Türkiye'nin marka olması imkansız bir rüya mı?

Her yıl dünyanın önemli bir şehrinde gerçekleştirilen "Brand Is You" konferansının bu yılki teması "Marka Türkiye". Saffron Türkiye Direktörü Turgay Adıyaman, 19 Ocak'ta gerçekleşecek olan konferansta "Türkiye" markasını ve 3 önemli başlığı konuşacaklarını söyledi.
Adıyaman ile yapılan röportaj şöyle:
* Bize 19 Ocak'ta gerçekleştirilecek "Brand is You Marka Türkiye Konferansı"ndan bahseder misiniz?
Adıyaman: Saffron Brand Consultants'ın katkılarıyla, CNN TÜRK'ün medya sponsorluğunu üstlendiği, Unilever, İpragaz ve Vestel sponsorluğunda The İstanbul Edition'da gerçekleştirilecek konferansta, Türkiye'nin geçmişte nasıl bir marka olduğu, yeniden markalaşma sürecinde nelere önem verilmesi gerektiği ve markalaşma dinamiklerinin incelenmesi ile ilgili görüşler paylaşılacak.
Geçtiğimiz 6 ayda neredeyse tüm katılımcılar ile bire bir görüşüldü, brandisyou.com'da röportajları paylaşıldı. "Türkiye'nin marka olması imkansız bir rüya" diyen de var, "Her alanda dünya markasına aday" olduğumuzu düşünen de.
"Türkiye markasını biz nerede görüyoruz, dışardakiler nasıl görüyor?" sorusunun cevabının netleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. 19 Ocak'ta kısıtlı bir katılımla gerçekleşecek olan konferansta ülke markamızı ve 3 önemli başlığı konuşuyor olacağız.
Türk mutfağı, olimpiyatlar ve tasarım oturumlarında ülke markasını temsil eden yüksek nitelikli ve tutkulu yöneticilerin biraraya gelmesi belki de yeni bir başlangıç olacak.
Politika, iş dünyası, kültür, sanat ve medya dünyasından ismen davetli 100 kanaat önderi Türkiye markasını konuşacak. Bu topluluğun biraraya gelerek stratejik bir aksiyon planı üretmesini planlıyoruz. Ancak bunu yapınca 20 Ocak sabahı marka olmayacağımızın bilincindeyiz. Uzun bir yolculuğun kontrol noktalarının tanımlanması için hedefleri saptayıp, bunun önündeki engelleri bugün tartışmalıyız.
* Sizce ülke markalaşmasında nasıl bir yol izlenmeli?
Adıyaman: Türkiye'nin rakamlarına baktığımızda, örneğin turizmde iyi olmamıza rağmen yanlış yere odaklanıldığını düşünüyorum. Ülke imajının iyileştirilmesi bunun sürekliliği önemli. Modernlik, tarih ve kültürümüzü öyle bir konumlandırmalıyız ki Türkiye'ye gelmek bir prestij kaynağı olsun.
Biz 3S; yani deniz, kum, güneş faktörleriyle, İspanya ve İtalya ile rekabet edebiliriz. Ancak Anadolu'nun 12 bin yıllık tarihi ile hiç kimse rekabet edemez. Marka olarak DNA'mızı yani bizi biz yapan değeri bulup bunu tek bir dille ifade etmeliyiz.
Aslında önümüzde bunu gerçekleştirebileceğimiz somut bir fırsatta bulunmakta. Biliyorsunuz Türkiye 2020 olimpiyat oyunlarına adaylığını açıkladı. Kazanan 7 Eylül 2013'te Buenos Aires'te açıklanacak. Türkiye başta dünya üzerindeki etkisi olmak üzere, ticari, ekonomik, demografik ve sosyal olarak hiç bu kadar olimpiyatlara hazır olmamıştı.
2013'e dek bugüne kadar yaptıklarımızdan farklı birşey yapmalıyız. En azından bugün 10 yaşında olan çocuklarımıza 2020'de madalya kazanmaları için ebeveynleri ve öğretmenleri tarafından spor bilincinin aşılanması gerekiyor.
* Saffron'dan ve Türkiye yolculuğundan da bahsedermisiniz?
Adıyaman: Saffron, Coca Cola, Louis Vuitton, Unilever gibi dünyaca ünlü markalara, İngiltere, İspanya ve İrlanda gibi ülkelere stratejik marka danışmanlığı ve kurumsal kimlik tasarımı yapıyor.
Visit London, Rio de Janerio, Expo 2012, 2014 Kış Olimpiyatları gibi ülke ve etkinlik markalama projelerini gerçekleştirdi.
Kurucusu Wally Olins, Financial Times'a göre dünyanın en deneyimli ve saygın marka uygulayıcısı. Olins, 19 Ocak 2012'de Brand is You Marka Türkiye konferansında ''Türkiye'yi nasıl yeniden markalarız'' sunumuyla bizimle birlikte olacak.
Saffron'un 2003 yılında Turkcell ile başlayan yolculuğu Türkiye'nin önde gelen firma ve markalarıyla güçlü bir şekilde devam etmekte.
Magic Talent tarafından düzenlenen Brand is You konferansı ve bunu takip edecek 3 uluslararası çalıştay ile 2012 yılı boyunca devam edecek bir iletişim programı planlanmaktadır.