Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Alman mevkidaşı Steinmeier'den ortak açıklama
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, Ankara'da ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile ortak basın toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;
"Türkiye'yi ve Türkleri yakından tanıyan Sayın Steinmeier, dışişleri bakanlığı döneminde birçok ülkemizi birçok kez ziyaret etmişti. Ancak bugünkü ziyareti cumhurbaşkanı olarak ülkemize yaptığı ilk ziyaret olması ve Türkiye-Almanya arasındaki dostluk anlaşmasının 100. yılına tekabül etmesi bakımından ayrıca değerli bir ziyaret olmuştur.
Beşeri bağlarla bugüne kadar hep güçlenen Türk-Alman dostluğunun kuvvetlenerek gelişmeye devam edeceğine inanıyorum.
Kıymetli dostum Steinmeier'in de ilişkilerimizi ilerletme konusunda bizimle hem fikir olduğunu görmekten ayrıca memnuniyet duyuyorum. Bu vesileyle Almanya'ya ve Alman halkına 6 Şubat depremlerinde milletimizle sergiledikleri dayanışma için tekrar teşekkür ediyorum.
SAVUNMA SANAYİİNDEKİ KISITLAMALARI ARTIK GÜNDEMİMİZDEN ÇIKMALI
Sayın cumhurbaşkanının Gaziantep'e giderek Almanya'nın katkısıyla inşa edilen ilkokulumuzu ve Nurdağı konteyner kentimizi ziyareti bizleri ayrıca mütehasıs etmiştir. Bugün gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde ülkelerimiz arasındaki çok boyutlu ilişkileri ikili olarak ele alma fırsatını bulduk. NATO müttefikimiz Almanya ile güvenlikten ekonomiye, kültürden bilime her alanda yoğun ilişkilere sahibiz. 50 milyar doları bulan ikili ticaret hacmimizi dengeli bir şekilde 60 milyar dolar seviyesine ulaştırmayı hedefliyoruz. Karşılıklı yatırımların artırılmasına bu bakımdan özel önem veriyorum. Savunma sanayii alanındaki iş birliğimizi de ikili ilişkilerimize ve müttefiklik ruhuna uygun şekilde ilerletmek arzusundayız. Savunma sanayiinde karşılaştığımız kısıtlamaları artık gündemimizden tamamen çıkartalım istiyorum. Türkiye ve Almanya'nın bilhassa savunma alanında engelleri değil bundan sonra ortak üretim projelerini konuşacağını ümit ediyoruz. Turizm alanındaki iş birliğimiz de her geçen gün gelişmektedir. 2023'te Almanya'dan 6 milyonu aşkın turisti ülkemizde ağırladık. Bu rakamı daha da yukarılara taşıyacağımıza inanıyorum.
Almanya ile ikili ilişkilerimizin en müstesna ortak paydası ve taşıyıcı sütunu güçlü beşeri bağlarımızdır. Bundan 63 yıl önce Sirkeci Garı'ndan uğurladığımız insanlarımızın sayısı 3,5 milyona ulaştı. 63 yıllık süre zarfında Türk toplumu gurbetçilikten çıkarak Almanya'nın sosyal, ekonomik, kültürel ve akademik hayatında kritik rolleri üstlenmeye başladı. Sayın cumhurbaşkanının heyetinde yer alan değerli temsilciler bunun örneğidir. Vatandaşlarımızın kültürden sanata, siyasetten bilim ve ticarete kadar her alanda önemli başarılarına şahit oluyoruz. Alışıla gelmiş kalıpları yıkan ön yargıları kıran önlerine çıkan engelleri tek tek aşarak Türkiye-Almanya arasında beşeri bir köprü vazifesi gören tüm vatandaşlarımızla gurur duyuyoruz.
TERÖR ÖRGÜTLERİ İLE MÜCADELEDE İŞ BİRLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR
Görüşmelerimizde Almanya-Türk toplumunu ilgilendiren konuları da ele aldık. Türk toplumunun eşit katılım temelli entegrasyonuna önem veriyor, teşvik ediyoruz. Çifte vatandaşlığı mümkün kılan yeni Alman vatandaşlık yasasını bu bağlamda atılmış kıymetli bir adım olarak görüyoruz. Ancak Avrupa ile birlikte Almanya'da yükselen yabancı karşıtı, İslam düşmanı, aşırı sağcı ve ırkçı örgütlere yönelik endişelerimiz giderek artıyor. Solingen faciasından 31 yıl sonra benzer bir saldırı da maalesef ikisi çocuk dört kardeşimizi kurban verdik. 25 Mart tarihinde yaşanan menfur hadisenin tamamen aydınlatılması ve sorumlularının cezalandırılması noktasında beklentilerimizi paylaştım. PKK/PYD-FETÖ başta olmak üzere insanlarımızın huzurunu kaçıran ve temsilciliklerimize saldıran terör örgütleriyle mücadeleye de değindik. Müttefiklik hukukumuza zarar veren bu örgütlerle mücadelede daha etkin iş birliğine ihtiyacımız bulunuyor. Terörle mücadele hususunda Alman makamlarından daha fazla destek ve dayanışma beklediğimizi ifade ettim.
Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri de gündemimizde yer aldı. Gümrük birliği ve vize serbestisi başta olmak üzere atılması gereken adımları ele aldık. Sayın cumhurbaşkanı ile bölgesel ve küresel gelişmeler hakkında görüş alışverişinde de bulunduk. Bu vesileyle Gazze'de 200 gündür yaşanan benzeri görülmemiş zulmün son bulması çağrımızı tekrarladık. Netanyahu sırf siyasi ömrünü uzatmak adına kendi vatandaşları dahil tüm bölgemizin güvenliğini tehlikeye atıyor. İsrail yönetiminin Gazze'de işledikleri insanlık suçlarını ve katliamlarını gündemden düşürme çabalarına prim verilmemesi gerekiyor. İsrail'in saldırıları devam ettiği müddetçe hem bölgesel, hem de küresel barışa yönelik tehditlerin arttığının herkes bilincindedir. İran ile İsrail arasında geçtiğimiz hafta tırmanan gerilim bunun en son ve en çarpıcı örneğidir. Masumların ölüm, açlık ve sefalete mahkum edilmesinin ızdırabının nesiller geçse bile unutulmayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye olarak bu konuda ilk günden itibaren kararlı, vicdanlı ve cesur bir duruş sergiledik. İnşallah bundan sonra da ateşkesin sağlanması, kesintisiz ve yeterli insani yardımın Filistin halkına ulaştırılmasına yönelik çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz.
Malumunuz olduğu üzere 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın finalleri haziran ayında Almanya'da düzenlenecek. Milli takımımız da bu turnuvada mücadele edecek. Turnuvada yer alacak tüm milli takımlara ve organizasyonda yer alacak ekiplere şimdiden başarılar ve kolaylıklar diliyorum."
"Gazze'de ölüm sayısı 45 bini buldu bu rakamı bir kenara koymamız söz konusu olamaz"
İsrail ile ticaret iddialarına ilişkin gazetecilerden gelen bir soru üzerine Erdoğan şu yanıtı verdi:
İsrail ile yoğun ticari ilişkileri artık ayakta tutmuyoruz, o iş bitti. Bunu da kısa zaman önce Dışişleri Bakanım açıkladı. Fakat şunu bilmenizi istiyorum, şu anda İsrail'in Gazze'ye yaptığı saldırılardaki ölüm sayısı ne yazık ki 45 bini buldu. Bu rakamı bir kenara koymamız söz konusu olamaz. Yaralılar 75 bini buldu. Bu yaralılar içerisinde durumu ağır olanların bir kısmını biz ülkemize aldık burada tedavileri devam ediyor. Tabi çocuk, kadın, yaşlı bir burada maalesef ağır manzara var. Bu manzarayı Alman dostlarımızın görmesi lazım. Bu kadar Gazze, Filistin yerle yeksan olmuş, her taraf yıkılmış durumda. Kaldı ki, İsrail ile Gazze, silah, mühimmat, araç-gereç zaten bunlar mukayese edilmez. Bunları görerek değerlendirme yapmak lazım. Bütün bunların yanında tüm Batı kimin yanında yer alıyor? İsrail'in yanında yer alıyor. İsrail'in acımasız bu saldırıları karşısında Gazze'nin bir imkanı var mı? Yok, imkansızlıklar içinde bütün bunlara rağmen biz şu anda rehinelerin takası noktasında bir gayretin içerisindeyiz, bir mücadelenin içerisindeyiz. Temenni ederiz ki bu takasta başarılı oluruz.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'ın konuşması ise şu şekilde oldu:
Burada sizin misafiriniz olmaktan çok mutluyum. Konukseverliğinizi birebir yaşadım. Yoğun görüşmelerim yararlı oldu. 2018 ziyaretiniz sonrası 2 kere görüştük. Birincisi 2 yıl önce Rusya Ukrayna savaşından kısa süre önce. İkinci görüşmemiz Berlin'de bir ay önce Hamas'ın saldırısından 1 ay sonraydı. Zannediyorum ki bu iki olay tehlikeli bir zamanda yaşadığımız gösteriyor. İlişkilerimiz çok uzun geçmişe dayanıyor. Diplomatik ilişkilerimizde 100. yılında gelmemiz önemliydi. Bu ilişkiler sadece devletler arasındaki ilişki değil insani ilişkiler özel kılıyor. Bu kadar yoğun ilişki yoktur dünyada. 3 milyon Türk 4 kuşak önce Almanya'da yaşıyor. Onların öyküleri bizim ülkemizi şekillendiriyor. Siyasi hayattan ekonomi, kültür hayatına kadar bu kuşağın temsilcileri bana eşlik ediyor. 100 yıl önce zanaatkârlar Almanya'daki yoksulluktan kaçarak Türkiye'ye gelmişti. Nazi Almanyası'nda çoğu Yahudi buraya geldi. Bugün de Ankara'daki görüşmelerde yeni bilgiler edindim. Tarihi bağlılığımız son derece güncel. 1 yol önce güney doğusundaki deprem sonrası bunu yaşadık. Almanya'dan destek sağlandı.
Ülkelerimiz ekonomik açıdan zor olan dönemlerden geçiyoruz. İlişkileri daha da geliştirmeliyiz. Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler konusunda basın özgürlüğü hukuk devleti ilkeleri oldukça önemli.
100 yıldır süren ilişkilerimizin daha da güçlü olmasını diliyorum. Dünya dinamik fakat özgüvenli yeni ülkeler ortaya çıkıyor. Türkiye ile Almanya tek ortaklar değil fakat biz iki ülke olarak birbirimiz için vazgeçilmeyiz. Özellikle Orta Doğpu'daki dramatik gelişmelerde bilgi alışverişinde bulunmalıyız. Kıbrıs konusunu da ele aldık. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı da önemli bir konuydu. Amerika'dan da yardımların gelmesi söz konusu. Türkiye'nin de Ukrayna'yı desteklediğini biliyoruz. bu desteği sürdüreceğiz. Bunun ötesinde birkaç hafta sonra Almanya, yeniden yapılanma konferansına sayın Cumhurbaşkanı'nı davet ediyorum.
Hamas bu vahşice saldırı ile İsrail'e 1200 kadın ve çocuğu öldürdü. 300'ü aşkın rehini tutuyor. Bize göre 7 Ekim saldırısı olmasa bu savaş olmazdı. Biz Gazze'deki insani durumu düzeltmeliyiz. Bu konuda Türkiye'nin önemli görevi var. Bölgedeki ilişkileri kullanmalıyız. Rehinelerin serbest bırakılması için bu olayın tırmanmaması için ön koşul. Bu dönemlerde Türk Alman ilişkilerine yeniden ivme kazandırmalıyız.
(İsrail'e destek sorusu) Biz mahkeme nezdinde bu konuda Almanya'nın desteğinin bir soykırıma katkı olduğu izlenimine karlı girişimde bulunuyoruz. Hukukçularımızla konumumuzu savunuyoruz.
SOLİNGEN'DEKİ İKİNCİ FACİA
Sayın cumhurbaşkanı ile bu konuyu ele aldım. Bahsettiğiniz olay beni de sizin kadar üzüyor dedim. Solingen'deki olayın anmasında konuşma yaptım. Kurbanların yakınları da katıldı. Bu kadar etkili etkinlikten sonra benzer olayın yaşanmasını düşünemezdik. yeni bir saldırı oldu. Alman güvenliği ve yargısı bu faillere hak ettiği cezayı verecek.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Fransa siyaseti karıştı: Tarih belli oldu... Bu noktaya nasıl gelindi?
ABD-Çin ticaret savaşında yeni perde! Pekin hangi misilleme kartını oynar? Biden’dan yeni ‘çip kısıtlaması’, ikinci Trump dönemi…
Biden’dan oğluna af, Trump’tan ise dünürlerine kıyak!
Trump’tan Trudeau'ya şok teklif: Kanada 51'inci eyalet olsun
Suriye'de neler oluyor? Tel Rıfat'tan sonra gözler Münbiç'e çevrildi