Satın aldığınız dairenin sizden başka sahipleri olabilir!
Elinde avucunda ne varsa bir daireye yatıran onlarca kişi aynı dairenin birçok kişiye satılması nedeniyle mağdur olabiliyor. Sonrası avukatlar, mahkemeler, yıllarca süren hukuk mücadelesi… Peki nelere dikkat etmek gerekiyor? Hürriyet'ten Sedef Batı'nın özel haberi...












S.M.: Bizden aldığı peşinat için bir kâğıt parçası verdi ama kendi alacağı taksitler için senet yaptı. Aslında o zaman içime bir kurt düştü ama kardeşimiz de ondan ev aldığı için bu düşüncemi kafamdan attım.
Şehir merkezine gittikçe evlerinin yerine baktılar ama ilk yıl inşaat, binanın temeline dikilmiş birkaç demirden öteye geçemedi. Üçüncü yılda sadece temelin betonu atılmıştı, ilk kat bile çıkmamıştı. Üç yaz üç kış geçti ama binanın inşaatı olduğu yerde saymaya başladı.
M.B.: Hem kardeşim hem ben eşlerimizle sorun yaşamaya başladık. Evdeki tek mesele temelde takılı kalan ve bir türlü yükselemeyen binamızdı. Sabah kahvaltıda aynı dert, akşam yemeğinde aynı dert. Soluğu müteahhidin evinde aldık.


İki kardeşin umutlarının gerçek anlamda yıkıldığı an ise bir arkadaşlarının evinde sohbet ederken yaşandı. M.B.: O gün başımdan kaynar sular boşaldı. Daha sonra arkadaşlarla buluşmaya gittik. Havadan sudan konuşurken konu emekli ikramiyelerimizi nasıl değerlendirdiğimize geldi. Biz kardeşimizle ev aldığımızı söyledik, bir öğretmen arkadaşımız da aynı şekilde topraktan eve girdiğini ama hâlâ ortada ev olmadığını söyledi. Laf laf açtı ve sonunda tesadüf o ki aynı binadan ev aldığımız ortaya çıktı. Ben "Ohh ne güzel komşu olacağız, seninki kaçıncı katta?" diye sordum, "3'üncü kat" dedi. Biz kardeşimle birbirimize baktık çünkü 3'üncü kattaki iki daire bizimdi ve bir katta sadece 2 daire vardı. Arkadaşımız da ısrarla 3'üncü kat olduğuna emin olduğunu söyledi. Diğer odaya gidip aynı bizdeki gibi bir kâğıt parçasını elinde sallayarak geri geldi. "Ben size dedim, bak 3'üncü kat yazıyor" deyince benim başımdan kaynar sular döküldü. Kardeşimin yüzü kül gibi oldu, bayılacak sandım. Diğer arkadaşımızın "Canlarım sizi bal gibi dolandırmışlar, aynı daireyi satmışlar" dediğini duyduktan sonra üçümüz de ayılıp bayılmaya başladık. Ne yüzümüze dökülen kolonyalar fayda etti ne derin derin nefes almalar…"

S.M.: Bu darbenin üstüne akşam eve döndüğümüzde bir de eşlerimizden tonlarca laf işittik haliyle, ne kadar söylenseler azdı zaten. Eşim ile o günden sonra her gün kavga ettik, akşamları içki ve sigaraya başlaması tam da bu döneme denk geldi.




M.B. marinada denize sıfır bir apartmanın 11'inci katında teraslı dairesine kavuştu ama artık İstanbul’da yaşadığı için yıllar sonra sahip olduğu evini satıp İstanbul’dan ev aldı. S.M. ise kendine gösterilen bir evi denize biraz uzak diye beğenmedi, sonra yeni bir daire sunuldu ama dairenin içi yapılmamıştı. “Yine de kabul ettim çünkü çok değerli bir yerden verdiler evimi. Dairenin içine epey masraf yaptım, geç de olsa yılların emeğine kavuştum derken 15 gün önce inşaat durduruldu. Hayaller yine suya düştü” dedi. Sözün kısası S.M.'nin yıllar önceki kaybı, değeri çok daha yüksek hatta dubleks bir evle telafi edilmişti ama bu binanın da imar izni olmadığı için yine inşaat durdurulmuştu.





Vaktince evi teslim edilmeyen Ev Sahibi, müteahhitten neler talep edebilir? Ortadan kaybolan müteahhit ya da firmalardan ev alan mağdurlar o evi unutsunlar mı?
Çelik, bu sorumuza şöyle yanıt verdi: “Vaktinde teslim almayan kişi sözleşmede bulunan kira bedelini talep edebilir. Sözleşmede bir kira bedeli yoksa mahkemeden tespitini isteyerek talepte bulunabilir. Kanun arsa sahibinin öncelikle haklarını korumaya aldıktan sonra tapunun ait olduğu kişiye hak tanıdığı İçin; dolandırılan kişilerin ceza ve hukuk mahkemelerinde haklarını aramaktan başka çareleri kalmıyor.”