Bir Ankara imecesi: Melek Yoksa Şeytan Mı?

Bir Ankara imecesi: Melek Yoksa Şeytan Mı
expand

Ankara'nın yoksul gecekondu semtlerinin birinde oturan "Dütdüt Mehmet"in ailesini geçindirmek için verdiği mücadeleyi anlatan "Düttürü Dünya" filminde Kemal Sunal'ın oğlunu canlandıran Zaim Güvenç, yıllar sonra tamamı Ankara'da çekilen film için kamera arkasına geçti.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Film için 100 sinema tutkunu, karşılığında para almadan görev alırken, filmdeki bazı sahneleri kendileri ve yakınlarının evlerinde çekti.

Çekimleri Ankara'nın çeşitli semt ve mekanlarında gerçekleştirilen "Melek Yoksa Şeytan Mı?" filminin çekim öyküsünün temelleri ilginç bir tesadüf sonucu atıldı.

Kemal Sunal'ın başrolünü üstlendiği, yönetmenliğini Zeki Ökten'in yaptığı "Düttürü Dünya" filminde Sunal'ın oğlu rolündeki Zaim Güvenç yer alırken, filmde tencere ve tavayla yapılan protesto sahnesinde Şule Ataman kısa bir rol üstlendi.

Yıllardır kısa filmler çeken ve bunlarda rol alan Güvenç, "Film Tayfası" adı altında çalışmalarını sürdürürken, memur olarak başka bir tarafa yönelen Ataman'ın sinema tutkusu da devam etti.

"Düttürü Dünya" filminin iki rol arkadaşı Ataman ile Güvenç, 20 yıl sonra sosyal paylaşım sitesi Facebook aracılığıyla iletişim kurunca sohbetleri bir film projesi üzerinde şekillenmeye başladı.

Bunun üzerine bir senaryo oluşturan Şule Ataman ile Zaim Güvenç, ekibi kurmak için çalışmalara başladı. Bağımsız film projesi için seçme yapan ikili, 100 kişilik bir ekip oluşturdu. Filmin çekimlerine 15 Ağustos 2011'de Dikmen'deki bir ev sahnesiyle başlandı.

Ekip büyük bir özveri göstererek film çekimlerinde para almaksızın yer alırken, çekimler için ihtiyaç duyulan mekanlar için kimi zaman evlerini açtı.

Ekibin yakınları ve tanıdıklarının evleri de kimi zaman mekan olarak kullanılırken, Ankara'daki bazı kuruluşlar, sinemalar ve sanat kurumları da ekibe destek oldu. İki kız kardeşin başından geçen olayları işlerken, günümüzde insanların masumiyetlerini ne kadar koruyabildiklerini sorgulayan bağımsız sinema yapımı, Çiğdem Mahallesi, Altındağ, Büyülü Fener Sineması, Ankara Sanat Tiyatrosu, Yenidoğan ve Çinçin Bağlarının da aralarında bulunduğu 30 farklı mekanda çekildi.

"Sinema aşkıyla yola çıktık"

Filmin yönetmenliğini Hakan Baykal ile üstlenen Zaim Güvenç, yapımcı Erdal Bayraktar, senarist Şule Ataman ve oyunculardan Akın Sevgör, "Melek Yoksa Şeytan Mı" filminin ortaya çıkışı, çekim ekibinin bir araya gelişi ve çekimlerin sona ermesine kadar uzanan serüveni, AA muhabirine anlattı.

Sinemaya uzun yıllardır tutkun olduğunu ve "Düttürü Dünya" filminde kısa bir rol üstlendiğini anlatan senarist Ataman, "Sonradan devlet memuru oldum ama sinema aşkım aslında devam ediyordu. Yıllar sonra Zaim Güvenç ile bir araya gelince sohbetler hep sinema üzerine oldu. Sonunda şakayla başlayan bu proje de gerçeğe dönüştü" dedi.

İki kız kardeş üzerine şekillenen senaryoyu Güvenç ile kaleme aldıklarını, günümüz toplumunu çeşitli yönlerden sorgulayan senaryo için özellikle Ankara'yı seçtiklerini ifade eden Ataman, "Bunun birkaç sebebi var. Hepimiz Ankaralıyız, Ankara'nın mekanlarının bulunduğu bir film çekmek özlemimizdi. Ankaralının yaşadığı çerçeveden filmi çektik. Bir yandan da tıpkı yıllar önce rol aldığımız 'Düttürü Dünya' filmi gibi bu film de Ankara'da geçiyor. Bu da anlamlı" sözleriyle projenin ortaya çıkışını özetledi.

Yönetmen Zaim Güvenç de "Film Tayfası" adlı ekiple çalışmalarını sürdürdüğünü, bu uzun metrajlı bağımsız film projesinde de sinema tutkunlarını buluşturduklarını söyledi.

Filmi "bağımsız sinema anlayışıyla Ankara'da çekilen ilk uzun metrajlı yapım" olarak tanımlayan Güvenç, filmde rol alacak kişileri seçmeye tabi tuttuklarını, seçilenleri de belli bir eğitimden geçirdiklerini ifade etti.

Filmde yer alan ekibin çok özverili olduğunu vurgulayan yönetmen Güvenç, "Hayatın içinde iyinin kötüye kötünün iyiye dönüşebileceği savı ile yola çıkan film temelde süreç-sonuç ilişkisini sorguluyor ve bu filmde 100 insan, hiç beklentisiz, ücret almadan bu filmde rol aldılar. Eğer bu film gişeden kar ederse para alacaklar. Hatta çeşitli illerden geldiler ve Ankara'daki çekimlere katıldıktan sonra tekrar döndüler. Ekibimizde sekreterler, devlet memurları, öğrenciler gibi çeşitli kesimlerden ve meslek gruplarından insanlar var. Bütün bunlar çok anlamlı" diye konuştu.

Film için nisan ayında bir gala düzenlemeyi planladıklarını, hedeflerinin de sinema festivallerinde ödül almak olduğunu dile getiren Güvenç, "Altın Portakal başta olmak üzere sinema festivallerinden ödülle dönmeyi amaçlıyoruz" dedi.

Genç bir kötü adam

Yapımcı Erdal Bayraktar da cesaret gerektiren bir süreci başarıyla tamamladıklarını, filmde yer alan tüm oyuncuların performanslarının izleyiciyi şaşırtacak derecede başarılı olduğunu söyledi.

Bayraktar, "Aslında attığımız her adım para gerektiriyor. Sinema böyle bir iş. Ama biz güçlerimizi birleştirip bu film için bir araya geldik ve başarılı olduğumuza da inanıyoruz" sözleriyle film için gösterdikleri çabayı anlattı.

Filmde kadın pazarlayan kötü adam Okan'ı canlandıran Akın Sevgör ise kısa film yönetmeni olan arkadaşının aracılığıyla film projesinden haberdar olduğunu ve seçmelere katıldığını söyledi.

Seçmeler sonunda projeye kabul edilmekten mutluluk duyduğunu dile getiren genç oyuncu, "7-8 aydır bu filmde yer alıyorum. Ailem de sanatçı olduğu için beni çok destekliyor" dedi.

Bugüne kadar birkaç projede daha kötü adamı canlandırdığını aktaran Sevgör, "Bakışlarımın sert olduğunu söylüyorlar. Yüz yapım da uygun olduğu için kötü adam rolüne uygun görüyorlar. Çok da severek oynuyorum" diye konuştu.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow