hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Edirne Akademi'de 'etik' dersi

    Edirne Akademide etik dersi
    expand
    KAYNAK DHA

    EDİRNE Belediyesi bünyesinde kurulan Edirne Akademi'de, Edirne Akademi Hocası İletişim Sosyoloğu Doç.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow


    EDİRNE,(DHA)- EDİRNE Belediyesi bünyesinde kurulan Edirne Akademi'de, Edirne Akademi Hocası İletişim Sosyoloğu Doç. Dr. Serdar Taşçı, eğitimlerine 'Etik' dersiyle devam etti.

    Edirne Akademi hocası İletişim Sosyoloğu Taşçı, Eski Vali Konağı'nda bulunan Edirne Akademi'de öğrencileriyle 'etik' dersinde bir araya geldi ve 2000 yıllık serüveni özetledi. Ahlak felsefesi hakkında bilgiler veren Taşçı, "Ahlak felsefesi ölçülebilenlerle yani olgularla değil değerlerle ilgilenir. Bir şarkının sanatsal ya da dinsel değeri olabilir. Etiğin içindeki kavramlar ölçülebilir kavramlar değil. Etik değerler alanı ile ilgileniyor. Değerler öznel mi? Yoksa nesnel mi? Pek çok kişiye göre değerler öznel. Ama bu şekilde düşünmeyenlerde var. Örneğin Filozof Sokrates… Sokrates'e göre değerler nesneldir. Örneğin adalet diye bir şey vardır. Sokrates'e göre adalet kişiden kişiye değişmiyor. İnsanlar bilgilenirse, değerlere aynı bakacağını söylüyor. Platon da Sokrates gibi düşünür. Ona göre de bir şey mutlak anlamda doğru veya yanlıştır" diye konuştu.

    Değerin sübjektif olduğunu düşünenlerden de örnekler veren Taşçı, "Platon'a göre Tanrı onu istediği için iyi değildir. Değerlerin öznel olduğunu savunanlar, nesnelere yüklenilen değerlerle, onların gerçek nitelikleri arasında ayrım yaparlar. Çölde susuz kalan biri için su, ormanda karanlıkta kalan için ateş çok önemlidir,  değerlidir. Normal koşullarda bunlar aynı değere sahip değillerdir" dedi.

    'Değerli olan haz verici olan mıdır?' sorusuna da cevap veren Taşçı, "Esrar içmek haz verir ama kötüdür. Çalışma bir angaryadır ama değerlidir. Haz verici olan şey her zaman değerli olmuyor. İyi Nedir? Haz mıdır? Yarar mıdır? Mutluluk mudur?  İyi davranıştaki niyet midir? Sonuç mudur?  Her insan için geçerli iyi var mıdır? Bunlar Etik'in temel sorularıdır. Spinoza şöyle der; 'Bir şeyi iyi olduğu için arzu etmeyiz; o arzu ettiğimiz için iyidir. Ahlaki değerler ise kendilerine iyi yada kötü denilen tutumlardır. Ahlak ilkeler topluluğudur. Böylece bir meslek ahlakından, siyaset ahlakından ve evlilik ahlakından söz edebiliriz. Ahlaki Davranışın Koşulları: İstemli ve bilinçli olarak seçilip yapılmalıdır. Hayvanların, çocukların ve delilerin davranışları ahlaki olarak yargılanamaz. Hayvanlar içgüdüye dayanır ve davranışları istemli ve bilinçli olarak seçmezler. Çocuk ve deliler iyi ve kötüyü bilemezler , bilinçli değillerdir. Özgürlük ise kişinin istediği gibi yaşaması değildir. Eğer böyle olsaydı hayvanlar özgür olurdu. Sokrates'e göre erdem bir bilgidir ve öğrenilebilir. Kimse bilerek kötülük yapmaz. Sokrat insanların ruhlarında saklı olan ahlaki doğruların olduğuna inanır. Ahlaksızlık ise bir bilgisizliktir. Sokrat insanların ruhlarında saklı olan ahlaki doğruların olduğuna inanır. Filozofun görevi bunları doğurtarak çıkarmaktır. Ahlaksızlık bir bilgisizliktir. Sokrat, doğacı-olmayan, nesnelci ve entellektüalisttir" dedi.

    Platon'un ahlakı siyasete indirgediğini anlatan Taşçı, "Hem Diyojen'in toplum dışı kayıtsızlık hem de Aristippos'un hazcı ahlak anlayışlarına karşı çıkarlar. Platon ahlakı siyasete indirger: 'Ya yöneticiler filozof ya da filozoflar yönetici olmalıdır.'  Aristo Platon'un düşüncesini biraz yumuşatarak benimser. Ona göre mutluluk 'ruhun erdeme uygun etkinliğidir.' Mutluluk hedef değil, etkinliğin kendisidir. Tek bir iyi ya da kötü yoktur. Biri için iyi olan diğeri için kötüdür. Aristo, Platon ve Kiniklerden farklı olarak; mutluluk için hem maddeyi hem ruhu önemser.  Hazzı küçümsemez. Aristo, daha çoğulcu görecidir ve özneldir. Ahlakta orta yolu seçer. Epikurosçuluk, hazzın biricik iyi olduğunun yani Kirineciliğin(Aristippos) devamıdır; ama biraz farkları var. Epikuros'a göre çoğu kere hazzın arkasından daha büyük acı geliyor. Bütün hazların astarı yüzünden pahalıdır. Bu nedenle o kanaatkar bir hazcıdır. İki tür hazcılık vardır. Biri psikolojik hazcılıktır. İkinci ise ahlaki hazcılıktır" şeklinde konuştu
                    
    Stoacılık hakkında da bilgiler veren Taşçı,"Özgür insan, dış etkilere başkalarına kayıtsız kalmayı bilendir. Kadercidirler; ama iyimserdirler. Kader bize kötülük edebilir; ama biz şikayet etmemeyi, kayıtsız kalmayı öğrenebiliriz. Kinikler gibi dünyasal olan her şeyi reddetmezler. Yeter ki bunlara bağlı kalıp özgürlük reddedilmesin. Stoacılık Hristiyanlık üzerinde etkili olmuştur" dedi.
                   
     Tek Tanrılı Dinlerdeki ahlak hakkında da bilgiler veren Taşçı, "Bu düşünceye göre Tanrı'nın emrine uymamak ahlaksızlıktır. Tanrı iyi mi, kötü mü? Ahlaklı olan ama Tanrıtanımaz olanlar, ahlakın Tanrısal kaynaklı olduğu tezini çürütmez mi? Kant'a göre emirler; Hipotetik Emirler ve Kategorik Emirlerdir Kant'a göre ancak kategorik emirlerin sonucu gösterilen davranışlar ahlaklıdır. Kant şartlar ne olursa olsun, hatta bir masumun hayatını kurtarmak için dahi, yalan söylememek gerektiğini savunur.  'İyi niyetli ol, gerisini düşünme' demektedir" ifadelerine yer verdi.  
     Nietzsche ve Modernite'nin diğer etik yaklaşımlarını ileriki zamanlarda anlatacağımı belirten Taşçı,akademi öğrencilerinin yoğun ilgisi için ayrıca teşekkür etti.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow