hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    77 yaşındaki sanığın 'çocuğa cinsel istismar'dan 34 yıl hapsi istendi

    77 yaşındaki sanığın çocuğa cinsel istismardan 34 yıl hapsi istendi
    expand
    KAYNAK DHA

    Hümeyra PARDELİ/ERZURUM, (DHA) - ERZURUM'un Tortum ilçesinde, akrabasının Y.A

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hümeyra PARDELİ/ERZURUM, (DHA) - ERZURUM'un Tortum ilçesinde, akrabasının Y.A. (12) isimli erkek çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanan çiftçi İ.Y.'nin (77) 'çocuğun cinsel istismarı' suçundan 10 yıldan 27 yıl 3 aya kadar, 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan ise 7,5 yıl olmak üzere toplam 34 yıl 8 ay hapsi istendi.
    Tortum ilçesinde yaşayan Z.A., okul müdürü O.G.'den oğlu Y.A.'nın, aynı mahallede oturdukları 3 çocuk babası akrabaları, çiftçi İ.Y.'nin cinsel istismarına uğradığını öğrendi. Anne Z.A., 6 Kasım 2017 tarihinde, Derekapı Jandarma Komutanlığı'na başvurup, oğluna yönelik istismarı anlatarak, şikayetçi oldu. Şikayet sonrası gözaltına alınan İ.Y., sevk edildiği savcılıktaki sorgusunda, mağdur Y.A.'ya 2 kez cinsel istismarda bulunduğunu itiraf etti. Y.A.'nın ise Çocuk İzleme Merkezi'nde ifadesine başvuruldu. Lokantada yemek yediği sırada karşılaştığı İ.Y.'nin, kendisine para gösterdiğini anlatan Y.A., "Yemek yediğim sırada bana, para gösterdi. Ben, ne dediğini anlamadım. Daha sonra Kur'an kursuna ait lavaboya gittim. İ.Y. arkamdan geldi. Tuvalette bana cinsel istismarda bulundu ve 50 lira verdi. Bu olaydan 2- 3 gün sonra terziden aldığım pantolonu İ.Y.'nin evine götürdüm. Evde kimse olmadığını söyleyerek, beni içeri aldı. Zorla pantolonumu indirdi. Ranza gibi bir yere itekledi ve yine aynı şeyleri yaptı. Bunları yaparken, kapı kilitliydi" diye konuştu. 
    MAHKEMEDE SUÇLAMALARI REDDETTİ
    İ.Y. hakkında, Erzurum 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'çocuğun cinsel istismarı' suçundan 10 yıldan 27 yıl 3 aya kadar, 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan ise 7,5 yıl olmak üzere 34 yıl 8 ay hapis cezası istemiyle dava açıldı. 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına başlanan İ.Y., savcılıktaki ifadesinin aksine suçlamaları kabul etmedi. İ.Y., çocuğa karşı herhangi bir cinsel istismar eyleminde bulunmadığını ileri sürdü. 
    MÜDÜR EŞİNİN DİKKATİ, İSTİSMARI ORTAYA ÇIKARDI
    Olayın ortaya çıkmasını sağlayan, Y.A.'nın okuduğu ortaokulun müdürü O.G., duruşmada tanık olarak dinlendi. Eşinin, İ.Y. ile öğrencisi Y.A.'yı yan yana gördüğünü belirten O.G., "27 Ekim Cuma günü mesai bitiminde evime gittim. Eşim, çatıdan odun aldığı esnada İ.Y.'nin, Y.A.'yı evine götürdüğünü gördüğü anlattı. Eşim şüphelenerek, sonra sanığın evine gitmiş. İ.Y. karısının evde olmadığını belirtmiş. Köyde İ.'nin çocuklara istismarda bulunduğu yönünde söylenti olduğundan eşim tedirgin olmuş. Salı günü Y.A.'yı okulda yanıma çağırdım. Durgunluğunun sebebini sordum. Biraz üzerine gidip, sorular sorunca olayı ayrıntısıyla anlattı. Ben de durumu ailesine bildirdim" dedi. 
    'PSİKOLOJİSİ BOZULMASIN' DİYE YENİDEN DİNLENMEYECEK
    Mahkeme heyeti, mağdur Y.A.'nın mahkeme ortamında dinlenmesinin psikolojisini etkileyeceğini dikkate alarak, Çocuk İzleme Merkezi'nde alınan ifadesinin yeterli olacağını kararlaştırdı. Heyet, İ.Y.'nin tutukluluk halinin devamına karar vererek, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. 
    'ÇOCUKLARA HAKLARINI KORUMA EĞİTİMİ VERİLMELİ'
    Mağdur çocuğun avukatı Tolga Terzioğlu ise çocukları her türlü şiddet, istismar, ihmal ve sömürüden korumanın 'Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) değişiklik yapmak ya da cezaları artırmak ile sağlanamayacağını savundu. İstismar mağduru çocukların, faillerine büyük cezalar vererek, korunamayacağını kaydeden Terzioğlu, şunları söyledi:
    "Cezanın ağır olmasının caydırıcılığı sağlamada yetersiz kaldığını vakıalara ait istatistiklerden görüyoruz. Bu metot koruma olmaz. Koruma mağduriyetin yaşanmasından önce alınması gereken tedbirlerdir. Konu hakkında ciddi ve sürdürülebilir politikalar geliştirilmesi gerekmektedir. Eminiz ki adliyeye intikal etmeyen, örtbas edilen, görmezlikten gelinen bir çok vakıa mevcut. Konu hakkında ailelerin bilinçlendirmesi yanında çocuklarında yaşlarına uygun bir şekilde kendi hak ve dokunulmazlıklarını idrak edecekleri tarzda eğitim verilmelidir.  Bu bağlamda özellikle aileler ve eğitim kurumlarına önemli görevler düşüyor. Bu mesele bireysel değil toplumsaldır. Devletin çözmesi gereken öncelikli meselesidir. Mahkeme önüne gelen dosyada karar verir. Mahkemeye gelmeyen mağdurları görmezden gelemeyiz. İnanıyoruz ki yargılaması devam eden bu olayda da mahkeme, gerek mağdur ve ailesinin gerekse kamu vicdanını tatmin edecek ve ibret olabilecek bir hüküm tesis edecektir."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow