hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    ‘Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali’ araştırıldı; Gençler girişimcilikten uzaklaşıyor

    ‘Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali’ araştırıldı; Gençler girişimcilikten uzaklaşıyor
    expand

    ‘Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali’ araştırıldı; Gençler girişimcilikten uzaklaşıyor

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İSTANBUL (DHA) – Türkiye’de gençlerin yaşam kalitesini geniş bir çerçevede inceleyen ‘Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali Araştırma Raporu’nun üçüncüsünün sonuçları çevrim içi bir toplantı ile açıklandı. Araştırma sonuçlarını değerlendiren Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır, “2017’de gençlerin yüzde 63’ü kendi işini kurmak istiyordu. 2019-2020 yıllarında bu oranda düşüş yaşandı. 18-24 yaş grubu arasında yüzde 54 olan girişimcilik eğilimi, 25-29 yaş grubunda yüzde 44’e geriledi” dedi.

    Habitat Derneği ve Infakto RW ortaklığında gerçekleştirilen ‘Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali Raporu’nun üçüncüsü yayımlandı. İlki 2017 yılında yayımlanan ve literatüre ‘Ev Genci’ kavramını kazandıran raporda, gençlerin kültürel alışkanlıklardan girişimcilik eğilimlerine kadar 75 başlıkta gençlerin yaşamdan memnuniyeti ve gelecekten ne kadar umutlu olduklarına yönelik veriler toplandı. Habitat Derneği ve Infakto RW ortaklığında yürütülen çalışmada, araştırma için Türkiye’deki şehirli genç toplamı temsil eden 16 ilde, 18-30 yaş arası bin 230 genç ile yüz yüze görüşmeler gerçekleştirildi. Raporda öne çıkan başlıklar, Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır ve Infakto RW’nin Kurucusu Prof. Dr. Emre Erdoğan’ın katılımıyla düzenlenen oturumda değerlendirildi. Açıklanan raporda sağlık, maddi durum, eğitim, ev ve kentsel koşulları, risk ve güvenlik, katılım ve ilişkiler gibi birçok farklı pencereden gençlerin yaşam kalitesi, refah durumu ve memnuniyet beklentileri 2017 ve 2019 yılı sonuçlarıyla karşılaştırmalı olarak değerlendirildi. Öte yandan bu yılki raporda, koronavirüs salgınının etkileri ile gençlerin kuşak algısı ve aidiyetine yönelik ilave sorular yer aldı.

    ÇALIŞAN GENÇLERİN YÜZDE 65’İ HAYATINDAN MEMNUN

    Gençlerin yaşamdan memnuniyetlerinin istihdam ve çalışma durumları ile paralellik gösterdiğini, sosyal haklar ve özgürlükler gibi konulardaki beklentilerinin hayatını kazanma konusundaki kaygılarının gölgesinde kaldığına dikkat çeken Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır, “Raporun bütününe baktığımızda, gençlerin toplum içerisinde yer edinmek ve kendisini gerçekleştirmek yolunda en başta bir işe sahip olmak üzerinden okuduğunu fark ediyoruz. Raporda çalışan gençlerin yüzde 65’inin hayatından memnun olduğunu belirtmesine karşın bu oranın iş arayan gençlerde yüzde 47 seviyesinde kalıyor oluşu, iş sahibi olmak ve memnuniyet arasında kurduğumuz bağlantıyı doğrular nitelikte” dedi.

    GENÇLERİN YÜZDE 69’U İŞ YERİNDEN ÇALIŞMAYI TERCİH EDİYOR

    Çalışan gençlerin yüzde 69’unun iş yerinden çalışmayı tercih ettiğinin altını çizen Hazır, “Esnek çalışma ve uzaktan çalışma biçimlerini tercih ettiğini söyleyenlerin oranı ise sırasıyla yüzde 23 ve yüzde 4 olmuştur. Araştırmaya katılan gençlerin yüzde 66’sı ise aldıkları eğitimden memnun olmadıklarını ifade etmektedir. Gençlerin yüzde 73’ü yüz yüze eğitimi uzaktan eğitimden daha faydalı gördüğünü belirtmiştir. Bu tablonun ortaya çıkışındaki en önemli unsur gençlerin uzun karantina süreçleri sırasında evden çıkamıyor ve iş, okul arkadaşları ile sosyalleşme ihtiyaçlarını gideremiyor oluşundan ileri gelmektedir” diye konuştu.

    EV GENÇLERİ GİRİŞİMCİLİĞİ KARİYER OLARAK GÖRÜYOR MU?

    2017’de gençlerin yüzde 63’ü kendi işini kurmak istediğini belirtirken, 2019 ve 2020’de bu oranın düştüğü ve çalışmaya katılan gençlerin yarısının girişimci olmak istediğinin görüldüğünü söyleyen Hazır, “18-24 yaş grubu arasında yüzde 54 olan girişimcilik eğilimi, 25-29 yaş grubunda yüzde 44’e düşmektedir. 2019’da iş arayan gençlerde kendi işlerini kurmak isteyenlerin oranı daha yüksek iken (yüzde 62), çalışanlar için bu eğilim yüzde 54, öğrenciler için yüzde 50, ev gençleri içinse sadece yüzde 29 oranındaydı. 2020’de aynı soru yeniden yöneltildiğinde iş arayanların yüzde 56’sının, öğrencilerin yüzde 55’inin ve çalışanların yüzde 54’ünün kendi işini kurmaya hevesli olduğu görülmektedir. Ev gençleri için önceki yıla göre bu eğilimde bir değişiklik söz konusu olamazken, ev gençlerinin yalnızca yüzde 28’i kendi işini kurmak istediğini ifade etmiştir” şeklinde konuştu.

