SON DAKİKA! Lübnan'da yaşanan son gelişmeler... İsrail ordusu Suriye'ye girdi
Dünyadaki medya kuruluşlarından gelen peş peşe son dakika bilgilerine göre, İsrail'in Gazze'nin ardından Lübnan'a başlattığı saldırıların dozu günbegün artmaya devam ediyor. Dün BM'nin Barış Gücü üssüne kapıları tanklarla yıkarak giren ve burada 45 dakika kalan İsrail tankları birçok askerin hafif şekilde yaralanmasına neden oldu. Bu gelişmenin akabinde Hizbullah dün akşam saatlerinde İsrail Ordusu'nun Golan Tepeleri'nde yer alan askeri üssüne bomba yüklü İHA'larla saldırı gerçekleştirdi. Saldırıda çok sayıda ölü ve yaralının olduğu gelen bilgiler arasında...
Axios muhabirinin iddiasına göre; ABD, İsrail'e Gazze'deki insani krizi çözmesi için 30 gün süre tanıdı. Bu süre içinde gerekli adımlar atılmadığı takdirde, İsrail'e yapılan ABD askeri yardımlarının yasalar çerçevesinde engellerle karşılaşabileceği uyarısında bulunuldu.
Muhabirin paylaştığı 13 Ekim tarihli belgede, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin’in İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e hitaben mektup yazdığı görülüyor.
Mektupta "Gazze'deki kötüleşen insani durum konusundaki ABD hükümetinin derin kaygılarını vurgulamak ve bu olumsuz gidişatı tersine çevirmek için hükümetinizden bu ay acil ve sürekli adımlar atmasını talep etmek amacıyla yazıyoruz." İfadeleri yer alıyor.
Söz konusu mektubun doğruluğuna ilişkin İsrail ve ABD’den henüz resmi bir açıklama gelmedi.
Amerikan Washington Post (WP) gazetesi, İsrail'in İran'ın petrol ve nükleer tesislerini bombalamayacağını iddia etti. Gazetenin haberine göre İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu Washington'u bu kararına dair bilgilendirdi.
İran'ın yaklaşık 180 füze ile gerçekleştirdiği 1 Ekim saldırısından beri İsrail'in yanıtının ne olacağı tartışılıyordu.
ABD'de Joe Biden yönetimi, savaşın tüm bölgeye yayılabileceği ve Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde petrol fiyatlarını artıracağı endişesiyle İsrail'e sınırlı karşılık vermesi yönünde baskı uyguluyor. Daha önce İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi İsrail'in enerji altyapısını hedef alması halinde bunun karşı saldırıyı tetikleyeceği tehdidinde bulunmuştu.
Başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleri de İsrail'in İran'daki petrol tesislerine olası saldırısını önlemesi için Washington'da girişimlerde bulunuyorlar. Böyle bir saldırının İran'ın vekil güçlerinin Körfez'deki ABD müttefiklerine saldırıları tetikleyebileceğinden endişe ediliyor. Geçen yıllarda İran destekli Husiler Yemen'den gönderdikleri insansız hava araçlarıyla Suudi Arabistan'ın petrol tesislerini hedef almıştı.
İsrail: Kararı biz vereceğiz
ABD'li iki isimsiz kaynağa dayandırdığı haberinde WP, Netanyahu'nun İran'da petrol veya nükleer değil, askeri hedefleri vurmaya istekli oldukları konusunda Biden yönetimine bilgi verdiğini aktardı. Gazeteye konuşan bir yetkili, misillemenin "ABD seçimlerine müdahale algısından kaçınılacak şekilde ayarlanacağını" da söyledi.
Wall Street Journal gazetesi de yine isimsiz bir ABD'li yetkiliye dayandırdığı haberinde Netanyahu'nun bu garantiyi, geçen hafta Joe Biden ile yaptığı telefon görüşmesi sırasında verdiğini söyledi. Konu iki ülke savunma bakanlarının son bir haftada gerçekleştirdikleri telefon görüşmelerinde de ele alındı.
Amerikan basınındaki haberlerin ardından Netanyahu'nun ofisinden, "ABD'nin fikirlerini dinleyeceğiz ancak son kararı kendi ulusal çıkarlarımıza göre vereceğiz" açıklaması geldi.
ABD'de Cumhuriyetçi Parti başkan adayı Donald Trump İsrail'in İran'daki nükleer tesisleri bombalaması gerektiğini savunuyordu. Trump Kuzey Carolina'da yaptığı seçim konuşması sırasında, Biden'ın İran'a saldırı konusundaki tutumunu eleştirerek "asıl vurulması gerekenin" nükleer tesisler olduğunu savunmuştu.
Biden 4 Ekim'de Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada, "Hiçbir ABD yönetimi İsrail'e benim kadar yardım etmedi" diyerek Netanyahu'nun bunu göz önünde bulundurmasını istemişti. (DW Türkçe)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı, son 24 saatte 55 kişi artarak 42 bin 344'e yükseldi.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 375 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verildi.
İsrail ordusunun son 24 saatte Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde gerçekleştirdiği saldırılarda 55 Filistinlinin öldüğü, 329 kişinin yaralandığı belirtildi.
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 42 bin 344'e, yaralananların sayısının da 99 bin 13'e çıktığı kaydedildi.
Açıklamada ayrıca hâlâ enkaz altında ve yol kenarlarında ölülerin bulunduğu ancak İsrail güçlerinin engellemesi nedeniyle sağlık ekipleri ile sivil savunma görevlilerinin cenazelere ulaşamadığı yinelendi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Avrupa Birliği (AB) ve İngiltere’nin İran’a yönelik yeni yaptırım kararını kınadı ve İran’ın Rusya’ya Ukrayna savaşında kullanılmak üzere balistik füze gönderdiği yönündeki iddiaları reddetti.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, AB ve İngiltere’nin İran’a yönelik yeni yaptırım kararını kınadı. Bekayi söz konusu yatırımların uluslararası hukuk ve insan hakları ilkeleriyle çeliştiğini belirtti.
İran’ın Rusya’ya Ukrayna savaşında kullanılmak üzere balistik füze gönderdiği yönündeki iddiaları reddeden Bekayi, "İran’ın Ukrayna krizine dair tutumu nettir. İran, en başından beri savaşa karşı çıkmış, tüm ülkelerin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı gösterilmesi gerektiğini savunmuş ve Rusya ile Ukrayna arasındaki sorunun diplomatik yollarla çözülmesini istemiştir. Buna rağmen bazı Avrupa ülkeleri ve İngiltere, kanıt göstermeden İran’ın bu savaşa askeri olarak müdahale ettiğini iddia etmektedir. Ancak bu iddialar tamamen asılsızdır" ifadelerini kullandı. AB ve İngiltere'nin İran'a yönelik suçlamaları "ikiyüzlü bir yaklaşım" olarak değerlendiren Bekayi, suçlamaların, Filistin halkına yapılan soykırım ve İsrail'in Batı Asya'daki savaş kışkırtıcılığından dikkatleri başka yöne çekme girişimi olduğunu söyledi. İngiltere ve Almanya gibi bazı Avrupa ülkelerinin, İsrail'in Gazze ve Lübnan'a gerçekleştirdiği saldırılarda kullanılan ölümcül silahları sağladığını belirten Bekayi, bu ülkeleri Filistin ve Lübnan halkına karşı işlenen suçların ortağı olarak nitelendirdi. Ayrıca, bu ülkelerin Soykırımın Önlenmesi Sözleşmesi'ne aykırı davranarak uluslararası hukuku ihlal ettiklerini ve bu yüzden sorumluluk taşıdıklarını belirtti.
Gazze Şeridi’nde bir yılı aşkın bir süredir işgal ve soykırıma devam eden İsrail’in Lübnan’daki hedefinin Hizbullah ile mücadelenin yanı sıra Litani Nehri’ni kontrol altına alarak İsrail’e su arzını arttırmak olduğu değerlendiriliyor. İsrail ordusu daha önce ateşkes için Hizbullah’ın Litani Nehri’nin kuzeyine çekilmesini talep etmiş, Lübnan Başbakanı Necip Mikati de BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararını tam uygulama kapsamında, Lübnan ordusunu Litani Nehri’nin güneyine konuşlandırmaya hazır olduğunu belirterek teklife yeşil ışık yakmıştı. Ancak İsrail’in, önerisinin kabul edilmesine rağmen harekât başlatması, amacının Hizbullah’la mücadele ile sınırlı olmadığını düşündürüyor.
Hizbullah dronunun Lübnan sınırından yaklaşık 80 km içerideki Binyamina kasabasındaki hedefini vurması, gelişmiş hava savunma sistemlerine sahip İsrail’de şaşkınlık yarattı. İsrail ordusu soruşturma başlatıldığını açıklarken, ülke basını saldırının deniz üzerinden gerçekleştirildiğini yazdı. İsrail’deki Jerusalem Post (JP) gazetesi, Hizbullah saldırısında İran’ın Muhacir-2 modelinden uyarlanan Mirsad-1 dronunun kullanıldığını yazdı. 40 kilograma kadar patlayıcı taşıyabilen, saatte 370 km hıza ulaşabilen bu dron 120 km bir menzile sahip ve alçak irtifada seyredebiliyor.
JP’ye göre Hizbullah, saldırıyı deniz üzerinden gönderdiği iki dron kullanarak gerçekleştirdi. Demir Kubbe hava savunma sistemini meşgul etmek için dronların seyrine yoğun bir roket saldırısı eşlik etti. Radarları dronlardan birini tespit etti ve bir dron Hayfa’nın kuzeyinde düşürüldü. İkinci dronu aramak üzere uçak ve helikopterler havalandı ancak radarda görülemeyen dronun düştüğü sanıldı ve bu nedenle uyarı sirenleri de çalmadı. Öte yandan İsrail ordu radyosuna yansıyan bir haberde bölge sakinlerinin ikinci dronu görüp yetkilileri uyarmalarına rağmen bir yanıt alamadıkları iddia edildi.
ABD İran ile savaşa hazırlanıyor. ABD, 100 askerini THAAD için İsrail'e yolladı. Konu ile ilgili CNN Türk ABD Temsilcisi Yunus Paksoy konuştu;
1 Ekim'de İran'ın yaptığı saldırıdan sonra ortaya çıkan görüntüler ve alınan isabet oranı aslında bu karara gitmiş gibi duruyor Biden yönetiminin. Yani bir eksiklik görmüşler o zaman İsrail'in hava savunma siteminden. Çok net ve ilginç olan şey şu, İsrail'in bu hava savunma sitemini talep etme tarihinin Nasrallah'ın öldürülmesinden hemen sonra olduğu ortaya çıktı. İsrail beklemiş yani bu zaafiyeti. Görüntülerdeki hava savunma sisteminin tam adı Terminal Yüksek İrtifa Alan Savunma Sistemi.
Hizbullah İsrail geneline seslendi ve "bu gece sığınaklarınızda olun" uyarısında bulundu. CNN Türk muhabiri Emrah Çakmak anlattı; Tel Aviv'de, Hayfa'da hayat normal seyrinde devam ediyor. Yani burada arkamızda bir stadyum var. Az önce, dakikalar önce burada bir müsabaka gerçekleşti. Oteller var, burada yine çok fazla eğlence kulübü var, kafeler, restoranlar var. Yani şu an için sığınaklarına gitmişler, diyemeyiz buradakiler için. Ama kuzeyde yaşayanlar için bu bir tehlike çanı. Çünkü çok yakın mesafeden atış yapılabiliyor. Ama burayı da hedef aldıklarında, siren çaldığında, mesela kafede oturuyorsa bir kısmı başka bir güvenli alana kaçıyor.
Genelkurmay Başkanı Herzl Halevi bugün orada açıklamalar yaptı. Diyor ki Genelkumay Başkanı; "Savaş halindeyiz ve arka planda bir eğitim üssünü vurmak, saldırmak çok zor iştir. Sonuçları da çok acı olacak"
Bakın burada ifade gayet net. Bir eğitim üssünü vurmak çok zor iştir. Yani Hizbullah burada zor bir işi yaptı, sonucu da ağır olacak deniyor.
CNN Türk muhabiri Emrah Çakmak olayı böyle anlattı; Hizbullah tarafından harekete geçirilen insansız hava araçlarının iki tane olduğu söyleniyor. Bunlar İsrail topraklarına girdiği dakikalarda Kuzey Üst Komutanlığı'ndaki savaş uçakları ve bazı sistemler tarafından algılanıyor. Ardından bu insansız hava araçlarını takibe başlıyorlar. Takip ettikten sonra bunlardan bir tanesi aslında yakalanıyor ama özellikle o yakalanamayan takip sonrasında gözden kayboluyor. İsrail Savaş Uçakları, orada takibi yürüten askeri unsurlar, bertaraf edildiğini düşünerek aslında tehlikenin geçtiğini düşünüyorlar. Ama işte o silahlı insansız hava aracı bertaraf edilemedi ve düşük irtifada uçuşa devam ettikten sonra Benyamina yerleşim yerinin yakınında bulunan Golani Komutanlığı'na geliyor ve sonrasında bir füze atışı gerçekleştiği, yani silahlı insansız hava aracından bir atış yapıldığı ve o atıştan sonra da hal-ı hazırda o büyük yemekhanenin olduğu alanda patlama gerçekleşiyor. Sirenler çalmıyor, alarmlar devreye girmiyor. Nasıl oluyor da çalmaz deniyor? Bugün Netanyahu orada Golani Tugay'ını ziyaret etti ve sonra alarmlar devreye girdi.
Birleşmiş Milletler (BM), İsrail-Lübnan sınırındaki Mavi Hat üzerinden sadece 1 günde 1557 kez ateş edildiğini bildirdi.
BM Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında, Lübnan'daki gelişmelere ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Dujarric, BM Lübnan Geçici Barış Gücü'nün (UNIFIL), sahadaki durumu sürekli gözden geçirdiğini kaydetti.
UNIFIL'in, 13 Ekim'de, Mavi Hat üzerinden sadece 1 günde 1557 kez ateş edildiğini belirlediğini aktaran Dujarric, bunların 1441'inin güneyden kuzeye doğru ateş etme olduğuna dikkati çekti.
Jerusalem Post'un haberine göre; İsrail tankları Suriye'nin içine konuşlandı. CNN Türk Özel Haberler Şefi Fulya Öztürk olay ile ilgili detayları böyle anlattı;
Arap medyasında da yer almaya başladı olay, aslında akşamın en sıcak gelişmesi buydu. Şöyle söylendi, İsrail ordusuna ait iki tank, Suriye-Yaira sınır hattına geçerek, Kuneytra valiliğinin güney kırsalındaki Kuzla köyünde konuşlanıyor şeklinde. İki tankın aslında görseli de paylaşıldı. Şimdi çok sıcak bir gelişme tabi bu ama en son Arap medyasında kısa bir açıklamaya yer verirdi. Detaylar henüz çok netlik kazanmadı ama iki tanktan söz ediliyor. İsrail ordusuna ait iki tank, Suriye sınır hattını geçerek, Kuneytra valiliğinin güney kırsalındaki Kuzla köyünde konuşlanıyor şeklinde. Arap medyasında da bu haber yer aldı. Arap medyasında yer alan bir takım görseller var. Bu arşiv mi yoksa yeni aldıkları görüntü mü bilmiyorum ama Arap medyasında bir takım görseller paylaşıldı iki tankın konuşlandığına dair.
Guterres, İsrail'in Gazze'nin kuzeyinde yoğunlaşan saldırıları sonucu çok sayıda sivilin öldürülmesini kınayarak, tüm taraflara sivilleri koruma çağrısı yaptı
İsrail, 30 Eylül'de başlayan kara saldırıları kapsamında, üç yönden kuşattığı Lübnan'a sızma girişimlerinde bulunurken 15 ayrı noktadan çatışmalar rapor edildi.
İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları devam ederken, ABD’nin Beyrut Büyükelçiliği, Lübnan’daki ABD vatandaşlarına derhal ülkeyi terk etmeleri çağrısında bulundu. Büyükelçilik, başkent Beyrut’taki Refik Hariri Uluslararası Havalimanı’nda uçuşların devam ettiğini belirterek, ABD hükümetinin 27 Eylül’den bu yana ABD vatandaşları ve aile üyelerinin tahliyesi için uçuşlar organize ettiğini ancak çoğu uçuşun kapasitenin çok altında gerçekleştiğini ifade etti.
Dakikalar önce İsrail'e hava saldırısı düzenlendi. Birçok kentte sirenler çaldı, İsrailliler sığınaklara gitti.
CNN Türk muhabiri Emrah Çolak olayı böyle anlattı; Tel Aviv kent merkezinde Lübnan Hizbullahı tarafından iki karadan havaya füzeyle isabet alınarak ateşleme gerçekleştirildiği ifade edildi. 180'den fazla yerde sirenler devreye alındı. Özellikle sirenleri duyan Tel Aviv kent sakinleri sığınaklara doğru koşmaya başladılar. Bu Lübnan Hizbullahı'ndan ateşlenen füzelerin özellikle hava savunma sistemi tarafından infilak ettirildiği de açıklanan bilgiler arasında çok sıcak bir şekilde artık Hizbullah daha da hızlı reaksiyon vermeye karşı saldırılara geçmeye başladı. Hayber operasyonu da sabah saatlerinde 9.30'da denizdeki üslerin hedef alınmasıyla başlamıştı. Orada da İsrail ordusu tarafından etkisiz hale getirildiği açıklaması yapıldı. Denizde, havada ve karadaki karşı saldırılarına devam ediyor. Bunu da Hizbullah şu şekilde açıklıyor. Geride bıraktığımız zaman biriminde Hizbullah'a karşı saldırılarınıza yanıt veriyoruz diyorlar.
İsrail ordusunun Lübnan'da başkent Beyrut ve diğer bölgelere yönelik sürdürdüğü saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 2 bin 309'a, yaralı sayısı da 10 bin 782'ye çıktı.
Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail ordusunun ülkenin birçok bölgesinde hava saldırılarını sürdürdüğü belirtildi.
İsrail'in devam eden saldırıları sonucu dün 3 kişinin öldüğü ve 84 kişinin yaralandığı aktarılan açıklamada, İsrail'in 8 Ekim 2023'ten bu yana Lübnan'a düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının 2 bin 309'a, yaralananların sayısının da 10 bin 782'ye yükseldiği ifade edildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun İran'a verilecek karşılık ve Lübnan'daki son durumu görüşmek için "güvenlik toplantısı" yapacağı belirtildi.
Yerel basında çıkan haberde, Netanyahu başkanlığındaki toplantının yerel saatle 20.30'da yapılacağı aktarıldı.
Görüşmede, İran'ın füze saldırısına verilecek karşılığın yanı sıra Lübnan'daki durumun ele alınacağı ifade edildi.
İsrail güvenlik kabinesi, geçen hafta da Netanyahu başkanlığında İran'a verilecek yanıtı görüşmek için toplanmış ancak bir sonuca varılmadığı bildirilmişti.
İran, 1 Ekim'de İsrail'e füze saldırısında bulunmuştu. Tel Aviv yönetimi, İran'ın bu saldırısına karşılık verileceğini açıklamıştı.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hizbullah'ın saldırı düzenlediği Binyamina bölgesindeki askeri üssü ziyaret etti. Golani Tugayına ait eğitim kampının vurulması sonucu 4 İsrailli asker öldü, en az 60 kişi ise yaralandı.
Al Jazeera’ya konuşan askeri analist David Des Roches, “İHA’ların avantajı, çok küçük olmaları, oldukça alçaktan uçmaları ve roketler ya da füzeler gibi tespit edilememeleridir. Bu tür bir şeyi daha önceden görmemiş olmamız biraz şaşırtıcı,” ifadelerini kullandı.
Tahran yönetiminin, İsrail'in İran'a olası karşı saldırısını "sınırlı tutması halinde" konuyu kapatacağına dair ABD'ye mesaj ilettiği iddia edildi.
İsrail'in "Reshet Bet" radyosunda yayınlanan haberde, İsrail'in İran'a olası saldırısına ilişkin Tahran yönetiminin üçüncü ülke aracılığıyla ABD'ye bir mesaj gönderdiği ileri sürüldü.
Adı açıklanmayan kaynaklara dayandırılan haberde, İsrail'in İran'a olası saldırısının "sınırlı olması" halinde Tahran yönetiminin "konuyu kapatacağı" öne sürüldü.
İsrail, 1 Nisan'da Suriye'nin başkenti Şam'daki İran konsolosluğunu hedef almış, bunun üzerine İran da İsrail'e füze ve kamikaze insansız hava araçlarıyla misillemede bulunmuştu.
ABD'den gelen baskılar nedeniyle İsrail'in bu saldırıya sert bir karşılık vermediği belirtilmişti.
İsrail'den sert bir karşılık gelmemesi üzerinde İran, 19 Nisan'daki Tel Aviv'in "ufak çaplı misillemesine" karşılık vermemişti.
İran son olarak 1 Ekim'de İsrail'e füze saldırısında bulunmuştu. Tel Aviv yönetimi, İran'ın bu saldırısına karşılık verileceğini bildirmişti.
İsrail'de İran için çalıştıkları ve üst düzey İsrailli bir yetkiliye "suikast planı yaptıkları" iddiasıyla 2 kişinin tutuklandığı bildirildi.
İsrail İç İstihbarat Teşkilatı Şin-Bet'ten (Şabak) yapılan yazılı açıklamada, suikast planı yaptıkları iddia edilen 2 İsrail vatandaşının tutuklandığı belirtildi.
Söz konusu kişilerin "İran tarafından tutulduğu" ve üst düzey İsrailli bir isme "suikast planı yaptıkları" ileri sürüldü.
Suikast ile hedef alınmak istenen İsrailli üst düzey ismin kim olduğu ise açıklanmadı.
İsrail’in Gazze’deki katliamları sürerken Lübnan ve Suriye’ye yönelik saldırıları da ciddi bir karşılık görmeden devam ediyor; bu durum, uzun yıllardır uygulanan stratejinin bir parçası. Hürriyet’ten Nedim Şener, İsrail’in mevcut Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in “vadedilmiş topraklar” üzerine yaptığı açıklamalara vurgu yaparak, 1982 tarihli Oded Yinon Planı’nda yer alan ve bugünü anlatan detaylara dikkat çekti. İşte o yazı:
Soykırımcı İsrail, halen Gazze’deki katliamlarını sürdürürken Lübnan ve Suriye’de saldırılarına ciddi bir karşılık görmeden devam ediyor.
Çünkü bu Siyonist İsrail’in uzun yıllardır sabırla uyguladığı bir plana dayanıyor. Soykırımcı İsrail’in mevcut Maliye Bakanı Bezalel Smotrich bu planın hedefini de tüm dünyaya geçen hafta duyurdu: “Vadedilmiş topraklar” üzerinde “Büyük İsrail devleti”...
Smotrich, uzun yıllar “komplo teorisi” denilen planın hedefindeki ülkeleri de tek tek şöyle saydı: “Ürdün, Lübnan, Mısır, Suriye, Irak ve Suudi Arabistan’ın bazı kısımlarını içeren bir Yahudi devleti istiyorum, yavaş yavaş. En büyük bilgelerimize göre İsrail’in, Kudüs’ün Şam’a kadar uzanması kaderinde var. Kudüs tek başına Şam’a kadar uzanır. Şam’a uzanmak kaderimizde yazılı.”
SOYKIRIMCININ ‘BAŞARI’ SIRRI
Peki İsrail, Gazze’nin ardından Lübnan’a sonra da zaman zaman Suriye’ye saldırırken bu ülkelerden ciddi bir karşılık görmemesinin sebebi, “başarı” dedikleri katliam ve işgalleri yapabilmesinin sırrı nedir?
Bunun cevabı tam 42 yıl önce hazırlanmış 1982 tarihli Oded Yinon Planı’nda yer alıyor. Bu plan Lübnan, Suriye, Irak, Ürdün, Mısır gibi ülkelerdeki etnik ve mezhepsel farklılıkları parçalamaya ve küçük küçük devletlere bölünmesi için nasıl kullanılacağını ortaya koyuyor. Yani anlayacağımız hiçbir şey gizli değil. Plandan aktardığım bölümleri okuduğunuzda, 42 yıl önce yazılmış planın bugünü anlattığını göreceksiniz.
“ARAP DEVLETLERİ KÂĞITTAN KULE”
“Beyrut kasabı” olarak bilinen İsrail Başbakanı Ariel Şaron’ın danışmanı olan Oded Yinon, İsrail’in komşusu Müslüman Arap ülkeleri şöyle tanımlıyor: “Müslüman Arap dünyası, yabancılar (1920’li yıllarda Fransa ve İngiltere) tarafından sakinlerinin fikirleri alınmadan geçici bir süre için inşa edilmiş kâğıttan bir ev gibidir. Gelişigüzel bir şekilde birbirlerine düşman olan azınlıklar ve etnik grupların bileşiminden oluşan 19 devlete bölünmüştür, bu nedenle bütün Müslüman Arap devleti günümüzde içeriden bir etnik sosyal tahribatla karşı karşıyadır ve bazılarında halen iç savaş sürmektedir.”
İşte Türkiye’nin farkı budur; Türkiye Cumhuriyeti İngiltere ve Fransa başta olmak üzere emperyalistlerin Türkiye’yi bölme planlarını yırtıp atmış, onlara karşı verdiği savaşla bağımsızlığını korumuş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuştur.
ETNİK VE MEZHEP KAVGASI
Oded Yinon Planı, Müslüman Arap ülkelerinin petrol gelirleri ve büyüyen askeri gücüne rağmen etnik ve mezhepsel çatışmalar nedeniyle İsrail için tehdit olamayacağını şöyle anlatıyor: “Müslüman Arap dünyası, büyüyen askeri gücü nedeniyle İsrail’e karşı ana tehdit olması gerçeğine rağmen 1980’li yıllarda karşılaşacağımız ana stratejik problem değildir. Etnik azınlıkları, hizipleri ve iç krizleriyle Lübnan’da, Arap olmayan İran’da ve şimdi aynı zamanda Suriye’de gördüğümüz gibi şaşırtıcı bir şekilde kendi kendisini yok eden Müslüman Arap dünyası, ana problemleriyle baş edebilecek kabiliyette değildir ve bu nedenlerle İsrail Devleti’ne uzun vadede gerçek bir tehdit oluşturmamakta, sadece derhal kullanabileceği askeri güç bağlamında kısa vadede bir tehlike arz etmektedir.”
SÜNNİ Şİİ ÇATIŞMASI
Oded Yinon Planı’nda etnik farklılıkların bölge ülkelerinde nasıl bölünmeye yol açtığı şöyle anlatılıyor: “İsrail’in doğusundaki bütün Arap devletleri parçalanmış, bölünmüş ve Mağrip’tekilerden (Kuzey Afrika) çok daha kötü iç çatışmalarla delik deşik olmuşlardır. Günümüzde Suriye ordusunun çoğunluğu Sünni, subayları Alevi, Irak ordusu ise çoğunluğu Şii, komutanları Sünni’dir. Bu durum uzun vadede çok büyük bir öneme sahiptir ve bu nedenle tek ortak payda olan İsrail düşmanlığı ile uzun süre bu orduların sadakatini muhafaza etmek mümkün olmayacaktır, hatta günümüzde dahi bu sadakat yetersizdir. Arapların yanı sıra diğer Müslüman ülkeler de bütün bölünmüşlükleriyle aynı çıkmazı paylaşmaktadırlar. İran nüfusunun yarısı Farsça konuşan bir gruptan, diğer yarısı da etnik olarak Türk olan bir gruptan oluşmaktadır. Türkiye’nin nüfusu yüzde 50 oranında Türk Sünni çoğunluk ve iki büyük azınlıktan oluşmaktadır, 12 milyon Şii Alevi ve 6 milyon Sünni Kürt. Afganistan’da, ülke nüfusunun üçte birini oluşturan ve bu ülkenin varlığını tehlikeye sokan 5 milyon Şii mevcuttur. Fas’tan Hindistan’a ve Somali’den Türkiye’ye kadar uzanan bu milli etnik azınlık tablosu, istikrarın olmadığını ve bütün bölgedeki hızlı dejenerasyonu göstermektedir. Bu tablo ekonomik resme de eklendiğinde bütün bölgenin nasıl, kendi ciddi problemlerine karşı koyamayan kâğıttan bir ev gibi, inşa edildiğini görmekteyiz.”
ÜLKE ÜLKE BÖLME PLANI
Planda, ülke ülke etnik kimlik ve mezheplere göre bölme planı tek tek şöyle anlatıyor: “Lübnan’ın beş eyalete tamamen bölünmesi; Mısır, Suriye, Irak ve Arap yarımadası dahil bütün Arap dünyası için bir emsal teşkil etmektedir ve olaylar da bu yönde gelişmektedir. Suriye ve Irak’ın parçalanması ve gelecekte Lübnan’da olduğu gibi etnik ve dini alanlara bölünmesi İsrail’in uzun vadede doğu cephesindeki esas hedefiyken bu devletlerin askeri güçlerinin parçalanması kısa vadedeki hedefidir. Suriye, etnik ve dini yapısına uygun olarak darmadağın olacak, günümüz Lübnan’ında olduğu gibi birkaç devlete bölünecektir. Yani kıyı kesimi boyunca Şii Alevi bir devlet, Halep’te Sünni bir devlet ve Şam’da, kuzey komşusuna düşman diğer bir Sünni devlet kurulacak, Dürziler bir devlet kuracak, belki de bizim Golan Tepeleri’nde ve kesinlikle Hauran ve kuzey Ürdün’de olmak üzere paramparça olacaktır. Bu koşullar uzun vadede bölgede barış ve güvenliğin garantisi olacaktır ve bu hedef şimdiden menzilimiz içerisinde yer almaktadır.”
ÖRNEKLERDEN İBRET ALINMALI
Yok olma korkusunun yerine İsrail’i daha da genişletme amacı planın sonunda şu ifade ile anlatılıyor: “Bu ülkedeki varlığımız kesindir ve bizi buradan kuvvet yoluyla veya hileyle atabilecek bir güç bulunmamaktadır.”
Plan, “İsrailli Araplar” diye tanımladığı ve tamamıyla yok etmeyi amaçladıkları Filistin ile barış politikasını “hatalı” bulurken, Batı Şeria dahil Filistinlilerin topraklarına da ellerinden alacaklarını gizlemiyor.
Oded Yinon kanlı planı hedefe ulaştırmak için en kısa yolu şöyle tarif ediyor: “Araplar arasındaki her çeşit çatışma bize kısa vadede yardım edecek ve Irak’ın Suriye ve Lübnan’daki gibi mezheplere bölünmesi yönündeki çok daha önemli olan hedefe ulaşmayı kısaltacaktır.” Soykırımcı İsrail’in işgal politikalarına yön veren bu plan, bugün Türkiye’de Anayasa’nın ilk dört maddesini tartışmaya açan ya da açacaklara örnek olmalı. Hepimizi tanımlayan “Türk Milleti” tanımı yerine etnik ve mezhep tanımlarını gündeme getirmek kaçınılmaz olarak bölünmeyi getirecektir. Bölgemizde yaşananlardan, örneklerden ders çıkarmayanların ibretlik olması kaçınılmazdır.
Avrupa Birliği (AB), İsrail'in, Lübnan'ın güneyindeki Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü'ne saldırılarından ciddi endişe duyduğunu belirterek, İsrail makamlarından acilen açıklama ve kapsamlı bir soruşturma beklediğini duyurdu.
AB ülkelerinin dışişleri bakanları, Orta Doğu ve Ukrayna'daki gelişmeleri ele almak için Lüksemburg'da bir araya geldi.
Bakanlar, toplantının başında İsrail'in BM Lübnan Geçici Barış Gücü'ne (UNIFIL) yönelik saldırılarına ilişkin ortak açıklama yaptı.
Toplantıya başkanlık eden AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in paylaştığı yazılı açıklamada, "AB, BM misyonlarına yönelik tüm saldırıları kınamaktadır. Özellikle İsrail ordusunun Lübnan'daki UNIFIL'e yönelik saldırıları konusunda ciddi endişelerini dile getirmektedir." ifadeleri kullanıldı.
Saldırının dolaylı olarak kınandığı açıklamada, "Güney Lübnan'ın istikrarında temel rol oynayan UNIFIL'e yönelik saldırılarla ilgili olarak İsrail makamlarından acilen açıklama ve kapsamlı bir soruşturma bekliyoruz." çağrısı yapıldı.
Açıklamada ayrıca Hizbullah'ın İsrail'e roket saldırılarından derin endişe duyulduğu kaydedildi.
Arap Birliği, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki soykırımı, Filistinlileri tehcir etme planları doğrultusunda sürdürdüğünü bildirdi. Arap Birliğinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, İsrail ordusunun Cibaliya bölgesi başta olmak üzere Gazze Şeridi'nin kuzeyinde sürdürdüğü saldırıları şiddetle kınadı.
İsrail'in, "dünyanın Lübnan'da işlenen suçlara odaklanmasını fırsat bilerek Gazze'deki yüz kızartıcı suçlarına yenilerini eklediğinin" altını çizen Ebu Gayt, "İsrail, söz konusu saldırılarıyla Gazze Şeridi'nin kuzeyini diğer bölgelerden koparma, Filistinlilerin tümünü yerinden etme ve tehcir planlarını hayata geçirmeyi hedefliyor." ifadesini kullandı.
Ebu Gayt, Tel Aviv yönetiminin, gıda ve su gibi temel maddeleri engelleyerek Gazze'de yaşayan Filistinlilere karşı son derece acımasız bir politika yürüttüğünü belirtti.
Pentagon basın sözcülüğünden yapılan yazılı açıklamada, "Başkanın (Joe Biden) talimatı üzerine, Bakan (Lloyd) Austin, İran'ın 13 Nisan ve 1 Ekim'de İsrail'e yönelik benzeri görülmemiş saldırılarının ardından İsrail'in hava savunmasını güçlendirmek için İsrail'e bir THAAD bataryası ve ilgili ABD askeri personelinin konuşlandırılmasını yetkilendirdi." ifadeleri kullanıldı.
THAAD Bataryası'nın, İsrail'in entegre hava savunma sistemini güçlendireceği belirtilen açıklamada, "Bu, ABD ordusunun son aylarda İsrail'in savunmasını desteklemek ve Amerikalıları İran ve İran yanlısı milislerin saldırılarından korumak için yaptığı daha geniş kapsamlı düzenlemelerin bir parçasıdır." denildi.
Açıklamada, ABD'nin İsrail'e ilk kez THAAD Bataryası konuşlandırmadığına işaret edilerek, 2019 yılında eğitim ve entegre hava savunma tatbikatı amacıyla İsrail'e bir THAAD bataryası konuşlandırıldığı kaydedildi.
ABD'nin Tel Aviv'e yapacağı bu askeri desteğe gerekçe olarak İran'ın İsrail'e yönelik gerçekleştirdiği füze saldırıları gösterildi.
Söz konusu batarya sisteminin ne zaman gönderileceği konusunda detay verilmezken, ABD basını, batarya sistemini yönetmek için 100'e yakın ABDli askeri personelin İsrail'e konuşlandırılacağını yazdı.
İsrail'in, Gazze Şeridi'ndeki Aksa Şehitleri Hastanesinin bahçesinde yerinden edilmiş sivillerin çadırlarını hedef alması sonucu çok sayıda kişinin öldüğü ve yaralandığı bildirildi. Filistin resmi haber ajansı WAFA'da yer alan haberde, İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kentinde bulunan Aksa Şehitleri Hastanesi yerleşkesindeki çadırları bombaladığı belirtildi. Hastane yerleşkesinde yerinden edilmiş sivillerin kaldığı çadırlara düzenlenen saldırı sonucu çok sayıda Filistinlinin hayatını kaybettiği ve yaralandığı aktarılan haberde, İsrail saldırısının çadırlarda yangına yol açtığı ve alevlerin yayılmaya devam ettiği kaydedildi.
WAFA'ya konuşan Aksa Şehitleri Hastanesi yetkilileri, İsrail'in çadırlara yönelik saldırısı sonucu çok sayıda sivilin öldüğünü ve yaralandığını bildirdi. Yetkililer, hastanenin yaralılarla dolduğunu belirtti. Öte yandan, sosyal medyada, hastane yerleşkesindeki yangında bazı kişilerin alevler içinde kaldığı, çığlıkların duyulduğu görüntüler paylaşıldı.
İsviçre, İsrail'e Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Geçici Barış Gücü'ne (UNIFIL) yönelik tüm saldırılarını acil olarak durdurması çağrısı yaptı.
İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada, Hizbullah'ın askeri üsse yönelik İHA'lı saldırısında yaralanan tüm askerlerin hastanelere kaldırıldığı ve ailelerine haber verildiği belirtildi.
Saldırıda 4 askerin yaşamını yitirdiği ve 58 askerin yaralandığı aktarılan açıklamada, yaralılardan 7'sinin durumunun kritik olduğu bildirildi.
Ölen askerlerin kimliklerinin daha sonra açıklanacağı aktarılan açıklamada, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü vurgulandı.
Öte yandan, İsrail'in Yediot Ahranot gazetesinde, İsrail ordusuna dayandırılan haberde, Hizbullah'ın gönderdiği İHA'nın radardan kayboluncaya kadar takip edildiği belirtildi.
Haberde, Hizbullah'ın 2 İHA'yı deniz üzerinden gönderdiğine işaret edildi.
Hizbullah'tan yapılan açıklamada, Gazze'deki Filistin halkının direnişiyle dayanışmak, Lübnan ve halkını savunmak, Beyrut'taki Basta ve Nuveyri mahallelerine düzenlenen saldırılara karşılık için Hayfa kentinin güneyindeki Binyamina bölgesinde, İsrail ordusuna bağlı "Glolani Tugayı'nın eğitim üssüne İHA filosuyla" saldırı düzenlendiği ifade edilmişti.
İsrail'in merkezindeki bir noktaya patlayıcı yüklü insansız hava aracıyla (İHA) düzenlenen saldırıda 4'ünün durumu kritik en az 39 kişinin yaralandığı ifade edilerek, hava savunma sistemlerinin hava aracını tespit etmediği, saldırı alarmlarının çalmadığı bildirildi.
Haaretz'in haberine göre, Hayfa'nın güneyindeki Kayserya kenti yakınlarındaki Binyamina bölgesine patlayıcı yüklü kamikaze tipi İHA isabet etti.
İsrail ordusunun, Lübnan'dan ateşlendiğini öne sürdüğü İHA saldırısında, savunma sistemlerinin aracı tespit etmediği, saldırı alarmlarının çalmadığı kaydedildi.
İsrail acil yardım servisi Kızıl Davut Yıldızı, yaptığı açıklamada, sağlık ekiplerinin 4'ünün durumu kritik, 12'si orta ve ağır olmak üzere toplam 39 yaralıya müdahale ettiğini duyurdu.
Sosyal medyada, bölgeye çok sayıda ambulans ve helikopterin sevk edildiği görüntüler paylaşıldı.
Görüntülerde çok sayıda İsrail askeri bulunmasına rağmen ordu, saldırının düzenlendiği yerin askeri nokta olup olmadığına ilişkin henüz açıklama yapmadı.
Canlı Anlatım Özeti
- "ABD, İSRAİL'E 1 AY SÜRE TANIDI" İDDİASI
- İSRAİL ABD'Yİ BİLGİLENDİRDİ: İRAN'IN PETROL TESİSLERİNİ HEDEF ALACAK MI?
- İsrail'in 375 gündür saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de can kaybı 42 bin 344'e çıktı
- İran, AB ve İngiltere’nin yeni yaptırım kararını kınadı
- İSRAİL’İN LÜBNAN’DAKİ HEDEFİ LİTANİ NEHRİ Mİ
- HİZBULLAH DRONU MİRSAD DENİZ ÜZERİNDEN GELDİ
- ABD'DEN İSRAİL'E THAAD SAVUNMA SİSTEMİ
- HİZBULLAH'TAN İSRAİL'E: SIĞINAĞA GİDİN
- HİZBULLAH İSRAİL'İN GÖZBEBEĞİNİ VURDU
- HİZBULLAH: BEYRUT'UN İNTİKAMINI ALDIK
- BM: MAVİ HAT ÜZERİNDEN 1 GÜNDE 1557 KEZ ATEŞ EDİLDİ
- İSRAİL TANKLARI SURİYE'DE
- SİVİLLERİ KORUMA ÇAĞRISI
- 15 AYRI NOKTADAN ÇATIŞMALAR RAPOR EDİLDİ
- LÜBNAN’I TERK EDİN ÇAĞRISI
- HİZBULLAH'TAN İSRAİL'E FÜZE SALDIRISI
- Lübnan'a yönelik saldırılarında ölenlerin sayısı 2 bin 309'a yükseldi
- Netanyahu, İran'a verilecek karşılığı görüşmek için "güvenlik toplantısı" yapacak
- İsrailli bakan, Hizbullah'ın vurduğu askeri üste: Küçük dronlar, büyük kayıplar...
- İsrail basınına göre İran, ABD'ye "İsrail'in olası saldırısı sınırlı olursa konuyu kapatacağı" mesajını iletti
- İran'ın üst düzey İsrailli bir ismi hedef alan "suikast planının" engellendiği iddiası
- SİYONİZMİN PLANI
- AB, İsrail'den UNIFIL saldırılarıyla ilgili açıklama bekliyor
- ARAP BİRLİĞİ'NDEN 'TEHCİR' AÇIKLAMASI
- ABD, İSRAİL'E THAAD YERLEŞTİRECEK
- İSRAİL ÇADIR KAMPINI BOMBALADI
- İSVİÇRE'DEN ÇAĞRI
- İSRAİL ORDUSU: 4 ASKER ÖLDÜ
- HİZBULLAH'TAN GOLAN ÜSSÜNE SALDIRI
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Son Dakika... Abdulkadir Selvi yazdı: Suriye Sahasında Neler Oluyor? Halep ve Tel Rıfat'ta Gelişmeler, Esad'ın Durumu...
Putin sır gibi saklıyordu: Takma isim kullanarak Fransa'da DJ'lik yapıyor
Ukrayna ordusundan 100 binden fazla asker firar etti
Rejim askerleri çekildi: Muhalifler 8 yıl sonra Halep’te meydana bayrak çekti
SON DAKİKA! Türkiye'nin Suriye'deki Konumu Net: Halep ve İdlib'e Yakın Takip...