hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    “Makine ihracatçıları 2020’ye fiyat ve miktar artışıyla başladı”

    “Makine ihracatçıları 2020’ye fiyat ve miktar artışıyla başladı”
    expand

    “Makine ihracatçıları 2020’ye fiyat ve miktar artışıyla başladı”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İstanbul, 6 Şubat (DHA) - Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Uzun süre sonra yeniden makinelerimizin birim fiyatlarını artırmayı başardık. Ocak ayı sonunda elde ettiğimiz yüzde 7 ihracat artışında makinelerimizin 2018 değerlerini geri dönüyor olmasının katkısı var. İki bileşenli artış 2030 hedeflerimize yönelik güvenimizi pekiştiriyor” dedi.
    Makine İhracatçıları Birliği'nden yapılan açıklamaya göre, sektörün değer artışı, fiyat düşürmek zorunda kaldığı 2019’dan sonra miktar artışını yeniden geride bıraktı ve makinelerin kilogram başına ortalama birim fiyatı 5.7 dolara yükseldi.
    Stratejik önerilerini ölçek, finansman, teknoloji geliştirme, markalaşma ve doğrudan yabancı yatırımlar olmak üzere 5 eksende somutlaştırdıklarını belirten Karavelioğlu şunları söyledi:
    “En öncelikli meselemiz firmalarımızın ölçeğini büyütmektir. Yatırımın ve iş hacminin teknoekonomik büyüklüğü, verimliliğin, katma değerin, markalaşmanın ve sürdürülebilir rekabetçiliğin önşartıdır.
    "Kayıtdışı istihdam ve satış hangi sektörde olursa olsun yatırım ve faaliyet ortamını bozarak, iç ve dış sermaye çekmeyi zorlaştıran ana etkendir.
    "Fikri mülkiyet haklarının korunması ve piyasa gözetimi denetimi teknoloji geliştirmenin vazgeçilmezidir. Bunlarda esnek davranırsak işini iyi yapanları cezalandırmış oluruz; işlerini büyütmelerine mani olur, nitelikli elemanlar istihdam etmelerini güçleştiririz.
    "Yüzde 24.9 olan kayıt dışı ortalamamız, Türkiye ortalamasının altında olsa da teknoloji geliştiren, en fazla sayıda Ar-Ge merkezine sahip olan ve ülkenin en rakabetçi ürünlerini üreten sektörümüzde kayıtdışının rakip ülkelerdeki seviyeye inmesini sağlamak zorundayız.
    "Burada hem devlete hem de sektörel derneklerimize görev düşüyor. Kayıt dışıyla mücadelede de pilot sektör olmaya hazırız."
    Karavelioğlu, Türkiye'de en fazla Ar-Ge merkezine sahip sektörün makine imalat sanayii olduğunu ve bu sebeple haksız rekabetten en çok korunması gereken faaliyet alanı olduğunu belirterek, “Türkiye’nin en rekabetçi sektörü olarak niş alanlarda derinleşmek kabiliyetimiz var. Ancak unutulmamalı ki yüksek teknolojili makineler referansla satılır ve iş bitirme belgeleri özel maksatlı makina imalatında sertifikasyon mahiyeti taşır. Ülkemizdeki endüstriyel tesislerden referans kazanabilmemiz için yerlileşme çabaları artmalıdır. Korumacı tedbirlerin küreselleştiği bir dönemde kamu yatırımlarını lehimize çevirmeli, teşvik mevzuatı içinde ithalatı özendiren uygulamalardan kaçınmalıyız” dedi.
    Korumacı politikaların dünyada bir yerelleşme furyası oluşturduğuna da dikkat çeken Karavelioğlu bu durumun makine imalatçılarını aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ana pazarlarda yatırım yapmaya zorladığını belirterek şunları söyledi:
    “Yabancı yatırımların varlığı ihracatımız için de büyük önem taşıyor, fakat yeni teknolojilerkadar tevsi modernizasyon projelerine de destek vermeliyiz. Sektörümüzün ihtiyacı ara malı ve komponent yatırımları Teknoloji Odaklı Hamle Programı kapsamına alındı ve rağbet gördü. Mevcut proje başvurularının başarıyla sonuçlanması için faaliyet ortamındaki düzenlemeler acil hale geldi. Kayıt dışı ile mücadele bu konu için de büyük önem taşıyor.”
    Verimlilik kavramının makinelerin performansında önemli bir kriter haline geldiğini ve daha az enerji harcayarak daha çok iş yapmanın temel bir ölçüt olduğuna dikkat çeken Karavelioğlu şöyle konuştu:
    “Çevre sorunlarına ve iklim değişikliğine endüstriyel stratejilerde yer vermeyen ülkelerin dış ticaretten alacağı pay sınırlanacak. Ana pazarımız AB planlı bir geçiş süreci sonunda, kötü gidişe kayıtsız kalan ülkelerin mallarını ithal etmeyecek. On yılı aşkın bir süreçteürünlerinin büyük kısmını AB direktiflerine uygun hale getirmiş bir sektörün temsilcileri olarak biz bu yaklaşımı insanlığın temel değerlerine uygun buluyoruz ve bu olguyu zamanında önlemler alarak yönetmek üzere kamuoyunda bir farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz.”

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow