KOCAELİ Üniversitesi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve AFAD İl Müdürlüğü ortaklığında gerçekleştirilen Deprem Çalıştayı'nda konuşan AFAD Kocaeli İl Müdürü Salim Tekoğul, "Bütün kurumsal yapıların, toplumun bütün kesimlerinin afetlere hazırlanmak mecburiyetimiz var.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

AFAD İl Müdürü Tekoğul: Afetlere hazırlanmak mecburiyetimiz var

Dinçer AKBİR-Uğur AYDIN/İZMİT(Kocaeli),(DHA) - KOCAELİ Üniversitesi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve AFAD İl Müdürlüğü ortaklığında gerçekleştirilen Deprem Çalıştayı'nda konuşan AFAD Kocaeli İl Müdürü Salim Tekoğul, "Bütün kurumsal yapıların, toplumun bütün kesimlerinin afetlere hazırlanmak mecburiyetimiz var. Hiçbir şekilde 'hazırız' diye bir üst bakışlı rahatlığı sergileyemeyiz" dedi.

Kocaeli Üniversitesi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve AFAD Kocaeli İl Müdürlüğü tarafından Deprem Çalıştayı düzenlendi. Kocaeli Üniversitesi Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Kongre Merkezi'nde düzenlenen çalıştayda, deprem öncesinde yapılması gereken hazırlıklar ve sonrasında atılacak adımlar bilimsel araştırma yöntemleri ışığında tartışıldı. Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi bünyesindeki Jeofizik, Jeoloji ve İnşaat Mühendisliği bölümlerinden akademisyenlerin sunumlarının yanında, AFAD personelinin de sahadaki deneyimlerini paylaştığı çalıştay sonunda ise ortaya çıkan sonuçlar bir kitapçık şeklinde yayımlanarak kamuoyuna duyurulacak.

Düzenlenen çalıştay hakkında konuşan Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü, "Martın ilk haftasının Deprem Haftası olması nedeniyle, özellikle Kocaeli'nin de 1999 yılındaki büyük deprem nedeniyle yaşanmışlıkları, özellikle üniversitemizin de bir paydaş olarak bunu bilimsel bir yöntemle araştırıp Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve AFAD İl Müdürlüğümüzle ortak bir çalıştay düzenledik. Bu çalıştayın birinci amacı şimdiye kadar farkında olunmayan birçok gerçeği bilimsel ortamlarda tartışmak. Bunu zemin etüdünden tutun da binaların yapılmasına ve kontrol sistemine kadar konuşacağız. Deprem kuşağında yaşamamız nedeniyle 1990 yılından sonra doğan gençlerimizin, çocuklarımızın bir çoğu deprem gerçeğini bilmiyorlar. Bu gerçek ile tanışmalarını sağlamak, bu çalıştaydan çıkacak sonuçların bir deklarasyon halinde yayınlanmasını sağlamak amacıyla, özellikle üniversitemizin sorumluluğunda bir deprem çalıştayı yapıyoruz" dedi.

AFAD Kocaeli İl Müdürü Salim Tekoğul, "1988 yılından beri bu farkındalık programları yapılıyor ve 1-7 Mart arası Deprem Haftası olarak kutlanıyor. Biz de Kocaeli'de bu farkındalığı arttırmak üzere üniversitemizle birlikte bir program icra edelim şeklinde gelişen bir fikirdi bu. Deprem Çalıştayı'nda hem bilimsel anlamda depremi irdeleyecek sunumlar olsun, hem bizler neler yapıyoruz, çalışmalarımızla alakalı sunumlar ile katılmcıları ilgilendirelim, hem de uygulamada olan, yerel yönetimlerdeki arkadaşlarımızın sunumlarıyla panel anlamında bir farkındalık oluşturulsun istiyoruz. Çünkü deprem bizim gerçeğimiz, Kocaeli'nin bir gerçeği. Kocaeli sınırlarının yüzde 90'ı birinci derece deprem bölgesinde. Burada bir bina yapısal sağlamlığından öte yapısal olmayan, bina içerisindeki dolapların montajına kadar bir çok şeyi, hem eğitim, hem bilinçlendirme hem de farkındalık noktasında katılımcılara aktarmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

Deprem anında yapısal olmayan unsurlardan dolayı can kaybının çok yüksek olduğuna dikkat çeken Tekoğul, şöyle konuştu:
"Bizler şunu biliyoruz ki, hazırlıklar hem yapısal, hem de yapısal olmayan olarak özetlenebilir. 1999 depreminde vefat edenlerin yüzde 3'ünün o sabitlenmeyen eşyalardan dolayı yaşamını yitirdiği konusunda bir istatistiğimiz var. 18 binin üzerinde vefat eden insanımız olduğunu düşünürsek bu rakamın çok büyük olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda küçücük bilgiler, küçücük farkındalık ve bilinçlendirme noktasındaki ayrıntılar hayat kurtarıcı nitelikte sonuçlar verebiliyor. Bu noktada da çabalarımız, bundan önceki çalışmalarımız ve bu çalıştay ile sürekli devam edecek. Bir AFAD veya bir başka kurumun tek başına afetlerle mücadele etme imkanı yok. Bütün kurumsal yapıların, toplumun bütün kesimlerinin, herkesin, hep birlikte afetlere hazırlanmak mecburiyetimiz var. Hiçbir şekilde 'hazırız' diye bir üst bakışlı rahatlığı sergileyemeyiz. Mutlaka hep birlikte hazırlanmak gerektiğini bileceğiz, yoksa eksikliğimiz olur ve baş etme noktasında da imtihanı güzelce vermiş olmayız"