    Girişimciliğin özellikle genç bireylerde gelişmesinin önündeki en büyük engellerden birinin ‘bağımlı olma’ durumu ile ilişkilendirilebileceğinin değerlendirildiğini aktaran Hazır, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Ne eğitimde ne de istihdam da olan, iş gücüne katılmayan ve iş aramayan “Ev Gençleri”nin girişimci olma yönünde diğer gruplara nazaran daha az bir motivasyon taşıması bu bağımlılık ile açıklanabilir. Temel ihtiyaçlarını karşılamada bile ev ahalisine bağlı olan bu gençlerin sermayeye erişim yönünden bağımlı olmaları ve çekirdek ve yakın akraba harici herhangi bir networkün parçası olmayışları iş fikirlerini geliştirmelerinin ve sermayeye erişmelerinin önünde büyük engel teşkil etmektedir.”

    “KURUM İÇİ GİRİŞİMCİLİK YÜKSELİŞTE”

    Küresel ve Türkiye özelindeki ekonomik konjonktürün bir yansıması olarak, kurum içi girişimciliğin giderek yaygınlaştığını dile getiren Hazır, “Raporda hali hazırda çalışan bireylerin yüzde 56’sının kendi işini kurmak istediğini belirtiyor oluşu ve ayrıca bu rakamın bir önceki rapora göre bu oranın yüzde 2 artış göstermesi çalışan bireylerin girişimcilik motivasyonlarının güçlenerek artığını göstermektedir. Bu durumun ortaya çıkışında, çalışan bireyler yönünden en kritik konu belirli bir gelire sahip olma ve sermaye yaratmak konusunda yalnız olmayışlarıdır. Öte yandan bir diğer önemli husus ise kurumların veya şirketlerin girişimcilik motivasyonu taşıyan çalışanlarına yönelik teşvikleri ve sermaye yönünden destekleridir. Şirket ve çalışan arasındaki ‘kazan kazan’ ilişkisi kurum içi girişimciliği körüklemektedir” şeklinde konuştu.

    Z KUŞAĞININ YÜZDE 44’Ü EBEYNLERİNE GÖRE DAHA ŞANSLI HİSSEDİYOR

    Gençlerin büyük bir kısmının kendilerini ebeveynlerinden daha şanslı hissettiğini aktaran Hazır, “Araştırmaya katılan gençlere genel olarak düşününce, ebeveynleriyle karşılaştırdıklarında kendilerini daha mı şanslı yoksa daha mı şanssız hissettikleri sorulmuştur. Buna göre gençlerin yüzde 44’ü kendilerini ebeveynlerinden daha şanslı hissederken, yüzde 26’sı daha şanssız hissetmektedir. Yüzde 27’lik bir kesim ise şans açısından kendisi ve ebeveynleri arasında bir fark görmediğini belirtmiştir. 18-24 yaş grubundaki gençlerin neredeyse yarısı kendilerini ebeveynlerine kıyasla daha şanslı hissederken, bu oran 25-29 yaş grubunda yüzde 38’e düşmektedir. İki yaş grubu arasındaki temel farkın 25-29 yaş arası grubun önemli bir bölümünün eğitim hayatını tamamlamış ve istihdama katılmaya aday ya da çalışan bireylerden oluşmasından ileri gelmektedir. Bu grup içerisindeki bireylerin iş bulmak ve çalıştıkları işten memnuniyetleri kendilerini şanslı ya da şansız hissetmelerinde belirleyici rol oynamakta” ifadelerini kullandı.

    Z KUŞAĞI KENDİNDEN ÖNCEKİ KUŞAKLARA GÖRE DAHA DUYARLI

    Z Kuşağı’nın insan hakları, hayvan hakları, cinsiyet ayrımcılığı gibi konularda duyarlılığının diğer kuşaklara göre daha ön planda olduğunun altını çizen Hazır, “Araştırmaya katılan Z Kuşağı’na mensup bireylerin yüzde 52’si kendisini çevre kirliliği ve küresel ısınma gibi konularda kendilerinden önceki kuşaklara oranla daha duyarlı bulmaktadır. Ayrıca, yine aynı toplamın içerisindeki yüzde 48’lik bir kesim yoksulluk, cinsiyet ayrımı, dışlanma vb. konularda kendi kuşağının önceki kuşaklara göre daha duyarlığı olduğunu savunuyor” dedi.

    Z kuşağının yerel ve küresel sorunlara siyaset üstü bir pencereden baktığını söyleyen Hazır, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Araştırmaya katılan ve Z Kuşağı içindeki bireylerin yüzde 39’u kendi kuşaklarının diğer kuşaklara oranla siyaset ile daha fazla ilgilendiği belirtmektedir. Küresel ve yerel sorunlara diğer kuşaklara nazaran daha fazla duyarlılık gösteren ve önem yükleyen bu kuşağın, küresel ve yerel sorunları ideolojik yaklaşımlarla okumadıkları anlaşılmaktadır.”

    GENÇLERİN GÖNÜLLÜLÜĞE BAKIŞ AÇISI

    ‘İyi Olma Hali’ (Well-being) endeksi yaklaşımlarının ele aldığı önemli alanlardan birinin de katılım olduğunu vurgulayan Hazır, “Benzeri araştırmalar genellikle gençlerin yalnızca karar alma süreçlerine ve siyasete katılımlarını ele alırken Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali araştırması, gençlerin gönüllülük süreçlerine katılımlarını da derinlemesine incelemektedir. Araştırmaya katılan gençlere ‘Herhangi bir ücret almadan gönüllü bir işte veya bir sivil toplum kuruluşunda hiç̧ çalıştınız mı?’ sorusu yöneltildiğinde, gençlerin sadece yüzde 6’sının gönüllü̈ faaliyette bulunduğu ifade edilmektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow