreci çocuklarımıza anlatmak hiç kolay değil. Okul öncesi eğitim kurumları büyük bir özveri ile pandemi sürecinde evde olan velilerine ve çocuklarına ulaşmaya çalıştı, evde yapılabilir birçok etkinlik ve öneride bulundu.

    DAHA DİKKATLİ OLMALIYIZ

    Çocuklarımıza bu süreci anlatırken yaşlarına uygun, gerçek ve net bilgiler vermek çok önemli. Çocuğunuzun sorularına açık olun ve iletişimi kesmeyin. Tatmin olmadığı cevaplar alırsa soruyu tekrar tekrar sorabilir. Kaygı ve stresli durumlarımızı çocuklarımıza yansıtmamalı ve çok dikkatli olmalıyız.

    HAYAL DÜNYALARI ÇOK GENİŞTİR

    Okul öncesi dönemi çocuklarının en büyük ihtiyaçlarından birisi oyundur. Aslında bu zorlu süreci fırsata çevirerek birlikte vakit geçiremediğimiz çocuklarımızla iletişimi arttırabilir, onlarla oyun oynayarak duygu ve düşüncelerini çok rahat öğrenebiliriz. Onların oyun dünyasının içinde bir yer bulup birçok sorunu çözümleyebiliriz. Unutmayalım; çocuklar çok rahat oyun kurabilir ve sizi bu oyuna dahil edebilir. En sıkıldıkları anda bile çok yaratıcı olabilirler. Hayal dünyaları çok geniştir. Çocuğunuzun hayallerine dahil olup çocukluğunuza dönmek bile size keyif verecektir.

    BOL BOL KİTAP OKUYUN

    Çocuğunuzun yaş gurubuna uygun bol bol kitap okuyun. Kitabın resimlerine bakıp onları anlatmasını isteyebilir, hatta kitabı birlikte canlandırıp gelişimini destekleyebilirsiniz. Ev işlerine onları da katmak çocuğunuzu mutlu edecek, özgüvenini geliştirecek ve sorumluluk duygularını arttıracaktır. Unutmayın ki; sizler çocukların öğretmeni değil ebeveynlerisiniz. Bu nedenle yapmanız gereken sürekli bir şeyler öğretmeye çalışmak yerine onlara yakınlaşmak. Bu süreçte çocuğunuza bol bol sarılın, öpün. Birlikte vakit geçirmenin keyfini hem ona hem kendinize yaşatın. Biliyoruz ki bu günler geçecek, her şey düzelecek. Sevgiyle ve oyunla kalın, çocuğunuz ile çocukluğunuzu yaşayın.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow