Çölyak ve beslenme! Dilara Koçak yazdı
Mayıs ayı, çölyak hastalığına dikkat çekmek ve farkındalığı artırmak için dünya çapında önemli bir ay. Çölyak; gluten adı verilen buğday, arpa ve çavdarda bulunan proteine karşı gelişen otoimmün bir rahatsızlık. Dünya genelinde her 100 kişiden yaklaşık 1’ini etkiliyor. Ne yazık ki çölyak hastalarının yaklaşık yüzde 60-70’inin tanı almamış durumda olduğu tahmin ediliyor. Yani hastalığın farkında olmadan yaşamaya devam ediyorlar.
Haberin Devamı
/

Amerikan Gastroenteroloji Derneği’nin verilerine göre çölyak, kadınlarda erkeklere göre yaklaşık iki kat daha sık görülüyor. Tanı genellikle çocukluk/ergenlik çağında konulsa da, yetişkinlikte ve hatta ileri yaşlarda da ortaya çıkabiliyor. Tanı alan bir birey için ömür boyu glutensiz beslenme tek etkili tedavi yöntemi. Glutensiz diyette doğru bilgi ve planlama ile sağlıklı bir yaşam sürmek mümkün. Dünya Çölyak Günü vesilesiyle gelin yeni gelişmeleri gözden geçirelim.
1- Yeni tedavi yöntemleri ufukta
/

Son yıllarda çölyak hastalığı tedavisinde umut veren gelişmeler yaşanıyor. Bugün hâlâ tek etkili yöntem ömür boyu glutensiz diyet olsa da, araştırmacılar yeni ilaçlar ve tedavi seçenekleri üzerinde çalışıyor. Örneğin, bağırsaklarda glutenin yol açtığı zararı engelleyen ZED1227 inhibitörü, klinik çalışmalarda umut vaat ediyor. Araştırmacılar bu yöntem ile ince bağırsakta gluten kaynaklı oluşacak olan mukozal yaralanmayı azaltmayı hedefliyor. Bağışıklık sistemini gluten karşısında yeniden eğitmeyi amaçlayan aşı çalışmaları da gündemde. mRNA aşıları da çölyak hastalığının tedavisinde potansiyel bir yöntem olarak araştırılıyor. Bu aşıların, bağışıklık sistemini gluten karşısında toleranslı hale getirmesi hedefleniyor. Ayrıca glutenin sindirimini kolaylaştıran enzim takviyeleri üzerine de araştırmalar sürüyor, özellikle Avrupa raflarında artış söz konusu. Elbette bu yöntemlerin henüz standart tedaviye dönüşmemiş olduğunu da belirtmekte fayda var.
Haberin Devamı
2- Her zaman sağlıklı değil
/

Son yıllarda glutensiz beslenme, sadece çölyak hastaları için değil, genel popülasyonda da popülerleşti.
/

Çölyak hastaları haricinde pek çok birey bu beslenme modelini benimseyebilir. Peki herkes glutensiz mi beslenmeli? Cevap, hayır. Çölyak ve gluten hassasiyeti gibi özel beslenme gerektiren bağırsak hastalıklarında glutensiz beslenmenin uygulanması şart. Fakat dengeli beslenen ve problemi olmayan bireylerin kilo vermek uğruna glutensiz beslenmesi gerekmiyor. Yapılan araştırmalar, glutensiz ürünlerin genellikle daha yüksek şeker ve doymuş yağ içerebileceğini, daha düşük lif ve mikrobesin (örneğin demir, B vitamini) içerebileceğini belirtiyor. Bu nedenle çölyak hastaları için önemli olan, sadece glutensiz etiketine güvenmek değil, besleyici değeri yüksek, dengeli bir diyet planlamak.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
3- Lif eksikliklerine dikkat
/

Glutensiz diyette en sık karşılaşılan sorunlardan biri lif eksikliği. Çünkü buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllar beslenme planından çıkarıldığında doğal lif kaynakları da azalıyor. Çözüm ise hiç zor değil. Tabağınızı renklendirmek. Karabuğday, pirinç, mercimek, fasulye, patates gibi alternatiflerin gluten içermediğini de belirtmek istiyorum. Bu tahıllar, baklagiller, sebzeler ve meyveler sofralarda mutlaka yer almalı.
/

Beslenmede lif ve prebiyotik kaynaklarının azalması, bağırsak mikrobiyotasını da olumsuz yönde etkileyebiliyor. Fermente gıdalar ve prebiyotik liflerin diyete eklenmesinin bağırsak sağlığını güçlendirmek için en etkili adımlardan biri olduğunu hatırlayın. Ev yapımı yoğurt, kefir, turşu, kombucha, filizlendirilmiş fermente baklagil gibi alternatifler ile probiyotik kapasiteyi destekleyebilir, yulaf (glutensiz sertifikalı), muz, kuşkonmaz, soğan gibi prebiyotik alternatiflerle ise bu yararlı bakterileri besleyebilirsiniz.Ayrıca çalışmalar B vitamini, folat, demir ve çinko eksikliklerinin de bu bireylerde sık görüldüğünü belirtiyor. Bu nedenle yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, yağlı tohumlar gibi besinler mutlaka sofranızda yerini alsın.