Karşıt sesler yükselmeye devam ediyor! "Netanyahu geleceğimizi Gazze'nin kumlarına gömüyor"

Eski İsrail Askeri İstihbarat Şubesi Başkanı Amos Yadlin, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun İsraillilerin geleceğini "Gazze Şeridi'nin kumlarına gömüp yok ettiğini" belirtti.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Yadlin'in, strateji ve politika planlaması konusunda uzman emekli albay Oudi Avintal ile birlikte kaleme aldığı "Netanyahu, Geleceğimizi Gazze'nin Kumlarına Gömüyor" başlıklı makale, İsrail'in Kanal 12 televizyonunun internet sayfasında yayımlandı.

Makalede Yadlin, ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu ziyaretinin bölgesel ilerleme, ekonomik refah, teknolojik gelişmeler ve artan siyasi koordinasyon konusunda ortak bir ABD-Arap vizyonunu yansıttığını ifade etti.

Gazze'deki savaşın durması

"İsrail şimdi bu hızlı trene atlamak için tarihi bir fırsata sahip." ifadesini kullanan Yadlin, İsrail'in bu fırsatı değerlendirebilmesi için Hamas'ı 7 Ekim saldırısını tekrarlamasını engelleyecek şekilde yenilgiye uğrattıktan sonra, askeri hedeflerine ulaşmış olan Gazze'deki savaşı durdurması gerektiğine işaret etti.

Yadlin, savaşın durmasının, İsrail'in esirlerin serbest bırakılması konusunda kapsamlı bir anlaşmaya varmasına, Suudi Arabistan ile normalleşme sürecine yeniden odaklanmasına, Gazze sorununun çözümünde Arap devletlerinin katılımını sağlamasına ve İran'ın nükleer programını durduracak kriterler konusunda ABD ile koordinasyonun derinleştirilmesine olanak tanıyacağına dikkati çekti.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Olası kayıplar

Yadlin, hükümetin Hamas'a karşı "tam zafer" elde etme ve esirlerin serbest bırakılması için kısmi bir anlaşma yapılması yönünde baskı oluşturma bahanesiyle savaşı süresiz olarak genişletme konusunda ısrarcı olabileceği uyarısında bulundu.

Eski İstihbarat Şubesi Başkanı Yadlin, hükümetin bu konuda ısrar etmesi halinde "savaşın hedeflerine ulaşamayacağını, İsrail'in itibarını zayıflatmaya ve izolasyonunu derinleştirmeye devam edeceğini ve Netanyahu'nun, bölgesel bir bozguncu olarak konumunu pekiştirmek için çalışacağını" kaydetti.

Yadlin, giderek belirginleşen böyle bir senaryoda, ABD ve bölge ülkelerinin kendi inisiyatifleriyle İsrail'i savaşı sonlandırmaya zorlayabileceğini ya da Gazze'ye olan ilgilerini kaybedebileceklerini aktardı.

Bu durumun, İsrail'i sorunla tek başına bırakacağı gibi ABD-Körfez ülkeleri arasında yapay zeka ve çip alanındaki mega anlaşmaların ve öncü teknolojik projelerin de dışında bırakacağını belirten Yadlin, inatçılığın bedelinin siyasi izolasyon ve "tam zafer" yanılsaması uğruna ölen esirler olacağını vurguladı.

Washington ile Hamas arasındaki doğrudan görüşmeler

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Yadlin, ABD'nin Tel Aviv politikasında bir değişim yaşandığına işaret ederek, "Trump, Gazze'de kaçırılan Amerikan vatandaşlarının serbest bırakılmasını sağlamak, hatta başka anlaşmalara varmak için İsrail'in arkasından Hamas ile doğrudan görüşmeler yürüttü." ifadesini kullandı.

Eski Askeri İstihbarat Başkanı, Washington ile Hamas arasında 12 Mayıs'ta varılan anlaşmayla ABD-İsrail çifte vatandaşı esir asker Idan Alexander'ın Gazze'den serbest bırakılmasının, İsrail'in bölgedeki ABD yönetiminin eylemlerinden uzaklaştırılma sürecinde bir başka dönüm noktası olduğunu ifade etti.

Bunun, "İsrail politikasının Trump'ın Orta Doğu'da yaymak istediği stratejiye yardımcı olmadığı, aksine engel olduğu" yönündeki Amerikan algısının bir ifadesi olduğunu kaydeden Yadlin, bunların hepsinin "İsrail-ABD ilişkilerinin gücüne açık şekilde zarar veren parlak uyarı ışıkları" olduğunu belirtti.

Yadlin, Netanyahu ve hükümetinin, Trump ile doğrudan bir siyasi çatışmaya girebileceğini ve Trump'ın, Gazze ile İran'a yönelik uzun süreli savaş için hayati önem taşıyan askeri yardımı kesmek gibi İsrail'i frenleyecek adımlar atabileceğini aktardı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

İkinci başkanlık döneminin ilk yurt dışı ziyaretini 13 Mayıs'ta Suudi Arabistan'a yapan ABD Başkanı Donald Trump'ın, Katar ve BAE'yi kapsayan bu Orta Doğu turunda İsrail'in yer almaması dikkat çekici bir istisna olarak değerlendiriliyor.