hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104'üncü yıl dönümü kutlamaları

    Çanakkale Deniz Zaferinin 104üncü yıl dönümü kutlamaları
    expand

    Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104'üncü yıl dönümü kutlamaları

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow


    Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104'üncü yıl dönümü kutlamaları ile 18 Mart Şehitleri Anma Günü törenlerine, Gelibolu Yarımadası’ndaki Şehitler Abidesi'nde devam edildi.
    İki dev ekranın kurulduğu alanda Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki törenlere de katılan 16 Türk devletini temsil eden üniformalı askerler de yer aldı. Törenin başlangıcına kadar askeri bando tarafından marşlar çalındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan helikopterle tören alanına geldi. Törene devlet protokolünün yanı sıra çok sayıda şehit yakını, gazi ve gazi yakınları katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Vali Orhan Tavlı Atatürk Anıtı'na çelenk bıraktı. Tören, saygı duruşu, saygı atışı ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam etti.
    Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) adına konuşan 18'inci Mekanize Piyade Tugayı Komutanı Tuğgeneral Dündar Şahin Güngör, 18 Mart 1915'in Çanakkale Boğazı'nın denizden geçilemeyeceğinin dünyaya gösterildiği gün olduğunu söyledi. Güngör, şöyle devam etti:
    "Bu tarih TBMM genel kurulunda 4768 numaralı kanun ile 2002 yılından itibaren aziz vatanları için, canlarını seve seve feda eden kahraman şehitlerimizi anmak maksadıyla aynı zamanda 'Şehitler Günü' olarak kabul edilmiştir. Tüm yokluk ve imkansızlıklara rağmen, milletimizin kahraman evlatlarının şahadeti ve gaziliği pahasına kazanılan bu zafer, istiklal harbimize ve nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti'ne giden bu yolda çok önemli bir kilometre taşı olmuştur. 18 Mart 1915'te Amiral De Robeck komutasındaki itilaf devletleri donanması, Çanakkale Boğazını geçmek için büyük bir taarruz başlattı. Ancak bir süre sonra, müttefik donanmasının 3 zırhlısı Nusret mayın gemisi tarafından boğaza döşenen mayınlara çarparak ya da tabyalardan yapılan top atışlarıyla battı, üçü de ağır hasar görmüştü. Ayrıca 2 muhrip ve 7 mayın tarama gemisi de batırılmıştı. Donanmanın 800 kişilik asker kaybı da eklendiğinde donanmanın savaş gücünü üçte bir oranında yitirdiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında panikleyen itilaf devletleri donanması boğazı terk etti. Yaşadıkları bu hüsranın ardından Çanakkale Boğazı'nın denizden geçilemeyeceğini anlayan itilaf devletleri, 25 Nisan 1915 tarihinde Gelibolu Yarımadası'na çıkarma yaparak, boğazı geçmeyi denemişler. Ancak Çanakkale Savaşları'nda askeri bir deha olarak ön plana çıkan Yarbay Mustafa Kemal'in çok isabetli ve ileri görüşlü muhakemesi neticesinde hedeflerine ulaşamamışlardır."
    Çanakkale Zaferi'nin Türk milletinin vatanı için hangi zorluklara göğüs gerebileceğinin en güzel örneklerinden olduğuna da dikkat çeken Güngör, "Şanlı tarihimizde bütün görkemiyle yerini alan ve tüm dünyaya karşı azmin, cesaretin ve fedakarlığın sayısız örneklerinin sergilendiği Çanakkale Savaşı, vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığı söz konusu olduğunda Türk milletinin vatanı için hangi zorluklara göğüs gerebileceğinin en güzel örneklerinden birisidir. Çanakkale Zaferi, biricik evlatlarını şefkat ve muhabbetle bağrına basıp 'Oğul seni yetiştirdim hizmet eyle vatana, ak sütümü helal etmem saldırmazsan düşmana' diyerek cepheye uğurlayan cefakar anaların ve analarının elini öperek 'hakkını helal et şefkatli ana, canım feda olsun kutsal vatana' sözleriyle karşılık veren yiğit ve kahraman Mehmetçiğin, tarih sahnesine çıkan ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte yazdığı destandır" diye konuştu.
    ‘ÇANAKKALE MÜCADELENİN SİMGESİDİR’
    Türk tarihinin Malazgirt’ten Çanakkale’ye, Büyük Taarruz’dan terörle mücadeleye uzanan destansı zaferlerle dolu olduğunu söyleyen Milli Savunma Sakanı Hulusi Akar, “Çanakkale azmin ve iman ile en modern silahlara galip geldiği bir yaşam savaşıdır. Çanakkale sarsılmaz bir iman ve tevekkülle ölüme koşan kahramanların destanıdır. Çanakkale dirilişe ve zafere giden yolda ruhu ve bedeni ile mücadele edenlerin simgesidir. Çanakkale, savaşın yıkıcı ve kanlı yüzü kadar Türk askerinin asaletinin yazıldığı bir destandır. Çanakkale yalnız kahraman Mehmetlerimizin değil, sevdiklerinden ayrılıp uzak diyarlardan gelerek bu topraklarda can veren ve artık bizim evladımız olanların da huzur içinde yattığı bir yerdir” dedi.
    ‘İÇİMİZDEKİ GAFİLLER BU GERÇEĞİ DUYMALI’
    Çanakkale’de Mehmetçiğin ahlaki değerleriyle tüm dünyaya örnek olduğunu da ifade eden Hulusi Akar şöyle konuştu:
    “Hal böyleyken birkaç gün önce yeni Zelanda’da sadece ibadet etmek, sadece dua etmek için bir araya gelen masum ve korumasız insanlara karşı canice işlenen menfur katliamı esefle kınıyorum. Bir ırkçı, dinci, örgütlü olduğu görülen terör olayını yapan, destekleyen alçakları da şiddetle lanetliyorum. Bu katliam dünyada İslamofobik faşist terörün İslam ve Türk düşmanlığının, bunun ötesinde de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığının geldiği noktayı da açıkça göstermektedir. İçinizdeki gafillerin de bu gerçeği duymasını, görmesini bekliyoruz. Bu tür elim olayların bir daha yaşanmamasını diliyorum. Ancak sapıkların hamileri oldukça, bu sapıkların hamileri var oldukça bu alçaklıkların da bitmeyeceğini görmeliyiz.”
    ‘ASİL MİLLETİMİZ ESARET ALTINDA YAŞAMAMIŞTIR’
    Çanakkale Savaşı’nın 1'inci Dünya Savaşı’nın seyrini etkileyen bir savaş olduğunu belirten Akar, "Çanakkale’de tezahür eden milli mücadele ve ruh, milli mücadelede kazanılan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Bu nedenle Çanakkale hatıralarını milli ruhumuzda daima yaşatmalı, Çanakkale önem ve manasını gelecek nesillere aktarmanın millet olarak hepimizin öncelikli vazifesi olduğunu değerlendiriyorum. Asil milletimiz, tarihin hiçbir döneminde esaret altında yaşamamıştır. Esaret altında yaşamaya, karakterimiz, inancımız ve kültürümüz izin vermez. Türk milleti tarih boyunca karşılaştığı bütün olumsuzlukları iradesi ve imanıyla bertaraf etmiş, tarih sahnesindeki şerefli, saygın yerini her zaman korumuştur" diye konuştu.
    'TSK FETÖ’DEN TEMİZLENDİKÇE GÜÇLENMEKTE'
    Bir asır önce Türk milletinin 7 düvele karşı mücadele verdiğini söyleyen Akar, "Bugün de aynı ruh ile fakat arkasında 7 değil 77 düvelin olduğu FETÖ, PKK, YPG, DEAŞ gibi terör örgütleriyle ölürsem şehit, kalırsam gazi anlayışı ile mücadele etmektedir. Bugün terörle mücadele harekatında 15 Temmuz menfur darbe girişimine karşı direnişte, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatında milletçe sergilenen fedakarlık ve kahramanlıklar bunun en açık göstergesidir. Mehmetçik, bir diğer deyişle Türk Silahlı Kuvvetleri, FETÖ’den temizlendikçe güçlenmekte, bu harekatları uluslararası hukuka dayalı meşru müdafaa kapsamında asil milletimizin sevgi, güven ve duasını aldığı güçle büyük başarı elde etmiştir. Bu başarılardaki en büyük pay aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimize aittir. Mücadelemiz en son teröristte temizlenene kadar kararlılıkla devam edecektir. Düzenlenen operasyonlarla şehit ve gazilerimizin kanı yerde bırakılmadı, bırakılmayacak, sevdiklerinin ailelerinin gözyaşlarının hesabı soruldu, sorulmaya devam edecektir" dedi.
    ‘PKK VE YPG, KÜRT KARDEŞLERİMİZİN TEMSİLİ DEĞİLDİR’
    Türkiye sınırlarında oluşturulmak istenen terör koridoruna asla izin vermeyeceklerini belirten Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Azim ve kararlılıkla verdiğimiz mücadele ile sınırlarımızda oluşturulmak istenen terör koridoruna izin vermedik, vermeyeceğiz. Fırat’ın doğusunda daha fazla zayiat yaşanmaması ve güvenliğimiz için Türkiye’nin kontrolünde olacak bir güvenli bölge şart. Münbiç ve Fırat’ın doğusu için hazırlıklarımız tamam. Vakti zamanı gelince gerekli adımlar atılacaktır, bu konuda kararlıyız. Bu mücadelede hedefimiz aslında birbirinden farklı olmayan PKK, YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleridir. Bizim mücadelemiz asla yüzyıllardır aynı coğrafyada ekmeği paylaştığımız kardeşlerimize değildir. Türkler ve Kürtler kardeştir. Ancak unutulmaması gereken çok önemli bir husus da bunların içerdeki ve dışarıdaki hamileridir. DEAŞ nasıl Müslümanları temsil etmiyorsa, edemezse, PKK, YPG terör örgütü de Kürt kardeşlerimizin temsili değildir, olamaz" dedi.
    Akar konuşmasında komşu ülkelerde yaşanan gerginliklere de değinerek, "Terör örgütlerini yanı sıra hava sahamızda, 62 bin kilometre olan denizlerde de hukuk ve anlaşmalardan kaynaklanan hak ve menfaatlerimiz için kararlılıkla mücadele edilmektedir. Ege’de, Doğu Akdeniz’de ve Kıbrıs’ta sorunların barışçıl yolla çözülmesinden ve diyalogdan yanayız. Her zaman barışı ve her zaman diyalogu destekledik, desteklemeye devam ediyoruz. Bununla birlikte Türkiye mavi vatanımızda hiçbir oldubittiye de müsaade etmeyecektir" diye konuştu.
    Konuşmaların ardından tören, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in Kuran-ı Kerim tilaveti ve şehitler için edilen dua ile devam etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, şehitlik defterini imzalayıp, şehitliğe karanfil bıraktı.
    ERDOĞAN, ŞEHİTLER ABİDESİ CAMİSİ'NİN AÇILIŞINI YAPTI
    Şehitler Abidesi Camisi'nin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burası Türk Hava Yolları ve OPET ailesinin destekleriyle yapıldı. Mimarisiyle özgün bir mimari olmuş. Mimarından, mühendisine, işçisine kadar tüm emeği geçenlerden Allah razı olsun. Yazları özellikle burada bu tür ihtiyacı giderecek, bir mekan, bir ibadethane yoktu. Başbakanlığım dönemimde bunları yaptık. Buradaki bu mescit eksiğini de OPET ailesi ve Türk Hava Yolları el ele vererek, giderilmiş oldu" dedi.
    Ardından Erdoğan ve beraberindekiler, kurdeleyi keserek Şehitler Abidesi Camisi'nin açılışını gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra tören alanından ayrıldı.
    Şehitler Abidesi’ndeki tören kapsamında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait unsurlar boğazda ve Şehitler Abidesi önünde geçit töreni gerçekleştirdi. Bu sırada şehitlere saygı için 19 pare top atışı yapıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin SoloTürk gösterisi ise nefesleri kesti.

    Enver Fatih TIKIR- İbrahim MAŞE/ÇANAKKALE, (DHA)

    FOTOĞRAFLI

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow