hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Tatar: Jeolojik-jeoteknik bilgi ve değerlendirme olmadan dayanıklı yapı tasarımı olamaz

    Tatar: Jeolojik-jeoteknik bilgi ve değerlendirme olmadan dayanıklı yapı tasarımı olamaz
    expand
    KAYNAK DHA

    TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Mehmet Tatar, Jeolojik-Jeoteknik bilgi ve değerlendirme olmadan dayanıklı yapı tasarımı olamayacağını söyledi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     

     

    ADANA,(DHA)- TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Mehmet Tatar, Jeolojik-Jeoteknik bilgi ve değerlendirme olmadan dayanıklı yapı tasarımı olamayacağını söyledi.
    Türkiye'de yaşanmış en yıkıcı depremlerden biri olan 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 19. yılı nedeniyle yaptığı açıklama yapan Mehmet Tatar, Türkiye'nin yüzde 93'ünün deprem bölgesi içinde yer aldığını, nüfusun  yüzde 98'inin, sanayi kuruluşlarının yüzde 98'inin, barajların da yüzde 95'inin deprem kuşağı üzerinde bulunduğunu hatırlattı. Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü;
    "Jeolojik yapısı nedeniyle, her zaman yıkıcı depremlerin yaşanabileceği ülkemizde; çarpık kentleşmenin sonucu oluşan yapı stokunun, başta depremini bekleyen İstanbul olmak üzere, ne kadar güvenliksiz olduğu son günlerde arka arkaya çöken binalar ve istinat yapıları ile bir kez daha ortaya çıkmıştır.  Kontrol olmaksızın yapılan kaçak yapılaşmalara uygulanan aflar ile denetimsiz, mühendislik hizmeti almamış yapılar, yasal hale getirilmiş, bugüne kadar sınırlı da olsa deprem güvenliği için atılmış olan tüm adımlar boşa çıkartılmıştır. Karadeniz bölgesinde son günlerde yağan yağmur sonucu meydana gelen taşkınlarda, Karadeniz sahil yolu yapımı sırasında jeolojik - jeoteknik çalışmaların göz ardı edilmesinin yanında, dere yatakları içine yapılmış çok sayıdaki kaçak yapının yıkılmış olması bunun açık göstergelerinden biridir"
    Yapı stokunun durumu hakkında da bilgi aktaran  Tatar, "1984 yılında çıkarılan imar affı yasasının ardından yaşanan 1999  Marmara Depremleri ile büyük ölçüde imar aflarının yarattığı, jeolojik olarak sakıncalı alanlar üzerinde inşa edilen yerleşimler ile sağlam olmayan yapı stokunun yıkılmasının ağır bedelinin toplum olarak ödendiği unutulmamalıdır" dedi. Dr. Tatar sözlerini şöyle tamamladı;
    "Gerek ülkemizde, gerekse dünyada deprem etkisi altında mevcut binaların hasar görebilirliği; taşıyıcı sistem yapısının yetersizliği veya düzensizliği, yapıda kullanılan malzemenin niteliği ve yapının oturduğu zeminlerin jeoteknik özellikleri ile diri fay parametreleri gibi dört temel nedenden kaynaklandığı bilinmektedir. Son zamanlarda yaşadığımız jeolojik kökenli kazalar, istinat duvarlarının ve binaların yıkılması gibi olaylar, jeolojik koşulların tasarımda dikkate alınmadığında, ne tür problemlerin oluşabileceğini göstermektedir. Yapı denetimi süreçlerinde jeoloji mühendisliğine yer vermeyen anlayıştan, vaz geçilmediği sürece bu ülkede doğa olayları maalesef afete dönüşmeye devam edecektir"

    FOTOĞRAFLI

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow