Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplandı

Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplandı
expand

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde en üst karar organı olan Ortaklık Konseyi'nin 47'inci toplantının yapılmış olmasının bu ilişkilerin ne kadar köklü ve kurumsal olduğunu ortaya koyduğunu belirterek, "Türkiye-AB ilişkilerinin geçmişi ne kadar derinse geleceği de o kadar vizyon yüklüdür" dedi.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

47'inci Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplantısında Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'la birlikte Türkiye'yi temsil eden Davutoğlu, AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn, AB Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Jan Kohout ve gelecek dönem başkanı İsveç'in Dışişleri bakanı Carl Bildt ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Davutoğlu, "Bu konseyin Türkiye-AB ilişkilerinde özel bir yeri var. Bu Konseyin bizatihi mevcudiyeti ve 47'inci toplantısını yapmış olması bile Türkiye-AB ilişkilerinin ne kadar kökleşmiş, ne kadar kurumsallaşmış bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır" dedi.

Davutoğlu, bugünkü toplantıda herkesin "Türkiye-AB ilişkilerinin son derece kapsamlı ve sağlam bir stratejik vizyona dayandığı" konusunda görüş birliğine vardığını anlatarak "Artık kimse Türkiye-AB ilişkilerinin faydalarını, zararlarını, geçmişini tartışma suretiyle yeni bir muğlaklık ortaya çıkarmamalıdır. Bu herşeyden önce, taahhütlere sadakat meselesidir. Biz de, AB de daha önce taahhüt ettiğimiz gibi önümüzdeki dönemde üzerimize düşeni yapmak durumundayız" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin üzerine düşen sorumluluğun farkında olduğunu vurgulayan Davutoğlu, görevlerinin Türkiye'nin kapsamlı bir reform projesiyle AB müktesebatına uyum sağlayacak şekilde kendini yenilemesi olduğunu söyledi.

Davutoğlu, "Bu, bizim açımızdan sadece AB'ye entegrasyon açısından değil, Türkiye'nin bugünkü çağdaş şartlara uyumu açısından da önemlidir ve çevreden tarıma, enerjiden istihdama kadar birçok alanda Türkiye'ye yeni ufuklar açacaktır. Bunun karşılığında ve buna paralel olarak tabii ki biz de AB'den taahhütlere sadakati, süreci en sağlam bir şekilde yürütmelerini ve süreçle doğrudan alakalı olmayan unsurları sürecin parçası haline getirmemelerini bekliyoruz. Bu kritik dönemde Türkiye-AB ilişkileri yeni bir ivme kazanırken bunun Avrupa içindeki siyasi tartışmaların unsuru haline getirilmemesi de büyük önem taşımaktadır" dedi.

Davutoğlu, Nabucco projesiyle ilgili bir soru üzerine, enerji arzı ve transferi konusunun son yıllarda uluslararası ilişkilerin en önemli konusu haline geldiğine dikkati çekerek, Türkiye'nin stratejik önem verdiği Nabucco projesinin hayata geçirilmesi için elinden gelen çabayı göstereceğini söyledi.

AB üyesi ülkelerin Türkiye ile müzakerelerde enerji faslının açılması konusunda henüz uzlaşma sağlayamadığını hatırlatan Davutoğlu, "stratejik perspektiften bakıldığında Türkiye'nin üyesi olduğu bir AB'nin enerji arzı güvenliği konusunda çok daha avantajlı durumda olacağını" ifade etti.

Rehn'den Davutoğlu'na övgü

AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn açıklamasında, Dışişleri Bakanı Davutoğlu için "komşularla sıfır sorun politikasının fikir babası olarak, Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerde her zaman yapıcı rol oynamasına çaba göstermiştir" dedi.

Hükümetin, AB reformları konusundaki kararlılığını memnuniyetle karşıladığını belirten Rehn, "sivil toplumun da demokratik ve anayasal reformları destekleyeceğini umduğunu" dile getirdi.

Üyelik müzakerelerinde yeni fasılların açılabilmesi için Türkiye'nin açılış kriterlerini karşılaması gerektiğine dikkati çeken Rehn, vergilendirmeyle sosyal politika ve istihdam fasıllarının açılmaya en yakın fasıllar olduğunu bildirdi.

Rehn, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkmasının hatırlatılması üzerine, üye ülkelerin müzakereleri başlatma kararının oy birliğiyle zor ve dikenli olsa da AB'nin çıkarına olduğunu" ifade etti.

Olli Rehn, "AB Komisyonu (AB'nin Türkiye'ye verdiği) üyelik sözüne tam olarak bağlıdır" dedi.

İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ise "bugün AB'nin en önemli sorununun Kıbrıs sorunu olduğunu" söyledi.

Kıbrıs'taki BM öncülüğündeki kapsamlı çözüm müzakerelerinin, yeni AB anayasası Lizbon Anlaşması'nın yürürlüğe girebilmesi için İrlanda'da bu yıl içinde düzenlenecek referandumdan da önemli olduğunu vurgulayan Bildt, "Berlin Duvarı'nın yıkılışının 20 yıl ardından bugün Avrupa'da hala bölünmüş başkent olması çok yazık" dedi.

"Kıbrıs'ta çözüm sağlarsak müthiş bir stratejik etkisi olacak" diyen Bildt, bu yılın ikinci yarısında üstlenecekleri AB Dönem Başkanlığı görevinde çözüm için "kolaylaştırıcı rolü" oynayabileceklerini kaydetti.

Bildt, dönem başkanlıkları boyunca Fransa ve Çek Cumhuriyeti'yle birlikte hazırladıkları programa bağlı kalarak Türkiye ile müzakereleri ilerletmek için çalışacaklarını vurguladı.

Çek Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kohout ise Türkiye ile haziran ayında en azından vergilendirme faslında müzakereleri başlatmak istediklerini belirterek, ikinci bir faslı daha açmak için çaba göstereceklerini dile getirdi.

"Türkiye'nin stratejik önemine" vurgu yapan Kohout, özellikle Kafkasya ve Orta Doğu'daki sorunların çözümü konusunda yapıcı rol oynadığı için Türkiye'ye teşekkür etti.

TASLAK METİN

Basına sızan, Ortaklık Konseyi için AB ortak tutum belgesinde, hükümetin anayasa değişikliği girişiminin memnuniyetle karşılandığı belirtiliyor.

Taslak belgede, "siyasi partilerin işleyişiyle ilgili yasal ve anayasal düzenlemelerin gözden geçirilmesinin her zamankinden daha elzem olduğu" kaydedilerek, bu nedenle "AB, hükümetin diğer konular yanında bu soruna da çözüm getiren anayasa değişikliği niyetinden memnuniyet duyar" deniliyor.

Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu'nun Türkiye'de siyasi partilerin kapatılmasını düzenleyen yasalarla ilgili görüşünü 14 Martta sunduğu anımsatılan AB belgesinde, bunun yanında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin daha önceki kararları da dikkate alınarak, siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili kanun maddelerinin değiştirilmesi talep ediliyor.

Yargı reformu çağrısı


Ortaklık Konseyi için üye ülkelerin onayını alan AB belgesi taslağında, Türkiye'nin geçen yıl hazırladığı yargı reformu stratejisinin memnuniyetle karşılandığı bildirilerek, AB'nin artık söz konusu stratejinin "resmiyet kazanmasını ve hayata geçirilmesi için eylem planı belirlenmesini beklediği" ifade ediliyor.

Belgede "Tarafsız, bağımsız, güvenilir, şeffaf ve ehil bir yargı sistemi son derece önemlidir ve AB müktesebatının düzgün uygulanmasıyla hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesinde zaruri koşuldur" deniliyor.

Sivil-asker ilişkileri kapsamında "ordunun yasalara aykırı şekilde siyasi etki icra etmeyi sürdürdüğü" iddia edilen AB ortak tutum belgesi taslağında, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst düzey üyelerinin iç ve dış politikayla ilgili yetkilerini aşan konularda açıklama yapmaktan kaçınması" isteniyor.

Taslak belgede ifade özgürlüğü kapsamında, "önde gelenlerin yetkililerin basını şiddetle eleştirmesi ve resmi makamların (basına karşı) eylemlerinden" bahsedilerek, "ifade özgürlüğüne tam saygıya yardımcı olacak bir atmosferin güvence altına alınmasına ihtiyaç duyulduğu" belirtiliyor. Önde gelen bir medya grubunun vergiyle ilgili yasal sürecinin yakından takip edileceği kaydedilen
belgede, internet sitelerinin sıkça ve orantısız şekilde kapatılmasının ifade özgürlüğü kapsamında endişe uyandırdığı dile getiriliyor.

Kıbrıs sorunuyla ilgili AB'nin gelenekselleşen görüşlerinin tekrarlandığı belgede, 22 Nisan tarihli Türkiye-Ermenistan ortak açıklamasının memnuniyet yarattığı belirtilerek Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik çabaların sürdürülmesi talep ediliyor.

Türkiye topraklarındaki tüm terör saldırılarının şiddetle kınandığı belgede, "AB Türkiye'nin terörle mücadelesini ve halkını koruma çabasını kararlılıkla destekler" deniliyor.

Taslak belgede, "Türkiye'nin stratejik önemine" vurgu yapılarak, Türkiye'nin Güney Kafkasya ve Ortadoğu'ya yönelik diplomatik inisiyatifleriyle sorunların çözümünde aktif ve yapıcı rol oynaması övülüyor.

"Türkiye'nin AB enerji güvenliğine olumlu katkı yapabileceği" kaydedilen belgede, Nabucco ve Türkiye-Yunanistan-İtalya (ITGI) hattı gibi, AB'nin enerjide Rusya'ya bağımlılığını azaltacak projelere Türkiye'nin destek vermesi talep ediliyor.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow