hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Hakan Kanburoğlu Hakan Kanburoğlu

    Kapıkırı Köyü: Bafa Gölü kıyısına kurulmuş şirin bir köy! Muğla'ya gidenler mutlaka görmeli!

    30.04.2024 Salı | 16:02Son Güncelleme:

    Bu haftaki yazımda sizlere Bafa Gölü kenarında yer alan şirin bir köyden bahsedeceğim. Muğla'yı sadece Bodrum, Fethiye, Datça'dan ibaret bilenler bu köyleri gözden kaçırabiliyor. Tamamen Heraklei Antik Kenti'nin kalıntılarının üzerine kurulan bu köy turizm açısından da ilgi görüyor. Bafa Gölü kıyısında bulunan Kapıkırı Köyü zamanın durduğu ender yerlerden birisi. Yan yana birçok köy bulabilirsiniz fakat bu köyde çadır imkanı ve restoran imkanları da bulunuyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Doğal güzellikleri saymakla bitmeyen bu köy Bafa Gölü (Muğla Milas sınırları içerisinde) kıyısında bulunuyor. Bafa Gölü, 2000 yıl önce Ege Denizi’nde bir körfez olup önünü kapatan alüvyonlar sayesinde göl haline geliyor. Bu gölün antik ismi ise Latmos olarak biliniyor. Bu gölün kıyılarında çadırlar kurabiliyorsunuz.

    Gölü ve Kapıkırı köyünü değerli kılan ise Yunanlardan kalma kalıntılar… Köyde çeşitli pansiyonların yanı sıra birçok restoran da bulunuyor. Bu güzel köyde hayatın en organik ürünlerini de tadımlayabilirsiniz. Köy halkı genellikle besicilikle de uğraşmaktadır. Köyün kıyılarında yer alan küçük balıkçılarda yiyeceğiniz lezzetli mezelerde yanınıza kar kalıyor. Köyün geçim kaynağı genellikle denizciliktir ve bu köyde konaklarken balıkçılıkla uğraşan birçok insan görebilirsiniz ve köyde bulunan kayıklar, teknelerle sizde eşsiz bir deneyim yaşayabilirsiniz.

    Kapıkırı Köyü: Bafa Gölü kıyısına kurulmuş şirin bir köy Muğlaya gidenler mutlaka görmeli

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Göl birçok kuş türüne de ev sahipliği yapıyor. Bafa gölü etrafında 20.000 su kuşu çeşidinin olduğu söyleniyor. Bu köyde saf zeytinyağlarını tadımlayabileceğiniz gibi bölgedeki kayıklarla göl turu yapabilir, kuş adasını ziyaret edebilirsiniz.

    Bu köyü ilkbahar ve sonbahar aylarında ziyaret edebilirsiniz, çeşitli pansiyonlar da konaklayabilirsiniz. Eşsiz fotoğrafları ise sabah saatlerinde gün doğumu itibariyle çekebilirsiniz. Ayrıca gün batımını izlemek de bu köyün vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.

    Kapıkırı Köyü: Bafa Gölü kıyısına kurulmuş şirin bir köy Muğlaya gidenler mutlaka görmeli

    Köyün tarihçesi ise Vikipedi’de şu bilgilerle anlatılıyor: Antik Latmos körfezinde yer alan Heraklia’nın ilk adı Latmos idi ve adını deniz seviyesinden 1300 metre yüksekliğe ulaşan Latmos Dağı'ndan alıyordu. Efes-Milet ticaret yolu üzerinde olmayan ve Latmos körfezinde yer alan Heraklia, hiçbir zaman çok önemli bir şehir olmadı. Deniz ticaretini çok yakınında olan ünlü Milet şehrine kaptırdı. Iyonya'da olmasına rağmen Heraklia, her zaman bir Karya şehrinin özelliklerini taşıdı ve tarihsel açıdan Karya şehirlerinin kaderini paylaştı. Kral Mausolos şehri kurnazlıkla aldı ve şehrin ismini değiştirdi. Ayni isimle anılan birçok Heraklia şehrinden ayrılması için Latmos Dağı altındaki Heraklia anlamına gelen "Heraklia ad Latmos" adini aldı. MÖ 287 yılında general Lizimahos tarafından fethedilen Heraklia'nın etrafına günümüzde bile bütün ihtişamı ile ayakta duran şehir duvarları inşa edildi. Göl seviyesinden yaklaşık 500 metre yüksekliğe kadar çıkan bu duvarlar 65 tane kule ile güçlendirilmiş olup yaklaşık 4 mil uzunluğundadırlar.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kapıkırı Köyü: Bafa Gölü kıyısına kurulmuş şirin bir köy Muğlaya gidenler mutlaka görmeli

    Heraklia komşusu Milet ve Priene şehirleri gibi Hippodamik stilde, yani birbirini dik kesen caddelerin meydana getirdiği satranç tahtası desenli bir plan üzerine kurulmuştur.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    MÖ 1. yüzyıl sonunda Menderes nehrinin taşıdığı alüvyonlarla denizle olan bağlantısını ve bunun sonucunda deniz ticaretini tamamen kaybeden Heraklia'nın yıldızı yavaş yavaş sönmeye sönmeye başladı.

    Şehirdeki zikredilmesi gereken ikinci önemli yapı ise, deniz kenarında bir burun üzerinde yer alan, Helenistik döneme tarihleşen Athena tapınağı idi.

    Oldukça sönük geçen Roma dönemi arkasından Herakliya'nın yıldızı Bizans döneminde yeniden parladı. MS 7. yüzyılda Arabistan Yarımadası'ndan gelen birçok kesiş, din adamı Latmos dağlarında yaşamaya başladılar. Bazılarının büyük bir üne kavuştuğu bu din adamları bölgeye birçok insanın gelmesine neden oldular. Anadolu'nun en büyük manastır merkezlerinden biri olan Latmos körfezinde bu dönem 400 yıl sürdü. Türklerin Anadolu'ya gelmesi ile duraklayan manastır hayatı, Haçlıların Selçukluları yenmesi ile tekrar alevlendi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Efsaneye göre, bu bölgeye gelen keşişler magaralarin birinin içinde ünlü Endymion'un mezarini keşfettiler ve mezarı bir Hristiyan kutsal mekanı haline getirdiler.