hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kübra Ünlü yazdı! ‘Üç Kız Kardeş’ Yeni Gününde!

    Kübra Ünlü yazdı ‘Üç Kız Kardeş’ Yeni Gününde
    expand

    73. bölümüyle son kez salı günü yayına gelen ‘Üç Kız Kardeş’ in yeni bölümünde yaşananlar izleyenlere şaşırtmaya devam etti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dizinin aynı adlı roman ile başlayan hikayesi artık ‘ucu bucağı nerede nasıldı’ yı unutturacak kadar bambaşka hikayeler üzerinden devam etmesi ve üçüncü sezonun aslında hikayesizlikler üzerine kurulu olması diğer taraftan zıpkın gibi yepyeni dizilerin başlaması ile birlikte ‘Üç Kız Kardeş ’in yayın günü değişimi doğru bir karar oldu. Ve dahi geç bile kalındı. Cumartesi günleri yayınına gelecek olan dizinin sonraki süreci nasıl olacak açıkçası bekleyip göreceğiz.

    Yine bir dolu yüzleşme hiç olmayacak biçimlerde ‘bak sen Allah’ın işine’ denilecek türden hallerde yaşanınca bu kez de ‘hayır sonu nereye bağlanacak’ teknik merakıyla izledim. Gel Gör ki Rüçhan’ın içindeki koca derdi hala kapı ucunda birileriyle paylaşıp paylaşıp bayılmalarından gına geldi.

    Kartal’ın her yerden lüzumlu lüzumsuz giriş çıkışları ise ayarı…Kaldı ki 73. Bölümde de, ne yapsın canım yazı ekibi, mevzuları Kartal etrafında dön dön dönence yapmış.

    Kartal Rüçhan’ın oğlunun yaşadığını, efenim o deyyusu da kendisinin bulup getireceğini söylemez mi…Rüçhan yine bir kapı aralığında yüzleştiği Adnan, Rüçhan, Kartal diyaloğu üzerine soluğu evinde almaz mı. Aaa Bir de ne görsün, sen gel kadının evine yerleş…Tövbelerim olsun…

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Rüçhan bu durur mu, derhal Sevilay’ın saçından bir salvo ile, yapıştırır yere alır hıncı, söyler söylencesini… Pek tabi, bunları yaptı ve ayrıldı…

    Ancak böyle bir kadının ayrılıp gittiği kapı Türkan’ın baba evi… Bak Allah’ın işine, Nezahat hemen yapıverir kahveler, başlar Rüçhan ile eni konu dedikoduya…

    Efenim Sevilay’da hırsını Rüçhan’ın kıyafetlerinden alır o sırada… Nerede ne varsa toplar, atar. Kadim hizmetli Ayla, duramaz ya da hani durmaması gerekli ya iki diyalog da Ayla’ya…Aymayınız efenim, ben toplarım Rüçhan Hanımımın kıyafetlerini…. Al oldu mu sana bir hane daha …

    Neyse gelelim, diğer taraftan Kartal ve Derya’nın fanfinifinfonuna…Kardeşim bu Kartal efendiye mi yoksa Derya dengesizine mi hani ben şimdi kime kızayım yani, yok kimseye kızma bu gönül işlerine kızılmaz çiğliğine mi yatayım, a dostlar söyleyin ne yapayım… Bunlar bir mesajlaşmalar, bir kıpraşmalar filan, neyse fazla uzamadan güya toparladılar ama ben yazım ekibinin hayal dünyasının nerelere varabileceğini kestiremediğimden, gelecek bölümlerde bunlar ne yaşar ne yaşamaz bilemedim…Biz hazırlıklı olalım a dostlar.

    Nezahat’in Nezahat’liğini yapması gererkir, ne de olsa görümce… İyi mi kötü mü, nasıl olduğu belli olmayan tam ortacı tam politik tam görümce işte. Hasılı Türkan’a, ağabeyi muhtereme laf yetiştirmeden durmadı. İki de gönül kırdı, huzura erdi mi, erdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Canım Somer sen o arada evin geçimini sağlamak için inşaatlarda çalışmaya başla…

    Türkan kız bir restoranda işe başlar,

    Adnan, Sadık ile gelişmekte olan Müjgan davasının önünü keser,

    Rüçhan Kartal ile uzun uzadıya sohbet et, güya kaybettiği oğlunun izlerini sürer,

    Kartal oradan yine bir Yeşilçam repliği ile oyuna gir;” vazgeçtiğiniz oğlunuzun bir yerlerde üşüyebileceğini düşündünüz mü?”

    Dönüş, Serdar, Uzay üçlemesi ayrı sıkıntılar yaratır,

    Sevilay güya torun sevgisi ile yanar tutuşur, ayrı bir hikâye uydurur, torun ve gelinini dize getirmeye çalışır.

    Deli fişek Somer, delikanlı, yağız Anadolu genci duyarlılıklarıyla girdiği zırhı ile babacığını hapishaneden kurtarmaya and içer, Rüçhan’da Somer’den ‘git babanı kurtar oğul’ der.

    Somer’in kayıp danışmanın peşine düştüğü dakikalarda Dönüş babacığını Müjgan ile sarmaş dolaş görünce o da ayrı düşer. Adnan’ın çevresine gizli gizli dolanan Somer, yine bir kara kaplı defter buludur. Babasının adının karalandığını gören delikanlı bir hışımla bakar ve anlar yine deli bir durumun anası tarafından döndürüldüğünü. Canım Özer Efendi Bey ise yine dünyadan habersiz hapishane günlerini sürer. Ne zaman kurtulacağını hesap ede, takvimde günlerine çentik atar.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow