hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    “Dünyayı deliler kurtaracak”

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    Akıl hastanesi ya da tiyatro sahnesi ya da hayatın ta kendisi… “Akıl hastanesinden kaçan bir firari saklanmak için yer ararken kendini bir tiyatro sahnesinde bulursa neler olur?” diyerek seyircisini 70 dakika boyunca kelimeler arasında, adeta parendeler attıran bir oyun “Tekinsiz”...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Bazı şeyler karşısında aklını yitirmeyen biri varsa, yitirecek aklı olmadığı içindir.” diyor Avusturyalı film yönetmeni Michael Haneke… Aslında, ‘akıl’ ve ‘delilik’ mevzularında belleği tazeleyen şu iki kitabı da es geçemeyiz: “Mutluluk aklın bittiği yerde başlar” diyen filozof (1466 - 1536) Desiderius Erasmus’un “Deliliğe Övgü” ve “Dünya herkesi pençesine alan öfke içinde kaybolup gitmektedir. Zafer ne Tanrı’ya, ne de Şeytan’a aittir, zafer deliliğindir” diyen (1926 - 1984) Michel Foucault’nun “Deliliğin Tarihi”…

    “Dünyayı deliler kurtaracak”

    Yazıya merhabayı delilik üzerinden verdirense; Ayşegül Cengiz Akman’ın, Fransız usta oyuncu ve palyaço Amédée Bricolo ile ortak bir çalışma yürüterek sahnelediği tek kişilik oyunu: “Tekinsiz”. Oyun akıl hastanesinden kaçan bir kadının saklanacak yer ararken, kendini bir tiyatro sahnesinde bulmasıyla başlıyor. Oyunu yazan, yöneten, oynayan ve aynı zamanda dekor, kostüm, ışık ve ses tasarımında imzası bulunan Ayşegül Cengiz Akman…

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Verda Habif’in dramaturgisini, Asuman Subay’ın kukla tasarımını üstlendiği oyunun yönetmen yardımcıları Betül İngin ve Damla Ahkemoğlu. Tiyatro sezonu dinlenmeye çekildi sanmayın, zira Akman, 14-15-16 Haziran’da, İngiltere-Londra’da, Brady Arts Centre’da “Tekinsiz” ile endam edecek.

     “Oyunculuğu da doktorluğu da çok benzer buluyorum”

    “İki aşırılık: Aklı dışlamak ve yalnızca aklı kabul etmek.” diyor Fransız düşünür, matematikçi, fizikçi Pascal. “Tekinsiz”i odağa alırsak sizin tarifiniz nasıl olur?

     Coşkusal olana hayatlarımızda daha çok yer vermek ama aklı dışlayan bir coşku değil, aklın eşlik ettiği bir coşku ve coşkunun yükselttiği bir akıl. Apollon ve Dionysos birlikteliği gibi…

     “Gerçek ile yanılsamayı, hakikat ile sahteliği birbirinden ayırmak felsefenin görevidir. Tiyatro bu ayrımları tamamen gözardı eder. Tiyatronun hakiki mi, gerçek mi, yanılsama mı, yoksa bir çuval dolusu yalan dolan mı olduğunu sormak abestir… Hakiki ile sahte, gerçek ile yanılsama arasındaki farksızlığı kabul etmek, işte tiyatronun işleyebilmesinin koşulu budur.” Foucault’nun bu cümlelerinden yola çıkarsak tiyatro ve eğitimini aldığınız Tıp arasındaki fotoğrafı nasıl kadrajlarsınız?

     Tiyatro sahnede kurmaca bir gerçeklik sunuyor. Aslolan, yaratılan bu yeni gerçekliğin seyirci üzerindeki etkisi bence. Seyirci bu yeni gerçekliğe inanır, ikna olur ve o gerçeklikle bağ kurabilirse tiyatro görevini büyük ölçüde yapmıştır diye düşünüyorum. Çünkü bu yeni gerçeklik, hayatta olandan çok daha zengin, hayal gücünü yükselten ve daha iyi bir dünya hayaline olanak veren bir potansiyel taşıyor içinde. Ben her iki mesleğimi; oyunculuğu da doktorluğu da bu ve pek çok anlamda taşıdığı hayatiyet açısından çok benzer ve yakın buluyorum.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     Bir söyleşinizde; “Delilik hali bize her şeyi söyletebilme şansı veriyor” diyorsunuz; bugünün delileri kimlerdir sizce?

     Bugünün delileri; bu kadar çığrından çıkmış bir dünyada erdemli, dürüst, adil ve vicdanlı olabilmeyi kendine düstur edinip, bu prensiplerinden ödün vermeden bedel ödeyerek yaşamayı tercih eden herkestir bence. Dünyayı deliler kurtaracak; hem bilgelikleriyle hem coşku ve cesaretleriyle…

    “Dünyayı deliler kurtaracak”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Komediye ilgisi yüksek bir oyuncuyum”

     “Tekinsiz”in yaratım sürecine gelirsek; bu yaratımda neler deneyimlediniz?

     Ben başından beri komediye ilgisi yüksek bir oyuncu oldum. Bir kez daha deneyimledim ki komedinin çok hassas bir terazisi var. Bu teraziyi dengede tutmaya çalışmak inanılmaz bir yolculuk.

    Bu oyun hazırlanışında dikize yattığınız ve araştırmanızda size yardımcı olan doneler nelerdi?

    Charlie Chaplin, Karl Valentin, Dario Fo, Antonin Artaud, Meyerhold, Brecht, Jacques Lecoq, Nina Simone, Cathy Berberian, Commedia Dell’arte, Simone de Beauvoir, Kafka... liste uzayıp gidiyor. Bu soruyu keyifli bir sohbetin konusu yapalım birgün isterseniz.

    Bir de neden oyunun tüm aşamalarında kendinize bu kadar yüklendiniz; yazım, yönetim, dekor-kostüm vs. Bu durumun size artı ve eksi yansıması nasıl oldu?

     Sahne üstünü en basit ve en minimal şekilde kurmak istedim. Bu yüzden teknik anlamda benim tek başıma şekillendirebileceğim bir çalışma oldu. Karakterin oluşturulması, oyunun yazımı, dramaturgisi ve sahne üstündeki denemeler ise oyun açısından en öncelediğimiz odak noktalardı. Bu anlamda çok iyi bir ekiple çalıştım, çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Amedee başta olmak üzere, oyunun dramaturgu Verda Habif, reji asistanları Betül İngin, Damla Ahkemoğlu, aramıza sonradan katılan ışık masasındaki oyuncu arkadaşım Manolya Urkan hepsinin benzersiz katkıları var. Ayrıca sahnedeki rol arkadaşım Kukla’yı tasarlayan sevgili Asuman Subay’la birlikte çalışmış olmak da benim için büyük bir şans oldu. Şahika Tekand ve Studio Oyuncuları oyunun ilk aşamalarından itibaren sonsuz destek verdi. Yani aslında kocaman ve çok değerli bir ekip hep yanımdaydı. Bu proje “Genç Yönetmenler Programı” kapsamında, Studio Oyuncuları’nda prömiyer yaptı ve sahnelendi. Şimdi bağımsız olarak farklı sahnelerde seyirciyle buluşmaya devam ediyor. Yani artık kendi kanatlarıyla uçmaya başladı diyebiliriz. Seyirci geri dönüşlerimiz çok güzel. Keyifli ve heyecan dolu bir macera oluyor bizim açımızdan.  

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Amédée Bricolo ile öncesinde tanışıklığınız –arkadaşlığınız olduğunu biliyoruz; bu süreç nasıl işledi ve bundan sonrasında yine ortaklaşa bir şeyler var mı?

    Amedee’ye oyunun temel fikrini götürdüğümde beni çok iyi anlayacağından ve yönlendireceğinden emindim. Öyle de oldu. Ben onunla clown üzerine çalışmak istiyordum. İstanbul’da kısa süreli buluşmalar yaptık. 3-4 günlük çok konsantre çalışmalardı bunlar. Doğaçlama, hareketin ritmi ve müziği, metnin ritmi ve müziği, aksiyonda kontrastların en uç noktada denenmesi ve yaşar hale getirilmesi, öyküleştirme, keskin duygu değişimleri gibi bir dizi birbiriyle bağlantılı çalışma yaptık. Bunlar aslında oyunun nasıl şekilleneceğine yön veren temel çalışmalardı. Ondan sonrası çok araştırmak ve çok çalışmakla geçti. Bütün bu çalışmaları, yan yana durmaktan müthiş keyif aldığım bir reji ve dramaturgi ekibiyle sonrasında birlikte biçimlendirdik diye özetleyebilirim süreci. Amedee beni çalıştırırken, bir yandan da ortaya attığım oyunun temel fikrini Fransa’daki kendi oyununda kullanmaya karar verdi. O da aynı konseptle kendi metni ve rejisini oluşturdu. Oyunlarımız neredeyse aynı dönemlerde prömiyer yaptı. Böylece Fransa’da “Dingo Bricolo”, Türkiye’de “Tekinsiz” isimleri ile iki kardeş oyun doğmuş oldu. Bundan sonrası için Amedee ve benim birlikte ilk hedefimiz bu kardeş oyunları hem Türkiye’de hem Fransa’da arka arkaya aynı gün içinde seyirci ile buluşturmak. Bunun için fon ve destek arıyoruz. Sizin vesilenizle bu destek ihtiyacımızı duyurmuş olalım.

    “Dünyayı deliler kurtaracak”

    “Çılgın bir gün olacağından eminim”

    Mesela; tesadüf oyundaki karakterinzle aynı masada bulunsanız, ona ne söylemek isterdiniz?

    Onunla dolu dolu bir gün geçirmek isterdim kesinlikle. “Hadi, parka gidelim” diye başlardım herhalde konuşmaya. Gerisini o hallederdi diye düşünüyorum. Çılgın bir gün olacağından eminim.

     Bu oyunu gelecek sezon oynamayı planlıyor musunuz ve turne var mı?

     Evet, önümüzdeki sezonda da oynamayı planlıyoruz. Turnelerimiz olacak. Haziran’da Londra’ya gidiyoruz. Orada üç gösterim olacak. İlk kesinleşen turnemiz bu. Başka süprizler de var, kesinleştikçe duyuracağız.

    Oyunu izlememiş olanlar için “Tekinsiz”e neden gelsinler?

     Birlikte çocuklar gibi eğlenebiliriz. Kimi zaman kendilerine çok yakın kimi zaman uzak hissedebilecekleri ve ani durum ve duygu değişimleriyle zannediyorum ki merakla izleyecekleri bir kadın olacak sahnede.

     

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow