Felakete 1,5 Kala! Hedef Ulaşılamaz Durumda: Kontrol Edilemez Hale Gelecek! “Daha Önce Görülmemiş Boyutta Göçe Tanık Oluruz”
Bilim insanları uyarıyor; insanlık karbondioksiti atmosferden çekerek gezegeni sanayi öncesi sıcaklığa döndürse bile buz tabakalarının toparlanmasının yüzlerce hatta binlerce yıl sürebilir. Yeni bir araştırmaya göre, küresel ısınma 1,5 santigrat dereceye ulaştığında bile deniz seviyesindeki yükselme kontrol edilemez hale gelecek ve bu durum 'felaket düzeyde iç bölgelere göçü' tetikleyebilir. Durham Üniversitesi’nden ve çalışmanın başyazarı olan Prof. Chris Stokes da uyarıyor: “En kötü senaryoları neredeyse gözlerimizin önünde görmeye başlıyoruz"...
Haberin Devamı
/

Bilim insanlarının yeni bir araştırmasına göre, küresel ısınma sadece 1,5 santigrat derece ulaştığında bile deniz seviyesindeki yükselme kontrol edilemez hale gelecek ve 'felaket düzeyinde iç bölgelere göç' yaşanacak. Bu senaryo son 10 yılda ortalama 1,2 santigrat derece civarında seyreden ısınma devam etse bile gerçekleşebilir.Grönland ve Antarktika’daki devasa buz tabakalarının iklim krizi nedeniyle yaşadığı erime, 1990'lardan bu yana dört kat arttı ve artık deniz seviyesindeki yükselmenin başlıca nedeni haline geldi.Küresel sıcaklık artışını 1,5 derecenin altında tutma hedefi neredeyse ulaşılamaz durumda. Ancak yeni analiz, sera gazı emisyonları hızla azaltılsa bile deniz seviyesinin yüzyılın sonunda yılda 1 cm oranında yükseleceğini ve ülkelerin kıyı savunmalarını bu hızda inşa edemeyeceğini ortaya koyuyor.Dünya şu anda 2,5-2,9 derece arası bir ısınma yolunda ilerliyor ve bu da Grönland ile Batı Antarktika buz tabakalarının çöküşü için kritik eşiklerin aşılması anlamına geliyor. Bu buz tabakalarının tamamen erimesi, yaklaşık 12 metre deniz seviyesi yükselmesine yol açabilir.
/

Bugün dünya genelinde yaklaşık 230 milyon kişi deniz seviyesinin yalnızca 1 metre üstünde yaşıyor. 1 milyar insan ise 10 metre yükseklikteki alanlarda yaşıyor. 2050 yılına kadar sadece 20 cm'lik bir yükselme bile, dünyanın en büyük 136 kıyı kentinde yılda en az 1 trilyon dolar sel zararı anlamına geliyor.Ancak bilim insanları, iklim eylemleriyle önlenebilecek en ufak sıcaklık derecesinin bile önemli olduğunu vurguluyor. Her azalma, deniz seviyesindeki yükselmeyi yavaşlatarak uyum için daha fazla zaman tanıyor ve insan acısını azaltıyor.Deniz seviyesi yükselmesi, iklim krizinin en uzun vadeli etkisi ve araştırmalar bunun geçmişte sanılandan çok daha hızlı gerçekleştiğini gösteriyor. 1,5 derece hedefi, küresel ısınmanın en kötü sonuçlarını önlemek için konmuştu ama bu hedefin deniz seviyesindeki yükselme açısından yetersiz olduğu artık açıkça görülüyor.
Haberin Devamı
"modern uygarlığın şimdiye kadar görmediği büyüklükte göç hareketlerine tanık oluruz”
/

Araştırmacılar, buz tabakalarının güvenli kabul edilebilecek ısınma sınırının muhtemelen 1 derece ya da daha altında olduğunu belirtiyor. 1-2 metre deniz seviyesi yükselmesinin ise artık kaçınılmaz olduğu vurgulanıyor. Örneğin İngiltere'de sadece 1 metrelik bir yükselme bile Fens ve Humberside gibi bölgelerin su altında kalmasına neden olacak.Bristol Üniversitesi’nden Prof. Jonathan Bamber şöyle diyor: “Güvenli sınırdan kastımız, felaket düzeyinde iç bölgelere göç yerine, uyum sağlayabilecek bir seviyedir. Bu da yılda yaklaşık 1 cm’lik bir yükselmedir. Bunu aşarsanız, herhangi bir uyum mekanizması son derece zor hale gelir ve modern uygarlığın şimdiye kadar görmediği büyüklükte göç hareketlerine tanık oluruz.”Bamber, Bangladeş gibi gelişmekte olan ülkelerin, Hollanda gibi denizle mücadele konusunda deneyimli zengin ülkelere göre çok daha kötü etkileneceğini belirtiyor.
'En kötü senaryoları görmeye başlıyoruz'
/

Durham Üniversitesi’nden ve çalışmanın başyazarı olan Prof. Chris Stokes da uyarıyor: “En kötü senaryoları neredeyse gözlerimizin önünde görmeye başlıyoruz. Mevcut 1,2 derece ısınmayla bile deniz seviyesi öyle hızla yükseliyor ki bu hız devam ederse yüzyıl sona ermeden yönetilemez bir hal alacak. Bu da bugünkü gençlerin yaşam süresi içinde gerçekleşecek.”Küresel sıcaklık ilk kez 2024 yılında 1,5 dereceye ulaştı. Ancak Paris Anlaşması'na göre bu sınır, 20 yıllık ortalama ile hesaplandığından resmi olarak henüz aşılmış sayılmıyor.Yeni çalışma, Communications Earth and Environment dergisinde yayımlandı. Çalışma, 3 milyon yıl öncesine kadar uzanan sıcak dönemlerden alınan verileri, son on yıllardaki gözlemleri ve iklim modellerini birleştiriyor. Araştırmacılar şu sonuca varıyor: “Buz tabakalarının sürekli kütle kaybı, dünyanın kıyı bölgelerindeki nüfuslar için varoluşsal bir tehdit oluşturuyor.”Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden ve çalışma ekibinde yer alan Prof. Andrea Dutton da şöyle diyor: “Geçmiş sıcak dönemlerden elde edilen kanıtlar, küresel ortalama sıcaklık 1,5 dereceye ulaştığında deniz seviyesinin birkaç metre – hatta daha fazla – yükselebileceğini gösteriyor.”
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Buz tabakalarının toparlanması binlerce yıl sürebilir
/

Son buzul çağının sonunda, yaklaşık 15 bin yıl önce, deniz seviyesi bugünkünün 10 katı hızla yükselmişti. Bu artış, sadece küçük bir sıcaklık artışının tetiklediği kendi kendini besleyen mekanizmalarla gerçekleşti. Karbondioksit seviyelerinin bugünkü kadar yüksek olduğu son dönem, yaklaşık 3 milyon yıl önceydi ve o zamanlar deniz seviyesi bugünkünden 10-20 metre daha yüksekti.Bilim insanları insanlık karbondioksiti atmosferden çekerek gezegeni sanayi öncesi sıcaklığa döndürse bile buz tabakalarının toparlanmasının yüzlerce hatta binlerce yıl süreceğini söylüyor. Bu da deniz seviyesi yükselmesiyle kaybedilen kara parçalarının çok uzun süre – belki bir sonraki buzul çağına kadar – sular altında kalacağı anlamına geliyor.
Belize örneği
/

Belize, 1970 yılında yıkıcı bir kasırga sonrası başkentini iç bölgelere taşımıştı. Ancak ülkenin en büyük kenti hâlâ kıyıda bulunuyor ve yalnızca 1 metrelik bir deniz seviyesi yükselmesiyle sular altında kalacak. Belize’nin iklim müzakerecisi Carlos Fuller, şunları söylüyor: ''Bu tür bulgular, Paris Anlaşması’ndaki 1,5 derece hedefinde kalmanın ya da ona mümkün olduğunca yaklaşmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Ancak böylelikle sıcaklıklar tekrar düşürülebilir ve kıyı şehirlerimiz korunabilir.”