EPDK'dan doğalgaz açıklaması

EPDKdan doğalgaz açıklaması
expand

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, Türkiye'nin gelişme dinamikleri ile özel sektör dinamizminin doğalgaz sektörüne yeterince katılamamış olması bir arada düşünüldüğünde, doğalgaz piyasasındaki mevcut yapının sürdürülebilir olmadığını söyledi.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Petrol Platformu Derneği (PETFORM) tarafından düzenlenen, "Doğalgaz piyasasının Liberalizasyonu: Süreç ve Öneriler" konulu panel Sheraton Oteli'nde yapıldı.

Panele, EPDK Başkanı Hasan Köktaş, Elektrik Üretim A.Ş (EÜAŞ) Genel Müdürü Sefer Bütün, BOTAŞ yetkileri ve çok sayıda önemli enerji şirketinin üst düzey temsilcileri katıldı.

EPDK Başkanı Köktaş, panelde yaptığı konuşmada, Türkiye doğalgaz piyasasının serbestleştirilmesini Türkiye ve dünya enerji piyasalarından çok önemli gelişmelerin ve belirsizliklerin yaşandığı bir dönemde tartıştıklarını belirterek, petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların da dünya doğalgaz fiyatlarını da istikrarsız kıldığını söyledi.

Bu yapıya, petrol ve doğalgaz tedarikçisi ülkelerdeki "siyasi gerilimler, kaotik yapı, istikrar ve güvenlik problemleri" de dahil edildiğinde,
iki temel enerji kaynağına yönelik fiyat eğilimleri ve tedarik güvenliği
konularında ciddi belirsizlikler oluştuğunu ifade eden Köktaş, böyle bir ortamda,
yüksek miktardaki enerji taleplerini karşılamak için giderek artan oranlarda dışa
bağımlı hale gelen gelişmiş ülkeler açısından tedarik güvenliğinin daha da önem
kazandığını kaydetti.
Avrupa Komisyonu tahminlerine göre, Birlik üyesi ülkelerde 2007 yılında
505 milyar metre küp olan doğal gaz tüketiminin, 2030 yılında 635 milyar metre
küpe çıkmasının öngörüldüğüne işaret eden Köktaş, benzer şekilde AB'nin doğal gaz
ithalatına olan bağımlılığının ise bugünkü yüzde 50'lik düzeylerden 2030 yılında
yüzde 85'lere kadar çıkmasının beklendiğini ifade etti.
Bu kapsamda, sadece Avrupa Birliği'nin değil Türkiye'nin de doğal gaz
temini konusunda tedarikçi ülkeleri çeşitlendirmek ve uluslararası transit boru
hattı projeleri ile alternatif güzergahlar geliştirmek konusunda yoğun çabalar
sürdürdüğünü hatırlatan Köktaş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından
geliştirilen stratejide de uzun vadede Türkiye'nin elektrik enerjisi üretiminde
doğal gaz kullanım payının azaltılması, yerli ve yenilenebilir enerji
kaynaklarının payının ise artırılması hedeflendiğini belirtti.
Ancak gelecekte Türkiye'nin elektrik üretiminde doğal gazın payının
azaltılacak olmasının ülkenin doğal gaz ihtiyacının azalması gibi bir netice
doğurmayacağını savunan Köktaş, kentsel doğal gaz kullanımının hızla arttığına ve
artmaya devam edeceğine işaret etti.
-"ÖZEL SEKTÖRÜN GÜCÜ İVEDİLİKLE DEVREYE SOKULMALI"-
2003 yılının Haziran ayından bugüne kadar geçen 5 yıllık süre içerisinde
Kurum tarafından 55 adet şehir içi doğal gaz dağıtım bölgesinin ihalesi
sonuçlandırıldığını hatırlatan Köktaş, yaklaşık 10 milyon konutun şebeke
altyapısının tamamlandığını ve böylece yaklaşık 40 milyon kişinin doğal gaz
kullanmasına imkan verecek alt yapının tesis edildiğini ifade etti.
Toplam 14 şehir için de şebeke alt yapı yatırımlarının devam ettiğini
belirten Köktaş, önümüzdeki kış aylarında bu şehirlerin de doğal gaz kullanımının
başlayacağını ve böylece Türkiye'de doğal gaz kullanan şehir sayısının 66'ya
ulaşacağını bildirdi.
Böyle bir dinamik yapı içerisinde Türkiye'nin bu yılın sonunda 37,5
milyar metre küp olması beklenen doğal gaz tüketiminin, 2020 yılına gelindiğinde
66-67 milyar metre küpe kadar çıkmasının beklendiğine dikkati çeken Köktaş,
şunları kaydetti:
"Hal böyle iken konuya doğal gaz tedariki açısından baktığımızda arz
olanaklarımızda bir daralma görülmektedir. Çünkü Rusya Federasyonu ile yapılan
alım kontratlarından birinin süresi 2011 yılı sonunda, Cezayir ile yapılan
kontrat ise 2014 yılı sonunda sona ermektedir.
Bu koşullarda ülkemizin doğal gaz ihtiyacının karşılanma için
sürdürülmekte olan projelerin yanı sıra özel sektörün gücünün ivedilikle devreye
sokulması şarttır.
Şunu açıklıkla belirtmek isterim ki, Türkiye ekonomisinin lokomotif
gücünü oluşturan özel sektörün, girişimci gücü, kuracağı uluslararası
bağlantıları ve finansal kabiliyetleri gibi birçok etmene bağlı olarak
Türkiye'nin doğal gaz piyasasında da aktif rol almaması için hiçbir sebep yoktur.
Özel sektörü doğal gaz piyasasında aktif rol almaya davet ediyoruz"
EPDK Başkanı, sadece arz güvenliği için değil Türkiye'nin milyonlarca
doğal gaz tüketicisinin, sanayicisinin doğal gaz tüketicisinin ihtiyacının daha
düşük maliyetlerle karşılanabilmesi için de doğal gaz ithalatında ve toptan
satışında faaliyet gösteren özel şirketlerin sayısının da artırılmasının şart
olduğunu vurguladı.
-YENİ BİR MODELE İHTİYAÇ VAR-
4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun mevcut yapısı ile özel sektör
şirketlerin Türkiye'ye doğal gaz ithal edebilmesi konusunda bir takım
kısıtlamalar taşıdığına dikkati çeken Köktaş, kanunda belirlenen takvime göre, bu
yılın sonuna kadar BOTAŞ'ın elindeki kontratları özel sektöre devrederek doğal
gaz ithalat miktarını ulusal tüketimin yüzde 20;sine kadar düşürmesi de
gerektiğini hatırlattı.
Bu yıl ulusal doğal gaz tüketim tahmininin 37,5 milyar metre küp olduğunu
dikkate alındığında Kanun gereği bu yılın sonunda BOTAŞ'ın elinde 7,5 milyar
metre küp doğal gazın kalması, geri kalan 30 milyar metre küplük kısmın ise özel
sektör tarafından karşılanması gerektiğini anlatan Köktaş, konuşmasına şöyle
devam etti:
"Ancak bugüne kadar yapılan kontrat devri ihaleleri sonucu ancak 4
milyar metre küplük bir kısım yani yaklaşık olarak ulusal doğal gaz tüketiminin
yüzde 10,66'lık bölümü 4 adet özel sektör şirketine devredilebilmiştir.
Gelinen aşamada özel sektörün payı ile yıl sonunda yaklaşık 1 milyar
metre küp olması beklenen ulusal doğal gaz üretimi birlikte düşünüldüğünde, 30
Kasım 2005 tarihinde yapılan ihaleyi kazanan şirketlerin tümü fiili ithalata
başladıkları zaman, BOTAŞ kanuni sürenin sonunda piyasanın yüzde 20'sine değil
yaklaşık yüzde 86,6'sına sahip konumda olacaktır. Bir başka ifade ile bugüne
kadar ülkemizde doğal gaz ithalatının serbestleşmesi ve katılımcı sayısının
artırılması imkanına kavuşulamamıştır.
Türkiye'nin gelişme dinamikleri ile özel sektör dinamizminin sektörümüze
yeterince katılamamış olmasını bir arada düşünürsek, ülkemiz doğal gaz
piyasasındaki mevcut yapının sürdürülebilir olmadığını tespit ediyoruz. Hal böyle
iken yeni bir model geliştirmeye ihtiyaç bulunmaktadır ve yeni bir kanun
değişikliğinin gündeme getirilmiş olması da bu temele dayanmaktadır"
-"DOĞAL GAZ İTHALATI İÇİN İKİ ŞİRKET BAŞVURUDA BULUNDU"-
Gerek kontrat devri ihalelerini kazanan gerekse ithalat imkanlarını
kovalayan tüm şirketlerin ısrarlı tavırları ve sürdürdükleri çalışmaların
Türkiye'de çok oyunculu bir doğal gaz piyasasının tesisi için motive edici
olduğunu vurgulayan Köktaş, örneğin kurama geçen ay, yılda 11 milyar metre küp
doğal gaz ithalatı yapmak üzere iki adet şirketin ithalat lisansı başvurusu
yaptığını söyledi.
Ancak Türkiye'de özel şirketler tarafından doğal gaz ithalatı
yapılabilmesi için kanuni değişiklikler yapılması ve ayrımcılığın olmadığı bir
piyasa işleyiş yapısının tesis edilmesi gerektiğinin altını çizen Köktaş, "Bu
kapsamda kontrat devri için öngörülen prosedürün hızlı ve etkili hale
getirilmesi, bu sürece paralel miktar devrinin de işler hale getirilmesi, yeni
ülkelerden yapılacak doğal gaz ithalatının daha kolaylaştırılması ve mevcut
ülkelerden yapılacak doğal gaz ithalatına dair hükümlerin yeniden ele alınarak bu
yolla yapılacak ithalatın kolaylaştırılmasının sağlanmasına yönelik görüşlerimizi
ilgili kurumlarla paylaşacağız" diye konuştu.
(ZNP-KUM)
16/09/2008 14:07:29
{C:\Program Files\SYS\AnatoliaNews\NewsAgent\Giden Klasor\AA_Text\2008\09\16\AAAUYDU_0173_16092008020713614_R_EKO_16092

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow