hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "TV işi restoran işletmek gibi"

    TV işi restoran işletmek gibi
    expand

    CNN TÜRK Genel Müdürü Barış Tünay, kanaldaki ilk yeni yayın dönemine hızlı başladı. Yeni sürprizler hazırladıklarını belirten Tünay, “Heyecandan gözüme uyku girmiyor” diyor.

    Öncelikle kanalı gençleştirme konusunda adım attığınız için size teşekkür ederim. Hayko Cepkin “Extreme G” programına başlıyormuş…
    Burada ters köşe yapıyoruz. Müzik yok çünkü. Hayko 10 küsur yıldır paraşütle atlıyormuş.
    İlk yayında Gripin’in solistiyle beraber paraşütle atlıyorlar. Herkesin kafasında birer kamera var. Bayağı bir geri dönüş oldu Twitter’da bu programla ilgili.

    Sizin ilk yeni yayın döneminiz değil mi CNN TÜRK’te?
    Evet, uyku yok. Uyuyamıyorsun. Devamlı kafada bir şeyler dönüyor. Oradaki açı doğru mu oldu, öyle mi yapsak vs. şeklinde.

    CNN TÜRK kendini ispat etmiş bir kanal. Siz başarılı olmasanız bu noktada olmazsınız. Herkes profesyonel. Programlar belli. İçinizdeki o telaşın sebebi nedir?
    Uçak havada kalmıyor hiçbir zaman mutlaka aşağı iniyor. TV de öyle bir şey. Eskiden basket maçlarını verdiğimiz zamanlarda araba kurulurken kablolar çekiliyor; “O doğru mu, bu doğru mu? Ben olmazsam bunlar yapamayacak” derdim. Sonra bir gün gitmedim maça ve maç yayınlandı. Gayet de güzel oluyormuş. Bazen kendimiz çok büyütüyoruz. TV öyle bir şey. En detay mesleklerden biri uçak mühendisliği, cerrahlık ve TV sektörü. Her şeyin yedeğinin yedeği var. Ekranın kararması mümkün değil!

    Stüdyolarınız yenilenmiş. Her sezon değiştiriyor musunuz stüdyoları?
    Televizyon böyle bir şey. Çok çabuk tüketiliyor. Bir muhafazakar BBC örneği var, senelerce aynı şeyi yapıyorlar. Ama mesela Amerika’da çok çabuk tüketiyor.Türkiye’de 3 sezon devam eden dizi yok doğru dürüst. Çok çabuk tüketiyoruz, hep yenisini istiyoruz. Uzun soluklu işler çok kolay değil TV’de ve devamlı değişiklik istiyor izleyici.

    Sizin kalıcılık sırrınız nedir? Nasıl kalıcı olunabilir?
    Evde yemek yaparsın, kendi kendine kesersin, doğrarsın ama restoranda aşçı olduğunda iş farklı. O zaman baktığında orada da prodüktörler var bir şeyleri kesiyorlar, öbür tarafta editörler var yemeği hazırlıyorlar. Tıpkı restoran işletmek gibi; hem tadı güzel olmalı, hem göze hitap etmeli… Bu bir ekip işi. Kimse tek başına bir şey yapamaz.

    Hayko Cepkin’in programı dışında yenilikler var mı?
    “Dört Bir Taraf” programı var. Bu Nazlı Ilıcak, Altan Öymen, Enver Aysever ve Nagehan Alçı’yla birlikte ilginç bir program olacak. Burada hem dünya görüşü olarak farklı bakan insanlar var, hem kuşak farkı açısından eski nesil ve yeni nesil gazeteciler var. Bu programda farklı gruplaşmalar olacak. Sadece dünya görüşleri açısından değil, zaman zaman tecrübeliler ve gençlerin gruplaşmasını göreceğiz. Zaman zaman kadın ve erkeklerin gruplaşmasını göreceğiz. Başta agresif bir programmış gibi geliyor ama mesela Nazlı Ilıcak ve Altan Öymen’in çok uzun bir dostlukları var. Birbirleriyle normal hayatta da bir hukukları olan ve görüşen insanlar. Öbür taraftan Nagehan ile Enver uzun seneler birlikte çalıştılar. Bu senenin hit programlarından biri olacak.

    Diğer programlar aynen devam edecek mi?
    Pazartesi - çarşamba Ahmet Hakan’la devam ediyoruz. Cuma da Şirin Payzın var. Şirin kanalın kuruluşundan beri çalışıyor. Sırtına bir dövme yaptıracağız onun; “Yangında ilk kurtarılacak” diye. Cumartesi klasik “32. Gün” ve “Arena” var. Pazar günü de “Eğrisi Doğrusu” devam ediyor. Bu sene yeni bir spor programımız var. İki yeni yorumcumuz katıldı aramıza; Bilgin Gökberk ve Uğur Meleke. Pınar Esen’i haberdeki baskılanmış halinden kurtarıyoruz. Pınar çok neşeli bir kadın. Ona başka bir format koyduk. Ayrıca Akut’la bir işe başlıyoruz. Mesela Güneydoğu’daki yollar kapanmış, doğuma bir kadın götürüyorlar. Tüm bu aşamaları çekiyorlar. Kameraları var Akut’un. O hafta Akut ne yaptı? O haftaki kurtarma olaylarını biraz canlandırarak bir yarı reality yarı belgesel yarı da program haline getireceğiz. Bir de şehirlerde irtibat büroları olduğu için bize haber destekleri olacak.

    Mesut Yar, Saba Tümer’in yerine geldi ama işler iyi gidiyor anladığım kadarıyla…
    Mesut çok ilginç oldu. Mesut’la çok eski arkadaşız. Mesut ya uyan Türkiye, ya da uyuma Türkiye programları yapıyordu. Amerika’daki standartlarda, yani haber talk show’unun en iyi örneklerinden biri oldu. Çünkü Mesut’un haberci kimliği o kadar önemli ki. Mesela en son Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmada son dakikaları veriyoruz, arada görüntüler giriyor. Düzeyli sohbetini yaparken bir yandan; “Şöyle oldu, böyle oldu” diye haber kanalına yakışır bir talk show yaptı. Reytingleri çok iyi gidiyor. Mesut yaz projesi olarak başladı. Fakat şu anda kanalın domino taşlarından biri oldu ve onu kaptırmıyor kimseye. Garip izlenme oranları görüyoruz programda. Bu arada Cüneyt Özdemir “Soruyorum” diye bir programa başlıyor. Halktan gelen soruların da yer aldığı bir röportaj programı olacak.

    Stüdyodan, programa her manada yenilikler bekliyor bizi demek ki bu sezonda?
    Valla benim diye demiyorum ama gerçekten çok güzel olacak her şey. Ekran görsellerimizde teknolojinin de imkanlarını kullanıp, ama bir o kadar da anlaşılır ve sade bir görüntümüz olacak. Çok heyecanlıyız. Kendi ürettiğimiz marka programlara sahip çıkıyoruz. Ana haberlere Nevşin’le devam. Nevşin Mengü yeni nesil anchorwoman adaylarının başında geliyor. Çok başarılı. Haber Ferhat Boratav’a emanet. Bu sene Ali Güven ve Ahu Özyurt da aramıza katıldı haberde. Ahu zaten CNN TÜRK’ün evlatlarından. Fatih Türkmenoğlu’yla “Hayat Gezince Güzel”, Mehmet Yaşin’le “Lezzet Durakları” ve Güven İslamoğlu’yla “Yeşil Doğa” aynen devam…

    Ve artık hedef; başarıya ulaşmak…
    CNN genetiği açısından zaten başarısız olma ihtimali olmayan bir kanal. Burada önemli olan insanları doğru hedefte birleştirip, o hedefe gidebilmek. Asıl savaş bundan sonra başlıyor çünkü. Altyapıyı, görseli hoş bir hale getirdik. Bundan sonra insanların bir şeyler katması lazım. CNN TÜRK’ün teknolojik anlamda ulaşamadığı, dokunamadığı insan yok! Bu çalışmalarda özellikle ismini geçiriyorum; Kurumsal İletişim Direktörü Ayşe Yonca Baltaoğlu’nun emeği büyüktür. Her zaman şunu söylüyorum; yarın telepati çıksa CNN TÜRK değerli içeriğiyle orada olacak!

    Röportaj: Hürriyet / Pınar YILMAZERLER
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow