hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Yumuşak Makine'ye bilirkişi bulunamadı

    Yumuşak Makineye bilirkişi bulunamadı
    expand

    William Burroughs'un Yumuşak Makine ve Chuck Palahniuk'un Ölüm Pornosu adlı kitaplarının duruşmaları görüldü. Yumuşak Makine incelemesi için mahkemenin hala bilirkişi bulamadığı ortaya çıktı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulunun verdiği rapora dayandırılarak William Burroughs'un yazdığı, Süha Sertabiboğlu tarafından dilimize çevrilen ve Sel Yayıncılık tarafından yayımlanan Yumuşak Makine adlı kitabın dördüncü duruşması ve Chuck Palahniuk’un yazdığı ve Funda Uncu’nun Türkçe’ye çevirdiği, Ayrıntı Yayınları tarafından basılan Ölüm Pornosu isimli kitabın ikinci duruşması Çağlayan Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesi duruşma salonunda arka arkaya görüldü.

    Sel Yayıncılık'tan alınan bilgiye göre dava ÇevBir, 6.45 Yayınları ve basın tarafından izlendi.
    “Sanık” sıfatıyla yargılanan Ölüm Pornosu isimli kitabın yayıncısı Hasan Basri Çıplak kitabın edebi niteliğinin değerlendirilmesi için bilirkişi incelemesi talebinde bulunarak savunmasını tekrar etti. Mahkeme kitabın orijinalinin incelenmesi için bilirkişiye yollanması kararı aldı.

    Hemen ardından görülen Yumuşak Makine duruşmasında ise "Sanık" sıfatıyla yargılanan kitabın çevirmeni Süha Sertabiboğlu ve yayıncısı İrfan Sancı bir önceki duruşmada söz konusu eserin Karşılaştırmalı Edebiyat bölümüne gönderilmesi ve bilirkişi raporunun bu konunun uzmanları tarafından yazılması talebinde bulunmuştu. Hâkim daha önceki duruşmalarda talep edilmesine rağmen kitabın hâlâ bilirkişiye gönderilemediğini açıkladı. Mahkemenin bilirkişi listesinde bulunan uzmanların kitabı incelemeyi kabul etmediği ve mahkemenin bilirkişi bulma konusunda çalışmalarına devam ettiği bildirildi.

    "Bir tek Türklerin mi aklına geldi?"

    Mahkemenin kitabı inceleyecek bir bilirkişi bulamamasının açıklanması üzerine avukatlar tarafından Karşılaştırmalı Edebiyat ve Batı Dilleri bölümlerinden, alanında uzman kişiler önerildi. Söz konusu kitabın yayıncısı İrfan Sancı bir eserin edebi olup olmadığına herhangi bir kurulun verdiği raporla karar verilemeyeceğini tekrar etti. Kitabın bilirkişiye hâlâ gönderilmemesi yüzünden yargı sürecinin boşu boşuna uzadığını belirterek “Tüm dünyada edebi eser olarak yayımlanan ve serbestçe okunan bu kitabın edebi olup olmadığını soruşturmak bir tek Türklerin mi aklına geldi?” diye sorunca Hâkim “çevirinin tam olarak yapılıp yapılmadığını da soruşturmamız gerekiyor” gerekçesiyle karşılık verdi.

    On Bir Bin Kırbaç da sansür kurbanı

    Sancı “Bu konuda inceleme yapabilecek meslek örgütleri var. Çevirmenler Birliği gibi meslek örgütlerine çevirinin düzgün yapılıp yapılmadığı sormak da mı aklınıza gelmiyor, bu kararı onlar da verebilir,” dedi ve dünyanın hiçbir yerinde buna benzer davaların görülmediğini, bir tek Türkiye’de edebi eserlerin müstehcenlik suçlamasıyla yargılandığını belirtti. Bunun üzerine hâkim bunun doğru olmadığını, Avrupa İnsan Hakları mahkemesinde de benzer davalar görüldüğünü, hatta bir Fransız yazarın kitabının yargılanmış olduğunu belirtti. İrfan Sancı ise hâkimin örnek gösterdiği davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yine Türkiye’den gittiğini ve söz konusu kitabın Guillaume Apollinaire’in “On Bir Bin Kırbaç” isimli eseri olduğunu; kitabın 1999’da yayımlandıktan sonra yargılanıp toplatıldığını ancak AİHM’in Guillaume Apollinaire’in dünya kültür mirasının bir parçası olduğunu belirterek Türkiye’yi bu davadan dolayı mahkûm ettiğini hatırlattı. Yine Sel Yayıncılık 2009’da Guillaume Apollinaire’in “Genç Bir Don Juan'ın Maceraları” isimli bir başka eserini yayımlamış ve eser yine aynı gerekçelerle dava edilmiş; Avrupa Parlamentosu da “Türkiye'de Sansür” başlığı altında bu davayı da tartışmıştı.

    Şaşırtan diyaloglar

    Duruşma sırasında hakim ile yayıncı İrfan Sancı arasında şu diyaloglar geçti:
    Hakim:
    Başka ülkelerde de oluyor böyle davalar, AİHM'de var bir Fransız yazarın davası.

    İrfan Sancı: O dava da Türkiye'den, Guillaume Apollinaire'in kitabı ile ilgili.

    Hakim: Hayır değil, başka bir ülke o. (Davanın ayrıntıları verildi)

    İrfan Sancı: Peki bir kitabın edebi olup olmadığına dair rapor alınması size garip gelmiyor mu?

    Hakim: Edebi olup olmadığına ben de karar veririm aslında, ben çok kitap okurum, bu kitabı da okudum. Ama sorun çeviri olmasında.

    İrfan Sancı: Çeviri için Çevbir'e başvurulabilir, onlar da meslek örgütü olarak düzgün yapılıp yapılmadığına karar verebilirler.

    Hakim: Düzgün yapılıp yapılmadığı bizi ilgilendirmez, o vatandaşı ilgilendirir.

    İrfan Sancı: Evet aslında, bütün bu konular, edebi olup olmadığı da dahil vatandaşı ilgilendiriyor ama davayı siz açıyorsunuz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hakim: Tamam orası öyle ama devlet de kural koyacak, yoksa düzensizlik alır başını gider.

    İrfan Sancı: Devlet kendi yasasında "edebi eserler kapsam dışıdır" diyor zaten, bu yasa bizim için geçerli değil mi?

    Hakim: E biz de edebi mi değil mi onu soracağız işte ama bilirkişi bulamıyoruz. 


    İki dava peş peşe görülecek

    Mahkeme, bir kez daha, söz konusu kitabın bilirkişiye gönderilmesine karar verdi. Dava, Ölüm Pornosu duruşmasıyla yine aynı güne ertelendi. 13 Mart 2012 günü saat 09.30’da aynı mahkemede “Ölüm Pornosu” isimli eserin üçüncü duruşması ve arkasından “Yumuşak Makine”nin beşinci duruşması görülecek.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow