Arapça kökenli bir sözcük olan rızık, nimet ile eş anlamlıdır. Allah'ın yarattığı kullarına karşılıksız bir şekilde ihsan ettiği tüm nimetlere rızık denir. Bu kelime, özellikle Anadolu'da yemek ve azık manasında da kullanılır. Esma-i Hüsna'da yer alan isimlerden biri olan Basid, rızkı açan, bol bol veren, ihsan eden demektir. Kabid ise rızkı daraltan, yoklukla sınayan anlamına gelir.�

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Rızık İle İlgili Ayetler ve Mealleri

 1- Ve fi-s semai rizkukum ve ma tuadune 

 Rızkınız ve size vaad edilen her şey gökyüzündedir. 

 Bu ayet müfessirler tarafından farklı şekilde yorumlanmıştır. Bazı müfessirler, ayette bahsedilen rızkın yağmur ile birlikte büyüyen ekinler olduğunu söylerken, bazıları bu ayette cennetten bahsedildiğini dile getirmiştir. 

 2- Ma irudu minhum min rizkin ve ma uridu 

 Ben onlardan herhangi bir rızık istemiyorum, beni doyurmalarını da beklemiyorum. 

 İslam inancına göre rızkı veren Allah'tır. Bu nedenle "rızkı veren Huda'dır kula minnet eylemem" anlayışı yaygındır. Bir başkasına el açmak yerine sadece Allah'a dua edilmeli ve her ne isteniyorsa yalnızca ondan istenmelidir. 

 Kuran-ı Kerim'de Rızık Hakkındaki Tüm Ayetler

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

 1- Mülk Suresi / 21 

 Eğer Allah size rızık vermeyi keserse size kim rızık verebilir! Hayır, iş sandıkları gibi değil! Onlar kör bir inat uğruna hoşnutsuzluklarını dile getirip duruyorlar. 

 Yerin ve göğün sahibi Allah'tır. O her şeyi yoktan var etmiştir. Onun bir diğer adı da Perverdigar'dır. Farsça kökenli bir sözcük olan Perverdigar, yarattıklarını besleyen, onlara rızıklarını veren demektir. 

 2- Nahl Suresi / 114

 Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden helal ve temiz olanlarını yiyin. Sadece Allah'a kulluk ediyorsanız, yalnızca O'na ve verdiği nimetlere şükredin. 

 Kafirler ve müşrikler, çalışıp da kazandıkları şeylerin, sadece kendi emeklerinin karşılığı olduğunu düşünürler. Oysa bir mümin, rızkı verenin yalnızca Allah olduğunu bilir. Bu nedenle kafirler, kazandıkları için kendileriyle övünürlerken, mümin kullar kendilerini sonsuz lütuflarıyla ödüllendiren Allah'a şükrederler. 

 3- Sebe Suresi / 39 

 Hiç şüphe yok ki, Allah rızkı dilediğine genişletir. Kim kendi malından infak ederse, yerine bir başkasını koyar. 

 Takva sahibi olan kullar için sadaka ve zekat vermek, sahip olunan şeylerin azalması değil, bilakis artması demektir. Çünkü iman sahipleri, her şeyin mutlak sahibinin Allah olduğunu bilirler. Bu nedenle başka bir ayette bildirildiği üzere ihtiyacından fazlasını infak ederler yani zekat olarak verirler. Allah zekat olarak verilen paranın ve malın daha fazlasını mümin kullarına geri verir.