Prostat kanserine dikkat! "Yaş ilerledikçe değil, ihmal ettikçe risk büyür"
Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Vehbi Kayra, prostat kanserinin erken dönemde tespit edildiğinde başarıyla tedavi edilebildiğini, aile öyküsü ve yaşın en önemli risk faktörleri arasında yer aldığını söyledi.
Haberin Devamı
/

Üroloji uzmanları, prostatı erkek üreme sistemi içerisinde önemli bir yer tutan ve idrar torbasının hemen çıkışında konumlanan bir organ olarak tanımlıyor. Hem cinsel sağlık hem de üreme sağlığı açısından önemli görevleri bulunan prostatın, yaşla birlikte iyi huylu ya da kötü huylu büyümeler göstererek erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biri olan prostat kanserine neden olabildiği belirtiyor.
/

Dr. Mehmet Vehbi Kayra, prostat kanserinin erken dönemde tespit edildiğinde başarıyla tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu, bu sebeple de toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini ve sessiz ilerleyen bir hastalık olduğu için düzenli kontrolün önemini vurguladı.
Haberin Devamı
AİLE ÖYKÜSÜ VE YAŞ, EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRLERİ ARASINDA
/

Dr. Kayra, “Prostat kanseri, özellikle 50 yaş üzerindeki erkeklerde görülme sıklığı artan ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen bir hastalık. 50 yaş üstü erkeklerin herhangi bir belirti olmasa dahi mutlaka bir defa üroloji uzmanına başvurmalarını öneriyoruz. Çünkü prostat kanseri uzun süre belirti vermeyebilir ve bu da tanının gecikmesine neden olabilir. Aile öyküsü, ihmal edilmemesi gereken çok önemli bir göstergedir. Eğer bir kişinin babasında veya erkek kardeşinde prostat kanseri öyküsü varsa, bu kişinin riski anlamlı düzeyde artar. Bu durumda, kontrollerin 50 yaşından önce, mümkünse 40 yaş itibarıyla başlamasını öneriyoruz. Bununla birlikte, bazı toplumlarda, örneğin Afrika kökenli erkeklerde prostat kanseri daha sık görülse de Türkiye’de bu tür genetik varyasyonlar çok belirgin bir risk faktörü değildir” dedi
TANI VE TEDAVİ SÜRECİNDE GÜNCEL YAKLAŞIMLAR
/

Prostat kanserinde tanı sürecinin genellikle PSA (Prostat Spesifik Antijen) adı verilen bir kan testiyle başladığını belirten Dr. Mehmet Vehbi Kayra şöyle konuştu:“Hastada şikayet olmasa bile PSA testi yapıyoruz. Eğer bu değer yüksekse, bu durumu dikkatle inceliyoruz ancak sadece bu testle tanı koymak mümkün değil. PSA yüksekliğinde bir sonraki adım prostat MR’ı çekmek oluyor. MR görüntülerinde şüpheli bulgular varsa, biyopsiyle tanı kesinleştiriliyor. Kanser erken evrede tespit edilirse ve henüz prostatın dışına taşmamışsa, hasta tamamen kür sağlanacak şekilde tedavi edilebilir. Ancak ilerlemiş vakalarda hastalık kemiğe ya da çevre dokulara yayılabilir. Hasta farklı tedavi seçenekleriyle yine hastalıktan kurtulabilir ama ilk evredeki kadar basit ve kolay olmaz. Erken evrede prostat kanseri genellikle cerrahi yöntemle tedavi edilir. Prostatın tamamen çıkarılması ve gerektiğinde lenf nodlarının alınmasıyla hastalarda yüksek oranlarda başarı sağlanır. Ancak kanser prostat kapsülünü aştıysa ya da çevre dokulara sıçradıysa, radyoterapiye ve eş zamanlı hormon tedavilerine başvuruyoruz. Özellikle testosteron hormonunun prostat kanseriyle ilişkisi nedeniyle, bu hormonun baskılanmasına yönelik tedaviler önem kazanıyor. İleri evrede prostat kanseri en sık kemiklere sıçrar. Bu durumda hastalara radyoterapi, hormon tedavileri, kemik koruyucu ilaçlar ve son dönemde geliştirilen akıllı ilaçlarla kombine tedaviler uygulanmaktadır."
Haberin Devamı
Haberin Devamı
SAĞLIKLI YAŞAM TARZI VE KORUYUCU ÖNLEMLER HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
/

Prostat kanserinden korunmanın tamamen mümkün olmadığını ancak riskin azaltılabileceğini vurgulayan Mehmet Vehbi Kayra; “Sağlıklı yaşam alışkanlıkları önemli. Antioksidan içeriği yüksek gıdalarla beslenmek, bol sebze-meyve tüketmek, işlenmiş ve paketli gıdalardan uzak durmak, sigara içmemek genel anlamda kanser riskini azaltan davranışlardır. Ancak en önemlisi, hiçbir belirti olmasa bile belli yaşlardan sonra düzenli kontrollerle hastalıkların önüne geçilmesidir. Prostat kanseri erken teşhisle tedavi edilebilen, geç kalındığında ise yaşam kalitesini düşüren bir hastalıktır. Yaş ilerledikçe değil, ihmal ettikçe risk büyür. Tüm erkeklerin bu konuda bilinçlenmesi, kendi sağlığı adına büyük bir adımdır” diye konuştu.