İsrail'den 'Demir Kılıç' operasyonu: Sonraki hamle ne olacak?

Hamas’ın İsrailli sivillere kanlı saldırıları sonrasında İsrail’in Filistinli örgüte yönelik intikam harekâtında dünyanın gözleri önünde bir Filistinli kıyımı yaşanıyor. Hürriyet'ten Nilgün Tekfidan Gümüş'ün yazısı...

Haberin Devamı

/

İsrailli yetkililer Gazze’ye yönelik ‘Demir Kılıç’ Operasyonu’nun daha başlangıç olduğunu söylerken İsrail’in Gazze’de ne yapmaya çalıştığı, daha ne kadar ileri gidebileceği, nihai hedefin ne olduğu tartışma yaratıyor.

İNTİKAM BASKISI

/

İSRAİL’in öncelikli hedeflerinden biri 7 Ekim baskınıyla Hamas’ın rehin aldığı yaklaşık 200 İsrailli ve yabancının kurtarılması. Hamas, elindeki rehineleri ancak İsrail’de tutuklu Filistinlilerle takas edebileceği mesajını veriyor. Netanyahu yönetimi ana hedefin ise ‘Hamas’ın yok edilmesi olduğu’nu söylüyor. 300 bin yedek asker göreve çağrılırken, İsrail basınında kara harekâtının niye başlamadığına dair analizler çıkıyor. Çünkü Hamas’ın işlediği suçlar karşısında intikam alınmasını isteyen güçlü de bir kesim var İsrail’de.

Haberin Devamı

ABD’DEN GÜÇLÜ DESTEK

/

İSRAİL kamuoyu ABD Başkanı Joe Biden’ın önceki gün savaşın ortasında gidip İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu kucaklamasını Washington’ın her türlü desteğe hazır olduğu şeklinde okuyor. Nitekim ABD Yönetimi’nin de 10 milyar dolarlık devasa bir paketle İsrail’e destek vermeye hazırlanması, iki uçak gemisinden sonra 6’ncı Filo’nun komuta gemisi Mount Whitney’i de bölgeye yollaması İsrail’e açık çek olarak algılanıyor.

UZUN SÜRELİ SAVAŞ

/

KARA harekâtının niye başlamadığına gelince. İsrail Yediot Aharanot internet sayfasında yer alan bir analizde İsrailli askeri bir yetkili hazırlık için zamana ihtiyaç olduğunu söylüyor, “Sonuç almak için sabırlı olmak gerekir” diyor ve “İsrail kamuoyu uzun süreli bir çabaya hazırlıklı olmalıdır. Operasyonel açıdan uygun olduğunda Gazze Şeridi’ne gireceğiz” diyerek aylar, belki de yıllar alacak bir harekâta hazırlandıklarının mesajını veriyor.

Haberin Devamı

HİZBULLAH NE YAPAR

/

İSRAİL ordusunun Lübnan’da konuşlu İran destekli Hizbullah’ın ikinci bir cephe açmasına engel olmak için kuzey sınırına çok sayıda asker yığdığı belirtiliyor. Hizbullah’ın Gazze savaşında daha güçlü bir şekilde denkleme girmesi, savaşın bölgede yayılma riskini gündeme getirirken ABD, doğu Akdeniz’e yığdığı savaş gemileriyle İsrail’in arkasını sağlama almaya çalışıyor, İran ve Suriye gibi ülkelere de gözdağı veriyor.

ÖNCE HAVA SONRA KARA

/

İSRAİL’in öncelikli askeri hedefi kara harekâtına başlamadan önce hava bombardımanlarıyla Hamas’ın askeri yeteneklerini büyük ölçüde ortadan kaldırmak. Çünkü Hamas, yerleşim alanlarında ve yeraltındaki kilometrelerce uzun tünellerde konuşlu bir örgüt. İsrail tankları Gazze’ye girdiğinde muhtemelen kendini bir kent savaşının orta yerinde bulacak. 7 Ekim’de İsrail’e ‘intihar saldırısı’ gibi bir eylemle baskın düzenleyen Hamas’ın İzzettin el Kassam Tugayları’nın da kanlı bir savaşa hazırlandığını öngörmek mümkün.

Haberin Devamı

SİVİLLERE NE OLACAK

/

MALUM, İsrail, sivil ölümlerin azaltılması için Gazze’nin kuzeyindeki 1 milyona yakın Filistinliye tahliye emri verirken, Hamas toprakların boşaltılmasına karşı çıkmıştı. Hali hazırda kuzeyde binlerce sivilin olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla dünya sesini çıkarmadıkça siviller yine ağır bedel ödeyecek. İsrail ise bir yandan rehineleri kurtarmayı, öte yandan Hamas liderliğine darbe vurmayı deneyecektir. Ancak savaşın ne yöne evrileceği, bölgedeki diğer aktörlerin devreye girip girmeyeceği, uluslararası baskının boyutu, İsrail’in nerede duracağı, ya da durmak zorunda kalacağı gidişatı belirleyen unsurlar olacak.

NİHAİ HEDEF NE

/

İSRAİL’in nihai hedefi ne? 2 milyon nüfuslu Gazze’yi yeniden işgal mi edecek? Arka planda bu sorular da soruluyor. İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, “Savaş sona erdiğinde, sadece Gazze’de Hamas ortadan kalkmış olmayacak.

Haberin Devamı

/

Gazze’nin alanı da küçülecek” diyor. İsrail’in Gazze sınırına yakın Yahudi yerleşimlerinin güvenliği için Gazze içinde tampon bölge kurmaya hazırlandığı belirtilirken bu sözler Filistin’in İsrail’in kurulduğu 1948 yılından beri olduğu gibi bir parça daha toprak kaybedebileceğine işaret ediyor.