ABD Başkanı Donald Trump'ın ve ekibinin medyayı hakaret ifadeleriyle hedef alması, Reuters'ı tedbir almaya yöneltti. Muhabirlerine bir mektup gönderen Reuters'ın yayın yönetmeni Steve Adler, Trump'ın eylemlerinin de aynen dünyada gazetecilerin tehdit altında olduğu başka ülkelerdeki gibi haberleştirilmesi talimatını verdi. Reuters yöneticisinin mektubunda, "diğer ülkeler" arasında Türkiye de sayıldı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

ABD Başkanı Donald Trump'ın ve ekibinin medyayla çoğu zaman hakaret ifadeleriyle karşılık verdiği gerilimli ilişkisi, Reuters'ı tedbir almaya yöneltti. Reuters'ın yayın yönetmeni Steve Adler, Trump yönetimiyle ilgili haberlerin nasıl yapılacağıyla ilgili muhabirlerine mektup göndererek, ABD'de de gazetecilerin tehdit altında olduğu diğer ülkelerdeki gibi çalışacaklarını söyledi. Adler mektubunda Türkiye'yi de gazetecilerin tehdit altında olduğu ülkeler arasında saydı.

"Şüphesiz Çin ile savaşa gireceğiz!"

Adler mektubunda, Trump'ın eylemlerinin de aynen dünyada gazetecilerin tehdit altında olduğu başka ülkelerdeki gibi haberleştirilmesi talimatını verdi.

'Trump yönetiminin 12 günü unutulacak gibi değil'

Mektubunda, "Trump'ın başkanlığının ilk 12 günü (evet hepsi bu) biz haberciler için hiç unutulacak gibi değil" diyen Steve Adler, "Ya her gün ABD başkanı gazetecilere 'şerefsiz' diye hakaret etti ya da baş danışmanı medyayı 'muhalefet partisi' diye niteledi. Bu yeni yönetimin haberlerde nasıl ele alınacağıyla ilgili soru işaretleri yaratıyor" ifadesini kullandı.

Trump'ın en kötü telefon konuşması

Türkiye'yi de örnek verdi

Mektubunda, Trump'la ilgili yapılacak haberlerde takınılacak olası tutumlara ilişkin çeşitli yöntemlerden söz eden Adler, "Sonuçta dünya üzerinde her gün yaptığımız işi nasıl yapacağımızı biliyoruz" dedi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

"Açıkça söylemek gerekir ki, Reuters, çoğunda medyanın hiç de hoş karşılanmadığı ve sıklıkla saldırıya uğradığı 100'den fazla ülkeden bağımsız ve tarafsız haberler geçen küresel bir kuruluş" diyen Adler, şöyle devam etti: "Şahsen ben; Türkiye, Filipinler, Mısır, Irak, Yemen, Tayland, Çin, Zimbabwe ve Rusya gibi muhabirlerimizin sansürün çeşitli biçimleri, yasal soruşturmalar, vize engelleri ve fiziksel tehdit gibi şeylerle zaman zaman yüz yüze geldiği ülkelerde işimizi yaptığımız için gururluyum."

Müslüman ve Yahudilerden ortaklaşa Trump protestosu

'Bu aynı zamanda bir fırsat'

ABD'deki muhabirlerinin Trump'ın yarattığı hasmane ortamda umutsuzluğa kapılabileceklerini söyleyen Adler, "Bu, dünyanın daha zorlu bölgelerinde edindiğimiz becerileri sergilemek için bir fırsat" dedi.

BM'den Trump'a 'insan hakları ihlali' uyarısı

'Böyle davranın' diye sıraladı

Adler mektubunda bir de yapılacaklar ve yapılmayacaklar listesi sıraladı. Adler'in Trump yönetimi altındaki ABD'yi dünyanın gazeteciler için tehlikeli olan diğer bölgeleriyle aynı saydığı mektubunda, muhabirlerine şunları yapmalarını önerdi:

"İnsanların yaşamında olanları haberleştirin ve onlara daha iyi karar verebilmek için ihtiyaç duydukları gerçekleri bildirin. Haber kaynaklarınızı zengileştirin: Eğer bir haber kaynağının kapısı kapanırsa bir diğeri açılacaktır. Evrak işlerini bırakın ve yetkililere erişime konusunu dert etmeyin: Bunların hiçbirinin önemi yok. İran haberlerimiz çok iyi durumda ve bu ülkede resmi hiçbir erişimimiz yok. Elimizdeki tek şey haber kaynaklarımız.
- Dışarı çıkın ve halkın nasıl yaşadığını, ne düşündüğünü, onlara neyin yararlı olacağını, neyin zarar vereceğini öğrenin ve hükümetin faaliyetlerinin bize değil, onlara ne ifade ettiğini araştırın. Thomson Reuters Güven İlkelerini elinizin altında bulundurun, 'Reuters'ın her zaman dürüstlük, bağımsızlık ve özgürlükten taviz vermemesi gerektiğini' unutmayın."

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

'Bunlardan kaçının' dedi

Adler, Reuters muhabirlerine, "Asla korkmayın ve tehdit altına hissetmeyin ama" diye seslenerek, şunlardan kaçınmalarını istedi: "Kamuoyunu ilgilendirmeyen gereksiz haberlerin peşinde koşmayın. Çalışmalarınız sırasında karşılaştığınız günlük engelleri kamuoyu önünde açığa vurmayın. Sayısız başka ülkede karşılaştığımız sorunları kendimiz aşıp haber geçiyoruz. Aynısını ABD'de de yapmamız gerekiyor. Haberini yaptığınız ortama ilişkin umutsuzluğa kapılmayın: Bu, dünyanın daha zorlu bölgelerinde edindiğimiz becerileri sergilemek için bir fırsat. Bu aynı zamanda dünyanın her hangi bir yerindeki haber kuruluşu için de en yeni, en kullanışlı, en aydınlatıcı bilgilerin sağlanması olacaktır."