Kaybedenler kulübünden ayrılmak mümkün mü?

Bazı zamanlar kaybettiğimizi hissederiz ve kazananlara bakar neyi farklı yaptıklarını merak ederiz. Bazen de kaybedenler kulübünden diye nitelediğimiz bir girişimci bir anda büyük bir başarı yakalar ve hikayesiyle bize ilham verir. Peki, neden bazı kaybedenler kaybetmeyi sürdürürken diğerleri kazanır?

Haberin Devamı

Hepimiz Milton Hershey'yi Amerika'nın en bilinen şekerlemelerinden biri olan Hershey'nin çikolatasının kurucusu olarak biliyoruz. Fakat Hershey aslında nihai başarısından önce tamamen başarısızlıkla sonuçlanan 3 şekerleme şirketi kurdu. Genç bir girişimci olan Hershey, pek de başarı kazanmayan ilk şekerleme dükkanını 150 dolara Philadelphia’da kurdu. Sonraki birkaç yıl içinde New York ve Chicago'da da şansını denedi ancak bu iki denemesinde de başarısız oldu. Pes etmedi ve başarılı olabileceğine inancıyla Lancaster Karamel Şirketi'ni kurdu ve birkaç kısa yıl sonra sonunda başarılı bir iş çıkardı ve bu şirket, bildiğimiz ve sevdiğimiz Hershey Çikolata Şirketinin temeli oldu.Başarısızlığına rağmen Hershey, hayallerini gerçekleştirmek ve devam ettirmek için azmini ve inancını kullandı. Hershley durumundaki birçoğuna vazgeçmek, başarısızlığın getireceği olumsuzlukta boğulmak cazip gelebilirdi, ancak Hershey kararlılığın, öğrenmenin ve geliştirmenin başarının gerçek reçetesi olduğunu gösterdi.Lifehack’in kurucusu ve CEO’su Leon Ho ‘kaybedenler aleminden çıkmanın’ bir yolu olduğunu düşünüyor:

Kazanmak için beklemeye sabrımız yok

İnsanlar olarak, anında sonuç almaya bağımlıyız ve hepsinin altında hayatta kalma güdüsü yatıyor. Mağara adamı zamanlarda hayatta kalma, avlanmak ve ateş yakmak demekti. Bunlarda anında sonuç alamazsak, hayatımız tehlikede olurdu.Günümüzde hala birey olarak hayatta kalma ve anlık sonuçlar alma ihtiyacımız doğduğumuz andan başlar. Ağlamak, beslendiğimizden ve bakıldığımızdan emin olmak için anne-babamızdan ihtiyaç duyduğumuz ilgiyi elde etmenin bir yoludur. Dolayısıyla, anında sonuç alma isteği erken yaştan itibaren içimize yerleşmiştir ve bu hayatımız boyunca beynimizde kalır.

Haberin Devamı

Ancak beklemek zorundayız ve kaybetmek de hayata dair

Modern zamanlarda, başarıya ulaşma biçimimizi toplum şekillendirdi. Para isteyebiliriz, ancak parayı genellikle belirli süreli bir iş bittikten sonra maaşımızı halinde ya da bir şey üzerinde yoğun bir çalışmadan sonra ödül olarak alabiliriz. Bu nedenle sıklıkla, arzuladığımız başarıyı elde etmek için çok çalışmak ve beklemek zorunda kalırız. Yani atalarımız gibi istediğimiz sonuca hemen ulaşamamak hayatımızı tehdit etmez, ama beyinlerimizde bu ihtiyaç bizi hala gizlice rahatsız etmekte ve içgüdümüz ani sonuçlar belirgin değilse işi bırakmamızı söylemektedir.Ancak anahtar, vazgeçmek yerine bekleme süresinin daha fazla çalışmak ve yapılan işi geliştirmek açısından çok önemli bir zaman olduğunu anlamaktır.

‘Bu sefer’ kaybetmekten ‘hep kaybeden’ olmaya giden yol

İnsanlar başarısız olduklarında, anında ‘hep kaybeden’ olmazlar. Kendilerini kurban olarak görmeye başlar başlamaz kaybeden olurlar. Yeteneklerindeki bazı eksiklikleri durumdan sorumlu tutmak için ‘gerçekler' veya bahaneler toplarlar.Bu sınırlayıcı inançlar insanların geçmiş tecrübeleri, hataları ya da çıkmaza girdikleri zamanlara dayanır. Sık sık kendilerine ve başkalarına "Ben genç olsaydım, bunu becerirdim" ya da "Bana daha fazla fırsat verseydiler, işler farklı olurdu" derler.Ancak dürüst oldukları takdirde, bunların başarısızlıklarını haklı göstermek için kendilerine söylediği yalanlar olduğunu ve hiç kimsenin aslında ne yapabileceklerini veya neden başarısız olduklarını önemsemediğini idrak ederler. Başarısızlık başarısızlıktır.Bu yaklaşım, sert görünmek için değil, daha ziyade, kendimizi ne kadar katı biçimde başarısızlık fikrine alıştırdığımız ve kendimizi etiketlediğimiz gerçeğini vurgulamak için gerekli. Gerçekte başarısız olmamızın nedeni, devam etmemiş olmamız, işe inancımızı koruyamamış olmamız ve başarısızlığı istediğimiz başarıya ulaşmak için doğru bir öğrenme ve geliştirme için bir yolu olarak kullanmamış olmamızdır.Bu olumsuz başarısızlıkları normalleştirme girişimleri, bizi Ben Horowitz'in "Zor Şeyler Hakkındaki Zor Şey" adlı kitabında söylediği gibi bizi hiçbir yere götürmüyor.Başarısızlığa uğramanız için geçerli büyük bir neden bulmuş olmanız, yatırımcılarınızın bir dolarını kurtarmaz, bir çalışanının işini kurtarmaz ya da size yeni bir müşteri kazandırmaz.

Haberin Devamı

Kazanan gibi davranıp devam et

Başarısızlık kapıyı çaldığında mazeret bulma ve vazgeçme arzusuna karşı savaşmalıyız. Bunların hepsi bakış açımızla ilgili.Geçmiş başarısızlıklara geri dönüp bunları asla başarılı olamayacağımızın kanıtı olarak düşünmek doğaldır, ancak bu bakış açısı yalnızca hayallerinize ulaşma şansınızı azaltmaya yarar. Zihninizi hedefinize odaklayın ve oraya ulaşabilmek için elinizden gelen her şeyi yapın. Yolunuza her zaman engeller çıkacaktır ancak başarının anahtarı, sorunları çözmeye çalışmak, suçlamadan, sınırlayıcı inançlarınızı bir yana bırakıp, yoldaki her engeli bir şeyler öğrenmek için bir fırsat olarak kullanmaktır. Bir başka deyişle, onu fark etmeniz için hayat size bir çözüm olarak sunuyor diye düşünün - bu durum size başarıya doğru ilerlemek için yapmanız gerekeni öğretecek bir şey.

Başarısızlıklardan sonra başarılı olmak

istiyorsanız başarılı bir kişi gibi düşünmeye başlayın:Perspektifinizi Genişletin: Şu anki durumumuza odaklandığımızda büyük resmi görmek zor olabilir. Ana fikir, başarıya giden her yolculuğun her zaman iniş ve çıkışlarına sahip olacağını anlamaktır. Düşüşler oluştuğunda, başarının mümkün olduğunu göremeyebiliriz. Geri çekilin ve gözünüzü daha büyük resmin üzerinde tutun, çünkü genellikle bu inişleri harika çıkışlar takip eder.Mücadeleyi küçük parçalara ayırın: Büyük hedef bazen korkutucu görünebilir, bu nedenle motivasyonu sürdürmenin sırrı hedefin yönetilebilir parçalara bölünmesidir. Yaşam sürekli değişiyor ve fikirlerimiz, inançlarımız ve perspektiflerimiz de öyle. Çözdüğünüz her küçük sorunla birlikte, daha büyük bir başarı hissi ve daha büyük bir sonuç alma imkânı elde edersiniz ve bu büyünün gerçekleştiği yerdir – istediğinizin gerçekleşebileceğini yavaş ama emin adımlarla göreceksiniz.Gerçekten başarılı olmak istiyorsanız, başarısızlıklarınızı hiç kimsenin umursamadığının farkına varmalısınız. Düştüğünüz yerden kalkmak istediğinizde, bırakıp vazgeçmeyi bir seçenek olarak görmeyin. Yaşadığınız sıkıntıları büyük hedeflere ulaşmanız için gerekli öğrenme eğrisini sunan anlar olarak değerlendirin.