hamburger-icon
logo
mobile-hourSon Dakika
  • Son Dakika
  • Türkiye
  • Video
    • Yayın Akışı
    • Programlar
    • Ekran Yüzleri
    • Canlı Yayın
    • Frekanslar
  • Finans
  • Dünya
    • Türkiye
    • Ekonomi
    • Magazin
    • Spor
    • Teknoloji
    • Otomobil
  • Ekonomi
  • Spor
  • Magazin
  • Yaşam
  • Resmi İlanlar
    • Yayın Akışı
    • Programlar
    • Ekran Yüzleri
    • Canlı Yayın
    • Frekanslar
desktop-gifmobile-gifCanlı YayınGiriş

HABERLER

  • Canlı Yayın
  • Son Dakika
  • Son Dakika Depremler
  • Türkiye
  • Dünya
  • Finans
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Magazin
  • Seyahat
  • Yaşam
  • Otomobil
  • Teknoloji
  • Eğitim
  • Kültür Sanat
  • Yerel Haberler

KATEGORİLER

  • Yazarlar
  • Hava Durumu
  • Video
  • Foto Haber
  • Döviz
  • Altın
  • Koronavirüs
  • Astroloji
  • CNN Life

TV PROGRAMLARI

  • A'dan Z'ye
  • Güne Merhaba
  • Gundem
  • Bugün
  • Günlük
  • Ana Haber
  • Programlar
  • Canlı Yayınwatch
  • Yayın Akışı
  • Ekran Yüzleri
  • Frekanslar

TAKİP EDİN

  • youtube
  • facebook
  • x
  • instagram
  • tiktok

UYGULAMAYI İNDİRİN

  • google-play
  • app-store
  • app-gallery
hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    • Anasayfa
    • Dünya Haberleri

    Çin ve Rusya'nın 'İran' sınavı: İsrail ile gerilim Moskova ve Pekin'de nasıl yankılanıyor?

    KaynakAA
    16.06.2025 - 12:43Güncellenme Tarihi16.06.2025 - 13:25
    • facebookfacebook
    • xx
    • whatsappwhatsapp
    • down-arrowcopy
      • copyLinki Kopyala
      • plusYazıyı Büyüt
      • minusYazıyı Küçült
    google-newsgoogle-news
    flipboardflipboard

    İsrail'in, BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) üyesi olan İran'a yönelik ani saldırısı ve ardından gelen misillemelerle tırmanan çatışmalar, gözleri İran’la stratejik ve siyasi bağları derin olan iki ülkeye çevirdi: Çin ve Rusya. İran ile İsrail arasında yaşanan çatışma yalnızca bölgesel güç dengelerini değil aynı zamanda küresel güç mimarisini de etkileyebilir nitelikte olarak görülüyor. Peki İran-İsrail gerilimi Rusya ile Çin için ne anlama geliyor? İşte uzmanların görüşleri...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    /
    Çin ve Rusyanın İran sınavı: İsrail ile gerilim Moskova ve Pekinde nasıl yankılanıyor
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu, İran-İsrail Savaşı'nın Rusya için ne anlama geldiğini şu şekilde değerlendirdi:
    Rusya’nın bölgedeki dayanağı: İran
    /
    Çin ve Rusyanın İran sınavı: İsrail ile gerilim Moskova ve Pekinde nasıl yankılanıyor
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    21. yüzyılın başında Rusya’da Vladimir Putin’in iktidara gelmesiyle birlikte, Kremlin Orta Doğu’da aynen Sovyetler Birliği döneminde olduğu gibi etkisini artırsa da Arap Baharı’nın yaşanması, Rusya’nın bölgedeki varlığını olumsuz etkiledi. Arap Baharı’ndan sonra Moskova’nın bölgedeki en önemli iki dayanağı, Suriye ile İran kaldı. Rusya her iki ülkeye de yıllarca önemli destekte bulundu. Rusya, bu iki ülkeyle yalnızca siyasi ve ekonomik değil, enerji ve askeri alanlarda da işbirliği geliştirdi. Rusya, kendi çıkarlarını da düşünerek buradaki rejimleri dış müdahaleden korumaya çalıştı. Suriye’de Beşar Esad rejiminin iktidardan uzaklaştırılmasından sonra Rusya’nın Suriye’deki varlığı tehlikeye girerken ve günümüzde bu ülkedeki Rus askeri üslerinin geleceği netlik kazanmazken İran’ın Rusya açısından önemi daha da artmış oldu. Bunlara ek olarak, İran Rusya için yalnızca Orta Doğu’da değil, Kafkasya’da da müttefik konumundadır.Rusya da İran açısından büyük önem arz etmektedir. Rusya’nın desteğiyle İran nükleer santrale sahip olduğu gibi Moskova, İran’ı uluslararası arenada özellikle nükleer alanındaki çalışmaları dolayısıyla desteklemektedir. Rusya ve İran Batı’nın yaptırımları karşısında da birbirlerine karşılıklı yardımda bulunmaktadırlar. Dolayısıyla bu iki ülke, özellikle 21. yüzyılın başından itibaren çok yakın ve çok yönlü işbirliği geliştirmektedirler. Söz konusu münasebetleri de 2025 yılının hemen başında kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması ile taçlandırdılar. Peki böyle bir ortamda İsrail-İran Savaşı’nın yaşanması Rusya’yı, Rusya-Ukrayna ilişkilerini, İran’ın 2022’de asil üye olduğu Şanghay İşbirliği Örgütü'nü (ŞİÖ) nasıl etkileyecek?
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    İsrail-İran Savaşı’nın Rusya-Ukrayna Savaşı’na etkisi
    /
    Çin ve Rusyanın İran sınavı: İsrail ile gerilim Moskova ve Pekinde nasıl yankılanıyor
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Dördüncü gününü tamamlayan İran- İsrail Savaşı, Rusya-Ukrayna Savaşı’nı adeta unutturdu ya da en azından ikinci plana itti. Bu husus şüphesiz Moskova’nın lehine bir gelişme oldu. Zira taraflar İstanbul’da arka arkaya iki kez bir araya gelmelerine ve başta esir ve ölü askerlerin takası olmak üzere bazı önemli kararlar almalarına rağmen ABD Başkanı Donald Trump her iki ülkeye de baskıyı arttırdı. Trump, yakında ateşkesin sağlanmadığı takdirde Ukrayna’yı yardımları kesmekle, Rusya’yı da yeni yaptırımlar uygulamakla tehdit etti. ABD’nin Rusya’dan enerji kaynakları ithal eden ülkelere yüzde 500 oranında vergi uygulamasını öngören tasarının hazırlanması ve bunu bir koz olarak kullanması, şüphesiz Rusya’nın işini zorlaştırmaktadır.İsrail-İran Savaşı’nın başlamasıyla ise Batı için yeni bir cephe açıldı. Şimdilik bu tasarı da AB ülkelerinin Ukrayna’ya asker gönderme tartışmaları da unutulmuş gibi görünüyor. Zira gerek ABD gerekse de Avrupa Birliği (AB) kendi çıkarları doğrultusunda İsrail-İran Savaşı’nın seyrine göre farklı senaryolar üzerinde çalışmaktadırlar. Savaşın seyrine göre de ABD ve AB’nin buradaki meşguliyeti ve dolayısıyla Ukrayna cephesine mesafeleri değişecektir. Bununla birlikte, Ukrayna yetkilileri şimdiden konuyla ilgili kaygılarını dile getirmeye başladılar. Nitekim Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy yaptığı açıklamada, ABD’nin İsrail’e verdiği silah desteğinden dolayı Ukrayna’ya yönelik yardımların azalacağını, savaş dolayısıyla artacak enerji fiyatlarının da Rusya’yı güçlendireceğini belirtti.İsrail-İran Savaşı’nın Rusya açısından bir başka olumlu tarafı şüphesiz Zelenskiy’nin de belirttiği gibi enerji fiyatlarının şimdiden artmaya başlamasıdır. Her ne kadar AB ülkeleri enerji alanında önemli ölçüde Rusya’ya bağlılıklarını azaltsalar da Rusya enerji kaynakları için yeni pazarlar bulmuştu. Dolayısıyla AB’nin Rusya’yı ekonomik olarak çökertme planları tutmadığı gibi Orta Doğu’daki istikrarsızlık gerek gaz gerekse de petrol fiyatlarının Rusya’nın beklentisinden de yukarıda seyretmesine neden oldu. İsrail-İran Savaşı uzadığı ve İran Hürmüz Boğazı’nı deniz seyrüseferine kapattığı taktirde, Rusya gibi ekonomileri büyük ölçüde enerji kaynaklarına bağlı ülkeler bundan fayda sağlayacak. Dünya piyasasındaki sıkıştırılmış gazın yüzde 30’u, petrol ve petrol ürünlerinin yüzde 20’si bu boğazdan geçmektedir. Söz konusu istatistikler enerji kaynakları fiyatlarının nasıl artabileceği konusunda önemli ipucu vermektedir.
    Savaşın Rusya açısından muhtemel olumsuz sonuçları
    /
    Çin ve Rusyanın İran sınavı: İsrail ile gerilim Moskova ve Pekinde nasıl yankılanıyor
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Yukarıda belirtilen Rusya açısından olumlu etkilerin yanı sıra savaş uzun vadede Kremlin tarafından istenmeyen sonuçlara da yol açabilir. Bilindiği üzere, 2025 yılının başında Rusya ile İran, çok yönlü askeri işbirliğini de içeren kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Her ne kadar bu anlaşma bir ülkenin saldırısı karşısında birlikte hareket etmeyi öngörmese de ister istemez İran’ın “stratejik ortağı” üzerinde baskı yaratmaktadır. Rusya açısından bundan daha da önemlisi, belki de İsrail yetkililerinin zaman zaman nihai hedeflerinin İran rejimini devirmek olduğunu belirtmeleridir. İran’da rejim değişikliğinin Rusya açısından Esad rejiminin düşüşünden daha önemli sonuçları olacaktır.İsrail-İran Savaşı’nın başlamasıyla merak edilen konulardan biri de İran’ın 2022’de üye olduğu ŞİÖ’nün tepkisiydi. Kaldı ki her ne kadar üye ülkeler örgütün üçüncü bir güce karşı kurulmadığını ve herhangi bir ülkeye karşı faaliyet göstermeyeceklerini belirtseler de ŞİÖ uzun yıllar boyunca NATO’ya alternatif bir güç olarak değerlendirildi. Rusya ve Çin gibi ülkelerin üye olduğu ŞİÖ’nün İsrail’in İran’a saldırmasını kınamakla kalması da ŞİÖ’nün de başta Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası örgütler gibi uluslararası gelişmelere karşı etkili tavır almakta zorlandığını göstermektedir. Tüm bunlar şüphesiz bu örgütlerin prestijine büyük zarar vermekte, varlıklarının sorgulanmasına yol açmaktadır.Savaşın uzamasının Rusya açısından bir başka muhtemel olumsuz sonucu, tüm sorunlara rağmen ABD ile ikili ilişkilerin düzeltilmesine yönelik çabaların kesilmesi, hatta ilişkilerin daha da gerginleşmesidir. Zira savaşın uzaması, ABD’nin müdahale ihtimalini artıracağı gibi doğrudan savaşa katılım olmazsa da Rusya ile Çin’in de İran’a vereceği desteğin boyutunu değiştirecektir. Bundan dolayıdır ki aslında Rusya da kendisi açısından muhtemel tüm olumlu neticelere rağmen savaşın bir an önce bitmesi gerektiğini savunmakta, bu yönde diplomatik girişimlerde bulunmaktadır. Nitekim Putin, Trump ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile birer telefon görüşmeleri gerçekleştirdiler. Rus yetkililer, taraflar arasında arabuluculuğa hazır olduklarını belirttiler ki, Trump da bu teklife olumlu baktığını ifade etmektedir.Yoğun diplomatik temaslarda bulunan bir başka ülke de Türkiye’dir. İki gün içerisinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 10'dan fazla devletin devlet başkanı ile telefon görüşmesi gerçekleştirerek bir taraftan İsrail’in saldırılarını kınarken diğer taraftan savaşın sonlandırılması için çaba sarf etmektedir. Bu savaşın bir an önce sonlandırılması da aslında tüm ülkelerin çıkarınadır. Zira savaşın dozu arttıkça ülkeler kendi konumlarını daha net açıklamaya ve taraflarını belli etmeye başladılar. Bu da uzun vadede şu an yatıştırılmış sorunların da yeniden alevlenmesine yol açabilir. Bundan dolayıdır ki Türkiye ve Rusya gibi özellikle bölge ülkeleri diplomatik temasları artırmaktadır.
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Çin'in İran sınavı ve jeopolitik denge arayışı
    /
    Çin ve Rusyanın İran sınavı: İsrail ile gerilim Moskova ve Pekinde nasıl yankılanıyor
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Dr. Hüseyin Korkmaz, İran ve İsrail arasındaki krizde Çin'in diplomatik ve stratejik pozisyonunu ise şu şekilde değerlendirdi:
    Çin'in Orta Doğu politikası: Enerji, ticaret, denge ve itidal
    /
    Çin ve Rusyanın İran sınavı: İsrail ile gerilim Moskova ve Pekinde nasıl yankılanıyor
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Çin'in Orta Doğu politikası enerji güvenliği ve kalkınma merkezli bir hat üzerinden ilerliyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) İsrail'in güvenliğini ön planda tuttuğu yaklaşımın aksine Çin, bölgede ticaret üzerinden ilişkiler geliştirmeyi önceleyen bir tutuma sahip. Özetle Pekin, Orta Doğu'da ABD'den sonra dengeleyici bir aktör olmanın peşinde. Bu noktada, Pekin'in çatışma bölgelerinde düşük profil, düşük risk anlayışı çerçevesinde askeri angajmana girmediğini de not etmek gerekiyor.Çin'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Fu Cong, İran-İsrail çatışmalarının başlamasından hemen sonra İsrail'i kınadı. Pekin, saldırıların olası "ciddi sonuçları" konusunda uyarıda bulunarak İran'ın egemenliği, güvenliği ve toprak bütünlüğünün ihlal edilmesine karşı çıktı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ise Çin’in "durumu yatıştırmak için yapıcı bir rol oynayabileceğini" duyurdu.Çin, bu saldırının petrol arzını ve küresel enerji piyasalarını etkilemesinden ciddi şekilde endişeleniyor. Çin'in İran'dan petrol alımının Tahran'ın uğradığı yaptırımlara rağmen yılda 50 milyar doları aştığı tahmin ediliyor. İran ile yaptığı 25 yıllık stratejik işbirliği anlaşmasına bağlı kalmak adına daha dikkatli davranmaya çalışan Çin açısından İran gerek BRICS gerekse ŞİÖ'de birer ortak ve stratejik bir dost. Ancak Çin, Orta Doğu politikasını dikkatli bir şekilde sürdürebilmesi için temkini de elden bırakmaması gereken riskli bir siyasal aktör.
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Kenar kuşakta kırılgan ittifak: Çin'in İran çıkmazı
    /
    Çin ve Rusyanın İran sınavı: İsrail ile gerilim Moskova ve Pekinde nasıl yankılanıyor
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    İran açısından bakıldığında, doğuda güç kazanan ve Batı karşıtlığı temelinde şekillenen "çok kutuplu dünya" söyleminin büyük ölçüde retorik düzeyde kaldığı görülüyor. ABD ve İsrail'in sert güç hamlelerine karşı Çin ve Rusya'dan senkronize bir karşılık gelmemesi, İran'ın kendisini giderek daha yalnız hissetmesine ve stratejik vizyonunu reelpolitik zemine taşıyamamasına yol açıyor.İran, Çin açısından sıradan bir ülke değil. Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'nde önemli bir konumda bulunan İran, Pekin açısından Orta Doğu'ya açılan bir kapı. Bu açıdan bakıldığında, Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı çok önemli stratejik noktalar. İran ile İsrail arasında topyekün bir savaşın Hürmüz Boğazı'nın kapanmasına, petrol akışının sekteye uğramasına yol açması durumunda Çin ekonomisi ciddi zarar görebilir. Dolayısıyla, İran'ın misilleme olarak Hürmüz Boğazı'nı kapatması "Çin’i çok rahatsız edecek" bir hamle olabilir.Öte yandan İran, jeopolitik teorisyen Nicholas Spykman'ın işaret ettiği "kenar kuşak"ın tam ortasındaki kritik bir ülke. Spykman'ın teorisini kısaca hatırlarsak Avrasya'nın çevresi kontrol edilmeden, merkezin kontrolü de olanaksızdır. Bu yaklaşım özellikle Soğuk Savaş sırasında ABD'nin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) kenar kuşak üzerinden çevrelemesinin de temelini oluşturmuştur.ABD, kenar kuşağı istikrarsızlaştırarak rakip güçlerin etki alanlarını sınırlamayı hedefleyen bir stratejik vizyonu tatbik ediyor. NATO genişlemesi, Hint-Pasifik stratejisi, Orta Doğu'daki üsler bu çerçevede değerlendirilebilir. Buna karşılık olarak Çin'in Kuşak-Yol Girişimi ile İran üzerinden Batı'ya açılma stratejisi, kenar kuşağın kontrolü meselesini ABD açısından sıkıntılı bir hale getiriyor.İsrail'in İran'a saldırısı bir anlamda bu kuşakta meydana gelen "jeopolitik boşluğu" tahkim etmeye dönük gibi görünüyor. Bu, ABD açısından İsrail üzerinden maliyeti düşük dolaylı bir çevrelemeye de işaret ediyor.Günümüzde de ABD, yine bu kuşak üzerinden Çin ve Rusya'nın "sınırsız dostluğunu" çevreliyor. İran gibi kuşak üzerinde yer alan ülkelerin istikrarsızlaşması da Çin açısından stratejik bir kayba işaret ediyor. Bu nedenle İran'ın ayakta kalması, Çin açısından stratejik ve jeopolitik bir zorunluluk olarak öne çıkıyor. Öte yandan, Çin'in İsrail ile olan ekonomik ve teknolojik işbirliğini de bir not olarak kenara düşmekte fayda var. Dengelemenin nedeni de tam olarak bu ilişkiler olarak düşünülebilir.
    Stratejik sabır Çin'i nereye sürüklüyor?
    /
    Çin ve Rusyanın İran sınavı: İsrail ile gerilim Moskova ve Pekinde nasıl yankılanıyor
    • facebookFacebook'da Paylaş
    • xTwitter'da Paylaş
    • whatsappWhatsapp'da Paylaş
    zoom
    Ancak son beş yılda Çin'in oluşturduğu dengeler net biçimde İran eksenine doğru kaymış durumda. Özellikle 7 Ekim sonrası Gazze'de yaşanan soykırımda Çin'in İsrail'e yönelik söylemini sertleştirmesi ve Hamas delegasyonunu misafir etmesi dikkate değer hususlar olarak öne çıkıyor. Bu hamlelerle Çin'in soğuk kanlılıkla denge kurmaya çabalarken, ortaklıklarını canlı tutarak jeopolitik risklere ve çatışmaya bulaşmadan sorunu ötelemenin yollarını aradığı görülüyor.BRICS ve ŞİÖ meselesine gelince bu çok taraflı yapılar henüz NATO benzeri bir güvenlik garantisi sunmuyor. İran, bu çerçevelerin siyasi meşruiyet sağladığını düşünebilir ama askeri anlamda yalnız olduğunun da farkında. Dolayısıyla, İran-İsrail krizi küresel ölçekte Çin'in ve çok kutuplu retoriğin sınandığı alanlardan biri haline dönüşmüş durumda.Eğer İran rejimi ayakta kalır, İsrail'in saldırıları boşa düşerse, bu Pekin açısından sessiz bir kazanım olacaktır. Aksi senaryo ise yalnızca Tahran için değil, çok kutuplu retoriğin ve Çin'in ortakları ile olan ilişkilerinin meşruiyeti açısından bir kırılma yaratacaktır.İran-İsrail çatışması, Çin'in stratejik işbirliği anlayışını test eden bir an olarak tarihe geçiyor. Bu kriz, Batı'nın sert güçle müdahalesine karşılık, Doğu'nun "stratejik ve jeopolitik bir sabır" üzerinden yürüttüğü diplomasinin sınırlarını da ortaya koyuyor.Sonuç olarak, Çin'in jeopolitik denge üzerinden kurgulamaya çalıştığı çok kutuplu söylem İran sınavı ile karşı karşıya. Bu sınavın sonunda Çin etkili hamleler üretemezse İran üzerindeki yumuşak güç kapasitesini kaybedecektir. Çok kutupluluk söylemi yara alacak ve enerji tedarikinde yaşanacak sıkıntılar bir kırılganlık ortaya çıkaracaktır.Öte yandan, Çin'in bu tarz krizlerde oynadığı arabulucu rolü de ciddi bir eleştiriye tabi tutulacaktır. Bu kapsamda Çin, Rusya ile birlikte İsrail'i ateşkese zorlayacak bir diplomatik inisiyatif geliştirmeye yönelebilir.
    • çin
    • rusya
    • iran israil

    HABERLER

    • Canlı Yayın
    • Son Dakika
    • Son Depremler
    • CNN Türk Finans
    • Türkiye
    • Dünya
    • Spor
    • Ekonomi
    • Sağlık
    • Magazin
    • Seyahat
    • Yaşam
    • Otomobil
    • Teknoloji
    • Eğitim
    • Kültür Sanat
    • Yerel Haberler

    KATEGORİLER

    • Yazarlar
    • Hava Durumu
    • Video
    • Foto Haber
    • Döviz
    • Altın
    • Astroloji
    • Namaz Vakitleri
    • Ramazan
    • Yemek Tarifleri
    • Rüya Tabirleri
    • Sosyal Medya
    • Oyun
    • Ajanda

    TV PROGRAMLARI

    • A'dan Z'ye
    • Gün Ortası
    • Gündem
    • Bugün
    • Günlük
    • Ana Haber
    • Programlar
    • Canlı Yayın
    • Yayın Akışı
    • Ekran Yüzleri
    • Frekanslar

    Whatsapp İhbar hattı

    0530 918 69 18

    Google PlayApp Store
    • Yasal Uyarı
    • Kullanım ve Gizlilik
    • Künye
    • İnsan Kaynakları
    • Kişisel Verilerin Korunması
    • İzleyici Temsilcisi
    • Bize Ulaşın
    • CNN Us
    • CNN Int
    • İspanyolca
    • Arapça
    • Japonca

    Takip Edin

    • Kanal D
    • TEVE2
    • DREAM TV
    • D-Smart
    • CNN TÜRK Radyo
    • Radyo D
    ilk bilen siz olun

    Demirören Tv Holding A.Ş. - CNN ™ CNN Inc. A WarnerMedia Company. All Rights Reserved.