PKK'ya siyaset çağrısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan PKK'ya siyaset çağrısı geldi. Birgün gazetesine konuşan Kılıçdaroğlu, yüzde 10'luk seçim barajını eleştirdi, "dağdaki adam gelip siyaset yapacaksa onun yolunu açacaksın" dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, çözüm sürecini değerlendirdiği konuşmasında "öteden beri bu sorunun toplumsal destekle çözülebileceği tezimizi kuvvetlendirdik ve 17 maddelik özgürlük ve demokrasi manifestosu açıkladık. Çözülecekse böyle çözülür dedik. Yüzde 10 seçim barajı mesela. Dağdaki adam gelip siyaset yapacaksa onun yolunu açacaksın. Refah Partisi, İşçi Partisi, ÖDP'yi bu baraj marjinal parti haline dönüştürdü. Bu partilerin taraftarları, kitleleri var; siyasete girmeleri gerek." dedi.
Kılıçdaroğlu, "süreç ilk başladığında hem BDP, hem AKP ortak biçimde CHP'yi suçladı. "biz barışacağız, CHP engel oluyor" dediler. Biz de "neyinize engel oluyoruz?" dedik. Gidip sınırda durarak "hiçbir PKK'lı çıkmasın" mı dedik. Barış olmasın mı dedik? tam tersi, ben o dönem "buyrun çözün, size kredi açıyoruz" dedim" şeklinde konuştu.
"Gelinen nokta bizi haklı çıkardı" diyen Kılıçdaroğlu, dağdaki adam gelip siyaset yapacaksa, onun yolunun açılması gerektiğini belirtti.
"Buzdolabı ile övünen başbakan olmaz"
CHP lideri Kılıçdaroğlu, bugün de İstanbul'da Çekmeköy Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇEKSİAD) temsilcileri ile bir restoranda biraraya geldi. Kılıçdaroğlu burada Erdoğan'a eleştirdi ve "Buzdolabı üretmekle övünen başbakan olmaz" dedi. Kılıçdaroğlu, "Bir buzdolabı yaparsınız ama bir cep telefonu sizin bir buzdolabınıza eş değer kılınır. Dünya artık bilgi toplumuna gelmiştir. Televizyonu ilk önce Amerika buldu, şimdi üretmiyor" diye konuştu.
Türkiye okuma ve matematikte sondan üçüncü
Bilgi toplumunu yakalamada ifade özgürlüğü ve demokrasinin de önemine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, bu sayede özgür ve özerk bir üniversitenin mümkün olabileceğini, aksi halde bilgi üretilemeyeceğini dile getirdi. Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında okuma ve matematik becerisi açısından sondan üçüncü olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, eğitimde bir sorun olduğunu ifade etti ve 4+4+4 sistemini eleştirdi.
Katma değeri yüksek üretimin önemine vurguda bulunan Kılıçdaroğlu, üniversite sanayi işbirliğne değinerek, Türkiye'de 100 yılı aşkın tarihi bulunan üniversitelerin bulunduğunu, ancak bir ikisi hariç, diğerlerine "üniversite" demenin mümkün olmadığını kaydetti.
Kılıçdaroğlu, sanayinin ihtiyaç duyduğu ara elaman ihtiyacını karşılamak için de bütün organize sanayi bölgelerine yatılı meslek lisesi yapılmasını önerdi.
Türkiye'nin yeni bir siyaset anlayışına ihtiyacı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, ilk kez bu yıl Sayıştay'ın mali denetim raporu gelmeden bütçenin onaylandığını hatırlattı ve vergi veren herkesin buna sesini yükseltmesi gerektiğini kaydetti.
Etnik kimliğin siyasetin konusu yapılmaması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Eğer siyaset konusu yapılacaksa insanın geleceği siyaset konusu yapılmalı. İnsanın alın teri nasıl değerlendirilir, bu siyaset konusu yapılmalı. Toplumda ahlakı nasıl yüceltiriz, bu siyasetin konusu yapılmalı" dedi.
"Hangisi gerçek Müslüman?"
Japonya'da 4 saat sular akmadı diye bir belediye başkanının hayatına son verdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bizde bırakın 4 saati, 15 gün sular akmadı, istifa edeni duydunuz mu? Eğer İslam temiz ahlaksa, söyler misiniz bana hangisi temiz ahlak? Hangisi gerçek Müslüman? Başka bir örnek daha vereyim: Polis, bir yerde arama yapacak. Potansiyel suçlu. Arama yapacak, mahkemeden karar alıyor. İktidardaki bakan telefon ettiriyor, sizde arama yapacaklar hazırlıklı olun diye. Bunu kamuoyuna açıkladık. Hangi dakika ve hangi saniye, hangi telefonlarla telefon ettiğini bütün ayrıntılarıyla yazdık. Bu Bakan istifa etti mi? Bakanlık koltuğunda oturuyor mu? Oturuyor. Bu ahlaki bir şey mi? Oturup sorgulamamız gerekiyor."
"Kapısını çalacak komşu bırakmadılar"
Kılıçdaroğlu, hükümete yönelik eleştirilerini, dış politika konusunda da sürdürdü. Hükümetin Suriye, Irak ve Mısır ile takip ettiği ilişkisini eleştiren Kılıçdaroğlu, "Şu anda Türkiye, kapısını çalacağı bir tek komşusunu bırakmadı" dedi.
Hükümeti uyardıklarını ve önerilerde bulunduklarını anlatan Kılıçdaroğlu, sözü Suriye'de El Kaide uzantısı gruplarla Türkiye arasında ilişki bulunduğu iddialarına getirdi. El Kaide'nin Türkiye'de düzenlediği saldırıları hatırlatan Kılıçdaroğlu, "El Kaide bütün dünyanın listesinde. Şimdi El Kaide terör örgütü Türkiye'nin dostu. Anlamak mümkün değil" dedi.
"Ücret sendikacılığına karşıyız"
Bir soru üzerine sendikalılaşma konusuna değinen Kılıçdaroğlu, "Ücret sendikacılığı yaprak işvereni batırırsanız biz orada yokuz" diye konuştu.
"Kurucu iradenin korunmasını istiyoruz"
Yeni Anayasa, çözüm süreci gibi konularda neler düşündüğüne ilişkin soru üzerine de Kılıçdaroğlu, "Daha özgürlükçü ve daha demokratik bir anayasaya ihtiyaç var. Fakat biz anayasada değişiklik isterken kurucu iradenin korunmasını istiyoruz. Nedir bu? Anayasanın ilk üç maddesidir" diye konuştu.
"Halktan habersiz demokrasi paketi mi olur"
"Çözüm sürecinin ne olduğunu ben bilmiyorum. Bilen varsa el kaldırıp anlatsın" diyen Kılıçdaroğlu, açıklanması beklenen demokratikleşme paketinde neler olduğunu da bilmediklerini anlattı. "Bir ülkeye demokrasi getireceksiniz ama halkın haberi olmayacak. Böyle bir şey olmaz. Halktan habersiz demokrasi mi olur. Biz birinci sınıf demokrasi istiyoruz" şeklinde konuşan Kılıçdaroğlu, 17 maddelik özgürlük ve demokrasi manifestosu hazırlayarak görüşlerini açıkladıklarını söyledi.
Çözüm süreciyle ilgili bilgilerin Kandil'den verildiğin ileri süren Kılıçdaroğlu, çözüm sürecinde neler olduğunu 5-6 kişinin dışında kimsenin bilmediğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, KOÇ Grubu şirketlerine yönelik müfettiş incelemesine ilişkin ise şunları söyledi:
"Denetimin siyasallaşmaması, intikama dönüşmemesi lazım. Sermaye ürkektir. Türkiye'nin en büyük sermaye kuruluşuna, 500 müfettiş ordusuyla baskın yapmak doğru değildir. Bu ekonomide ayağına kurşun sıkmak demektir. Yanlıştır böyle bir şey. Bizim düşüncemiz, vergi denetimini özgür kılmaktır. Özerkleştirmektir. Siyasi iradenin dışına çıkarmaktır. İş adamı A partisine, B partisine oy verir. Bizim arzumuz onun daha fazla üretim yapmasıdır. Daha fazla istihdam sağlamasıdır. Fakat siz müfettiş ordusunu görevlendirip, polisle baskın yaparsanız bunlar doğru değildir. Yanlıştır. Kalkar başbakana sorarlar, 'Sen edindiğin mal varlığının hesabını verdin mi?'. Mesleğe girdiğim 1971'den parlamentoya girdiğim tarihe kadar her dönem, sayın başbakanın aldığı aylıktan çok daha fazla aylık aldım. Para aldım. Benim mal varlığım meydanda. Milletvekili seçildiğim gün mal varlığımı kendi internet siteme koydum. Benim çocuklarımın hiç birisinin gemisi yok."