hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    David Harvey'den 'Marx, Sermaye ve İktisadi Aklın Cinneti'

    David Harveyden Marx, Sermaye ve İktisadi Aklın Cinneti
    expand
    KAYNAKCnnturk.com

    David Harvey sermayenin işleyiş mantığını bu kez de doğadaki su döngüsü metaforuna başvurarak çözümlüyor ve Marx, Sermaye ve İktisadi Aklın Cinneti'nde, sermayeyi elle tutulur ve gözle görülür hale getiriyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    David Harvey'in korkunç boyutlardaki yabancılaşma yüzünden varlığının farkına varılamayan sermayeyi, doğadaki su döngüsüyle eşleştirerek elle tutulur ve gözle görülür hale getirdiği kitabı Marx, Sermaye ve İktisadi Aklın Cinneti, Esin Soğancılar'ın çevirisiyle Sel Yayıncılık'tan çıktı.

    Sel Yayıncılık ayrıca Elias Canetti'nin yalnızlık, ölüm, iktidar ve dil temalarını işlediği Sinek Azabı'nı Necati Aça'nın Türkçe'ye çevirisiyle; Alper Kırklar'ın söyleşi kitabı Onur Ünlü: Bir Sürü Endişe'yi; Enis Batur’dan, uyanık halde görülmüş düş sahnelerinin uyurgezer halde yazılmış versiyonlarından mürekkep bir anti-roman olan Göl Yazı – Çapraz İlişkiler Kafesi'ni; Berrin Karakaş'ın Çukur; Hüseyin Kıran'ın Benim Adım Meleklerin Hizasına Yazılıdır adlı romanlarını; Gustave Flaubert'in Ayberk Erkay'ın Türkçe'ye çevirdiği kitabı Bibliyomani'yi; Émile Zola'nın Kıymet Zeyrek tarafından çevrilen Deneysel Roman'ını; Fransız edebiyatının devrimci kalemi Charles Baudelaire'in Alper Turan tarafından çevrilen Edebiyat Heveslisi Gençlere Tavsiyeler'ini ve Fransız edebiyatının sıradışı kalemi Max Jacob'un Salâh Birsel tarafından Türkçeleştirilen Genç Bir Şaire Öğütler'ini okurla buluşturdu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Eduardo Galeano’nun 'Hikâye Avcısı' Türkçe'de

    Marx, Sermaye ve İktisadi Aklın Cinneti

    Yayınlanışının üzerinden 150 yıl geçen Marx’ın Kapital’inden, hâlâ bir türlü alaşağı edilemeyen kapitalizmin nüvesini oluşturan sermayeye giden uzun yolda, David Harvey sermayenin işleyiş mantığını çözümlerken bir metafora başvuruyor: onu doğadaki su döngüsüyle eşleştiriyor. Böylece gündelik hayatın en ince detayına dek işlemiş, fakat korkunç boyutlardaki yabancılaşma yüzünden varlığının farkına varılamayan sermayeyi elle tutulur ve gözle görülür hale getiriyor.

    Sürekli dolaşım halindeki sermayenin nüvesini oluşturduğu ekonomik sistemin ardındaki mantık, bir cinnet durumuna işaret ediyor: Nüfusu katlanarak artan şehirlerde yalnızca çalışmak için yaşamak, sürü kabilinden doluşulan taşıtlarla bir yerlere ulaşmaya çabalamak, bunca bina bolluğu içerisinde insani koşullarda barınamamak; bu baş döndürücü sirkülasyon içinde durmaksızın sömürülmek, kendini gerçekleştirme araçlarından ve imkânlarından yoksun kalmak...

    Sermayeye dayalı bu cinnet halindeki düzeni yıkan Ekim Devrimi’nin 100. yılında bize düşen, yaşadığımız dünyayı kavrayışımızı derinleştirmek ve harekete geçmek.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Steinbeck'in Cennetin Doğusu'nda Türkçe'de

    David Harvey, 1935, İngiltere doğumlu. 1961’de Cambridge Üniversitesi’nde coğrafya alanında doktorasını tamamladı. Bristol Üniversitesi’ndeki çalışmalarının ardından 1969’da ABD, Baltimore’daki Johns Hopkins Üniversitesi’ne geçti. Sayısız makalesi ve birçok dile çevrilen kitaplarının yanı sıra verdiği konferanslarla da bilinen Harvey, beşeri bilimler alanında dünyada en çok atıf yapılan 20 yazar arasında yer almaktadır. 2001’de City University of New York’ta çalışmaya başlayan Harvey, özellikle “mekân” konusundaki çalışmaları ve bu konuda Marksist teoriye katkılarıyla dikkat çeker.

    Yapıtlarından başlıcaları: Postmodernliğin Durumu (1989; Metis, 1997) Sosyal Adalet ve Şehir (1973; Metis, 2003), Sermayenin Sınırları (1982; Yazılama, 2005), Umut Mekânları (2002; Metis, 2008), Marx’ın Kapital’i İçin Kılavuz (2011; Metis, 2012), Paris, Modernitenin Başkenti (2005; Sel, 2012), Sermaye Muamması - Kapitalizmin Krizleri (2011; Sel, 2012), On Yedi Çelişki ve Kapitalizmin Sonu (2014; Sel, 2015), Neoliberalizmin Kısa Tarihi (2005; Sel, 2015), Sermayenin Mekânları (2011; Sel, 2012).

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sigaranın kültürel tarihi

    Sinek Azabı

    Edebiyattan sosyolojiye farklı alanlarda çok sayıda eser veren Elias Canetti, bu kez de yalnızlık, ölüm, iktidar ve dil temalarını işlediği Sinek Azabı’yla okur karşısında. On yıllardır not aldığı ve daha önce yayınlanmamış aforizmalar, alıntılar ve hatıralardan oluşan bu eserde büyük edebiyatçı ve düşünürün zihninde beliren kıvılcımların ve düşünüş tarzının izini sürmek mümkün. Canetti eserini dilin müthiş kuvvetinin bilinciyle kaleme alırken, 20. yüzyılın büyük bilgesinin derin yaşam deneyimini değerlendirmek de okurlarına kalıyor.

    “Her sözcüğün şiddetle etkilediği bir kurbanı vardır; bazen düşünüyorum da, galiba bütün sözcüklerin kurbanıyım ben. Yakayı sıyırabildiğim kelimeler, sadece kâğıda aktarabildiklerim; bunlar beni sakinleştiriyor; bu sözcükleri kullanmama müsaade edilmiş gibi; ölüp gittiğim zaman, beni artık tahrik etmeyeceklerinden eminim, her ne kadar o zaman bile, hatta asıl o zaman var olacaklarsa da.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    David Harveyden Marx, Sermaye ve İktisadi Aklın Cinneti

    Elias Canetti, (Rusçuk, 1905 – Zürih, 1994) İspanya’dan göç eden Sefarad Yahudisi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Öğrenimini Zürih ve Frankfurt’ta tamamladıktan sonra Viyana’ya dönüp Doğa Bilimleri ve Felsefe bölümlerinde doktora yaptı. Ardından, yazarlığa yöneldi ve 26 yaşında başyapıtı sayılan Körleşme’yi kaleme aldı.

    Kitlelerin psikolojisini ona yabancı birinin bakış açısından anlatan roman, dönemin Nazi Almanyası’nda yasaklandı ve ancak 1960’lardan sonra keşfedilebildi. Canetti, 1938’de Avusturya’nın ilhakından sonra Londra’ya, ardından Zürih’e taşındı. İkinci Dünya Savaşı dahil tarihin en büyük kitlesel eylemlerine tanıklık etmiş olması onu kitle ve iktidar ilişkileri üzerine düşünmeye ve yazmaya yöneltti. Bu düşüncelerinin sonucu olarak 1960’ta Kitle ve İktidar isimli incelemesini tamamladı. Çocukluk ve gençlik yıllarına ve daha sonraki yaşamının bir bölümüne dair anılarını Kurtarılmış Dil, Kulaktaki Meşale ve Gözlerin Oyunu adlı üç kitapta anlattı. 1981’de Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Ömrünün büyük bir kısmını İngiltere’de geçirdi. Eserlerini Almanca kaleme aldı.

    Canetti’nin Soylu Sınıfın Sonbaharı: İngiltere Yılları (çev. Veysel Atayman, 2010), Hayvanlar Üzerine (çev. Levent Konca, 2014), Körleşme (çev. Ahmet Cemal, 2015), İnsanın Taşrası (çev. Ahmet Cemal, 2015), Saatin Gizli Yüreği (çev. Ahmet Cemal, 2015), Marakeş’te Sesler (çev. Kamuran Şipal, 2015) ve Sözcüklerin Bilinci (çev. Ahmet Cemal, 2015) adlı eserleri yayınevimiz tarafından yayınlanmıştır. Sel Yayıncılık yazarın tüm kitaplarını yayınlayacak.

    Onur Ünlü: Bir Sürü Endişe

    Onur Ünlü’nün şiir, sinema ve televizyon prodüksiyonları vasıtasıyla dahil olduğumuz dünyasına bu kez uzun ve derin bir sohbetle konuk oluyoruz. Son sürat üretmeye devam eden, normal olanın sınırlarını zorlayan, ortalama ile derdi olan, anaakımla işi olmayan, çok okuyan, çok seyreden, çok dinleyen, türüne az rastlanır bir zihnin kıvılcımlı, sihirli, deli, bir o kadar endişeli arka odası burası… Alain Badiou’den Farabi’ye, Kurt Vonnegut’tan İbn-i Rüşd’e, şiirden felsefeye, edebiyattan siyasete, tasavvuftan sinemaya, bu dünyadan öteki dünyaya uzanıyor; insan olmanın türlü hali masaya yatırılıyor.

    Yönetmen, şair, senarist ve insan olarak Onur Ünlü verdiği sahici cevaplarla okuru zihin açıcı bir yolculuğa çıkarıyor.

    David Harveyden Marx, Sermaye ve İktisadi Aklın Cinneti

    Alper Kırklar, 1976 yılında doğdu. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Sinema-TV bölümünde lisans eğitimi aldı. Bir süre dergi sektöründe editör ve bir internet portalında kültür-sanat editörü olarak çalıştıktan sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde araştırma görevlisi oldu. Yüksek lisansını İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Sinema-TV üzerine yaptı, Marmara Üniversitesi’nde “Türk Sineması’nda İstanbul” konulu teziyle doktor unvanı aldı. Çeşitli belgesel ve reklam filmlerinde yönetmenlik ve editörlük yaptı. Halen İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Medya Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

    Göl Yazı – Çapraz İlişkiler Kafesi, katır metin

    Enis Batur’dan, uyanık halde görülmüş düş sahnelerinin uyurgezer halde yazılmış versiyonlarından mürekkep bir anti-roman.

    Enis Batur’un Sel Yayıncılık'taki kitapları: 60 mm Dizüstü Meşkler ve İçcep Meşkleri, Elma / Örgü Teknikleri Üzerine Bir Roman Denemesi, Bu Kalem – Bukalemun, Bu Kalem - Melûn©, Bu Kalem -Un(Ufak), Bir Varmış Bir Okmuş Geronimo’nun Ölümü, Gülmekten Ölmek / Çekmeceler Kitabı, Gönderen: Enis Batur, Gövde’m, Hâneberduş, Hepsi, Kediler Krallara Bakabilir, Kravat, Kırkpâre, Kitap Evi, Kulak, Kurşunkalem Portreler, Kütüphane, Oktay Rifat’a Doğru, Plati / Bir Ada Denemesi, Rönesans’ın Serüveni, Modernizmin Serüveni, Su Tüyün Üzerinde Bekler, Suya Seng, Sır / Bir Oynaşı, Simültane Cinnet (Yiğit Bener ile birlikte), Yazboz, Son Modernler / Edebiyat Üzerine Denemeler 1, Yazının Sınır Boyuna Yolculuklar/ Edebiyat Üzerine Denemeler 2, Karanlıktan Işık Yontanlar/ Sanat Üzerine Denemeler 3, Öteki Pusula/ Sanat ve Edebiyat Üzerine Denemeler 4.

    David Harveyden Marx, Sermaye ve İktisadi Aklın Cinneti

    Çukur

    Altıparmak Dağları’nın avcuna gömülmüş, bekliyor öksüz, köksüz Çukur. Ölmüşü çok, gidenlerden dönmüşü yok: En kalabalık meydan kabristan. Ölüler
    hatırlanmak, diriler deprem bekliyor.

    Berrin Karakaş ihanetin, bekleyişin, kötülüğün, ümitsiz aşkların sarstığı Çukur’da, bizi bir sarmalın içine; cevapsız soruların, sonuçsuz hesaplaşmaların, beyhude beklentilerin ve şifasız acıların tam ortasına sürüklüyor.

    Bir mucize gerek. Ve bir bela, bir kurban. Belalar ve mucizeler yan yana yürüyor Çukur’da.

    David Harveyden Marx, Sermaye ve İktisadi Aklın Cinneti

    Berrin Karakaş, 1975 yılında doğdu. İlk kitabı Sidre (öyküler) 2004 yılında yayınlandı. Yayınlanan diğer kitapları: Tül (öyküler, 2005), Hayalhane (roman, 2007), Üç Noktalar Sarayı (roman, 2010) Ada’nın Saçları (çocuk kitabı, 2015).

    Benim Adım Meleklerin Hizasına Yazılıdır

    Hüseyin Kıran külliyatında izi adım adım sürülebilen bu dünyanın insanı olmayı “normalliği” zorlayarak değiştirme mücadelesi, Benim Adım Meleklerin Hizasına Yazılıdır’da güçlü bir metafora dönüşüyor. Her türlü otoriteye bireysel karşı çıkışın, nihayetinde kendisinin de bir otoriteye dönüşmesi, gelişmesi ve kaçınılmaz olarak devrilmesinin hem hikâyesi hem de dile yansıyışı sorgulayıcı etkiler yaratıyor.

    Neşterinin keskin ağzı biat edenleri, kabullenenleri ve uyumluları kesiyor. “Anladım. Efendi bendim. Kendimle görüşecektim. Bu, doğayla görüşmenin diğer adı oluyordu. Doğa, kendini bende gömülü tutuyordu. İçimde çeşit çeşit hayvanın yankısını bunun için buluyordum, onlarla kardeştim. Bu kadar kolay öfkelenebilmek, beni lav püskürten yanardağların kardeşliğine bağlıyor. Ölü gibi sessiz bekleyebilmem, beni deniz yapıyor ve değişkenliğimle nehir oluyordum... Ve peki, ben kendime ne diyecektim...”

    David Harveyden Marx, Sermaye ve İktisadi Aklın Cinneti

    Hüseyin Kıran, 1965 yılında Amasya’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini burada tamamladı. Üniversiteden politik nedenlerle ayrılmak zorunda kaldı. Yine aynı nedenlerle 10 yıl hapis yattı. İki kız çocuk babası. İstanbul’da yaşıyor. Yazarın kitapları: Madde Kara (şiir, Metis Yayınları, 2004; Sel Yayıncılık, 2017), Gecedegiden (roman, Ayrıntı Yayınları, 2011), Benim Adım Meleklerin Hizasına Yazılıdır (roman, Ayrıntı Yayınları, 2013; Sel Yayıncılık, 2017), Küstah (şiir, İkaros Yayınları, 2014), Dağ Yolunda Karanlık Birikiyor (roman, Sel Yayıncılık, 2016), Resul (roman, Metis Yayınları, 2006; Sel Yayıncılık, 2017).

    Bibliyomani

    Kitapları niteliğine bakmaksızın fetiş öğesi haline getiren bir bibliyoman, bu tutkusunu ne kadar ileri götürebilir?

    14 yaşındayken gerçek bir olaydan esinlenerek kaleme aldığı bu ilk yapıtında Flaubert, hem okuruyla hem de insanoğlunun içindeki şeytanla selamlaşarak klasik edebiyata sunacağı katkıların müjdesini veriyor. Elyazmaları ve öykünün basıldığı Colibri gazetesinin 1837 yılı nüshasıyla Bibliyomani, Flaubert’in edebi dehasının ilk ürünü…

    “Bu adamın sahaflar ve eskiciler haricindeki kimselerle konuşmuşluğu yoktu. Ketum olduğu kadar hayalperest, nemrut olduğu kadar mahzun bir adamdı; tek bir düşüncesi, tek bir sevdası, tek bir tutkusu vardı: Kitaplar.”

    David Harveyden Marx, Sermaye ve İktisadi Aklın Cinneti

    Deneysel Roman

    Émile Zola’nın 1880’de kaleme aldığı Deneysel Roman, deneysel tıbbın yöntemselliğinin edebiyata uygulandığı bir natüralist manifesto.

    İyi bir romanın niteliklerini bir bilim insanı titizliğiyle ele alıp açıklayan ve olguların dışında hiçbir otorite tanımayan Zola, geliştirdiği perspektifle çağdaşlarına fark atıyor…

    “Öncelikle sorulması gereken soru şudur: Şu ana kadar yalnızca gözlem yöntemi kullanılmış olan edebiyatta deneyleme mümkün müdür?”

    David Harveyden Marx, Sermaye ve İktisadi Aklın Cinneti

    Edebiyat Heveslisi Gençlere Tavsiyeler

    Fransız edebiyatının devrimci kalemi Baudelaire, edebiyat bahçesindeki tecrübe meyvelerini heveskâr gençlerle paylaşıyor.

    Esin kaynaklarını, çalışma yöntemlerini, şöhretin getirdiği handikapları, eleştirilerle göğüs göğüse çarpışmak ve başarılı bir kalemşör olmak için uygulanması gereken yöntemleri adım adım, samimiyetle aktarıyor.

    “Okuyacağınız tavsiyeler tecrübenin meyvesidir; deneyim denen şey belli bir miktar hatayı içinde barındırır; bu hataların hepsi (veya neredeyse hepsi) zamanında işlenmiş olduğundan, umuyorum ki benim tecrübem de hataların her biriyle doğrulanacaktır.”

    David Harveyden Marx, Sermaye ve İktisadi Aklın Cinneti

    Genç Bir Şaire Öğütler

    “Sırasında bir Roma imparatoru sırasında bir Yahudi peygamberi, sırasında da zingirdek bir çocuk…”

    Fransız edebiyatının sıradışı kalemi Max Jacob’un “Genç Bir Şaire Öğütler”inden, Apollinaire ile Tzara’ya yazdığı mektuplardan ve düzşiirlerinin yer aldığı “Zar Boynuzu”ndan müteşekkil bu derleme, Salâh Birsel’in özgün Türkçeleştirmesiyle yeniden okur karşısında.

    “Yoğunluk sorunu üzerine kafa yorun. Deniz suyu ile kaynak suyu arasındaki ayrımı hiç düşündünüz mü? Şiirinizin, düzyazınızın yoğun olmasına bakın.”

    David Harveyden Marx, Sermaye ve İktisadi Aklın Cinneti

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow