hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    AKUT Genel Başkanı Şalcı: Afetlerde ekiplerin sayısı değil niteliği önemli

    AKUT Genel Başkanı Şalcı: Afetlerde ekiplerin sayısı değil niteliği önemli
    expand

    AKUT Genel Başkanı Şalcı: Afetlerde ekiplerin sayısı değil niteliği önemli

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ergün AYAZ- Alişan KOYUNCU/İZMİT (Kocaeli), (DHA)- AKUT Genel Başkanı Recep Şalcı, olası bir afet anında, afet bölgesine düzensiz ve plansız şekilde arama kurtarma ekiplerinin gelmesinin faydalı olmaktan çok sorun yarattığını belirterek, "Afetlerde akredite olmamış sivil toplum örgütlerinin kurtarma ekipleri oluyor. Bu sivil toplum örgütleri çok iyi niyetli olarak orada yardım etmeye çalışıyorlar. İnsanı bir güdü ve bu çok güzel bir şey. Ancak bu yardım bazen orada kaosa ve enkazın yönetilememesine sebep oluyor" dedi. 
    AKUT Genel Başkanı Recep Şalcı, ülke genelinde meydana gelen afetlerin ardından bölgeye gidip, yardım etmeye çalışan arama kurtarma ekiplerinin bazı durumlarda enkaz bölgesini olumsuz etkilediğini söyledi. Afet bölgelerinde akredite olmamış, yeterli bilgi ve donanıma sahip olmayan bazı sivil toplum örgütlerinin arama kurtarma ekiplerinin kaosa neden olabileceğini ifade eden Recep Şalcı, "Afet bölgelerinde AFAD'ın ekipleri gerçekten sağlam şekilde çalışıyor. Jandarma Arama Kurtarma (JAK) da geliyor, AKUT gibi Birleşmiş Milletler tarafından akredite edilmiş ekipler var ve bir de diğer akredite olmamış sivil toplum örgütleri var. Bu sivil toplum örgütleri çok iyi niyetli olarak orada yardım etmeye çalışıyorlar. İnsanı bir güdü ve bu çok güzel bir şey. Ancak bu yardım bazen orada kaosa ve enkazın yönetilememesine sebep oluyor. Bu da problem ortaya çıkarıyor, çünkü herkes orada bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bazen orada o enkazın üzerinde olması gerekenden çok daha fazla insan oluyor, etrafta başka riskler oluyor o riskler açığa çıktığı zaman etrafta çalışma güvenliği ortadan kalkıyor. Bunun için de enkazların çok daha disiplinli ve güvenli şekilde kontrol altına alınıp az sayıda yetkin insan tarafından çalışılması gerekiyor" diye konuştu. 
    'ELAZIĞ DEPREMİNDE 'KURTARICI BOLLUĞU' VARDI'
    Şalcı afet bölgelerinde arama kurtarma ekiplerinin sayısının artmasının iyi bir durum gibi algılandığını, ancak olayın sanıldığı gibi olmadığını belirterek, şöyle konuştu:  
    "Elazığ'da 106 kişilik gönüllü ekibimizle oradaki kurtarma faaliyetlerine katıldık, 2 tane de arama köpeğimiz vardı. Baktığınız zaman Elazığ'da arama kurtarma açısından çok fazla kurtarma personeli vardı ve enkazlarda da çalışırken 'kurtarmacı bolluğu' dediğimiz bir durum vardı. Devletin ekipleri şu an eskiye göre çok çok iyi durumda. AFAD var, Jandarma Arama Kurtarma (JAK) var bir de sivil toplum örgütleri var. Bu sivil toplum örgütleriyle birlikte belediyelerin kurtarma ekipleri var. Şimdi ne kadar çok kurtarma personeli, o kadar iyi gibi görünüyor ama bu tam olarak böyle değil. Çünkü sivil toplum örgütleri, kurtarma ekipleri, belediyelerin ve diğerlerin öncelikle alanlarında yetkin olmaları gerekiyor. Sadece bilgi ve eğitim olarak değil aynı zamanda donanım olarak da yeterli olmaları gerekiyor ki gittikleri yerde fayda sağlasınlar."
    'İYİ BİR ŞEY YAPMAYA ÇALIŞIRKEN KAZAZEDEYE ZARAR VEREBİLİRLER'
    Afet bölgelerinde bilgi seviyesi düşük ve donanımsız kurtarma ekiplerinin faydadan çok zarara neden olabileceğini ifade eden Şalcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    "Türkiye'de akreditasyon konusunda sıkıntılar var. AFAD bununla ilgili çalışmalar yapıyor ve çok kısa sürede bu çalışmalar başlayacak. Umuyoruz ki o zaman afetlere gidecek kurtarma ekiplerinin daha donanımlı, daha standart, prosedürler uygulayan, etkin ekipler olacak ve kurtarmalar daha başarılı geçecektir. Şu anda AFAD bu konuda baya yol kat etti. Özellikle enkazlarda yönetimi almaya başladı. Bu pozitif bir durum ancak büyük bir afet olduğu zaman bunu çok kolay bir şekilde yönetemeyecek. Böylece sivil toplum örgütlerini ve diğer kurtarmacılar ayrı enkazlarda çalışacaklar ve bunların eğitim düzeyleri ve donanımları yetersiz kalacaktır. İyi bir şey yapmaya çalışırken aslında bazen kazazedeye zarar da verebilirler. 'Crash sendromu' dediğimiz tıbbi müdahale yapılmadan yaralının çıkarılmaması, bu bilgi bile bilinmediği sürece ağır zararlar yaşayabiliriz. Biz bunu 1999 yılında yaşadık, Van depreminde yaşadık, Elazığ'da çok fazla yoktu ama enkazdan çıkardığımız zaman kazazedeyi kaybediyorsunuz. Oysa ki eğitimli bir kurtarmacı bu tür olaylarda çok daha etkin olacaktır. Umuyoruz ki bu alanda gelişmeler devam edecektir. Türkiye arama kurtarma anlamında çok güçlü bir ülke, sivil toplum örgütleri de buna çok destek veriyor ama bu sivil toplum örgütlerinin eğitim donanım bakımından belli kriterleri yerine getirip afetlere öyle gitmesi gerekiyor."

    FOTOĞRAFLI

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow