Kübra Doğru Ünlü, “Şarkılar Bizi Söyler” İzlenimlerini Yazdı!

Kanal D’nin yüz akı programlarından Şarkılar Bizi Söyler bu hafta ekranımıza 62. bölümüyle geldi. Yayına girdiği günden beri reytinglerde ilk sırada kalarak yerini muhafaza eden müzik programı 2022’de adeta hafta sonlarımızın vazgeçilmezi oldu. Evinizde ağzınız tatlı, huzurunuz yerinde, ayağınıza taş değmemiş, rızkınız bereketli, saadetinizi bozacak hastalık, dert, tasa, müşkülat da yoksa, keyfinizi katmerlenecek; izleyin garanti veriyorum. Vallahi; o iş öyle değil Kübra Hanım diyorsanız dahi; yürek sızımızdan sırım sırım, “sırsallıyoruz” diyorsanız; inan olsun, ona da iyi gelecek. Ve dahi tüm o dertler varsa o zaman da ruhunuza şifa olacak, eminim… Şarkılar Bizi Söyler Poll Production, Polat Yağcı’nın Kanal D için hazırladığı bir yapım. Bu vesile ile Polat Yağcı’yı tebrik ediyorum. Bu tür yapımların olmazsa olmaz unsuru yolu kiminle yürüyeceğinizdir. Bu da programın sürekleri; +mihenk taşları solistleri, müzisyenleri. Sadece solist görmediğimiz bu programla birlikte solistle bütünlüklü kareler içerisinde gördüğümüz orkestra Türkiye’nin usta müzisyenlerinden oluşuyor. Her biri isimlerini var ederken kat ettikleri yolları, düşünsenize… Her bir tınıya mutlaka damlalarca alın terleri karışmıştır, emin olun. Hayatlarını o terle kazanırlar. Bereketleri de o yüzdendir. Ruha şifaları da o yüzdendir. Emekleri zayi olmasın ve kıymet bilenleri çok olsun. Hepsini bir kez daha kutluyorum. Klarnetiyle ünü sadece Türkiye’de değil, dünyada da kabul gören Hüsnü Şenlendirici, nefesin var olsun, Ege’nin, Bergama’nın tozu dumanı klarnetinde daim, savrulsun dursun. Güzeller güzeli, gülüşüyle güller açtıran, sesi her neye katılsa onu güzelten, şimdilerinin güzel kayınvalidesi, sesi billur, yüzü nur; solistimiz, Sibel’imiz Can’ımız. Beyefendi, zarif, gönül adamı, kadife sesiyle yürekler dağlayan, bekar kalışına değil Türk anaları, tüm dünya analarının diz dövdüğü, bir diğer solist Hakan Altun … Çok uzun zamandır bu sözleri etmek program hakkında yazmak arzusundaydım. 62. bölümde, Karadeniz’den Kafkaslara, Balkanlara, Ege’den Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya uzanan bölge ve yörelerden müzikler, şarkılar, türküler halk oyunları ile sunuldu. Programı harika kılan emeği geçen herkese, gözlerimize ve kulaklarımıza yaşattıkları bu enfes ziyafet için teşekkür ediyorum. Ziyadesiyle tekrarını bekliyoruz. Anadolu toprağı, suyun öte yanı yine bambaşka köklerden gelen halkların karışımı. Dolayısıyla Türkiye ve müziği çağlar ötesinden bu yana kadim uygarlıklara, devletlere, imparatorluklara mesken olmuş; topraklarımızdan geçenlerin bıraktığı, kalanların yaşattığı, aktardığı, gelenekte ve görenekte “köklerinin dilleri ve müzikleri “belirleyici bir unsur olarak bugünlere gelmiş… Dolayısıyla Türkiye müziğinin karşılığına bakmak isteyen dünya müziğiyle karşılaşacaktır. Yani içine doğduğum toprağımın ve coğrafyamın, ülkemin “bereketi ve zenginliğidir”. Türk’ün dili “Türk Dili”, müziği Türk müziği, edebiyatı Türk Edebiyatı, sineması Türk Sineması… Daha da devam ettirebilirsiniz listeyi. Memleketimizin bereketi ve zenginliğini perçinleyen, göklere taşıyan, bezeyen, zenginleştiren de bizim dilimiz. Dolayısıyla bizi biz yapan değerlerleri anlaştıran, kaynaştıran, oluşturan, en önemli öznemiz dilimiz TÜRKÇE’ miz. (Diğer tartışmaları siz aranızda yapın…) Onu kaybedersek durum tıpkı işte yaşadığımız şu pandemi dönemindeki virüs salgını gibi olur çıkar. Gelir sizi paçanızdan yakalar, nereden nasıl yakaladığını bile anlamazsınız. Ancak bir bakmışsınız hastasınız, yani içiniz boşalmış. Sonrası mı? Sonrası bildiğiniz gibi, öksürük aksırık geçmeyen bir hastalık. Dilinizi, müziğinizi kaybettiğinizde işte o öksürük, aksırık artık hiç geçmez. Tarih bunun örnekleriyle dolu. Teorik okuma sevmem diyen otursun tarih içerikli romanlar okusun. Olmadı masal okusun. Daha da olmadı gitsin İlber Hocaya sorsun:) Ekranda bir ara Zülfü Livaneli’nin fotoğrafını görünce aklıma gelenlerle, izlediğim arasındaki tezatı size de anlatayım istedim. Zülfü Livaneli, meşhur Yunanistan konserinde… Bestelediği güzelim Sabahattin Ali şiirini okuyor. Tüm alanı dolduran halka defalarca ve defalarca “Türkçe Sözlerle” o bilindik şarkıyı okutuyor... Sonrasında soruyorlar aynı sözcükleri Yunanca’ ya çevirip okumadınız da niye Türkçe okudunuz ve halka okuttunuz diye? … (Verdiği demeçleri, tartışmak isteyenler araştırıp Google hazretlerine sorsunlar, Hızır gibi yetişecektir ) Özetle dil ve şaire olan saygısından çokça söz ediyor Livaneli. Sabahattin Ali’nin bu topraklardan çıkmış Türk dilinin hâkimi önemli bir edebiyatçı olduğundan hürmetle bahsediyor. Türkiye’nin müzik ve edebiyatında değeri olan Livaneli dile ve şaire böyle “hürmet” gösterirken. Aynı Sabahattin Ali sözlerinin programda başka bir dilde duyunca epey garipsedim. İlerisini gerisini düşünebilmek pek tabi “Sanatçı’nın derdidir. Yıldızlardan inen ışık huzmeleriyle parlamaya çalışanların derdi değildir. Orada başkaca dertler, başkaca değerler öne çıkar. Tribün çok önemli… Yani işin başka bir kulvarı... Elbette onlar da olacak ve olmalı. Onun gereklilikleri bambaşka, ki onu da konuşuruz, evelallah. Bu tür içeriklerin, programların tekrar tekrar devamını Polat Yağcı’dan kendi adıma bekliyorum. Resul Dindar, Grup Samida, Cavid Abidov, İmran Salkan gibi yaşamlarıyla birlikte evlerinde annelerinin konuştukları dilde ninnilerle büyüyen, annelerinin konuştukları dilde dualarla yetişen, annelerinin okudukları türkülerle türkü olan, ağıt olan, şarkı olan sanatçılar güzel sesleriyle yörelerinin esintileriyle çiçeklerinin kokularını evlerimize taşıdılar. Çokça tebrik ediyorum. Bu vesileyle Grup Samida’ nın yani üç güzel kızın, cennetlik babası Bayar Şahin’ ne selam olsun ekranda bir an kendisini görünce bir dönem sabah kuşak programı hazırlayıp sunduğum zamanlarda onu konuk ettiğim günleri hatırladım. Gelelim “Şarkılar Bizi Söyler” in 63. Bölümüne…. Fragmanı yayında! Şarkılar Bizi Söyler ‘in 24 Aralık Cumartesi yayınlanacak olan yeni bölümünde hazır olun! Efkârlı Şarkılar söylenecek. İster sevdiklerinizi davet edin, çağırın canlarınızı, ister kendinize bir sofra kurun, çekin önünüze çilingirinizi, ister varın anılarla o çağlarınıza ama illa ki o gece alın karşınıza bir ekranı. Açın Kanal D’yi. Yolda, belde, işte, nöbette hasılı her neredeyseniz olmadı takın kulaklığı kulağınıza mahrum kalmayın bu şölenden. Çünkü efendim 24 Aralık Cumartesi akşamı yayınlanacak olan yeni bölümün konukları Gökhan Güney, Hakkı Bulut, Bayram Şenpınar ve Tüdanya. #sarkılarbızısoyler #kübradoğruünlü #kanald #cnntürkcom Gözünüz “Türkiye’nin Kanalı Kanal D” de olurken, Yazılarım ve detaylar için CNNTürk .com da “İlk Bilen Siz Olun”.