"2008'de çözüm için tekrar çaba harcanmalı"

2008de çözüm için tekrar çaba harcanmalı
expand

Uluslararası Kriz Grubu (ICG), Kıbrıs Rum kesiminde yapılacak başkanlık seçimlerinin ardından, adadaki tarafların kapsamlı çözüm için BM arabuluculuğunda müzakereleri yeniden başlatma niyetlerini ortaya koymaları görüşünü dile getirdi.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

ICG'nin, "Kıbrıs: Bölünmeye Giden Yolu Tersine Çevirmek" başlıklı raporunda, Kıbrıs meselesinin kapsamlı çözümü yolunda, BM ve AB'nin de güçlü teşvikiyle, 2008 yılında bir büyük çaba daha harcanması gerektiği belirtildi.
 
Uzlaşmadan iki tarafın da sağlayacağı çok büyük kazançlar olduğuna işaret edilen raporda, Kıbrıslı Türklerin AB vatandaşlığının faydalarından istifade edebileceği, Rumların da güvensizlik kaygılarını gidererek bölgenin en dinamik ekonomisi olan Türk ekonomisine açılabileceği kaydedildi.
 
Kıbrıs meselesindeki çözümsüzlüğün AB için de Afganistan'da NATO ile işbirliği gibi bazı uluslararası konularda sıkıntı yarattığına dikkat çekilen raporda, olası çözümün Türkiye'nin AB sürecindeki önemli bir engeli de ortadan kaldırabileceği ifade edildi.
 
"Çözümün alternatifi bölünme"
 
Raporda, çözüm çabalarının başarısız olması durumunda alternatifin muhtemelen "bölünme" olacağı görüşüne yer verildi.
 
Çözüm bulunamaması halinde, yerel çevrelerce "Tayvanlaştırma" olarak
nitelenen sürecin kaçınılmaz biçimde hızlanacağı ve bunun da bölünmeyi pekiştireceği belirtilen raporda, iki tarafın da bölünmenin getireceği zararları şimdiye kadar olduğundan çok daha fazla düşünmeleri tavsiye edildi.
 
ICG raporunda, herhangi bir kapsamlı çözümün iki bölge ve iki toplum temelinde olması gerektiği kaydedildi. Raporda, Kıbrıs Rum kesiminde Şubat 2008'de yapılacak başkanlık seçimlerinden sonraki dönemin, iki tarafa da, anlamlı müzakerelere dahil olma niyetlerini yeniden oluşturma fırsatı tanıyabileceğine işaret edildi.
 
"Önümüzdeki haftalarda içte ve dışta, bölünmeye giden sürecin getireceği zararlar ve çözümün sağlayacağı yararlar üzerinde yoğunlaşarak, maksimum çabalar harcanmalı" ifadesine yer verilen raporda, ideal sonucun, her iki liderin de seçimlerden sonra mümkün olan en erken tarihte bir araya gelerek, görüşmelerin yeniden başlaması yönünde BM'ye gerçek bir taahhütte bulunmaları ve bunu güven artırıcı önlemlerle desteklemeleri olduğu belirtildi.
 
Tavsiyeler
 
Raporun tavsiyeler bölümünde, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum liderlerin kapsamlı çözüm için BM arabuluculuğundaki görüşmelere yeniden dahil olma niyetlerini dile getirmesi, BM'nin de adada kendi ekibini oluşturması ve değerlendirme çalışmaları için üst düzey bir ismi göndermesi gerektiği vurgulandı.
 
ICG'nin raporunda, Kıbrıs Rum yönetiminin AB'nin Kıbrıslı Türklere yönelik Doğrudan Ticaret Tüzüğü önündeki engelleri ortadan kaldırması, Kıbrıs Türklerinin de Rumların mülkiyetindeki arazilerin üstüne inşaat yapılmasını durdurması önerildi.
 
Türkiye'nin de Gümrük Birliği Ek Protokolü'nden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi istenen raporda, Türkiye'deki sivil ve askeri liderlerin iki toplumlu, iki bölgeli bir federal çözüme ve çözümün ardından da Türk askerlerinin adadan tamamen çekilmesi fikrine bağlı olmaları gerektiği kaydedildi.
 
Raporda, adadaki her iki yönetimin AB'nin Kıbrıs Türk idaresindeki bölgelerde serbestçe çalışmasını önleyen engelleri kaldırması, Kıbrıs Rumlarının Kıbrıs Türk ürünleri ve ticareti konusunda ayrımcılık yapılmasını engellemesi ve Kıbrıs Türk polisiyle, sağlık görevlileriyleve diğer kurumlarıyla günlük ilişkiler kurması gereği üzerinde duruldu.
 
Kıbrıs Türk yönetiminin Rum limanları üzerinden ihracat yapmak isteyen tüccarları engellememesi ve AB'nin mali destek sağladığı tek taraflı projelere izin vermesi gerektiği belirtilen raporda, BM ve AB'nin özellikle adanın birleşmesinin getireceği ekonomik, sosyal ve siyasi faydaların tartışılacağı toplantıları desteklemesi istendi.
 
Raporda, Türkiye'nin "Kıbrıs Rumlarının korkularını hafifletecek tüm yolları" araştırması gerektiği, buna Yeşil Hat yakınında askeri tatbikat yapmak, Yunan ve Kıbrıs Rum hava sahalarında askeri uçuş düzenlemekten kaçınılmasının dahil olduğu ifade edildi.
 
IKG'nin raporunda, Türkiye'nin müzakere sürecine girildiği takdirde, adadaki askeri varlığının uluslararası gözetim altına alınmasını kabul etmesi ve güveni inşa etmek amacıyla yetkilileri, işadamlarını ve aydınları Rumlarla iş yapmaya teşvik etmesi gerektiği belirtildi.
 
Raporda, Yunanistan'ın da 2008'da kapsamlı görüşmelere hazırlık açısından, Kıbrıs meselesinin çözümsüzlüğünün taşıdığı potansiyel tehlikeleri tüm AB ülkelerine anlatması ve Türkiye ile Yunanistan ilişkilerinde 1999'dan bu yana görülen yumuşamayı Kıbrıs Rumlarında da özendirmesi önerildi.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow