Kod adı Blitz - Soğuk savaşta bir Türk casusu

Kod adı Blitz - Soğuk savaşta bir Türk casusu
expand

Gazeteci-yazar Aydın Ulun, Soğuk Savaş döneminde eski Doğu Alman İstihbarat Teşkilatı STASI adına casusluk yapan Hüseyin Yıldırım'ın hayatını anlattığı "Kod adı Blitz - Soğuk Savaş'ta bir Türk casus" adlı kitabının tanıtımını yaptı.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Ulun, Berlin-Brandenburg Türk-Alman İşadamları Birliğinin (TDU) merkezinde düzenlenen tanıtım toplantısında, kitabından pasajlar okudu, daha sonra Yıldırım'la birlikte toplantıya katılanların sorularını yanıtladı.

Ulun, kitabın teknik açıdan iki özelliği olduğunu, bir yandan Yıldırım'ın biyografisini anlattığını, diğer yandan olaylara kurgu katıldığını belirterek, bunun yazı tekniği açısından da bir ilk olduğunu söyledi.

Yıldırım'ın hayatıyla ilgili yazılacak çok şey olduğunu, bu nedenle söyleşilerin, kitapların yeterli olmadığını ve ARD televizyonunun 150 milyon euro'luk bir bütçeyle bu konuda belgesel hazırladığını ifade eden Ulun, kitabının birinci baskısının tümüyle satıldığını, ikinci baskıyı hazırlamak istediğini, ancak ekonomik kriz nedeniyle bunun geciktiğini kaydetti.

Ulun, Yıldırım'ın bugüne kadar ortaya çıkartılan en büyük Türk casusu olduğunu, Amerikan merkezi haberalma teşkilatı CIA tarafından da eğitilmesine rağmen STASI adına casusluk yaptığını, kendisine Almanca "yıldırım" anlamına gelen "Blitz" kod adının verildiğini, yakalandıktan sonra ABD'de casusluk suçundan önce idam cezasına çarptırıldığını, daha sonra işbirliği yaptığı ve bazı önemli dosyaları iade ettiği için savaş suçlusu gösterilerek, suçunun müebbet hapse çevrildiğini anlattı.

Almanya'ya çalışmak için gelen Yıldırım'ın casusluk görevini de sadece daha fazla para kazanmak ve iyi şekilde yaşamak için yapmış olduğunu belirten Ulun, "Yıldırım'ın, sadece kesin olarak Türkiye aleyhine çalışmayacağını STASI yetkililerine söylediğini ve bu nedenle daha sonra Türk hükümetlerinin çabasıyla 8 yıl mahkumiyetin ardından ABD'deki cezaevinden çıkartıldığını" kaydetti.

Yıldırım da STASI'ye gittiğinde kendisi hakkında çok şey bilindiğini gördüğünü, buradaki görevlilere bu işi ideoloji için değil, sadece para için yaptığını ve hiçbir şekilde Türkiye'nin aleyhine çalışmayacağını söylediğini belirtti.

Türkiye'de bir dönem astsubay olarak görev yaptığını, daha sonra sivil yaşantısında ticaretle uğraştığını ve çalışmak için Almanya'ya gittiğini ifade eden Yıldırım, burada casusluk eğitimi görerek STASI tarafından Berlin yakınlarındaki Teufelsberg adlı tepede bulunan Amerikan radar üssünde kendisine görev verildiğini kaydetti.

"Buradan gizli belgeleri STASI'ye ilettiğini, bazı gizli belgeleri tehlikeli olmasına rağmen Türkiye'ye de verdiğini" belirten Yıldırım, eski Doğu Almanya'nın (DDR), öncelikle kendilerine zarar vereceği için Soğuk Savaş döneminde olası bir nükleer savaşı her zaman önlemeye çalıştığını, bu nedenle STASI adına çalışmaya karar verdiğini ifade etti.

Yıldırım ayrıca, New York'taki ikiz kulelerin garajına daha önce bomba koyarak binalarda hasara yol açan teröristlerin, ABD'de kendi hücresinin yanındaki bir hücrede tutulduklarını, bu kişilerle yaptığı konuşmalar sırasında teröristlerin daha büyük bir şey planladıklarını anladığını ve bunu Amerikan Federal Soruşturma Bürosu FBI'a haber verdiğini de kaydetti.

STASI'nin son Başkanı olan Markus Wolf ile öldüğü güne kadar yakın ilişki içinde olan Yıldırım, Amerikan üssünde çalışırken STASI casusu olarak ifşa edilmiş ve ABD'de idam cezasına çarptırılmıştı. Yaptığı işbirliği nedeniyle savaş suçlusu olarak gösterilerek cezası ömür boyu hapse çevrilen Yıldırım, 8 yıl hapisten sonra serbest bırakılmış ve Almanya'ya dönmüştü.

Ulun ve Yıldırım, daha sonra bazı katılımcılar için kitabı imzaladılar.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow