hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Uluslararası İslam Eğitimi Kongresi yapıldı

    Uluslararası İslam Eğitimi Kongresi yapıldı
    expand

    Uluslararası İslam Eğitimi Kongresi yapıldı

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İSTANBUL, (DHA) – YEKDER DEA Din Eğitimi Akademisi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) iş birliği ile 12-13 Nisan tarihlerinde üniversitenin Topkapı Yerleşkesi’nde düzenlenen ICIE Uluslararası İslam Eğitimi Kongresi'nde 78 bildiri yayınlandı. Katılımcılar, bildirilerde batılı eğitim tarzının dışında İslam kültürünün göz önünde bulundurulduğu bir eğitim tarzının mümkün olduğu sonucuna vardı. 

    Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Z. Hakan Akpolat’ın selamlama konuşması ile başlayan ICIE 2019, İLKE İlim Kültür Derneği Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş, YEKDER Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Özgür ve Din Eğitimi Akademisi Başkanı Arife Gümüş’ün selamlama konuşmaları ile devam etti.

    Gana, Kongo, Bangladeş, İngiltere, Rusya, Cezayir, Suriye, İran, Hindistan, Pakistan, Fransa, Kırgızistan, Güney Afrika, Burkina Faso, Nijerya gibi 15 farklı ülkeden akademisyenlerin, öğretmenlerin, araştırmacıların ve öğrencilerin katıldı. Kongrede; İslam’ın insan ve evren uyumunu temel alan yaşam biçiminin, eğitimde nasıl alternatif bir öğretme-öğrenme kaynağı olarak değerlendirilebileceği üzerine belirlenen farklı temalar altında 20 paralel oturumda gerçekleştirildi.

    Kongre ile İslam medeniyet mirası ile uyumlu bir eğitim metodu geliştirmek, Batılı kuram ve uygulamaları tartışmaya açmak ve İslam eğitiminin imkânı hakkında fikir alışverişleri yapmak hedeflendi.

    DEA Din Eğitimi Akademisi başkanı Arife Gümüş Türkiye’de ‘din eğitimi’ kavramının kullanımına dikkat çekerek şunları dile getirdi:

    "Modern eğitim paradigmasının hâkim olduğu eğitim sisteminde, din eğitimi çok sınırlı bir alana hitap ediyor. Dolayısıyla bugün eğitim sisteminin kullandığı teori ve metodolojiyi dikkate aldığımızda, üretmeye çalıştığı insan tipinde bazı problemler oluşturmaya başladığını fark ediyoruz. Bu yeni insan tipinin üretilmesinde, daha güçlü, daha kuşatıcı, daha kapsamlı hayatta tabii olan her ne varsa ona hükmeden, güçlü bir perspektife ihtiyaç olduğunu fark ettik. Bu perspektif bizim için İslam. Hayatın tamamını kuşatan ve bütün farklılıkları bir arada barındırabilecek, hayatın herhangi bir alanında ihmal edilmiş bir alan bırakmayan bir perspektif olarak biz 'İslam eğitimi' kavramını eğitim alanına bir nevi teklif olarak sunuyoruz."

    Selamlama konuşmalarının ardından ‘Madrasah in its Own and Others’ Terms: Contesting Narratives between Community and State/Kendisinin ve Ötekinin Gözünden Medrese: Toplum ve Devletin Çelişen Anlatıları’ başlığı ile Oxford Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mohammad Talib açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

    Mohammad Talib, konuşmasında, Batı’nın medreselere İslamofobik bir önyargıyla baktığının, İslam dünyasının da miras aldığı medreselerin sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik ve sosyo-politik alanlardaki potansiyelinden yararlanma noktasında yetersiz kaldığının altını çizdi ve İslam eğitimi meselesinin saha temelli çalışmalarla ele alınması gerektiğini kaydetti.

    Paralel oturumlar ile devam eden kongrenin ikinci gününde, Necdet Subaşı ve Mustafa Gündüz’ün iştirak ettiği özel bir oturum yapıldı.

    Necdet Subaşı, yeni bilme biçimleri başlıklı konuşmasında değişen eğitim paradigmasının bilme biçimlerine etkisine dikkati çekti. Özellikle bilginin üretiminde Müslümanların yeri üzerine düşünülmesi gerektiğini vurguladı. ‘Muallimden Öğretmene Eğitimcinin Misyon ve Değeri’ başlıklı konuşmasında Mustafa Gündüz, muallimden öğretmene geçen eğitimcinin isim değişikliği ile birlikte misyonunun da değiştiğini ifade etti.

