hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrow up-arrow

    Evde kalmanın dayanılmaz hafifliği

    Evde kalmanın dayanılmaz hafifliği
    expand

    Küresel salgına dönüşen koronavirüs ülkemizde de kendini yoğun şekilde gösteriyor. Hepimizin endişeli olduğu bu dönemi, atlatabilmemiz için birlik ve beraberlik içinde kurallara uyarak hareket etmemiz ve uyarılara kulak vermemiz gerekiyor. Bu zor günlerde Hürriyet Bursa olarak iş ve cemiyet hayatının tanınmış isimleriyle koronavirüslü yaşam hakkında kısa sohbetler gerçekleştirdik ve bir yazı dizisi hazırladık. Birlikte başarmak dileğiyle.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    DR. İLAY YILMAZLAR: PROFESYONEL KOÇ

    Evde kalmanın dayanılmaz hafifliğiZor günler... Herkes için zor ama bazıları için daha zor. Kaygı duymamak imkânsız. Bu kaygının bize ne kadar hizmet ettiği önemli… Bir miktar kaygı duymak, geleceğimiz, sağlığımız için bazı önlemler almamızı sağlıyor. Hava güneşli, pırıl, pırıl, hafif de esintili. Buna rağmen dışarı gereksiz yere çıkmıyorsunuz. İhtiyaçlarınız için çıkmanız gerektiğinde maske-eldiven-antiseptik vs. gibi şeylerle önleminizi alıyor, kişilere 1,5 metreden fazla yaklaşmıyorsunuz. Yemenize, içmenize, sporunuza dikkat ediyor, beden ve ruhu zinde, dengede tutmaya çalışıyorsunuz..! Gerçekten öyle mi? Yoksa aşırı kaygı duyup, uykusuzluk, çarpıntı, devamlı yeme içme, sürekli değişik TV programlarında Covic19 programları izleyerek giderek ağırlaşıyor musunuz?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ‘KENDİMİ GELİŞTİRMEYE ÇALIŞIYORUM’

    Kaygının azı yarar, çoğu zarar. Evde nasıl yaşamımızı hafifleştirebiliriz? Kendi deneyimlerimi paylaşarak fikir vermeyi denemek isterim. Güne bazı rutin uygulamalar ile başlıyorum. Sabah 40 dakika durum uygunsa (hava, sokağa çıkma yasağı vs.) yürüyüşe gidiyorum. Bunu yapamıyorsam, mutlaka balkonda veya evin içinde spor yapıyorum; sabah olmazsa öğleden sonra. Bu konuda esneğim. Eve yardımcım gelemediği için ev işlerini de yapmak vücudumun aktif kalmasına katkıda bulunuyor. Bu işleri yapmayı becerdiğim için de kendimi kutluyorum. Temizlikte de çok abartmıyorum doğrusu. Gerektiği kadar. Haberler, sabah kahvaltıma eşlik ediyor, akşam da sadece yarım saat izliyorum. Gereksiz bilgiye maruz kalmaktan kendimi koruyorum. Günün geri kalanında keyif aldığım şeyler; gazete, kitap okumak, sosyal medyada dolaşmak, dizi, film seyretmek yer alıyor. Bu sırada yeni tanıdığım yazarlar, programlar, bilgi kaynakları evde kalmamın en geliştirici yanları oldu.
    Yemek yaparken de tüm yaratıcı özelliğimi kullanıyorum, harika kombinasyonlar çıkıyor. Lezzetleri mükemmel olsa da dengeli yemekten vazgeçmiyorum 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ‘AILEMLE ONLINE GÖRÜŞÜYORUM’

    Söylemeden geçemeyeceğim şey ise; oğlumla bu süre boyunca çok daha yakın olmak ve uzun sohbetler eşliğinde, birlikte yemekler yapmak en güzel tarafı. Bu anlar benim için çok değerli. Meğer birbirimizi daha iyi tanımaya ne kadar ihtiyacımız varmış ve bu ne zevkliymiş. Ailemle görüşmelerim de whatsapp üzerinden her gün belli saatte canlı görüşme olarak devam ediyor. Heyecanla görüşme saatimizin gelmesini bekliyor ve birbirimiz için süslenmeyi ihmal etmiyoruz. Sevdiklerim ile iletişim içinde olmak günüme mutluluk katıyor. Bir iki hafta içinde doğacak torunumu bekliyorum bu zor günlerde. Kafamdan çeşitli düşünceler geçiyor, güzellerini muhafaza edip, diğerlerini kovalıyorum. Bu durum duygularıma doruk yaptırıyor ve evin içinde ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı kalmam için beni motive ediyor.

    ‘OĞLUMLA İNGİLİZCE ÇALIŞIYORUM’

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Gelişme isteği her yaştaki insanoğlunun arzusu. İnternetten yeni satın aldığım psikoloji eğitimi ve sosyal medyadaki psikoloji ağırlıklı programları takip ediyorum. Oğlumla İngilizce çalışmak, yeni oyunlar öğrenmek de eklenince neredeyse “iyi ki kaldık evde” diyesim var. Kaygıyı kontrol edince hafiflemeniz mümkün. Bunun için herkes kendine uyan yöntemi dengeli olarak yaparsa ve bu süreyi fırsat olarak değerlendirirse, zorlukları aşıp evde hafiflemek de mümkün olur.

     ECE KÖKSAL UYANIKLAR: İÇ MİMAR/10nno KURUCUSU

    Evde kalmanın dayanılmaz hafifliğiÇok garip bir dönemden geçiyoruz. Covid-19 bir bilim kurgu filmi ismi gibi ve biz tam da bu bilim kurgu filminin göbeğindeyiz... İlerde torunlarımıza umarım ki gülerek anlatacağımız şekilde en az hasarlı, sağlıklı bir şekilde son bulsun bu günler...
    İlk vakanın açıklanmasından kısa bir süre sonra mağazamızın faaliyetini geçici olarak durdurduk. O günden bu yana da gerçekten çok özenli bir izolasyon dönemi yaşıyoruz ailece... Belki de biraz tevekkülcü bir yapım olduğundan ya da bu durumun er ya da geç biteceğini umduğumdan kötü yazıları, kötü video ve görselleri görmemeye, bakmamaya çalışıyorum. Hiç birimizin psikolojisinin çok da sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Amacımız, evde geçirilen bu zamanı en verimli, en keyifli, en üretken hale getirebilmek olmalı diye düşünüyorum. Özellikle çocuklarımızın üzerinde bence çok baskı var... Onların kendilerini güven içinde hissedecekleri doğru, huzurlu ortamı sağlamalıyız.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ‘HAYATI ERTELEMEMEK LAZIM’

    Kötü durumlardan ders çıkarmak bu durumda en doğrusu galiba ... İçinde bulunduğumuz ruh halini yaşadığım benzer bir dönemi hatırlamıyorum... Kah ev işlerine kaptırıyorum kendimi kah birden panikleyiveriyorum. Ateşimi falan ölçüyorum... Fakat ne çok şeyi sıradanlaştırmışız, ne kadar çok şeyi görmezden gelmeye başlamışız... Kaptırmışız alabildiğine, zaman hızlanmış hatta yetmez olmuş. Sabah bir aceleyle evden çıkış... Bütün günün telaşesinin üzerine eve koştura koştura gelme hali... Saatler yetmiyordu hani...

    ‘HER AKŞAM ÇAY DEMLİYORUM’

    Belki de ilk defa evimizin tadını bu kadar doyasıya çıkarıyoruz. İlk defa bu kadar fazla tütüyor ocaklar... Hiç alışkanlığımız olmamasına rağmen her akşam çay yapıyorum mesela... Hayatın belki de ne kadar basit olduğunu, bizim zorlaştırdığımızı, bizlerin de aslında ne kadar aciz olduğumuzu fark ediyoruz dünya olarak... Hani anneannelerimiz anlatırdı ya; sıraya girip margarin alınan günler varmış, hani ekmeğin karneyle satıldığı günleri anlatırlardı. Bizler de herhalde marketten eve gelen her şeyin eldivenlerle çamaşır suyuyla silinip içeri alındığı günleri anlatacağız hala inanamayarak!

    ‘İŞİMİ ÇOK ÖZLEDİM’

    Şu anda çok ilginç ki; yetişeceğim herhangi bir işim ya da oğlumun okul telaşı yok. Ama ben her sabah 07.30’da kalkıyorum. Hemen ev işlerine başlıyorum. Bu durumdan şikayetçi miyim? Asla değilim... Sadece şu an yaşadığımız ev yaşantısına adaptasyon sürecim tamamlandı, hoşuma da gitti bu durum... Belki de iyi hissetmek istediğim için sürekli unla ilgili bir takım denemeler yapıyorum. Ekmek, makarna, poğaça, kek gibi... Terapi gibi bir şey oldu benim için. İlk günler sadece yiyorduk. Şimdi her gün evin içinde yürüyoruz. Oğlumun da hareketini arttırma amaçlı aktiviteler yaptırmaya çalışıyoruz. İşimi çok özledim ama karantina sonrası eminim ki sanki mağazayı yeni açmışçasına müthiş bir enerjiyle işimizin başına döneceğim.

    ‘MUCİZELERE İNANALIM’

    Dünyadaki ve ülkemizin genelindeki durumlar çok üzücü... Gerek gün be gün yaşanan ölümler, artan vaka sayısı çok endişe verici... bunların yanısıra şu anda yaşanan ve bu durum sonrası yaşanacak ekonomik belirsizlikler insanı karamsarlığa itiyor maalesef... Tabii ki; bugünler geçecek... ama hayat eskisi gibi mi olacak? Orasını göreceğiz. Biraz Sabır ve inanç… Mucizelere inanalım…

    ÖZCAN DİLEKYİĞİT: BURSA KÖŞEBAŞI RESTORAN SAHİBİ

    Evde kalmanın dayanılmaz hafifliğiMerhaba sevgili okurlar ve misafirlerimiz; Sizlerin ve ekibimizin güvenliği için covid-19 salgını nedeni ile alınan tedbirler kapsamında bir süre sizlerden ayrı kalacağız. Daha öncede dünya da ölümcül hastalıklarla çok uğraşılmıştır tedavileri bulunmuş önlemler alınmış tabi ki şimdi olduğu gibi can kaybı, iş kaybı, mal kaybı ağır bir şekilde yaşanmıştır.

    UYARILARI DİKKATE ALMALIYIZ

    Ülkeler çeşitli önlemler almaya devam etmektedir. Bize düşende panik yapmadan geçmişten dersler çıkartarak karşılaşacağımız sonuçların bilincinde olmalıyız. Yaşamlarımızı bu çerçevede geçici bir süre için önlem alarak ve bilim kurulu üyelerinin uyarılarını dikkate alarak yaşamalıyız. Bizlerde bu süre zarfında gerekli önlemler alarak sizlerin sağlığı için elimizden gelen tüm önlemleri alarak hizmetimize devam etmeye hazır olarak bekleyeceğiz.

    ‘YAKINDA NORMAL HAYATA DÖNECEĞİZ’

    Bizlerde kişisel mücadelemizi sürdürmeli en kısa sürede normal hayata dönmek için elimizden geleni yapmalıyız. Bu tarih fazla uzak değil inşallah bayramdan sonra çifte bayram yaparak dönüşümüz başlayacaktır. Günümüz dünyasında teknoloji gelişmiş olup iletişim daha ulaşılabilir hale gelmiştir. Virüsler, salgın hastalıklar tedavisinde geçmişte olduğu gibi günümüzde ve gelecekte tedavisi mümkün olacaktır. Sağlıklı ve güzel günlerde görüşmek dileği ile saygılarımı sunarım.

    BAHADIR SEVİK: MÜZİSYEN VE EĞİTİMCİ

    Evde kalmanın dayanılmaz hafifliğiSon zamanlarda tüm ülkenin hatta dünyanın ortak gündemi koronavirüs. Kısa bir süre önce ülkemizde de ortaya çıkan bu virüsle beraber insanlar çeşitli tedbirler alarak hem kendilerini hem de sevdiklerini korumaya çalışıyor. Bu tedbirlerin en önemlisi de elbette ki “evde kalmak”. Ne kadar az insanla temas edersek ve kalabalık ortamlardan uzak durursak hem kendi sağlığımız hem de toplum sağlığı için o kadar iyi. “Evde kalıyoruz , ama çok sıkılıyoruz. Ne yapsak bilmiyoruz?” vaktimizi nasıl daha güzel bir şekilde değerlendirebiliriz? diyenler için evde yapacak birçok güzel şey bulunabilir. Herkesin bir süre öğrenmeye çalışıp köşeye koyduğu bir müzik aleti ya da edinmek istediği bir hobi vardır! İşte şimdi, onları bulundukları yerden çıkarmanın tam zamanı. Yakın zamana kadar “Vaktim yok, nasıl ilgileneyim?” dediğiniz şeyler için uygun bir zaman olabilir bu günler.

    ‘EVDE ÇALIP SÖYLÜYORUZ’

    Bende bir müzisyen ve eğitimci olarak sosyal izolasyon zamanında evden yapılabilecek kültür ve sanat faaliyetleri düzenlemeye çalışıyorum. Çok özlediğim müzikseverler ile sosyal medya hesaplarından canlı yayınlarla biraraya gelerek biraz olsun kötü düşünceleri, kendimizden, uzaklaştırmak sanatın ve müziğin birleştirici, yakınlaştırıcı gücünü kullanmak istiyorum. Öğrencilerimle, amatör koro üyesi arkadaşlarımla evden çalıp, söyleyip eğleniyoruz. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramının 100. yılı anısına evlerimizden bando çalışması bile yaptık. Bu sıkıntılı günlerde hem bir nebze de olsa yüzümüzü güldürmeyi hem de geriye dönüp baktığımızda yaşadığımız sıkıntılı günlerden geleceğe hoş bir anı bırakmayı hedefliyoruz.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow