Görünmeyen salgın: Sosyal medya hasta ediyor... Fiziksel, duygusal, zihinsel etkilerine inanamayacaksınız
Hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen sosyal medya, artık bir alışkanlıktan ziyade bağımlılık haline gelmiş durumda. Peki uzun süre telefonda vakit geçirmek sağlığı nasıl etkiliyor. Buğra Adil Buyrukçu yazdı...





Birçok kişinin gece yatağa uzandığında ilk işi eline telefonunu almak ve sosyal medyada gezinmek oluyor. Hatta telefon elinde uyuyakalanlar bile var. Ancak elinizde telefonla geçirdiğiniz her anın, uyku kalitenizi düşürdüğünü unutmamalısınız. Çünkü mavi ışık, melatonin üretimini baskılayarak, uykuya dalma sürecinizi geciktiriyor. Sürekli gelen bildirim sesleri, “bir göz atayım” diyerek geçirilen dakikalar, sağlıklı bir uyku düzenini tamamen alt üst ediyor. Yeterince uyumayan bireylerde ise dikkat dağınıklığı, hafıza sorunları, duygu durum bozuklukları ve bağışıklık sistemi zayıflığı gibi pek çok sorun ortaya çıkabiliyor. Genç yaşta düzensiz uyku alışkanlığı edinmek ise uzun vadede ciddi sağlık problemlerine davetiye çıkarıyor.

Sosyal medyada geçirilen saatler, fiziksel aktivitenin yerini aldığı için de hareketsiz yaşam tarzını teşvik ettiğini de söyleyebiliriz. Artık insanlar, hava almak için dışarıya çıkıp yürümek yerine koltuklarında oturup, sosyal medyada zaman geçirir bir hale geldi. Ancak şunu unutmayın ki, uzun süre hareket etmeden oturmak; duruş bozuklukları, boyun ve bel ağrıları gibi ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor. Göz kuruluğu, baş ağrısı ise dijital ekranlara uzun süre bakmanın bedeli haline gelmiş durumda.
DİJİTAL DÜNYADA SAĞLIKLI KALMAK MÜMKÜN MÜ?
Dijital dünyadan tamamen uzaklaşmak elbette ki, gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Ancak sağlıklı bir denge kurmak mümkündür. Öncelikle, sosyal medya kullanımını sınırlamak için bilinçli farkındalık geliştirilmelidir. “Dijital detoks” kavramı bu bağlamda oldukça önemli. Haftada bir gün ya da belirli saatlerde sosyal medyadan uzak kalmak, zihni dinlendirmek için etkili olabilir. Ailelere ise büyük görev düşüyor. Anne ve babalar, evde bir “dijital kullanım kültürü” oluşturarak, çocuklarını koruyabilirler. Sosyal medya çağında yaşıyor olabiliriz ancak sağlığımızı dijital akışa teslim etmek zorunda değiliz. Bilinçli kullanımla, hem ekranla barış içinde olabilir hem de sağlıklı bir yaşam sürebiliriz.