"Suçlar ortaya çıkmalı, İsrail yargılanmalı"... Gazze Mahkemesi: Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkı tartışmaya açık değil
İsrail'in saldırıları altındaki Gazze'de yaşananların hukuki, siyasi ve etik yönlerini araştırmak üzere kurulan Gazze Mahkemesi'nin (Gaza Tribunal) Saraybosna'daki sonuç bildirisini açıkladı. Bildiride İsrail'in Gazze'de işlediği soykırım suçu kesin bir dille kınandı, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkının tartışmaya açık olmadığı, "apaçık ve temel bir hak" olduğu vurgulandı. İsrail'e karşı askeri ambargo çağrısı yapılarak, soykırım suçunu işleyenlerin yargılanması gerektiği belirtildi.
Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'daki Uluslararası Saraybosna Üniversitesi'nde 26 Mayıs'ta başlayan Gazze Mahkemesi girişimi oturumlarının ardından mahkeme üyeleri Saraybosna Bildirisini kamuoyuna açıkladı.
Gazze Mahkemesi girişimi üyesi Prof. Dr. Penny Green'in okuduğu bildiride, mahkeme üyelerinin bir araya gelerek, Filistin'de süren soykırıma karşı ortak ahlaki öfkenin ilan edildiği, Filistin halkıyla dayanışmanın ifade edildiği ve soykırımı durdurmak, failleri ve bu suça ortak olanları hesap vermeye zorlamak için birlikte çalışma taahhüdü verildiği belirtildi.
Mağdurlar ve hayatta kalanlar için adaleti sağlamak, daha adil bir uluslararası düzen inşa etmek ve özgür bir Filistin için dünya genelindeki sivil toplum ortaklarıyla birlikte çalışılacağı kaydedilen bildiride, şu ifadelere yer verildi:
"İsrail hükümetinin, soykırım suçu işlemesini, on yıllardır süregelen politikalarını, yerleşimci sömürgecilik, etnik-üstüncülük, apartheid, ırk ayrımı, zulüm, yasa dışı yerleşimleri, geri dönüş hakkının reddi, toplu cezalandırma, gözaltı, eziyet, insanlık dışı muamele ve cezalandırma, yargısız infazlar, sistematik cinsel şiddet, yıkımlar, zorla yerinden etme ve sınır dışı edilme, etnik temizlik, zorunlu demografik değişiklik, açlığa mahkum etme, tüm ekonomik ve sosyal hakların sistematik olarak reddi ve imha politikalarını kesin bir dille kınıyoruz."
"Filistin halkının her türlü mücadele hakkını tanıyoruz"
Bildiride, Filistin halkının yüzyılı aşkın süredir süregelen zulme karşı gösterdiği dirençten ve milyonlarca insanın onlarla kurduğu dayanışmadan ilham alındığı aktarılarak, "Filistin halkının, yabancı işgale, sömürge egemenliğine, apartheid rejimine; ırkçı bir rejim tarafından boyunduruk altına alınmaya ve saldırganlığa karşı, uluslararası hukukta tanındığı ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından teyit edildiği şekilde, silahlı mücadele de dahil direnme hakkını tanıyoruz." vurgusu yapıldı.
Tüm hükümetler, bölgesel ve uluslararası kuruluşlara son 19 aydır devam eden tarihi eylemsizlik skandalına son verme çağrısında bulunulan bildiride, şu ifadeler yer aldı:
"İsrail'in Filistin'de işlediği savaş suçlarını, insanlığa karşı suçlarını, soykırımda hükümetlerin devam eden suç ortaklığını ve birçok medya kuruluşunun soykırımı örtbas etme, Filistinlilerin insandan sayılmaması ve Filistin karşıtı ırkçılığı, savaş suçlarını ve soykırımı körükleyen propaganda yayma konusundaki utanç verici rolünü kınıyoruz."
Bildiride, Filistin'in sahip olduğu hakların altı çizilerek, "Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkının, 'jus cogens' ve 'erga omnes' (istisnaya tabi olmayan ve tüm devletler için bağlayıcı evrensel kural) nitelikte olduğunu, tartışmaya açık olmadığını, aksine apaçık ve temel bir hak olduğunu hatırlatıyoruz." ifadeleri kullanıldı.
"Suçlar ortaya çıkmalı, İsrail yargılanmalı"
Bildiride, 2'nci Dünya Savaşı'ndan bu yana inşa edilen ve merkezinde insan hakları bulunan uluslararası normatif düzenin Batılı müttefiklerin İsrail'i destekleme çabaları sonucunda çökme riskiyle karşı karşıya olduğu aktarılarak, Filistin'in özgürlük mücadelesi dahil insan hakları hukukunun üstünlüğüyle yönetildiği bir dünya inşa etme projesini korumak ve ilerletmek için çalışmaların sürdürüleceği kaydedildi.
İsrail'in evrensel boykot, yaptırım ve ambargo gibi birçok somut adımla durdurulması talebinde bulunulan bildiride, "Aynı şekilde savaş suçu, insanlığa karşı suç, soykırım ve ağır insan hakları ihlaline karışan tüm İsrailli siyasi ve askeri liderler ile askerler ve yerleşimcilere yönelik bireysel ceza uygulanmasını talep ediyoruz. İsrail'in savaş suçlarına ortaklık eden şirket ve finans kuruluşları dahil rejimin suçlarına ortak olan tüm kişi, örgütsel aktörler, silah üreticileri, teknoloji firmalarının da hesap vermesi gerektiğine inanıyoruz" ifadelerine yer verildi.
Bildiride, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) İsrail'e karşı yürüttüğü tarihi soykırım davası nedeniyle tebrik edilirken Güney Afrika'nın bu davayı UAD'ye taşımasındaki kararlı tutumunun takdirle karşılandığı belirtildi.
Tüm devletlere İsrail'e karşı soykırım davasında UAD tarafından kabul edilen tüm geçici tedbirleri uygulamaları çağrısında bulunulan bildiride, "Benzer şekilde, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM), (gecikmeli de olsa) İsrail rejiminin iki üst düzey yetkilisi hakkında tutuklama emri çıkarmasını takdir ediyoruz. Mahkemeyi, bu davalarda süreci hızlandırmaya ve hem sivil hem de askeri diğer İsrailli failler hakkında da ek tutuklama emirleri çıkarmaya çağırıyoruz" sözlerine yer verildi.
Bildiride, "Tüm Uluslararası Ceza Mahkemesi taraf devletlerini, bu failleri tutuklama ve yargılanmak üzere teslim etme yükümlülüklerini ivedilikle yerine getirmeye davet ediyoruz. Ayrıca, ABD’den Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yönelik tüm yaptırımları kaldırmasını ve adaletin önünü tıkayan her türlü müdahaleye son vermesini talep ediyoruz" ifadeleri yer aldı.
‘FİLİSTİN HALKININ HAYATI TEHLİKEDE’
BM İnsan Hakları Konseyi’ne Filistin halkının haklarının korunmasında verdikleri destek nedeniyle teşekkür edilen bildiride, "Filistin'deki soykırım mağdurlarına yönelik uygulanan benzeri görülmemiş engeller karşısında, yardım ve destek sağlamak için harekete geçen BM kuruluşlarının ilkeli eylemlerini de alkışlıyoruz. Bunların başında UNRWA geliyor" denildi.
Bildiride, dünyanın, ucu Filistin olan bir uçuruma doğru sürüklendiğinin altı çizilerek, şunlar kaydedildi:
"Son 19 aydır yaşanan olaylar ve kendi değerlendirmemiz ışığında hem uluslararası kuruluşlar hem de dünyanın birçok ülkesi İsrail'in Filistin'de yaptığı soykırıma cevap verme noktasında başarısız oldu. Adalet mücadelesinin vicdan sahibi insanlara, sivil topluma, toplumsal hareketlere yani hepimize düştüğüne inanıyoruz. Bu nedenle önümüzdeki aylarda çalışmalarımızı bu mücadeleye adayacağız. Filistin halkının hayatı tehlikede. Uluslararası ahlaki ve yasal düzen tehlikede. Başarısız olmamalıyız. Pes etmeyeceğiz."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
NASA Açıkladı: Böylesi Görülmedi! Uzaydaki Büyük Gizem: Her 44 Dakikada Bir Sinyal Gönderiyor...
Ünlülerden İngiltere hükümetine Gazze çağrısı: “Tarih affetmeyecek”
Trump'tan Putin'e 2 hafta süre! "Oyalama beni"...
Trump, Şara ve Suriye denklemi: Seni var da edebiliriz, yok da!
Elon Musk'tan Beyaz Saray'a veda: Anlaşmazlık ayrılık getirdi!