    Ümit Güneş ‘Tabiattaki Tasarım’ başlıklı konuşmasında insanın doğa ile irtibatının nasıl olması gerektiğine ve İslam’ın tabiat-insan ilişkisindeki ilkelerine dikkati çekti.  İslam Eğitimi Perspektifinden Fen Bilimleri oturumunun diğer konuşmacısı M. Zahid Güneri, ‘Veri Bilimleri’ başlıklı sunumunda ‘Allah’ın Âdem’e eşyanın ismini öğretmesini nasıl anlamalıyız?’ ‘Bildiğimizden emin miyiz?’ gibi sorular üzerinden veri bilimlerinin zihinsel arka planına dair açıklamalarda bulundu.

    Diğer konuşmacı M. Erkan Karabekmez, ‘Yaşambilimlerinde Yeni Eğilimler’ başlıklı konuşmasında sosyal bilimlerin yaşam bilimlerine olan mesafesinin sonuçlarını ele aldı. Karabekmez, yaşam bilimlerinin evrimsel gelişimini ve yaşam bilimlerindeki paradigma değişimlerini anlatırken bilim ve teknik alanında yeni bir bakışa ihtiyaç olduğunun altını çizdi. 

    ICIE 2019’DA AİLE ÖZEL OTURUMU GERÇEKLEŞTİ

    ICIE 2019’da aile konusuna ayrıca yer verildi. Aile Özel Oturumunu yöneten DEA Başkanı Arife Gümüş, YEKDER DEA olarak kapsamlı bir aile çalışması hazırladıklarını paylaştığı oturumda; “Ailenin bir reel zeminde bütünlük içerisinde ele alınmasını önemsiyoruz, bu nedenle ailenin mevcut problemleri, çözüm önerileri ve politik zeminde ele alınışını tartışmak istedik” dedi.

    Aile Özel Oturumunda ‘21. Yüzyılda Ailede Din Eğitimine İlişkin Meydan Okumalar ve Çözüm Yolları’ başlıklı konuşmasında Bilal Yorulmaz aile kurumunun günümüzde ve gelecekte yeni ilişki biçimleri açısından bazı tehditlerle karşı karşıya olduğunu, aile üyelerinin bu tehditleri bertaraf edebilmesi için daha güçlü bir aile içi iletişime sahip olmaları gerektiğini vurguladı. Aile eğitiminde örnek uygulamaları paylaştığı konuşmasında Gülsüm Pehlivan Ağırakça, özellikle sivil alanda aile eğitimlerinin her geçen gün önem kazandığını, YEKDER’in geliştirdiği Ailede Din Eğitimi Programı’nın (ADEP) bu anlamda büyük bir boşluğu doldurduğunu ifade etti.

    Merve Akkuş Güvendi, dünyada ve Türkiye’de devletlerin aile politikalarını ele aldığı konuşmasında nüfus ve ekonomi politikalarının aile politikalarındaki belirleyiciliğine dikkat çekti. Güvendi, demografi ve istihdam üzerinden devletlerin aile çalışmalarını incelediği konuşmasında aile politikalarının tanımı, kapsamı ve sınıflandırmasının sadece kavramsal değil, aynı zamanda değer temelli olduğundan bahsetti.

    78 BİLDİRİ SUNULDU

    Oturumlarda Türkçe, Arapça ve İngilizce olmak üzere üç dilde 78 bildiri sunuldu. Kongrede katılımcıların tamamının üzerinde ittifak ettiği nokta, Batılı eğitim biçimlerinden neredeyse sorgusuzca modellenen eğitim tarzlarının dışında, kaynağını İslam kültürünün ve yer aldığı muhtelif coğrafyaların sosyo-kültürel yapılarının göz önünde bulundurulduğu alternatif bir eğitim tarzının mümkün olduğu, bu imkânların teorik ve pratik çalışmalarla çoğaltılması gerektiği yönünde oldu.

    Özel oturumun ardından yapılan üç paralel oturum ile kongre sona erdi.

    (FOTOĞRAF)

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow