Kanserde umut veren iki yeni alan: Alfa radyasyonu ve yapay zeka
Cerrahi onkoloji ve tümör immünolojisi konusunda çalışmalarıyla dünyadaki önemli bilim insanları arasında yer alan Prof. Dr. Dominik Ruettinger, Berlin'de düzenlenen uluslararası katılımlı basın toplantısı sonrası Demirören Haber Ajansı'nın sorularını yanıtladı.





Son yıllarda kanser tedavilerinde 'hedefli radyasyon' kavramının da öne çıktığına işaret eden Prof. Dr. Ruettinger, "Hedefe yönelik moleküle bağlı radyasyon diyebiliriz. Yani tümör hücrelerine özel radyasyon yayan ve bu hücreleri öldüren bir antikor. Temel prensip bu. Bu kategori içinde, alfa radyasyonunun özellikle umut verici olduğuna inanıyoruz. Alfa parçacıklarının bazı benzersiz özellikleri var. Enerji açısından zengindirler ve bu da onları oldukça güçlü kılar. Sağlıklı dokuya zarar vermemesi ise çok kısa bir mesafe kat edebilmelerinden kaynaklanır. Bu sınırlı aralık, tümör hücrelerini etkili bir şekilde öldürürken çevredeki sağlıklı dokunun korunmasını sağlar. Bu da kanserdeki hasarı en üst düzeye çıkarma ve normal hücrelere verilen zararı en aza indirme hedefimizle mükemmel bir şekilde uyumludur" diye konuştu.

Kanser tedavisinde aranan çözümlerin artık tümör hücrelerinin zayıflıklarını ve bağımlılıklarını belirlemek üzerine odaklandığını vurgulayan Prof. Dr. Ruettinger şunları söyledi:
"Geliştirdiğimiz herhangi bir ilaç, tümör hücresine etkili bir şekilde zarar vermeli. Bu etki de hastanın hastalık seyrini önemli ölçüde, olumlu yönde değiştirmeli. Yani hedef-hastalık bağlantısı. Bu nedenle, öncelikle başlangıçta tümör tipine veya tedavi yöntemine bakmıyoruz; yalnızca tümör hücresinin zayıflıklarını belirlemeye odaklanıyoruz. Bu yaklaşımı en titiz şekilde uygulayan kişinin sonunda başarılı olacağına inanıyorum. Şu anda bu alanda 9 adet Faz 1 programımız var ve bunlar küçük moleküller, antikorlar ve radyofarmasötikler dahil olmak üzere oldukça çeşitli."
'YAPAY ZEKA İLE TOMOGRAFİDEN MUTASYON TAHMİNİ MÜMKÜN'
Yapay zekanın da kanser tedavilerinde çok önemli bir oyun değiştirici olacağına vurgu yapan Prof. Dr. Ruettinger, sözlerini şöyle noktaladı: "Örneğin şu anda Bayer'de yapay zekayı içermeyen tek bir ilaç geliştirme programı yok. Karmaşık verileri işlemek, analiz etmek ve yorumlamak için makine öğrenimine ve yapay zeka tabanlı yaklaşımlara büyük ölçüde güveniyoruz. Örneğin, tümörlerden gelen temel genomik verileri analiz edebilir ve ardından bunları tedaviden sonraki hasta sonuçlarına bağlayabiliriz. Bu bağlantıları kurmak inanılmaz derecede önemlidir, ancak bazen zordur. Yapay zeka, bu ilişkileri daha net bir şekilde belirlememize önemli ölçüde yardımcı oluyor. Örneğin belirli akciğer kanseri mutasyonları için hedefli tedavileri düşünün. Uygun hastaları belirlemek zordur, çünkü moleküler profilleme her merkezde gerçekleştirilemeyebilir. Küçük bir çalışmada, belirli mutasyonları doğrudan BT (bilgisayarlı tomografi) tarama görüntülerinden tahmin edip edemeyeceğimizi araştırdık. İlginçtir ki, bunun gerçekten mümkün olduğu ortaya çıktı. Sadece bir BT taramasını inceleyerek; neredeyse her hasta için standart bir prosedür, artık belirli mutasyonlar için test edilmesi gereken hastaları belirleyebiliyoruz. Bu, tam olarak hedeflediğimiz türden pratik, yapay zeka destekli bir fayda."