hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Rusya'ya kafa tutan lider: Sanna Marin

    Rusyaya kafa tutan lider: Sanna Marin
    expand

    Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, dümeni NATO’ya kırıp ülkesinin tarafsızlığına son vererek Rusya’ya meydan okuyor. 'Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e kafa tutan lider' şeklinde uluslararası basında anılan Marin, bu hafta da ülkesinin 'birkaç gün içinde' ittifaka katılmak için başvurmasının Finlandiya’nın çıkarına olduğunu açıkladı. Dünyanın en genç başbakanı olan feminist siyasetçi, Instagram paylaşımlarıyla da ünlü. İşte 36 yaşındaki Marin’in hikâyesi...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, 2019’da 34 yaşında göreve başladığında cinsiyet eşitsizliğine karşı atılacak adımların kabinesinin imzası olacağını dile getirdi. Ardından her birinin kadın lideri olan 5 partili koalisyon hükümetiyle dünya sahnesine “sıra dışı” bir giriş yaptı. Marin, Vogue’a verdiği röportajda “Şimdiye kadar bulunduğum her pozisyonda, cinsiyetim hep başlangıç noktası oldu. Ben genç bir kadınım, orta yaşlı bir adamdan daha iyi ve daha kötü değilim” diyerek ön yargılara karşı tavrını ortaya koydu. Bu söylemine uygun adımlar adan Marin, 2020’de “Trendi” adlı bir kadın dergisine göğüs dekolteli bir ceketle poz vererek ülkede cinsiyetçilik ve siyasi adabın sınırları konusunda tartışma başlattı.

    ‘EŞİTLİK PROGRAMI’

    Milliyet'ten Pelin Aykın'ın haberine göre Marin, Trendi’ye verdiği demeçte “Görünümüme değil, siyasete odaklanmak istiyorum” diyerek tartışmalara noktayı da koydu. 16 yıldır birlikte olduğu partneri Markus Raikkönen ile 2018’de bir kız bebek sahibi olan Marin, 2020 yılında başbakanken evlendi. Futbolcu Raikkönen ile düğün fotoğraflarını Instagram’da paylaşmasıyla da adından söz ettiren Marin, sosyal medyada diğer dünya liderlerinin aksine emzirme önerileri ve makarna tarifleri bile paylaştı. Bu nedenle Marin, sadece “Instagram nesline hitap ettiği” için bile eleştirildi. Öte yandan, Marin’in en önemli politikasının “Eşitlik Programı” olduğu biliniyor. Program, ebeveynlerin bakım sorumluluklarını eşit olarak paylaşmayı, aile içi şiddeti ortadan kaldırmayı, cinsiyetler arasındaki ücret farkını kapatmayı ve daha yoksul geçmişlerden ve göçmenlerden gelen çocuklar için eğitimi iyileştirmeyi teşvik eden politikaları içeriyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sanna Marin’in sıradışı siyaset anlayışı ve politikaları kendi hayat hikayesini yansıtıyor. Küçük yaştayken anne ve babası ayrıldığı için mali sorunlarla karşı karşıya kalan Marin, annesi ve onun kadın partneri tarafından büyütüldü.

    Rusyaya kafa tutan lider: Sanna Marin

     

    FIRINDA BİLE ÇALIŞTI

    Ailesi sosyal yardımlarla geçinirken Marin genç yaştan itibaren bir fırında, markette ve dergi dağıtımında çalışmak zorunda kaldı. Ailede üniversite okuyan tek kişi olan Marin’in şu anda liderliğini yaptığı Sosyal Demokrat Parti’yle ilişkisi 2006’da üyelikle başladı. Marin 2010’dan 2012’ye kadar partinin ilk başkan yardımcısı oldu. Çok çalışmanın sadece kendi hayatına değil, yoksulların ve kadınların yaşamlarına fayda sağlayacağını anladığında “aydınlandığını” söyleyen Marin’in aktif siyasete girişi aslında yenilgiyle başladı. Daha 22 yaşındayken Tampere Kent Konseyi seçimlerini kaybeden Marin, 2012’deki seçimde kazandı ve aylar içinde 2013’ten 2017’ye kadar sürdürdüğü konsey başkanlığına yükseldi. Bu süre zarfında Sosyal Demokrat Parti’nin ikinci başkan yardımcılığına seçildi ve Pirkanmaa seçim bölgesinden Finlandiya Parlamentosu’na milletvekili oldu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ADIM ADIM YÜKSELDİ

    2017’de ikinci bir konsey seçimini kazanarak, başkanlık konseyi oturumlarının YouTube’da yayınlanan videoları sayesinde kamuoyunun dikkatini çeken Marin, 2019’da ikinci bir parlamento seçimini kazandı. Ardından o yılın Haziran ayında Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı olarak ilk yüksek profilli işini üstlenen Marin, bu görevi sayesinde Avrupa Birliği (AB) zirvelerinde Finlandiya’yı temsil ederek dünya sahnesine çıktı. 2019’da ülkede postacıların greve başlamasıyla ortaya çıkan krizin Başbakan Antti Rinne’nin istifasına yol açmasının ardından Marin, kendisini siyasetin zirvesinde buldu.

    RUSYA’NIN TEHDİDİNE RAĞMEN ROTASINI ÇİZDİ

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bazıları, Finlandiya Başbakanı Sanna Marin’i 2019’dan beri sürdürdüğü görevinde fazla dogmatik olmakla ve uzlaşmaya yanaşmamakla suçladı. Bazılarıysa Marin’in bir romantik komedi filmi senaristinin yaratabileceği “21. yüzyıl kadın başbakanı” karakterinden fazlası olmadığını savundu. Ancak Marin, Kovid-19 pandemisini ele alış biçimi ve son olarak Şubat ayında Ukrayna’ya savaş açan Rusya’ya karşı aldığı tutumun ardından tüm dünyaya “sert yüzünü” gösterdi. Finlandiya ile 1340 km sınırı olan Rusya’nın Helsinki’nin ittifaka üye olmaması için tehditte bulunmasına rağmen, Marin NATO’ya doğru bir rota çizdi. Bu tutumuyla “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e kafa tutan lider” şeklinde anılan Marin, bu hafta da ülkesinin “birkaç gün içinde” ittifaka katılmak için başvurmasının Finlandiya’nın çıkarına olduğunu açıkladı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenburg, Helsinki’nin ittifaka “açık kollarla” karşılanacağını söyledikten sonra İngiltere Başbakanı Boris Johnson da ülkeye Rusya tarafından gelebilecek herhangi bir saldırıda Finlandiya’yı koruyacaklarının garantisini verdi. Bu gelişmeler, “genç ve tecrübesiz” olarak görülen Marin’in, eski Sovyetler Birliği ülkelerini ele geçirme planı yaptığı iddia edilen Rusya’nın olası bir saldırısına karşı ülkesini resmen korumaya aldığını gösterdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ‘FİNLANDİZASYON’U BIRAKIP BATI’YA YÖNELDİ

    Sanna Marin, Moskova’nın 1939’da Finlandiya’yı işgal etmeye yönelik Kış Savaşı’ndan bu yana Rusya ile yıllardır devam eden tarafsızlık anlaşmasını yırttı. Hareket, Avrupa’nın güvenlik mimarisinin tamamen yeniden çizilmesini temsil ediyor ve savaş sonrası ilişkilerin yeni bir aşamasının başlangıcını gösteriyor. Sovyetler Birliği ile biri 1939’da, diğeri 1944’te olmak üzere iki kez savaşan Finlandiya bu savaşlarda toprak kaybetmiş ancak bağımsızlığını korumuştu. Soğuk Savaş döneminde Alman akademisyenler Finlandiya’nın bağımsızlığını koruyabilmek için izlediği politikaya alaycı bir anlam taşıyan “Finlandizasyon” terimini yakıştırdı. Finlandiya o dönemde politikalarını Sovyetler Birliği’nin çıkarlarına göre belirliyor ama resmi tarafsızlığını, Batı ile iyi ilişkilerini ve bağımsızlığını koruyordu. “Finlandizasyon” hâlâ büyük ve güçlü komşularının politikalarını belirlemesine izin veren küçük ülkeler için kullanılan bir siyasi terim. Ancak Finlandiya artık bu politikayı izlemiyor. NATO’da olmasa da 1995’ten bu yana Avrupa Birliği üyesi olan Finlandiya, açıkça Batı’nın tarafında yer aldığını gösteriyor.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow