Göz Kapağı Düşüklüğüne Yutma Güçlüğü, Nefes Darlığı Gibi Şikayetler Eşlik Ediyorsa Aman Dikkat!
Göz kapağı estetiklerine talep arttı. Uzmanlar göz kapağı düşüklüğüne bazı şikayetler eşlik ediyorsa sorunun nörolojik olabileceği yönünde uyarılarda bulundu. Peki göz kapağı düşüklüğü hangi hastalıkların belirtisi olabilir. İşte detaylar...
Haberin Devamı
/

Uzmanlar son yıllarda artan göz kapağı estetiklerine dikkat çekiyor. Prof. Dr. Hacer Durmuş Tekçe “Göz kapağı düşen herkes, çareyi cerrahi müdahalede arıyor. Oysa sorun nörolojik olabilir. Göz kapağı düşüklüğünün nedeni Miyastenia Gravis (MG) ise cerrahi müdahaleler kişinin durumunu daha da kötüleştirebilir” dedi.
/

Türk Nöroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hacer Durmuş Tekçe, Miyastenia Gravis (MG) farkındalık ayı kapsamında Hürriyet’ten Meltem Özgenç'e şunları söyledi: “Miyastenia Gravis (MG) nadir görülen bir otoimmün hastalıktır. Bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kendi kas-sinir kavşağına saldırması sonucu kas ile sinir arasındaki iletişim bozulur ve kaslarda güçsüzlük ortaya çıkar. Hastalığın en önemli özelliği, kas güçsüzlüğünün yoruldukça artması ve dinlenince kısmen düzelmesidir. Hastalar sabah saatlerinde kendilerini daha iyi hissederken, gün içinde şikâyetler artar.
Haberin Devamı
ÖNCE NÖROLOJİK KONTROL
/

MG genellikle göz kapağı düşüklüğü (ptozis) ve çift görme ile başlar. Zamanla yutma güçlüğü, nefes darlığı, kol ve bacaklarda güçsüzlük de görülebilir. Hastalığın belirtileri gün içinde dalgalanabilir. Bu özellikte nörolojik bulguları olan hastalarda mutlaka MG akla gelmelidir. Göz kapağı düşen hastalar, estetik kaygı ile önce cerrahi müdahale düşünüyorlar. Ancak nörolojik muayene yapılmadan uygulanacak bir cerrahi işlem, hem hastalığın tanısını geciktirebilir hem de klinik tabloyu ağırlaştırabilir.
/

Miyastenia Gravis, tedavi edilebilen bir hastalıktır. Ancak tedavi edilmediği takdirde yaşamı tehdit eden komplikasyonlara yol açabilir.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
ERKEN TANI ÖNEMLİ
/

MG, her hastada farklı şekilde seyrettiği için ‘kar tanesi hastalığı’ olarak da adlandırılır. Her hastaya özel tedavi planlanmalıdır. Ağır seyreden ve klasik tedavilere yanıt vermeyen hastalar için de yeni tedavi yöntemleri geliştiriliyor. Deneysel aşamada birçok başarılı çalışma yürütülüyor. Uluslararası bu çalışmaların önemli bir kısmını İstanbul Tıp Fakültesi’nde dünya ile eş zamanlı olarak yürütmekteyiz. Türk Nöroloji Derneği olarak, nadir hastalıkların bilinirliğinin artmasına büyük önem veriyoruz. Amacımız, hastalarımızın en erken dönemde en doğru tedaviye ulaşmasını sağlamaktır.”