Uzun tutukluluk için 2 formül

Uzun tutukluluk için 2 formül
expand

Adalet Bakanlığı , sık sık eleştirilen 'uzun tutukluluk sürelerine' ilişkin çalışma başlattı. Şimdilik iki formül öne çıktı ancak, somutlaşmadı.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Adalet Bakanlığı’nın, kamuoyunda tartışma konusu olan ‘uzun tutululuk süresi’ne ilişkin sürdürdüğü çalışmada konuşulan birçok formül arasında iki formül öne çıktı. Yasal çalışma yapılması için Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e sunulacak birinci formüle göre, tutukluluk süresi adi suçlarda 5 yerine 4 yıl, örgütlü suçlarda ise 10 yerine 8 yıl olacak. İkinci formülse bu sürenin tüm suçlarda 5 yıl ile sınırlandırılması.

Geçen perşembe ve cuma günü akademisyen ve bakanlık bürokratlarının katılımıyla yapılan toplantıda ‘uzun tutululuk sürelerine çözüm’ amacıyla neler yapılacağı masaya yatırıldı. Birçok formül gündeme geldi. Bunlar değerlendirilirken, iki öneri öne çıktı.

Birinci formül: 4 x 2 yıl

‘Tutuklukta geçecek süreyi’ düzenleyen CMK’nın 102. maddesinin ‘Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez’ şeklindeki ikinci fıkrasının değiştirilmesi yönünde. Mevcut durumda bu suçlarda tutukluluk süresi 5 yılı geçmiyor. Bu formülle tutukluluk ‘uzatma süresi dahil’ en fazla 4 yıl olacak. Örgütlü suçlardaysa sürenin en fazla 8 yıl olması gerektiği önerildi. Fakat böyme bir durulda başta cinayet suçundan tutuklu bulunan sanıkların tahliye edilmesini doğuracağı ve toplumda ‘katilleri bırakıyorlar’ eleştirisinin gündeme gelebileceği vurgulandı. Bu kapsamda yaklaşık 4 bin dosya var.

İkinci formül: Hepsi 5 yıl

Buna göre örgütlü suçlar da dahil bütün suçlarda tutukluluk süresi hepsinde 5 yıl olarak sınırlandırılacak. Ancak bu durum, başta PKK sanıkları olmak üzere çok sayıda kişiye tahliye yolu açacağı endişesi yarattı. Adalet Bakanlığı yetkilileri, ceza mevzuatında yapılacak değişikliklerle ilgili yapılan toplantıda, sadece tutukluluk sürelerine ilişkin yapılacak düzenlemenin ele alınmadı vurgulayarak, “Bu konu da gündeme geldi. Çeşitli görüşler sunuldu. Somutlaşan öneri yok” dedi.

Hangi suçlar giriyor

‘Uzun tutukluluk süresini’ düzenleyen CMK’nın 102. maddesinde yapılan değişiklikle Hizbullah sanıkları ve kamuoyunun yakından takip ettiği cinayet davalarının sanıkları geçen ocak ayından itibaren serbest bırakılmış ve büyük tepki yaratmıştı. Düzenlemeye göre ağır ceza mahkemelerindeki davalarda tutukluluk en fazla 5, örgütlü suçlarda ise 10 yıldı. Ancak tahliyelerden sonra Yargıtay’dan ceza kesinleşme kararları çıkınca, serbest kalan sanıklara ulaşılamamıştı. Hizbullah sanıkları da bunların başında geliyordu. Adalet Bakanlığı’nın söz konusu çalışması halihazırda süren ve kamuoyunun yakından takip ettiği ‘örgüt’ davalarını şu aşamada etkilemeyecek. Çünkü tutukluluk süreleri henüz en az 5 yıla ulaşmış değil. Yani bu formüller şu an uygulamaya geçse ‘uzun süredir tutuklu kaldıkları’ belirtilen Ergenekon ya da KCK sanıklarını etkilemeyecek. CMK’nın örgütlü suçları içeren 250. maddesi, uyuşturucu ticareti, devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak, düşmanla işbirliği yapmak, anayasayı ihlal, hükümete karşı suç, , savaş zamanında emirlere uymama, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri yok etmek’ gibi suçları kapsıyor.

Yeni savcılar bastırdı tedbir kısmen kalktı

Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi, ‘Deniz Feneri’ soruşturması şüphelilerinin malvarlıkları üzerindeki tedbir kararıyla ilgili olarak soruşturmada yeni savcıların itirazı üzerine, sanıkların ‘suç tarihinden önce veya miras yoluyla” edindikleri malvarlıkları üzerindeki tedbirin kaldırılmasına karar verdi. Mahkeme suç tarihi olarak Deniz Feneri Derneği’nin kuruluş tarihini (27 Şubat 1999) esas aldı ve suç tarihinden sonra edinilen malvarlıkları üzerindeki tedbirin devamına hükmetti.

Soruşturmayı yeni savcıların devralmasıyla sanık avukatları tedbir kararının kaldırılması için Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti. Mahkemenin görüş istediği savcılar ise sanıkların derneğin kuruluşundan önce edindikleri malvarlıkları üzerindeki tedbirin kaldırılmasını istedi. Ancak, mahkeme, bu talebinin reddine karar verdi. Bunun üzerine Deniz Feneri savcıları, Ankara 20 Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde itiraz etti. Mahkeme de, savcıların talebi doğrultusunda karar verdi.

Radikal’e konuşan savcılık kaynakları haklarında birtakım süpekülasyonların yapıldığını belirterek “Kanun ne emrediyorsa onu yapacağız” dediler.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow