hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Dış borsalarda ‘banka’ baskısı

    Dış borsalarda ‘banka’ baskısı
    expand

    Bankaların yarattığı sarsıntı devam ediyor. Janet Yellen’ın “gerekirse ek önlemler” alabileceklerini söylemesi olumlu algılansa da kafaları karıştırdı. Tam borsalarda stabil görünüm oluşmaya başlamıştı ki Deutsche Bank’ın risk primlerindeki (CDS) yükseliş, tedirginliği artırdı. Bu aşamada yaygın bir bulaşıcılık ve domino etkisinden söz etmek fazla karamsarlık olur. Görünen o ki piyasalar, artan güvenli liman ihtiyacıyla bir süre daha bankacılık sektörünün etkisinde kalacak.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dış borsalar bankacılık sektörüne ilişkin gelişmelerin etkisi altında. ABD’de Silikon Vadisi Bankası (SVB) ile başlayıp Credit Suisse ile Avrupa’ya yayılan banka tedirginliği henüz geçmiş görünmüyor. Aslında geçen haftanın son gününe kadar bir sakinleşme söz konusuydu. Soruna gerekli müdahalelerin yapılması hem sektörü hem de piyasaları rahatlatmıştı. UBS’in Credit Suisse’i satın alması, İsviçre Merkez Bankası’nın gerekli likiditeyi sağlaması, ABD’de yine mali zorluk yaşayan First Republic Bank’a aralarında JPMorgan, Citigroup, Bank of America ve Morgan Stanley’nin de bulunduğu 11 bankadan yaklaşık 30 milyar dolarlık mevduat yatırma kararı ortamı yatıştırmıştı.

    Ardından ABD Hazine Bakanı Yellen’ın, “banka mevduatları konusunda kapsamlı sigorta sağlamayı düşünmediklerini” söylemesi ABD borsalarına banka hisseleri öncülüğünde satış getirmişti. Aynı Yellen’ın ABD Temsilciler Meclisi’nde bankacılık sisteminde yaşanan sıkıntıların yayılmasını önlemek amacıyla hızlı hareket etmek için önemli araçlar kullandıklarını ve “gerekirse ek önlemler” almaya hazır olacaklarını söylemesi olumlu algılansa da biraz kafa karışıklığına neden oldu.

    DEUTSCHE BANK TEDİRGİNLİĞİ

    Bu gelişmelerin borsalarda fiyatlanmasıyla stabil bir görünüm oluşmaya başladı. Ancak cuma günü Almanya’nın en büyük bankası Deutsche Bank’ın risk primlerindeki (CDS) yükseliş, bankanın borsada işlem gören hisselerinde yüzde 10’u aşan değer kaybı yaşanması, Almanya’nın tahvil bono faiz oranlarının gelen alımlarla düşüşe geçmesi ve Frankfurt Borsası’nda (Dax Endeksi) yüzde 2’yi aşan düşüşlerin görülmesi tedirginliği artırdı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Euro değer kaybederken Euro/dolar paritesi 1.07’ye kadar geriledi. Sonra biraz toparlandı. Perşembe günü 1.0930 seviyesi test edilmişti. Almanya 10 yıllık bono faiz oranı gelen alımlarla birlikte yüzde 2.00 seviyesine yaklaştı. Bu gelişmeler üzerine Avrupa Birliği ülkelerinin liderleri, bankacılık konusundaki gelişmeleri görüşmek üzere toplandı. Liderlerden ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde güven verici açıklamalar gelmesiyle borsalar ile Deutsche Bank hissesinde toparlanmalar görüldü. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Euro Bölgesi bankacılık sektörünün dayanıklı olduğunu ve merkez bankası araçlarının gerektiğinde finansal sisteme likidite sağlayacak donanıma sahip olduğunu söyledi.

    Geçtiğimiz günlerde yaşanan bankacılık krizi sırasında “Sırada başka banka var mı?” soruları çok dillendirilmişti. ABD ve İsviçre’deki sorunlar aşıldı derken bu defa Almanya’da yaşanan gelişmeler küresel ölçekte borsaları olumsuz etkiledi.

    Adı geçen ülkeler finans dünyasının kalbi olarak görülüyor. Bu aşamada daha yaygın bir bulaşıcılık ve domino etkisinden söz etmek fazlaca karamsarlık olacaktır. Bankaların mali yapısıyla ilgili sorunlar geçmişte de oldu ama çözüm bulundu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Olayın ne yöne evrileceği veya sıkıntıda başka bankalar olup olmadığını bilmek zor. Ama batmayacak veya batamayacak kadar büyük bankalardan söz ediyoruz. Son günlerde “kurtarılamayacak kadar büyük” kavramı da duyulur oldu. Onu da dip not olarak eklemiş olalım. Ancak akıllara 2008 ve Lehman Brothers olayı gelse de bankacılıkla ilgili ciddi bir sorun olduğunda kayıtsız kalınmadığını First Republic Bank ve Credit Suisse olayında gördük. Görünen o ki piyasalar, artan güvenli liman ihtiyacıyla birlikte bir süre daha bankacılık sektörünün etkisinde kalacak gibi. Dış borsalardaki gelişmeler cuma günü görüldüğü üzere Borsa İstanbul’u da etkiliyor. Temkinli görünüm sürüyor.

    MERKEZ BANKALARI FAİZ ARTIRIMINA ‘DEVAM’ DEDİ

    - Geçen haftanın gündemi ağırlıklı olarak merkez bankalarının faiz kararları oldu. TCMB faizi sabit bırakırken ABD Merkez Bankası (Fed) ve İngiltere 25 baz puan, İsviçre Merkez Bankası 50 baz puanlık artırıma gittiler. Bankacılık sektöründe yaşanan son gelişmelere bağlı olarak ABD ve İsviçre merkez bankalarının faiz artırımına gitmeyebileceği konusunda zayıf da olsa bir beklenti vardı. Ama özellikle ABD için enflasyon kaygıları ağır bastı. Bunu Fed Başkanı Powell toplantı sonrası yaptığı açıklamada söyledi zaten. Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic ise; “Bankacılık sisteminin güvenli ve dayanıklı olduğuna dair işaretler net. Enflasyon hâlâ çok yüksek olduğu için Fed’in faizi yükseltmesi gerekliydi. Fed’in faiz artışı kolay bir karar değildi” diyerek bir bakıma durumu özetledi. Fed toplantı duyurusu ve Powell’ın açıklamaları “güvercin” tonda bulundu. Açıklamaların detayında, ek faiz artırımlarında söz edilmesiyle birkaç faiz artışı sonrası faiz artırım sürecinin sonlanabileceği görüşü öne çıktı. Enflasyon endişeleri devam etmekle birlikte ekonomilerde yavaşlama ve resesyon beklentilerini de dikkate almak gerekiyor. Bankacılıkla ilgili gelişmelerin yayılması durumu söz konusu olursa (dileriz olmaz) merkez bankalarının faiz artırımlarını tekrar gözden geçirmeleri olasıdır.  

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    YABANCI YATIRIMCILAR BEKLEYİŞTE

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    - Borsa İstanbul’da hisse senetlerinde yabancı payı yüzde 29’un altında seyrediyor. TCMB verilerine göre 17 Mart ile biten haftada; Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcılar 210.8 milyon dolarlık hisse, 26 milyon dolarlık tahvil bono sattılar. Yabancıların yılbaşından bu yana hisse satış toplamı 750 milyon doları buldu. Bankalardaki yabancı para mevduatı 1.1 milyar dolar azalışla 186.4 milyar dolara gerilerken TCMB brüt rezervleri 6.8 milyar dolarlık artışla 126.8 milyar dolara yükseldi. Rezervlerdeki yükselişte               S. Arabistan’ın 5 milyar dolarlık mevduatıyla altın fiyatlarında görülen yükseliş etkili oldu. Yine 17 Mart haftasında Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının toplamı 1 trilyon 639 milyar 790 milyon liraya ulaşarak yeni zirve yaptı. Hatırlanırsa yeni yılın ilk günlerinde 1.3 trilyon TL seviyelerine kadar gerilemişti. TCMB politika faiziyle ilgili 3 puan kısıtlamasının kaldırılması ve mevduat faiz artışı ilgiyi tekrar KKM’ye çekmiş durumda. Yaklaşan seçim nedeniyle yabancı yatırımcılar Borsa İstanbul’da ciddi bir hamle yapmıyorlar. Belli miktarda alım veya satımla daha çok kısa dönemli hareket ediyorlar. Gerçi aynı kararsızlık yerli yatırımcı için de geçerli denebilir. KKM’ye ilgide, hem faiz hem kur getirisinden mahrum kalmamak biraz da seçime kadar güveli limanlarda beklemek düşüncesi hakim olmuş görülüyor. 

    ALTINDA ‘GÜVENLİ LİMAN’ YÜKSELİŞİ

    - Öncü merkez bankaları faiz artırımlarına devam etse de piyasa (tahvil, bono) faiz oranlarındaki düşüşler ile artan “güvenli liman” ihtiyacı ve son dönemde dolardaki zayıflama, altının ons fiyatını tekrar zirve seviyelerine yaklaştırdı. Altının ons fiyatında 2.000-2.075 seviyelerinde oluşan zirvelerin geçilip geçilmeyeceği konusu yakından takip edilecek. Bu seviyelerin geçilmesi piyasalar için farklı gelişmelerin fiyatlamasını beraberinde getirecektir. İç piyasalarda altının gram/TL fiyatı ise, dolar/TL kurundaki yükselişin de katkısıyla yeni zirve denemeleriyle yükselişini sürdürüyor. Gram/TL altın fiyatının oluşumu ons fiyatındaki yükseliş ile dolar/TL kurundaki değişimin bileşenini kapsıyor. Güçlü çıkış yaşayan geleneksel yatırım araçlarının başında gelen altın bir süre daha gündemde kalacak gibi görünüyor.   

    BORSADA TEPKİ ÇIKIŞI KORUNUYOR

    - Borsada tepki çıkışı direnç seviyelerinde satışla karşılaştı. Gelen satışlar henüz derinlik kazanmış görülmüyor. Önemli ölçüde karşılanıyor. İlk destekler 5.000 ve 4.890 seviyesinde bulunurken bu seviyeler kısa dönem için önem kazanmış durumda.
    Sonraki destekler 4.700 ve 4.480 seviyelerinde bulunuyor. İlk direnç ise 5.120 seviyesinde. Tepki çıkışının devamı ve güç kazanması için bu seviyenin geçilmesi gerekecek. Bu durumda sonraki dirençler 5.300 ve 5.500 seviyelerinde görülüyor. Endekste geri çekilmelerde tepki alımlarının görüldüğü ancak yükseliş denemelerinin satışla karşılaştığı piyasa görünümü sürebilir. Dalgalı seyrin devamı beklenebilir.

    Kaynak: Hürriyet / Zeynel Balcı

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow