hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    “Hayat bir hız trenidir… Sana gözyaşı ve kahkaha getiriyor, dedikleri bu”

    “Hayat bir hız trenidir… Sana gözyaşı ve kahkaha getiriyor, dedikleri bu”
    expand
    KAYNAKBetül Memiş / Cnnturk.com

    Sesinde her şarkıya özel bir şey veren bir ruh ve karizmatik bir ton var: Avrupa'da olduğu kadar Japonya ve Amerika'da da tanınan caz-swing şarkıcısı Simone Kopmajer için müzik eleştirmenlerinin tanımı böyle. İstanbullu müzikseverler ise ilk defa tanış edecekler kendisiyle ve müziğiyle: Kopmajer, 16 Eylül’de Zorlu PSM’de, 18 Eylül’de ise ALV Kültür ve Sanat Festivali’nde sahne alacak…

     

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Ses ve ritim çok uzun zamandır 19. yüzyıl müziğinin kısıtlamalarının boyunduruğundaydı. Bugün özgürleşmeleri için savaşıyoruz... 19. yüzyıl bestecileri bizlere yeni sesler vermek yerine eski seslerin bitmez tükenmez düzenlemelerini verdiler. Radyolarımızı açtığımızda bir senfoniye rastladığımızı her zaman anlayabiliyorduk. Ses hep aynı sesti. Ve bunlarda ritmik olasılıklar konusunda meraklanmanın en ufak belirtisi bile yoktu. İlginç ritimler duymak için caz dinliyorduk” diyor Amerikalı besteci, filozof, sanatçı, müzik teorisyeni, yazar John Cage ve ekliyor: “Müzik süreğendir kesintiye uğrayan sadece dinleme eylemidir.” Pandemiden sonra ses ve ritim güzergahımızda epey farklı veya absürt mevzular yaşadık / tecrübe ettik diye düşünüyorum. O sebeple de bugün, hafta sonu rotanızı caz melodilerine çevirmenizi salık vereceğim, tam da Cage üstadın dillendirdiği üzere, kesintiye uğrayan dinleme eylemimizi şahlandırmak için!

    Bu yıl 3. kez sanatseverlerle buluşacak (St. Georg Avusturya Lisesi Mezunları tarafından kurulan) Avusturya Liseliler Vakfı 3. Müzik ve Sanat Festivali (ALV), 17-18 Eylül tarihleri arasında yerli ve yabancı sanatçıların sahne performanslarıyla Avusturya Başkonsolosluğu’nda gerçekleşiyor. Pandemi sebebiyle ara veren ALV Kültür ve Sanat Festivali’nin bu yıl ki konukları: Simone Kopmajer, Standards & Friends (Dilek Sert Erdoğan, Eren Noyan, İpek Dinç), Erdem Özkan, Mehveş Emeç, Ayhan Sicimoglu & Latin All Stars ve DJ Ahmet Musluoğlu. Festival ayrıca Avusturya Lisesi’nden mezun olan sanatçıların eserlerinden oluşan bir de karma sergiye yer veriyor. Festivalin geliri, önceki yıllarda olduğu gibi yine Avusturya Lisesi’nden mezun, başarılı ve maddi desteğe ihtiyacı olan öğrencilerin yurtdışı eğitimlerine katkı sağlayacak.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Hayat bir hız trenidir… Sana gözyaşı ve kahkaha getiriyor, dedikleri bu”

    Biz de festival kapsamında, Avusturya’nın “dünyaca ünlü caz divası” (2005’te ilk albümü “Romance” ile müzikseverlere merhabasını veren) Simone Kopmajer ile bir röportaj gerçekleştirdik. (Meraklısına not: Kopmajer, 18 Eylül’de sahne alacağı ALV Kültür Sanat Festivali öncesinde, 16 Eylül’de de usta davulcu Reinhard Winkler, piyanoda Coşkun İnsel, kontrbasta Baran Say, saksafonda Yahya Dai’den oluşan Standards grubuyla Zorlu PSM Touché’da sahne alacak.) Hazırsanız, yavaştan başlıyoruz; ama öncesinde fonu es geçmeyip Kopmajer’in (müzik eleştirmenlerinin, Kopmajer’i bir sonraki adıma taşıdığını söylediği)

    “My Wonderland” albümündeki şarkılarının sesini açıp, hafta sonuna / festivale geçiş yapabilirsiniz. (Röportajdaki renkli fotoğraflar: Tinksi)

    “Hiçbir konser bir diğerine benzemiyor”

    · Son günlerde, modern Çin edebiyatının öncü yazarlarından biri kabul edilen, “Güneşin Öldüğü Gün” adlı kitabıyla dikkat çeken Yanki Lee’nin şu tanımlarını manidar buluyorum: “Bugün hakikat, bir başka hakikat ile örtülü. Üstelik asıl hakikat bizim gözlerimiz tarafından fark edilebilir nitelikte de değil. Var olmayan, hayali bir hakikat o. Gerçeğin olmadığı bir dönemde hayatın içerisindeki gerçeği tanımlamak nafile…” Lee’nin bu cümlelerinin ışığında, pandemi sürecinde “yaşam mesainizde” ve “müzik hayatınızda” neler oldu?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Zor zamanlarda sanat ve müzik bizler için her zamankinden daha önemli olduğundan müzikle daha yoğun ilgilenmeye başladım. 2020 yılında, “Christmas” ve “My Wonderland” adlı iki yeni albüm çıkardım ve yeni bir kayıt yöntemi keşfettim. Seyirci ile iletişimde olamamak, özellikle oturma odamdan konser yapmak istememek, sahnede olmak arzusu en kuvvetli itici güçtü.

    · Besteci Chick Corea: “Sanat, başa çıkması güç fikirlerle dolu bir konu. Gerçekçi olmak gerekirse, ilgilendiği tek şey fikirler… Bir şey yaratmak için Picasso ya da Rembrandt olmanıza gerek yok” der ver ekler: “Yaratmanın eğlencesi ve verdiği keyif, sanat disiplinleriyle yapabileceğiniz her şeyin üstünde…” Şarkılarınızın mutfağında olan bir yaratıcı olarak; sizin için “sanat” ve “caz” ne anlama geliyor?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Müzik evrensel bir dil” ve ben dünyanın her yerinde konser vermekten, müziğimle dünya çapında dinleyicilerle iletişim halinde olmaktan keyif alıyorum. Değişik milletlerden müzisyenler birbirleriyle görmeden anlaşırlar ve birleşirler; bu benim müzikle tekrar tekrar yaşayabileceğim bir deneyim. Özellikle caz, başka müzisyenlerle doğaçlama yapma ve yeni bir şeyler yaratma fırsatı sunuyor. Bunu çok çekici ve motive edici buluyorum; hiçbir konser bir diğerine benzemiyor.

    · Sizi tanıyanlar için değil ama, ilk defa tanışacak olan müzikseverlere müziğe başlangıç yolculuğunuzdan bahseder misiniz?

    Ben, Avusturya’nın küçük bir şehrinde, Bad Aussee’de büyüdüm ve 8 yaşında piyanoya başladım. 15 yaşında Graz Üniversitesinde “caz vokalistliği” eğitimine başladım ve daha sonra klasik piyano eğitimi de aldım. Annem ve babam da müzisyenler ve beni hep desteklediler. 17 yaşımda, Sheila Jordan ile bir workshop yapmak için burs kazandım ve o andan itibaren neredeyse tamamen şarkıcı olma konusundaki büyük arzuma odaklandım.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Hayat bir hız trenidir… Sana gözyaşı ve kahkaha getiriyor, dedikleri bu”

    · Müzik eleştirmenleri sizin için; “Geleneğe sadık kalarak kendi yaklaşımını sergilemek gibi eşsiz bir yeteneğe sahip“ ve “İnanılmaz derinlikte bir ses. Şarkıya yaklaşımı abartısız bir samimiyet” gibi tanımlamalar yapıyor. Tüm bu tanımlar sizin için ne ifade ediyor?

    Basında müziğimle ilgili çıkan güzel yorumlara tabii ki seviniyorum, ama müziği öncelikle kendim ve müzikseverler için yapıyorum.

    “Aşk: Birbirimiz için olmak”

    · Müziğinizde rotanızı ne/ler belirliyor? Albüm hazırlığında önceliklerinizi ve seçimlerinizi neye göre belirliyorsunuz?

    Bir albümün çıkışı her birinde farklı, ama en önemlisi ve zaman alanı eserlerin seçimi… Son yıllarda kendi bestelerim de oldu, ama ben tanınmış melodileri kendi yorumlarımla yaratmayı seviyorum. Jazzstandars, Pop-Klassiker albümlerimde daha çok kendi bestelerim ve yorumlar var. Müzikal çeşitlilik bana zevk veriyor.

    · Sekiz yaşında piyano, on iki yaşında saksafon… ve babanız büyük itici gücünüz; sonrası sayısız ülkede konserler ve ödüller… Ve bugün geldiğiniz noktada, müzikal yolculuğunuzda sizi en çok etkileyen/dönüştüren isim/ler kimdir?

    Beni en çok etkileyen ve dönüştüren isimler tabii ki idollerim; Ella Fitzgerald, Frank Sinatra, Jon Hendricks, Chet Baker, Stevie Wonder, Diana Krall ve Aretha Franklin.

     · İlk çıkış albümünüzü neden kendi ülkeniz olan Avusturya’da değil de, ABD'de yaptınız; bu bir tercih miydi, yoksa müzikal şartlar mı öyle gerekti?

    İlk albümüm New York’da kaydedildi ve Japon Venus Record tarafından piyasaya sürüldü. Daha sonra izleyen birkaç albümüm de halen yalnızca Asya ve ABD’de bulunuyor. Bu benim için müzik dünyasına adım atmak ve bu kadar erken George Mraz, Victor Lewis, Houston Person, Jamaaladeen Tacuma gibi büyük caz ustaları ile birlikte çalışabilmek için en doğru yoldu.

    · “Spotlight on Jazz” albümünüzde; “Hayat bir hız trenidir / İnsanların söylediği bu / Sana gözyaşı ve kahkaha getiriyor / Dedikleri bu / Ama seni güçlü bir şefkatli aşka götürebilir” diyorsunuz, peki sizin için “aşk” nedir?

    Birbirimiz için olmak!

    “Hayat bir hız trenidir… Sana gözyaşı ve kahkaha getiriyor, dedikleri bu”

    “Şarkı kitabı üzerinde çalışıyorum”

     · Müzik yapmak isteyen genç caz müzisyenlerine tavsiyeleriniz ne olur?

    Genç müzisyenlere birçok albüm yapma olasılıklarına rağmen gerçek odaklandıkları konuyu kaçırmamalarını ve müziğin içine gerçekten girebilmek için uzun süre bir sanatçı ile ilgilenmelerini öneririm. Bence devamlı kendi kayıtlarını yapmak, evde kayıt etmek ve bu şekilde öğrenmek çok önemli tabii ki, deneyim kazanmak için mümkün olduğunca erken sahneye çıkmalılar.

    · İstanbul’da hayranlarınızı nasıl bir konser bekliyor, biraz tüyo alabilir miyiz?

    Daha önce İstanbul’a hiç gelmedim, 3.ALV Sanat ve Müzik Festivali’nde sahne alacağım için çok heyecanlıyım. Bu konser için bir “Best Of” program hazırladık.

    · Yeni proje/şarkılar var mı; yakın ve uzak gelecek planlarınız/hedefleriniz nelerdir?

    2023 ilkbaharında, yeni albümüm çıkacak ve şu an kendi bestelerimden oluşan bir şarkı kitabı üzerinde çalışıyorum. Yakın gelecekte yaylı çalgılar dörtlüsü veya halk müziği ile bir jazzband ve çok daha fazlası projelerim arasında yer alıyor.

    · Ve son olarak, bugünlerde dikkatinizi çeken veya önerebileceğiniz bir film, bir şarkı, bir sergi veya bir kitap var mı?

    Film izlemek, sergilere gitmek gibi etkinliklere ne yazık ki pek zamanım olmuyor. Ama Paulo Coelho’nun kitaplarını severek okuyorum.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow