hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Diz kireçlenmesi için kök hücre tedavisi

    Diz kireçlenmesi için kök hücre tedavisi
    expand
    KAYNAKİHA

    Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Ali Öztürk, diz kireçlenmesinde ameliyatsız yöntemler denenmesine rağmen sonuç alınamayan bazı hastalarda kök hücre tedavisinin gündeme gelebildiğini söyledi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dr. Öztürk, yaptığı açıklamada, kireçlenme sorununun, en sık kullanılan eklemler olan diz, bilek ve parmak eklemlerinde daha çok görülmekle beraber esasen vücudumuzda eklem bulunan her noktada meydana gelebildiğini ifade etti. Öztürk bu duruma, fazla kilo, eklem bölgesini etkileyen yaralanmalar, kastaki zayıflıklar veya romatizmal hastalıklar gibi pek çok farklı etken yol açtığını belirterek, “Eklemlerde bulunan kıkırdakların zamanla aşınması nedeniyle oluşan kireçlenme en yaygın görülen diz ağrısı nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu tür yakınmaları olan ve ameliyatsız yöntemlerin denenmesine rağmen sonuç alınamamış bazı hasta grupları için kök hücre tedavisinin gündeme gelebiliyor” dedi.

    Hareket kaybına yol açabiliyor

    Kıkırdağın, normal eklemlerdeki kemiklerin yüzeylerini örten ve destekleyen sert, kauçuk benzeri kaygan yapıda bir doku olduğunu ifade eden Dr. Öztürk, “Ana işlevleri, eklemlerdeki sürtünmeyi azaltmak ve bir yastık görevi görmek olarak tanımlanabilir. İleri vakalarda bu bölgelerdeki kıkırdakların zamanla aşınması sonucu kemiklerin birbirine sürtünmesi kimi zaman ağrıdan öte hareket kaybına bile neden olabilmektedir” diye konuştu.

    İyileşmeyi hızlandırıyor

    Kök hücrelerin insan dokusunun temel yapı taşları olduğunu ve vücuttaki dokuları tamir etme, yeniden inşa etme ve gençleştirme yeteneklerine sahip olduklarını anlatan Dr. Öztürk, “Bir hastalık ya da sakatlık söz konusu olduğunda, kök hücreler vücudun içinden gelen belirli sinyallere tepki verirler ve onarım için gerekli özel hücrelere dönüşerek iyileşme sürecini kolaylaştırırlar” dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hasarlı dokuları onarıyor

    Kök hücre tedavisindeki amacın kıkırdak oluşturmak için alınan kişinin kendi kök hücrelerini eklem içine geri enjekte etmek olduğunu söyleyen Dr. Öztürk, şöyle devam etti:

    “Kök hücreler hasarlı dokulara geçerek kıkırdak oluşturma yeteneğine sahiptirler. Ayrıca eklem bölgesindeki kireçlenme ağrısı ve şişlik tedavisine yardımcı olabilecek iyileştirici, doğal bir antibiyotik etki de gösterirler. Diz ekleminin kök hücre tedavisinde genellikle tedavi gören kişiden alınan kendi yetişkin yağ hücresi türevi kök hücreleri kullanılıyor. Diğer kök hücre kaynakları ise kemik iliği ve kişinin vücudunda dolaşımda bulunan kan oluyor. Uygulama esnasında kök hücrelerin onarım gerektiren alana doğrudan (eklem içine veya ilgili bölgeye) enjekte ediliyor. Kireçlenme, menüsküs yırtığı ve bağ rahatsızlıkları bu şekilde tedavi ediliyor.”

    Hasta aynı gün taburcu oluyor

    Kök hücre tedavisinin ameliyathane şartlarında ve steril koşullar altında yapılması gerektiğini anlatan Dr. Öztürk, “Karın bölgesindeki cilt altı yağ dokusunun enjektörle çekilip buradaki kök hücrelerin ayrıştırılarak tekrar eklem içine enjekte edilmesi 1 saatten daha az sürer” diye konuştu. Dr. Öztürk, hastanın herhangi bir ağrı hissetmeyeceğini ve aynı gün hastaneden taburcu edilebileceğini belirtiyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sonuçlar için beklemek gerekiyor

    Her durum ve hasta benzersiz olduğundan, hangi sonuçların elde edileceğine ya da ne kadar hızlı gözlemleneceğine dair bir garanti verilemeyeceğini vurgulayan Dr. Öztürk, “Hasta geri bildirimlerine göre genellikle 1 ila 3 ay içerisinde sonuç alınır. Ancak sonuçları görmek bazen 6 ila 9 ay kadar da sürebilir” dedi.

    Bilinen tehlikesi bulunmuyor

    Dr. Öztürk, kök hücre tedavisinin bilinen yan etkilerinin hafif şişlik, hafif ateş, işlem yerinde kızarıklık, baş ağrısı veya mide bulantısı şeklinde olduğunu ifade ederek bu yan etkilerin de genellikle 24 saatten fazla sürmediğini ifade etti. Öztürk ayrıca, uzun vadeli olumsuz yan etkilerin veya başka risklerin araştırmacılar tarafından rapor edilmediğini de sözlerine ekledi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow