hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Meme kanseri obezite ile işbirliği yapıyor

    Meme kanseri obezite ile işbirliği yapıyor
    expand
    KAYNAK DHA

    İSTANBUL,(DHA) - DÜNYADA her yıl yaklaşık 7.6 milyon kişi kanser nedeniyle hayatını kaybederken, meme kanseri başta olmak üzere birçok kanser türünü tetikl

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İSTANBUL,(DHA) - DÜNYADA her yıl yaklaşık 7.6 milyon kişi kanser nedeniyle hayatını kaybederken, meme kanseri başta olmak üzere birçok kanser türünü tetikleyen obezite hastalığı da her geçen gün yaygınlaşarak sağlığı tehdit etmeye devam ediyor. Kanserden korunmak için obeziteden kurtulmak büyük önem taşıyor. Aşırı kilolar, meme kanserine sadece yüzde 1 oranında yakalanan erkeklerde bile riski artırıyor. 

    Bir süredir Memorial Bahçelievler Hastanesi ObeziteTanı ve Tedavi Merkezi’nde görev yapan Doç. Dr. Murat Çağ, obezite ve kanser ilişkisi hakkında açıklamalarda bulundu. 

    "VÜCUTTA KANSER OLUŞUMUNU SAĞLAYAN DOKULARIN ARTIŞINI HIZLANDIRIYOR"

    Obezite-diyabet cerrahisindeki çalışmaları ile tüm dünyada tanınan Montpellier Üniversitesi’nde doktorasını tamamlamış Fransa’nın önde gelen obezite cerrahlarından Doç. Dr. Çağ, obezitenin kanseri dört şekilde tetiklediğini dile getirerek, "Obeziteyle kanser arasında kesin bir ilişki vardır. Bu ilişkinin bir ayağı vücudun alıştığından farklı hormonların üretilmesi yoluyla olmaktadır. Örneğin meme kanserinin oluşumunda etkili olan östrojeniyağ hücreleri üretmektedir. Bu östrojen vücutta meme büyütme, meme dokusunda bozulma gibi normalden farklı etkilere yol açmaktadır. Yağ dokusunun salgıladığı adipokinler vücutta kanser yapımını sağlayan maddelerdir. Şişmanlık hastalığıyla beraber bunların miktarı ve etkisi artmakta dolayısıyla vücut bunları engelleyemez hale gelmektedir. Bu östrojen; meme dokusunda, kalın bağırsaklarda kansere yol açmaktadır. Ailede kalın bağırsak kanseri ya da meme kanseri öyküsü olanlarda bu risk daha da artmaktadır" dedi.

    "TÜMÖRLE SAVAŞAN HÜCRELERİN NEFES ALMASINI ZORLAŞTIRIYOR"

    Doç. Dr. Çağ açıklamalarına şöyle devam etti:

    "İnsan vücudunda her gün kanser hücresi üretilir ve bu hücrelere karşı bir savaş verilmektedir. Eğer tümör miktarı çok fazlaysa vücut yenilir ve kanser oluşmaya başlar. Şişmanlığın kanserle savaşan hücreler üzerinde de baskılayıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Şişmanlık, dokulardaki tümörle savaşan hücrelerin etkinliğini düşürmektedir. Fazla kilolardan kanser cerrahisinden hemen önce kurtulmak bile bu riski azaltmaktadır."

    "KEMOTERAPİNİN BAŞARISINI AZALTIYOR"

    "2017 yılına kadar yapılan çalışmalar şişmanlık hastalığının tümör cerrahisi sonrası alınan kemoterapinin başarısını azalttığını göstermektedir" diyen Doç. Dr. Çağ, "Meme kanserine yakalanan bir kadın ya da erkeğin obezite hastalığı devam ediyorsa kemoterapi dönemi normale göre zorlu geçmektedir. Vücut kitlesi çok fazla olduğu için uygulanan dozlar yüksek olur dolayısıyla kemoterapinin yıkıcı etkisi daha fazla yaşanmaktadır. Bu dönemde hastalara tavsiye edilen tedavi; tümör cerrahisi öncesi diyetisyen ve psikolog eşliğinde kilo vermektir. Ancak hastanın kiloları kemoterapiye direnç göstermeye başlarsa obezite cerrahisi düşünülebilir" ifadelerini kullandı.

    "TÜMÖRÜN DİĞER ORGANLARA YAYILIMINI ARTIRIYOR"

    Doç. Dr. Çağ, obezitenin sadece tümör hücresi oluşumunu hızlandırmakla kalmayıp aynı zamanda metastaz adı verilen ve kanserde en korkulan faktörlerden biri olan cerrahi sonrası tümörün yayılımını da artırdığını söyledi.

    ERKEKLERDE MEME KANSERİ RİSKİ ARTIYOR 

    "Erkeklerde meme kanseri vakaları çok nadir görülmekte ancak çok daha tehlikeli bir biçimde seyretmektedir" şeklinde açıklamada bulunan Doç. Dr. Çağ, "Şişmanlık hastalığının erkeklerde cinsel gücü azalttığı, meme büyümesine yol açtığı bilinmektedir. Buna vücuttaki aşırı yağ dokusunda üretilen östrojen sebep olmaktadır. Dolayısıyla obezite hastalığı erkeklerde de meme kanseri riskini artırmaktadır" diye konuştu.

    "KANSERLE SAVAŞMADA İLK ADIM HAREKET VE DİYET"

    Vücut kitle indeksi değerlendirmesinde kişilerin çıkan sonuçlara göre 24’e kadar normal, 24’ten 29’a kadar aşırı kilolu, 30’dan sonra obezite hastası olduğunu bildiren Doç. Dr. Çağ, "Bu aşamada uygulanan tedaviye obezite tedavisi adı verilmektedir. Obezite cerrahisi ise vücut kitle indeksi 35’ten yüksekse ve obeziteyle gelen hastalıklar mevcutsa, uygulanmaktadır. Bunun dışında VKI 40’ tan yüksekse obezite cerrahisi zorunludur. Obezite sonlandığında vücudun kanserle savaşma şansı artarken kanserle karşılaşma şansı azalmaktadır. Bu nedenle kanserle savaşmada ilk adım, doktor kontrolünde hareket ve diyettir. Ancak buna rağmen kilo kaybı yaşamayan hastalarda, özellikle ailede de genetik yük olarak kanser bulunuyorsa son çare olarak obezite hastalığı cerrahisi düşünülmektedir" dedi.

    "OBEZİTE CERRAHİSİNDE YÖNTEM KİŞİYE ÖZEL OLMALI"

    Yapılan araştırmaların obezite cerrahisi sonrası kanser riskini azalttığını kaydeden Doç. Dr. Çağ, "Obezite cerrahisinde yöntem, kapsamlı bir değerlendirme sonrası hastaya özel olarak belirlenmektedir. Hasta operasyon sonrası kısa sürede iş ve sosyal yaşamına geri dönmekte, obezitenin yol açtığı pek çok diyabet, kalp hastalığı, eklem problemleri, kısırlık, uyku apnesendromu gibi risklerden de korunmaktadır" açıklamasında bulundu.

    "OBEZİTE HASTALIĞI KONUSUNDA ÇOCUĞUNUZU BİLİNÇLENDİRİN"

    Doç. Dr. Çağ ayrıca şunların da altını çizdi:

    "Obezite hastalığının temelleri çocukluk çağında atılmaktadır. Obezitenin beraberinde getireceği hastalıklardan korunmak ve sağlıklı kalmak için bilinçli olmak çok önemlidir. Ayrıca obeziteden kurtulmayı sağlayan bu tedaviler, çocuklarınızla geçireceğiniz süreyi artıracak ve sağlıklı bir yaşam için onlara örnek olmanızı sağlayacaktır."

    (FOTOĞRAFLI)

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow