Diplomatik kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, Türkiye’nin Hannover Başkonsolosluğu’na yapılan saldırıyla ilgili Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Jürgen Schulz ile görüşüldü.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, dün gece yarısı terör örgütü PKK sempatizanları tarafından gerçekleştirilen saldırı girişiminin ardından Dışişleri Bakanlığı tarafından Hannover'da yerel makamlarla görüşmeler yapıldı. Bu sabah da Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Schulz ile Ankara'da görüşmeler gerçekleştirildi. Ayrıca söz konusu olayla ilgili Berlin'de de girişimde bulunulacağı ifade edildi. 

CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova, diplomatik kaynaklardan elde edilen detayları aktardı:

Hannover’de başkonsolosluğa yönelik saldırı sonrası Ankara devreye girdi.

Hem Hannover makamları nezdinde hem de Berlin, bu sabah diplomatik kaynaklar Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Jürgen Schulz ile görüştü

Başkonsolosluğa PKK yandaşlarının saldırısı söz konusu hem binanın giriş kapısı baltalarla kırılmaya çalışıldı, camların kırılması için taşlar atıldı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Ankara Alman Büyükelçi nezdinde, Hannover’deki makamlara da güvenlik önlemlerinin artırılması talebinde bulundu.

Sadece temsilciliklerin değil Türk vatandaşlarının güvenliğinin de artırılması istendi.

Öte yandan Almanya'nın Solingen kentinde de dün gece 02.30 sularında çıkan yangında 4 kişi öldü, yaralılar var.

Diplomatik kaynaklar şu aşamada bir kundaklamadan söz edilmediğini belirtiyor. Oradaki savcının elindeki ilk bulgulara göre elektrik sobası kaynaklı yangın çıkmış olabileceği üzerinde duruluyor. Ancak incelemeler sürüyor.

Birkaç gün önce de Belçika’da yine PKK militanlarının odağında yer aldığı Türkleri hedef alan olaylar yaşandı.

PKK militanlarının açtığı bayraklar, posterler, terör örgütüne ait semboller söz konusuydu. Ankara bu konuda da gerekli girişimlerde bulundu.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Belçikalı mevkidaşı ile telefonla görüştü, “PKK terör örgütünün batı Avrupa’da toplumsal barışı ve kamu düzenini tehdit ettiği" vurgusu yapıldı.

AVRUPA KENTLERİNDE TERÖR PROVOKASYONU

Dicle Canova, Avrupa’da meydana genel son provokasyonlara yönelik Ankara’nın genel yaklaşımını şu sözlerle aktardı:

“Avrupa’nın yıllardır oradaki kendi huzurunu sağlamak ve PKK’nın bunu bozmaması adına, PKK sempatizanlarına bazı ayrıcalıklar tanıdığı ortada. Örgüt adına para toplamak, propaganda yapmak gibi girişimler suç kabul edilmiyor, izin veriliyor, göz yumuluyor. Dolayısıyla bu tutum, bu tarz olayların patlamasına da uygun iklim yaratıyor deniliyor. Toplumsal çatışmaya dönüşme riskini barındıran şeyler bunlar. Elbette PKK'lıların bu şekilde davranmalarına tepki gösteren orada yaşayan Türkler söz konusu oluyor. O çatışma da bu noktada meydana geliyor. Dolayısıyla, bu tablo öncelikle Avrupa’nın çözmesi gereken bir tablo mesajı veriliyor. Neticede çatışma ortamında bulunanların tümü yine kendi vatandaşları. Bu açıdan öncelikle kendi üzerlerine düşen sorumluluklar var, bunların yerine getirilmesine vurgu yapıyor diplomatik kaynaklar. Batı Avrupa ülkelerinin PKK’nın sivil uzantılarının kriminalize edilmesini gündemine alması gerektiğinin altı çiziliyor. Nedir bunlar? Örgüt adına para toplamak, gösteri yürüyüşü düzenlemek, PKK sembollerini taşımak vb. Bunların artık engellenmesi gerektiği ifade ediliyor.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Bir başka tehlikeye daha dikkat çekiliyor. Son yıllarda Avrupa’daki aşırı sağın yükselişi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Bu tip çatışmaların aşırı sağ unsurları da tetiklemesinin muhtemel olduğuna dikkat çekiliyor.

Belçika'daki bu son olay nezdinde de diplomatik kaynaklara göre PKK'yı ve sivil uzantılarını her istediklerini yapmalarına izin vermek sureti ile kontrol altında tutma çabasının sonuç vermediği görüldü deniyor.

Nitekim yetkililere de PKK sembollerinin kullanılmasının, para toplanmasının suç olarak görülmesi gerektiği bir kez daha iletti.

İsveç'in bu yönde attığı adımlar da örnek gösteriliyor. Benzer adımların Belçika başta olmak üzere başka Batı Avrupa ülkelerinden de gelmesi gerektiği vurgulanıyor."