Böyle olur festivalin bayındırı - 2

Böyle olur festivalin bayındırı - 2
expand

CNN TÜRK Program editörlerinden Reyhan Yıldız 1. İlk Yönetmen Uluslararası Film Festivali’nin arkasındaki skandallar dizisini yazmaya devam ediyor.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

İlk yazıda, film müziği olmayan İki Dil Bir Bavul filminin En İyi Film Müziği ödülüne layık görüldüğü “İlk Yönetmen Uluslararası Film Festivali”nin 2 jüri üyesi üzerinde durmuştum. Şimdi festivalle ilgili kısaca bilgi verip ödül alan yönetmenlerin ve jüri üyelerinin anlattıklarıyla devam edelim. Sonra da bu işin kilit isimleri ve mali boyunuyla ilgili bürokratlarla bitirelim.

Bu yıl ilki düzenlenen festivale 8 film katılıyor. Daha doğrusu dahil ediliyor, zira hiçbir yönetmen kendisi başvurmuyor, kendileri aranıyor, festivale dahil edildikleri söyleniyor. Festivalin yönetmenlerine, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’ndan aradığını söyleyen Özlem Tokgöz telefonla ulaşıyor. Ancak festivalin düzenlenmesinden o kadar kısa bir sure once arayıp bu yönetmenleri festivale davet ediyor ki, hiçbiri bu festivale katılamıyor. Zaten amaçlanan da bu, çünkü bu festival olmayacak. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Basın Müşavirliği bölümünü aradığımda Özlem Tokgöz’ün 1 ay kadar once Bakanlık’tan ayrıldığını öğrendim. Daha doğrusu bana öyle söylendi. Festivalin 14- 20 Aralık tarihleri arasında yapıldığı düşünülürse, Özlem Hanım organizasyonun hemen ertesinde Bakanlıktaki görevinden ayrılmış olmalı. Neden acaba?

Olmayan müzikleriyle ödül alan yönetmenlerden önce jüri üyelerinin anlattıklarına kulak verelim:  

Ozan Uzunoğlu: Telefonla aradığımda bana “Soyadını hatırlamadığım, adının Özlem olduğunu söyleyen bir kadın, Bayındırlık Bakanlığı’ndan aradığını söyleyerek, Bakanlığın da katkılarıyla, Ankara ve Gazi Üniversitelerinin işbirliğiyle düzenlenecek festivalden haberdar etti, Jüri üyeliğini kabul edip etmeyeceğimi sordu. “Olur” deyince benden adres aldı, yollanan film DVD’lerini izleyerek değerlendirmemi yollanan formla birlikte kendisine ilettim. Beni ödül törenine de davet ettiler ama çekimlerim nedeniyle katılamadım, ancak Ankara’ya kendi imkanlarımla giderek festival kapsamında, Gazi Üniversitesi’ndeki bir panelde konuşmacı oldum”dedi.

Jüri Başkanı (!) Prof. Dr. S. Ruken Öztürk, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Anabilim Dalı Başkanı: "Bu festivalde jüri başkanı olduğumu bilmiyordum. Film izlemedim, bir festivale katılmadım, nasıl jüri başkanı ya da üyesi olabilirim ki! Bayındırlık Bakanlığı’ndan önce Fatih Bayhan'ın sekreteri aradı ve sonra anabilim dalımıza geldi. Daha sonra da Fatih Bey'in kendisi geldi. Hatta bu görüşmede öğretim görevlisi arkadaşım Ali Karadoğan da vardı. Uluslararası İlk Filmler Festivali yapmak istiyorlardı, Kültür Bakanlığı'ndan destek aldıklarını söylediler. Nereden tutsanız bir dizi yanlışlık vardı. Düşünsenize 1996-2009 yılları arasındaki ilk filmleri yarıştırmak istiyorlardı. Biz de bilgi verdik, böyle bir festivalin olamayacağına dair. 10 yılın tüm filmleri yarışabilir mi? Tamam değiştirelim, dediler. Festival organizasyonu konusunda hiç donanımları, bilgileri yoktu, anladığımız kadarıyla sadece paraları vardı ve mutlaka yapmak istiyorlardı. İkinci sorun da festivalin adı uluslararasıydı ama bize gösterdikleri listede sadece bir kısım yerli ilk filmler yazılmıştı, bir kısmı da henüz çekilmemiş ama bakanlıktan destek almış filmlerdi (Bakanlığın açıkladığı destek listesinde yer alan pek çok film sanki gösterime girmiş, yapılmış filmler gibi listedeydi), yani liste de yanlıştı, zaten festivalin adının bile yanlış olduğunu söyledik. Tamam her şeyi dediğiniz gibi değiştireceğiz, dediler, bir daha da ses çıkmadı. Festival yapmak bu kadar kolay mıymış, bunu da gördük 2010 yılı Türkiye'sinde. İsmimizi kullandılar, belli ki kamunun kaynaklarını da kullanmışlar. Bu festivalde jüri üyesi ya da başkanı olarak adı geçen benim ve diğer hocaların bu festivalle hiçbir ilgisi yoktur, film izlemedik, bir karar vermedik, bir tutanağa imza atmadık, böyle bir festivalin gerçekleştiğini bile bilmiyoruz. Sadece proje aşamasında geldiler ve fikrimizi beyan ettik. Bu sonuçların sorumluları (festivalin düzenleyicisi, jürisi vb.) kimse hemen açıklanmaldır." 

Gazi Üniversitesi’nden RTS Bölüm Başkanı Prof.Dr. Seçil Büker de; kendisine de jüri üyeliği teklif edildiğini ifade etti, bununla ilgili bir yazışma yapmadığını, -bir ihtimal- konferans salonunun festival etkinliğiyle ilgili kullanılmasıyla ilgili olarak fakültede idari işlerden sorumlu Naci Sarıaslan’ın yazışma yapmış olabileceğini söyledi.

Gazi Üni. Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Öztürk’ün söyledikleri de ilginç: “Önce telefon açıp Bölüm Başkanımız Seçil Büker’in programının yoğunluğu nedeniyle jüri heyetine katılamadığını ve beni önerdiklerini söyleyerek jüri üyesi olmayı Kabul edip etmeyeceğimi sordular. “Tamam” dedim ama daha sonra çocuklarımın rahatsızlığı vs… nedeniyle baktım ki vakit ayıramayacağım, bana verdikleri mail adresine bir mail atarak jüri üyeliği yapamayacağımı belirttim. Uzun sure ses çıkmadı. Daha sonra bir e-mail daha aldım, ödül töreni davetiyesi. Onu da yazılı olarak yanıtladım ve katılamayacağımı bildirdim. Adımın bazı haber sitelerinde jüri olarak geçtiğini şimdi sizden öğreniyorum, çok şaşkınım. Adımın böyle bir olaya alet edilmesi utanç verici.”

Serdar Bey bahsi geçen mailleri bana da yolladı.

Gelelim, ödül alan yönetmenlere, işte tam listesi:

En iyi Yönetmen  : ERTEKİN AKPINAR   - MELEKLER VE KUMARBAZLAR

En iyi Görüntü Yönetmeni  : VEDAT DEMİR   - MELEKLER VE KUMARBAZLAR

En iyi Erkek Oyuncu  : VOLGA SORGU - BAŞKA SEMTİN ÇOCUKLARI

En iyi Kadın Oyuncu  : SAADET IŞIL AKSOY -  BAŞKA DİLDE AŞK

En iyi Kurgu    : HANDAN ÖZTÜRK - BENİM VE ROZ’UN SONBAHARI

En iyi Senaryo   : BAŞKA DİLDE AŞK  -  İLKSEN BAŞARIR-MERT FIRAT

En iyi Müzik    : İKİ DİL BİR BAVUL – ÖZGÜR DOĞAN-ORHAN ESKİKÖY

ONUR ÖDÜLLERİ   :

Halit Refiğ Onur Ödülü  : MURAT DÜZGÜNOĞLU - HAYATIN TUZU

Yücel Çakmaklı Onur Ödülü : ATALAY TAŞDİKEN - MOMMO

Ömer Lütfi Mete Onur Ödülü : AYDIN BULUT - BAŞKA SEMTİN ÇOCUKLARI

Ahmet Uluçay Onur Ödülü  : HAKKI KURTULUŞ – ORADA

Ve işte anlattıkları:

Özgür Doğan: “Bayındırlık Bakanlığı’ndan aradığını söyleyen bir hanım, adını hatırlamıyorum, festivalle ilgili bilgi verdi. ’Kültür Bakanlığı’ndan film kopyalarınızı alamadık, bize DVD kopya yollar mısınız’ dediler, ‘tamam’ dedim ama ciddiye almadığımdan kopya filan göndermedim. Buna rağmen, aradan epey zaman geçti, ‘Ödül aldınız, nereye gönderelim’ diyerek adres aldılar. Gelen ödülde bir kurum adı filan geçmiyor. Ödül logosu var sadece. Ben hala birilerinin bize şaka yaptığını düşünüyorum.”   

Handan Öztürk: “Ne böyle bir festivalden ne de ödül aldığımdan haberim var. Bu konuyla ilgili kimse beni aramadı. Maddi bir karşılığı var mıymış?”

Atalay Taşdiken: “Özlem Tokgöz beni aradı ve festivalde ödül aldığımızı söyledi. Oysa bizim festivalden haberimiz bile yoktu. Beni ödül törenine davet etti ama törene 3 gün vardı. Neden bu kadar geç aradınız, diye sordum, lafı dolandırdı. Katılamayacağımı söyleyince ödülü göndermek için adres istediler verdim. Gelen ödülün zarfında hiçbir kurum – isim ismi geçmiyordu. Ödül diye gönderdikleri; duvara asılacak çerçeve türünde bir yazılı kağıt. İlk Yönetmen 1. Uluslararası Fİlm Festivali’nde Yücel Çakmaklı Onur Ödülü’ne layık görüldüğüm için tebrik ediyorlar beni ama hiçbir kişi- ya da kurum ismi geçmediğinden beni kimin tebrik ettiğini bilemiyorum tabi. Ödülle beraber, festivalin logosunun olduğu bir A4 kağıda yazılmış sunuş mektubu geldi. Orada da ödül nedeniyle tebrik edilmişim ama bu kez tebrik edeni biliyorum; “Genel Koordinatör” Fatih Bayhan. Fatih Bey isminin altına GSM numarasını eklemiş: 0530 45… Bir de Adres var: Akpınar mah. 840. Cadde, 40/20, Çankaya, Ankara. Mektup 26 Ocak 2010’da gönderilmiş.”

13 Şubat Cumartesi günü konuştuğum Atalay ödülün eline 3 gün önce ulaştığını, şimdiye kadar yurtiçinde ya da dışında katıldığı hiçbir festivalde bu türden bir “iletişim” ve “muamele” ile karşılaşmadığını söyledi. Ödülün maddi bir boyutunun olmadığını da ekleyeyim.

Ertekin Akpınar: “Beni arayan kişinin adını not etmiştim; Özlem Tokgöz. Beni festivalden ve ödülden haberdar ederek davet etti ama ödül törenine birkaç gün vardı, katılamayacağımı söyledim. Adres istediler ödülü göndermek için. O sırada yurtdışında olduğum için ev sahibimin adresini verdim. Sonra evsahibim arayarak, paketin geldiğinden haberdar etti. 16 Şubat Salı günü İstanbul’da olacağım. Zarfın üzerinde ne var, içinden ne çıktı, ararsanız söylerim”.

Uluslararası festivalimizde, kim(ler)in hangi kriterlere göre belirlediğini hala anlayamadığım 8 filmin adı geçiyor; hepsi yerli malı. Ama festivalimiz (yine hangi boyutuyla olduğunu çözemediğim bir şekilde) uluslararası.  Bu 8 film 12 dalda yarışıyor (!) ve ödül listesine bakıldığında anlaşıldığı üzere, hiçbiri festivalden eli boş dönmüyor! “Eli boş dönmüyor” lafın gelişi, zira ödül alan hiçbir yönetmene tek kuruş ödenmesi sözkonusu değil. Peki ama o zaman elimde belgesi olan davetiyede nasıl oluyor da “T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü Katkılarıyla”  ibaresi,  Genel Müdürlüğün logosu ile birlikte yer alabiliyor. (Davetiye, “Tertip Komitesi” imzasıyla gidiyor.) Ama bu iş  organize bir tertip. Hangi Bakanlık çalışanlarının, hiç yapılmamış bir film festivalini, hangi haber siteleri aracılığıyla, sanal alemde tertip ettiğini, çalıştıkları kurumun adını bu işte nasıl kullandıklarını, bu kişilerin daha önce ne zaman, ne şekilde Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan “destek” aldıklarını, bir sonraki yazımda kanıtlarıyla özetleyeceğim.

Sıradaki Haberadv-arrow
Sıradaki Haberadv-arrow