hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ziyaretçilerle buluştu: 9 bin yıllık geçmişi yansıtıyor

    Ziyaretçilerle buluştu: 9 bin yıllık geçmişi yansıtıyor
    expand

    Ziyaretçilerle buluştu: 9 bin yıllık geçmişi yansıtıyor

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Gökçe KARAKÖSE, Doğan GÜNDOĞDU / İSTANBUL, (DHA)- Anadolu coğrafyasının gündelik yaşama etkisinin konu edindiği ve 9 bin yıllık geçmişi gözler önüne seren  ‘Gündelik Yaşamın Arkeolojisi’ sergisi, ziyaretçilere kapılarını açtı.

    Rezan Has Müzesi, “Gündelik Yaşamın Arkeolojisi” adlı yeni sergisini sanatseverlerle buluşturdu. Anadolu ve çevre uygarlıklarında gündelik yaşamın M.Ö 6.500-M. S 1.300 yıllarını kapsayan 9 bin yıllık geçmişine kapı aralayan ‘Gündelik Yaşamın Arkeolojisi’ sergisi, günlük hayata dair yaklaşık 400 parçayı bir araya getirdi. Neolitik dönemden Selçukluya dek uzanan ‘Toprağın Mirası’ sergisinin devamı niteliğinde olan sergi, Kayıp Dillerin Fısıldadıkları sergisine de göz kırpıyor. 31 Mayıs 2021 tarihine kadar ziyarete açık olan sergide; geçmişte kullanılan kaplar, bardaklar, kemerler, kent modelleri, hokkalar, olta iğneleri gibi parçalar yer alıyor.

    NEOLİTİK DÖNEMDEN SELÇUKLU DÖNEMİNE KADAR PARÇALAR MEVCUT

    Sergi için yapılan çalışmaların yaklaşık 4 ay sürdüğünü ve pandemi nedeniyle ziyaretçiyle buluşmasının bugüne ertelendiğini belirten Rezan Has Müzesi Koordinatörü Zeynep Çulha, “Sergimiz 9 bin yılı kapsıyor. Neolitik dönemden Selçuklu Dönemi’nin sonuna kadar parçalar mevcut. Gündelik hayatta kullandığımız bütün malzemeleri izleyiciyle paylaşıyoruz. Ziyaretçiler Neolitik dönemle başlayan ilk kaplar, bardaklardan tutun ilk kent modeline, araba modeline, hokkadan, olta iğnelerine, oyun zarlarına kadar çok fazla değişik malzemeyi görme şansına sahip olacaklar. Her bölüm için koleksiyonumuzun da büyük bir parçasını oluşturan, insan betimlemelerinden de faydalandık. Urartu dönemi eserlerini, takılarını ve kemerlerini özellikle toplu olarak görme fırsatı bulacaklar. Sergide sizi karşılayan Roma dönemi bir lahit var. Bu çok etkileyici bir eser ve mutlaka görmelerini isteriz. Tunç dönemiyle birlikte görmeye başlayacağınız prototipler var. Bunlar biricik eserlerden…” dedi.

    ESTETİK VE ZEVK GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ÇOK DEĞİŞMEMİŞ

    Sergide geçmişten günümüze estetik ve zevkin çok da değişmediğinin görüldüğünü dile getiren Çulha, “Dolayısıyla zamanla teknolojinin gelişmesi, iletişim gibi süreçlerin birbiriyle harmanlanmasıyla birlikte hem ürünlerdeki çeşitlilik hem de teknolojinin değişimini gözler önüne seriyor. Neolitik dönemde gördüğünüz bardakla, Roma döneminde gördüğünüz cam bardağı çıplak gözle bile ayırt edip aradaki farkı çok net algılayabiliyorsunuz. Gelen ziyaretçiye antik dönemde bir gün geçiriyormuş hissini yaşatmak istedik. Bugün onlar kadar iyi olmasa da aynı malzemeleri, aynı süzgeci, kaşığı kullanıyoruz. Ama bence estetik olarak çok daha geriye gitmişiz. Bunun dışında hiçbir duygumuz değişmemiş. 9 bin yıl önce de korkup, ağlayıp, üzülmüşüz, adaklar adamışız, iyi niyetlerde bulunmuşuz. Bugün de aynısını yapıyoruz. Her şeyin başı sağlık, o dönemlerde de en önemli adaklardan biri de sağlıkmış. Bugün de sergiyi sağlık adına adanmış bir adakla başlattık” diye konuştu.

    Kadir Has Üniversitesi içerisinde yer alan Rezan Has Müzesi, hafta içi her gün 10.30-15.30 saatleri arasında, koronavirüs önlemlerine uygun bir şekilde ziyaretçilerini bekliyor.

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow